Yazı Detayı
18 Şubat 2023 - Cumartesi 09:27
 
Yaşarken Enkaz Haline Gelenleri Kim Kurtaracak?
Muhammet BİNİCİ
info@muhammetbinici.com.tr
 
 

Yaşarken Enkaz Haline Gelenleri Kim Kurtaracak?

Daha önce Whatsaap ekran görüntülerinin twitini attım. Bir eşcinsel deprem anındaki duygularını tüm Türkiye ile paylaşmıştı ve aynen şöyle idi;
 

 

Şimdi de yine yorum yapmadan, noktasına virgülüne dokunmadan terapide yazdıkları tüm okurlarımın dikkatine sunuyor ve soruyorum. Yaşarken en kaz haline gelenleri kim kurtaracak?

 

"Ülke olarak zor günler geçiriyoruz. Son birkaç yıldır yaşadıklarımız insan psikolojisini derinden sarstı. Dünya genelinde yaşanan Pandeminin yaralarını henüz sarmamışken , yeni bir yol ayrımından geçtik. Depremler Türkiye'nin yüzleşmekten korktuğu kendi iç gerçeğidir. Ülkemiz fay hatları üzerine kurulu ve bu fay hatları her dönemde aktif olduğunu defalarca bize hatırlatıyor. Bulunduğumuz coğrafya genç bir coğrafya,yani henüz oluşumunu tam olarak tamamlamamış dolayısıyla yer kabuğu kendi oluşumunu tamamlamaya devam etmektedir. Bu durum da bizi deprem ülkesi olduğumuz gerçeğine götürmektedir. 1999 yılında yaşadığımız Marmara depreminde yaşım çok küçüktü. O dönem bugünkü akıllı telefonlar; sosyal ağlar ve internet bu denli gelişmiş değildi. Sadece haberlerden takip edebiliyorduk. Manzara korkunçtu. Ölen binlerce insan, yıkılan evler ve insanların çaresizliği…


Ülkemiz o dönem yaşadığı o çok büyük deprem felaketinden sonra maalesef bundan bir ders alamadı. Ağladık, üzüldük, feryat ettik , acı çemberinden geçtik ama ibret alamadık; ders çıkaramadık. 


Depreme karşı hiçbir önlem alamadık. Konutları sağlam yapamadık veya yapmadık(!) Ölenlerin ardından bir süre sona her şey aynı rutinle devam etti. Aradan 24 yıl geçti bu kez daha büyük bir felakete şahit olduk. Uzmanlar Kahramanmaraş'ta çok büyük bir deprem beklendiğini defaatle vurgularken ; yetkililer ve halk olarak yine kendi bildiğimizi okuduk. Deprem geliyorum diye bağırdıkça bizler kulaklarımızı kapattık. Yüzümüzü başka yönlere çektik. Ülkemiz 06 Şubat 2023 gecesi saat 04.17 de kendi iç gerçeğiyle tekrar yüzleşti.  Bu sefer yaşadığımız deprem, Marmara depreminden bile çok  daha ağır hasarlar bıraktı. Bazı şehirlerimiz haritadan silindi. Tablo çok daha korkunçtu. Yıkılan evler , harap olan binalar, taş moloz yığınları ve insan manzaraları… Sizler de takip etmişsinizdir zaten. Bu manzarayı kelimelerle betimlemeye hiçbir şairin veya yazarın gücü yetmez. Bakınız şu gerçeğin farkında olmamız gerekiyor. Depremler birer doğa olayıdır. Tıpkı yağmurun yağması, kar yağışı veya rüzgarın esmesi gibi… Bizler yağmurlara , rüzgarlara ,kar yağışına vb. doğa olaylarına insanlık tarihi boyunca  önlem alıp  evlerimizi koruduğumuz gibi depreme karşı da aynı önlemleri alsaydık bugün bu kadar insan ölmezdi. Çocuklar enkaz altında kalmaz ve şehirlerimiz yerle bir olmazdı. Yani sözün özü uzmanların uyarılarını dikkate almayan toplum, bu manzarayı her daim görmeye mahkumdur.


Buraya kadar anlattıklarımı eminim hepiniz  zaten az çok biliyordunuz. Bunun bilincinde olan insanların sayısı yadsınamayacak derecededir.



ÜLKEMİZİN YÜZLEŞMEYE KORKTUĞU BİR BAŞKA TRAVMA DAHA VAR!



