|
||
NAFAKA UYGULAMASI VE SONUÇLARI | ||
Ramazan Tan | ||
NAFAKA UYGULAMASI VE SONUÇLARI Küresel sermayenin nüfus azaltma projelerinin başında ailenin bitirilmesi vardır. Bu amaçla evliliği zorlaştırmak ve evlilik dışı yaşamı kolaylaştırmak ve özendirecek her türlü kanunu yaptıkları gibi medya vasıtası ile evlilik dışı hayatı cazip gösterdiler. Evlilik ve aileleri bitirmek için yapılan uygulamalardan biri ve en etkili olanı da nafaka uygulaması oldu. Nafaka uygulaması ile kadınlar boşanmaya teşvik edilmiş oldu. Boşanma sonrası rahat bir yaşam yaşayacaklarına ve eski eşlerinden böylece intikam alacaklarına dair kanaat oluşturuldu. Kadın için evliliği teşvik edici olan başlık parası benzeri uygulamalar kaldırıldı ancak süresiz nafaka getirildi. Böylece kadını evlenme isteği azaltılırken boşanma cesareti artırıldı. Eski eşten nafaka sağlayan kadın boşanmaya babası ve erkek kardeşlerinden nafaka talep eden kadın ise evliliğe yanaşacağı için TMK Madde 364- “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Yargı sektörü tarafından uygulanmadı. Boşanan kadın nafakası kaldırılmasın diye boşanan erkek de nafaka ödediği için geçim derdi ile evlenemez oldu. Evlenemeyen kişiler ise zina işlemek durumunda kaldılar. Zinanın önü de 2004 de yapılan yeni Türk Medeni Kanunu ile açılmıştı zaten. Evlilik içinde yaşanması gereken cinsellik ise evlilik dışı sağlanınca çocuksuz bir cinsel ihtiyacı karşılayan toplum yaratıldı. Zina yolu ile Allah’ın emirlerini çiğnemeye alışan toplum diğer günahları ise küçük görerek onları da daha kolay işler hale geldi. Bu ise dünyaya ve seküler yaşama olan talebi artırdı. Ülke içinde düzensizliği getirdi. “Nasıl ki süt ve yoğurt bozulsalar yine yenilebilir. Yağ bozulsa yenilmez, bazen zehir gibi olur.”(BSN). İslam toplumu da bozulunca batı toplumlarından daha da kötü bir hal aldı. Evli iken kocanın eline bakma çalış diyen ve böylece küresel sermayenin ve patronların kucağına kadınları iten feminist dernekler aynı kadına evlilik sonrası eski kocanın parasını almanın hak olduğunu kocalık görevi olduğunu söylerken erkeğin eski karısından kadınlık beklemesini ise sapıklık olarak ifade ettiler. Bir erkeğin eski karısından kadınlık beklemesi ne kadar sapıklık ise boşanmış bir kadının eski eşinden hala kocalık ve nafaka beklemesi o kadar sapıklıktır. Bu sapıklığın kanunla yapılması onu sapıklık olmaktan çıkarmadığı gibi haklı ya da hukuki de yapmaz. Kısacası nafaka avukatlar, milletvekilleri, kadınlar ve yargı sektörü eli ile erkeklerin kanunla soyulması uygulaması oldu. Çoğunluğun isteği ile azınlığın hakkı kanun ile gasp edildi. Nafaka uygulaması ile karşı karşıya kalan erkekler ise çalışan kadınlar ile evlenmek istediler. Ev hanımı olmak isteyen, fıtratının çalışma ortamına müsait olmadığını düşünen kadınlar evlilik için tercih edilmez oldular. Kazancı için evlenildiğini hisseden kadınlar eşlerine karşı kin ve nefret duymaya başladılar. Ben kazanıyorsam ailenin reisi de ben olurum fikrine sahip oldular müesses nizam bunu kanunlar ve yargı eli ile destekledi. Hem ailede hem çocuklar üzerinde kadının mutlak hâkimiyeti kuruldu. İdareci vasfı yaradılışı ile uyuşmayan kadın ise bu idare işini yapamadığı gibi ailede olan sorunları hala erkek reismiş gibi faturayı ona kesti. Hani araç süren bir kadının eşine frene bas dediği gibi bir karikatürü gerçek dünya da yaşadık. Kadın kendi sürdüğü arabayı kendi çarptığı halde faturayı eşine kesti ve başka bir araçta mutluluğu aramak için başka bir evliliğe ya da cazip kılınan dul hayata yelken açtı. Bir kısım kadın ise ben çalışacaksam neden evleneyim diyerek yalnızlık yolunu seçti. Devletin işi kadına ancak aile bakım sorumluluğunu erkeğe vermesi neticesinde ise erkekler parasızlıktan, kadınlar da parası olduğu için evlenmez hale geldi. Nitekim sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN bir konuşmasında Türkiye’de yalnızlığın 16 olduğunu bunların zengin olanların kadın fakir olanların erkek olduğunu ifade etti. Yani kadın parayı bulursa boşanır erkek parayı bulursa evlenir gerçeğini gören feministler kadına parayı erkeğe ise parasızlığı yaşatmak sureti ile evlilik müessesesini yıktılar. Bu amaç için ise sözde dindar kadınları kullandılar. Tarlanın taşı ile tarlanın kuşunu vurdurdular. Gelinen son durumda erkekler nafaka korkusu ile kadınlar da erkekler cani dolduruşu ve benimle param için evleniyor zihniyeti ile evlilikten korkar oldu. Evlilik oranları iyice geriledi, boşanma oranları yüzde 50’lere kadar dayandı. Birbirine düşman edilen kadın erkek için mücadeleyi kazanmak için para sahibi olmanın şart olduğu fikri ile yüklendiler. Para için ise paranın sahibi küresel sermayenin isteklerinin yapılması gerekmekteydi. Şimdi herkes karşı cins ile mücadele için esas düşmanı şeytani düzenin parasının peşinde onların arzularını yerine getiriyor. Tıpkı İran-Irak savaşı gibi, tıpkı mezhep çatışmaları gibi süreçte yok olan Türk-Müslüman milletler kazanan ise küresel sermaye oldu. |
||
Etiketler: NAFAKA, UYGULAMASI, VE, SONUÇLARI, |
|