|
||
BATI ile yatıp, BATIL ile kalkmak: KURAN-I KERİM’E TEKME ATMAK!.. | ||
Muhammet BİNİCİ | ||
info@muhammetbinici.com.tr | ||
BATI ile yatıp, BATIL ile kalkmak: KURAN-I KERİM’E TEKME ATMAK!.. Yıllardır kapı kapı dolaşıp “çocuklarımızı tehlikelerden nasıl kurtarırız onları geleceğe nasıl taşırız” diye gece gündüzümüzü bu yola vakfediyoruz da sonuçta ne oluyor!. Her okulda çocuklarımız gözyaşları ile etrafımıza toplanıyor “ne olur hocam bu tehlikelerden bizi kurtarın kardeşlerimizi kurtarın” diyor.. Yavrularımızı öğretmenlerimizle birlikte güçlükle sakinleştiriyoruz. Daha geçtiğimiz Çarşamba 10 yaşında bir kızımız konferans sonrası 4-5 yaşındaki kardeşinin oynadığı oyunu gözyaşları ile anlattı. Oyunda 1 kız çocuğu kaçırılıyor. Burada satırlara dökemeyeceğim şekilde oyuncunun kötü emellerine maruz kalıyor. 4-5 yaşındaki çocuğun beynine bu kötülük, bu tür oyunlarla çizgi filmlerle yükleniyor. Sonra kalkıp “bebek sahilinde, Ümraniye’de Eskişehir’de ne oluyor” deniyor. Şimdi de Antalya Serik’te bir evladımız, Kuran-ı Kerim’e uçan tekme attığında, daha önce 3 maymunu oynayanlar “bu işin sonu nereye gidecek çocuklarımızı nasıl kurtaracağız” diye hayıflanıyor. Sonuç bir tarafa.. biz bu konuda görevimizi yaptık mı, bu sonucu hazırlayan sürece ilişkin sorumluluklarımızı yerine getirdik mi? Hayır! O zaman!?
Yine geçtiğimiz gün, çevrede küf, rutubet ve tarif edemeyeceğim farklı bir koku içinden geçerek Yenikapı’dan Mecidiyeköy’e gitmek üzere Yenikapı-Hacıosman metrosuna bindim. Son zamanlarda kapalı ve insan yoğunluğu yüksek ortamlarda ağır, rahatsız edici bir koku var. Metroya bindiğimde ilk gözüme çarpan ağırlıklı olarak hanım kardeşlerimizin kıyafetlerinin müstehcenliği, açık seçik kıyafetlerin altından görünen ve hiçbir bir şeye benzemeyen acayip acayip döğmeleri, toplum içindeki rahatlıkları ve ahlakı genişlikleri ile birçok ailenin yatak odasında dahi melekleri utandıracak cinsten olması idi. Sahi milletimize tüm mahremini ortaya saçacak ve vücudunun yüzde 90’nını teşhir edecek şekilde bu tür giyinmeyi kim öğretti? Gençlerle muhabbetti biraz ilerlettikten sonra neden bu şekilde hareket ettiklerini anlamam uzun sürmüyor. Gençler “TikTok’cu gençler” TikTok’a video çekiyor paylaşımda bulunuyor ve para kazanıyorlar. Bunu kendilerine iş edinmişler. Uygun “enstantene avı” peşindeler yani anlayacağınız. Antalya Serik’te yaşanan son olayda, bir öğrenci “bir Kitab”ı havaya atıyor, diğer öğrenci bu Kitab’a uçan tekme atıyor. “Kitap” ve öğrenci aynı anda yere düşüyor, olayı kayda alan diğer öğrenci elindeki telefon kamerası ile “bu Kitab”a “zoom” yapıyor, biz yerdeki kitabın işte o an “Kuran-ı Kerim” olduğunu öğreniyoruz. Hani şu abdestsiz dokunmadığımız, öpüp başımıza koyup sonra duvara astığımız, içindeki yazılanlardan pek de haberimiz olmayan bir kitap var ya, ondan söz ediyoruz. Akif’in dediği gibi;
Peki, bu öğrencilerin kitabı zoom’lama maksadı ne olabilir? Sosyal medya platformları (TikTok, İnstagram, Azar vb.) paylaşım sitelerinde çok izlenerek beğeni kazanmak, çok daha fazla tıklanmak, öne çıkmak istiyor olabilirler miydi acaba!. Şu kadar sevaba kazanmak değil, şu kadar tıklanma ve bir o kadar para.. Gençlerimiz ahiretin cenneti yerine bu dünyanın eğlencesini seçiyor olmasınlar sakın.