Sözü çok fazla uzatıp yazıyı sıkıcı hale getirmemek için asıl anlatmak istediğim konuya değinmek istiyorum.


En az deprem travması gibi yüzleşmeye korktuğumuz, görmezden geldiğimiz, kulaklarımızı tıkadığımız toplumsal bir travmamız daha var: Taciz/tecavüz gerçeği…
Konu ile ilgili yıllardır çalışmalar yapan, binlerce tecavüz/taciz mağdurunu dinleyip onların sesi olmaya çalışan Hüseyin Kaçın diyor ki:''Türkiye'nin asla yüzleşmediği-yüzleşemediği- yardım edemediği en büyük travmalarından biri de taciz ve tecavüz mağdurlarıdır.''


Kendim de bir tecavüz mağduru olarak bu konuya değinmek istedim. Türk toplumu deprem travması ile yüzleşemeyip gerekli önlemleri alamadığı gibi maalesef bu  konuyla da yüzleşemiyor. Tecavüz/ taciz gerçeği yüzleşemediği için gerekli önlemleri alamıyor. Bana göre ülkemizin en büyük travmalarından biri de budur!.. Toplum olarak
tecavüz mağdurlarına  ağlıyoruz, üzülüyoruz belki de feryat ediyoruz ama bu gerçeklerle yüzleşmeye korkuyoruz. Hep halı altına süpürüyoruz bu kirli gerçekleri…



TACİZ/TECAVÜZ MAĞDURLARININ BİR FOTOĞRAFI OLSAYDI...



7 yıl boyunca tecavüze maruz kalan biri olarak şunu söyleyebilirim: Bence taciz/tecavüz mağdurlarının ruhunun bir fotoğrafı olsaydı, o fotoğraf;deprem sonrası yerle bir olan enkaz haline gelen Kahramanmaraş ve Hatay olurdu.  Esasen ben yıllardır ruhumdaki enkazı düzeltmeye çalıştım, çırpındım durdum ama hasar öyle ağır ki neresinden tutsam elimde kalıyor.  Taciz /tecavüz bir çocuğun(kız veya erkek) cinsel kimliğinde şiddeti ölçülemeyecek kadar derin ve ağır hasar bırakan en büyük depremdir.  Bir taciz veya tecavüz  insan ruhunu paramparça ediyor. Değil 7.9 bana göre 17.9 şiddetinden bile daha fazla ağır hasar bırakıyor.  Cinsel kimlik allak bullak oluyor, görebileceği en ağır depremi görüyor. Bundan sonra toparlan bakalım toparlayabilirsen!  Bu durumu aşmak kaf dağını aşmaktan bile zor geliyor insana. Abarttığımı mı sanıyorsunuz? Hayır ,bilakis eksik bile söylüyorum. Kelimelerin gücü yetmiyor ruhumdaki depremi anlatmaya! Deprem bölgesinde her iki depremi de derinden yaşadım, iliklerime kadar hissettim. Gecenin o saatinde o korkunç anları kelimelerle anlatmaya gücüm yok. O an kesinlikle öleceğimi düşündüm. Buraya kadarmış, dedim.  Ama ölmedim bazen keşke ölseydim diyorum. Bu eşcinsellikle zaten yaşamıyorum ki, yaşayan bir ölüden farkım yok.  Derler ya :Bazen ruh bedenden önce ölür, gerçekten de öyle …Benim ruhum yıllar önce öldü. Şimdi  ruhumun enkazı altında yaşam mücadelesi veriyorum. Depremde enkaz altından kurtulanlar gibi ben de bir mucize bekliyorum


Ölmedim şükürler olsun, mademki ölmedim Allah'ım; o zaman iyileşmeme yardım et. Taciz /tecavüz mağdurlarının ruhları enkaz altında kendilerine uzanacak bir el bir ışık bekliyor.


Sonuç olarak Türkiye depremden sonra kendisi için en büyük travmalarından biri olan bu gerçekle yüzleşmelidir artık.  Toplum olarak ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bu konuda Lgbt sevicilerini değil çocuklarımızı kurtarmaya, korumaya çalışan kişileri dinlemelidir. Doğal afetlerden olan  bu büyük depremler belki 1o yılda bir belki de 20 yılda bir olmaya devam edecek ama bazı çocukların ruhundaki bu depremler neredeyse her gün devam edecek, buna dur demenin zamanı gelmedi mi?"

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-oysa-ulkeyi-yonetenlerin-hz-omer-olmasi-gerekmiyor-muydu-850.html


 

 

 
Etiketler: Yaşarken, Enkaz, Haline, Gelenleri, Kim, Kurtaracak?,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
10 Kasım 2024
Milli Güç Yolunda Eğitim: Aile ve Savunma Sanayii
20 Ekim 2024
Yapay zekâ ile yönlendirilen katliamlar
18 Ekim 2024
Genç avukatların sessiz çığlığı: İntiharın eşiğinden dönüş
01 Ekim 2024
Sosyal medya ve yalanlar: Yeni düzenlemelerle güvenli bir gelecek!
23 Eylül 2024
Sinyal savaşları: Çağrı cihazları ve telsiz patlamalarının gerçek sebepleri
22 Eylül 2024
Öngörünün Gücü ve Milli Teknoloji Hamlesi
21 Eylül 2024
Türkiye’nin vicdanını sarsan kayıp! Asıl soru: ‘Acı Son Narin’in mi?’ Yoksa Bizim mi?
04 Eylül 2024
Narin’i Konuşuyoruz, Peki Sessiz ve Gölgede Kalan Diğer 31 Çocuk?
25 Ağustos 2024
Karaburun’da Huzur ve Konfor ve Ege’nin Gizli Hazinesi
18 Ağustos 2024
Cancan ve Umudun Işığı
28 Temmuz 2024
“ÇANAKKALE” den Giremediler, “ÇANAK” tan Girdiler
18 Temmuz 2024
Vicdansızlığın Perdesi Aralanıyor!..
17 Temmuz 2024
Adaletin Çığlığı ve Vicdan Testi
15 Temmuz 2024
Evlilik ve Toplum, Tehditler ve Çözüm Önerileri
15 Temmuz 2024
15 Temmuz “Dört Vesayetin Sonu
12 Temmuz 2024
​Toplumsal Vicdanın Zaferi ve Görünmeyen Kahramanların Mücadelesi
30 Haziran 2024
Geliyor Gelmekte Olan!.. Biyolojik Terör Kapımızda!..
25 Haziran 2024
Eğitimin Pilotları: Geleceği İnşa Eden ve Zorluklara Göğüs Geren Öğretmenlerimiz
18 Haziran 2024
Okul Kıyafetleri ve Toplumsal Ayrışma! Kocaeli Olayının Düşündürdükleri!
11 Haziran 2024
Köpek lobisi ve toplum üzerindeki etkileri
19 Mayıs 2024
Algıların Köpek Dansı: Adalet ve Sorumluluk Arasındaki İnce Çizgi
01 Mayıs 2024
Çocuklar Neden Camiye Gitmek İstemiyor?
22 Nisan 2024
Yaşlıların Bir Araya Gelerek Ancak Bir Kirayı Ödeyebilmesi: Bir İroni mi, Yoksa Dram mı?
13 Nisan 2024
Bayramın Derin Anlamları ve Bir Ömre Sığdırılan Hasret
11 Nisan 2024
Dönüşüm rüzgarı: Bir halkın direnişi ve gelecek arayışı
05 Nisan 2024
Siyasi Liderlerin Eğitim ve Nitelik Seviyesinin Toplum Yönetimindeki Önemi
25 Mart 2024
Moskova'daki Terör Saldırısı ve Biyolojik Savaşın Gölgesinde Dünya: 4. Dünya Savaşı'nın Ayak İzleri
23 Mart 2024
Geleceğimizin Kıyameti “Asbest,” Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşümün Karanlık Yüzü
15 Mart 2024
Gökdelenlerin Gölgesindeki İroni: Depremler, Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşüm
03 Mart 2024
Zihinsel esaret: Afyonların ardındaki gerçek tehlike ve islami değerlere sadık kalma çağrısı
21 Şubat 2024
Görünmeyen Düşman: Kutuplaştırma ve İdeolojik Savaş
15 Şubat 2024
Dikey Yapılaşma ve Mahalle Kültürünün Erozyonu: Bir Hikâyenin Ardında Saklı Öğütler ve Tehlikeler
11 Şubat 2024
Alın Size Mektup!.. Alın Size Belge!.. İşte Danya’nın Mektubu Filistin’in ve Danya’nın Sessiz Çığlığı!..
21 Ocak 2024
TFF’nin Sponsorluk Skandalı, Futbolda Çizgi Aşımı ve Toplumsal Bilinç Uyarısı!..
15 Ocak 2024