Gelen tepkiler sonrası Serik'te Kur'an' Kerim'e uçan tekme atan öğrenci bir video yayınladı. Videosunda; “Selamünaleyküm Müslüman kardeşlerim." diyerek sözlerine başlayan lise öğrencisi, sosyal medyada yayınlanan ve Kur'an-ı Kerim'e hakaret içeren görüntünün futbol heveslisi olması sebebiyle çıktığını, bir arkadaşının kendisine kitabı attığında refleks olarak tekme attığını yeminler eşliğinde iddia etti. Türkiye'nin tansiyonunu yükselten lise öğrencisi, "Yemin ederim ki Kur'an-ı Kerim olduğunu bilmeyerekten istek dışı vurdum. Yaptığımdan aşırı pişmanım ve çok üzgünüm. Herkesten özür diliyorum.” ifadelerini kullandı kullanmasına ama bu olay müslüman devletler arasında dünyada ilkkez Türkiye'de kayıtlara geçmiş oldu. Ne vahim bir olay öyle değil mi? Yıllar geçse de Müslüman bir ülkede Kur'an'ı Kerim'e tekme hadisesinin izi, acısı yüreklerden hiç silinmeyecek.
Bizim İslam ahlakı’nda “zenginlik” ve “şöhret”, her zaman, her hal ve şart altında bir fazilet değildir. Her şeyin hayırlısını Allah’tan istemek bir fazilettir. Hatta büyüklerimizin yaptığı dualarda “şöhrettin afetinden, kibrin fitnesinden, fakirliğin rezaletinden zenginliğin azgınlığından Allah’a sığınırım” diye dua ederiz. Kimler, bu gençlere, paylaşımla öne çıkıp beğeni toplayıp “tık”landığı kadar şöhret olmanın iyi bir şey olduğunu aşıladı!? Bu gençlerden kaçta kaçı bu anlamda “Tekasür suresi”ni okudu, anladı ve üzerinde düşündü acaba. Ya da mal mülk, makam peşinde koşan babaları bunu yaptı mı ki! Türkiye’de, 1. Dünya savaşı sonrası Osmanlının yıkılmasına sebep olan İttihat-Terakkinin askeri kanadı yerine, Cumhuriyet döneminde aynı partinin siyasi kanadı göreve geldi. 2. dünya savaşı sonrası Cumhuriyet’in Demokrasi ile yumuşatılması gündeme geldi. DP böyle kuruldu. Kurulan sol ve komünist hareketler kendilerini çağdaş bilimsel ve ilerici olarak tanıtıyorlardı. Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak yani Çağdaşlaşma hareketi hala devam ediyor. BÇG, ÇYDD bunlar aslında aynı şarkıyı söylüyorlar. 60 sonrası karma ekonomi, 80 sonrası liberalizm, 90 sonrası soğuk savaş bitince yenidünya düzeni arayışı, ılımlı İslam, BOP derken bugünlere geldik. Ne sağcıyız, ne solcu bugün, futbolcuyuz. Oysa 60 sonrası tek sloganımız vardı: “Ne sağdayız ne solda hak yoldayız hak yolda / Kör dünyanın göbeğine hak yol İslam yazacağız.”
|
||
Etiketler: BATI, ile, yatıp,, BATIL, ile, kalkmak:, KURAN-I, KERİM’E, TEKME, ATMAK!.., |
|