Çifte Standartlar ve Sessiz Çığlık - Epstein Davası Üzerinden İslam Dünyasına Sesleniş
01 Ocak 2024
Süper Kupa Olayları ve Ardındaki Sorular - Türkiye Futbol Federasyonu, Protokol Detayları ve Toplumsal Dinamikler
31 Aralık 2023
Yılbaşı Kutlamalarının Dini Perspektiflere Göre Derinlemesine Analizi
24 Aralık 2023
Teğmen Krizi ve Askerlik Anlayışı: Geçmişten Günümüze Derin Bir Bakış
09 Aralık 2023
Balfour Deklarasyonu ile Başlayan Filistin'in Kırık Hikâyesi
07 Aralık 2023
Abdülhamit ve Herzl Penceresinden Yahudilerin Filistin Toprakları Üzerine Kirli Planı
19 Kasım 2023
II. Haçlı Seferi, Anadolu Selçuklu Direnci, Haşhaşilerin Kiralık Savaşı, Papa'nın Kaygıları ve Nûreddin Mahmud Zengî'nin Zaferi
01 Mart 2023
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA DOLAŞAN DEPREM YALANLARI
02 Ekim 2022
Oysa ülkeyi yönetenlerin Hz. Ömer olması gerekmiyor muydu?
10 Haziran 2022
BATI ile yatıp, BATIL ile kalkmak: KURAN-I KERİM’E TEKME ATMAK!..
02 Mayıs 2022
Ramazan Ayında Şehvetin Azması (!)
30 Nisan 2022
GELENEKSEL TABİR İLE “İB..LİK” VE FUHŞİYAT NASIL MEŞRULAŞTIRILIR?
22 Nisan 2022
Metropolden Köye, Köyden Mezraya
20 Nisan 2022
MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA
22 Mart 2022
Madenlerimiz Yeni Teknolojilerin Hammaddesi & Bizi Bekleyen Tehlikeler
10 Mart 2022
DİLİPAK, MAHKEMEDEKİ SAVUNMASINDA “ASLINDA SAVUNDUĞUM KİŞİLER TARAFINDAN SUÇLANDIM.”
04 Şubat 2022
METAVERSE (SANAL GERÇEKLİK)
30 Ocak 2022
KÜRESEL SALGIN İNSANLIĞI ÇARESİZLİĞE SÜRÜKLÜYOR!..
23 Ocak 2022
YAHUDİLİĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
16 Ocak 2022
Eşcinseller Neden 20 Yıl Daha Az Yaşıyor!..
05 Ocak 2022
9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ'NDE İSLAMİ EĞİTİM
29 Ağustos 2021
Göç ve Göçmen Meselesi
20 Ağustos 2021
1 Teklifim Var!.. Hem 500 Kat Fazla Verim Elde Edelim! Hem de Ormanlarımız Geri Gelsin!
14 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -2-
13 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -1-
01 Temmuz 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -IV-
27 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -III-
26 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -II-
21 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -I-
28 Mayıs 2021
Filistin Meselesi ve Tarihten Günümüze Yahudiler!.
26 Mart 2021
Tek Kuşak Tek Yol Projesi ve Çin Hegemonyası
14 Mart 2021
Hayvanlar Alemine Dönüş
11 Şubat 2021
Tehlike'nin Farkında mısınız? Dünyada - Türkiye'de ETCEP Uygulaması ve Topluma Yansıması
21 Ocak 2021
Şimdi Dünyayı Ne Bekliyor?
15 Ocak 2021
Kurtuluşa Giden Yolculuk BENİM AİLEM -1-
19 Aralık 2020
Benim Ailem
16 Aralık 2020
Küresel Soykırım
10 Ekim 2020
Dil (Ses) Eğitimi
12 Temmuz 2020
Tarihsel ve Stratejik Anlamda İstanbul’un Girit ve Diğer Depremlerle Bağlantısı - Büyük İstanbul Depremi
09 Temmuz 2020
Dikkat!.. Yeni Tehlikenin Adı Mavi Bebek (Blue Baby)
08 Temmuz 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Muhammet Binici Kimdir?
Haber Yazılımı