Yazı Detayı
09 Temmuz 2020 - Perşembe 02:31
 
Dikkat!.. Yeni Tehlikenin Adı Mavi Bebek (Blue Baby)
Muhammet BİNİCİ
info@muhammetbinici.com.tr
 
 

MAVİ BEBEK (BLUE BABY)

 

Yazılarımızda, konferanslarımızda, televizyon programlarımızda kısaca her fırsatta bu oyunların ismi şimdilik Mavi Balina, (Blue Whale) Momo, Mariam demiştik ama şimdilik. Sonra, çocuklarımızı kıymetlilerimizi elimizden almak, bizden koparmak için; renk değiştirecek, isim değiştirecek ve kilometrelerce uzaktan böylece üzerimize geleceklerini ifade etmiştik. Kapalı kapılar ardında çocuklarımızı sanal dünya ile baş başa bırakmamamız, onlarla kaliteli zaman geçirerek arkadaş olmamız gerektiğine de vurgu yapmıştık. Neden anlatıyorum bunları?  

Bu günlerde tehlikenin yeni ismi Blue Baby yani Mavi Bebek. Tıpkı Mavi Balina, Momo, Mariam gibi;

Bu defa Mavi Balinanın mavisini aldılar. BalinaBu defa Mavi Balinanın mavisini aldılar. Balina yerine ise bebek gibi sevimli bir isim geldi ama amaç aynı. Onların tabiri ile Dünya’daki aptal diye tanımladıkları insan nüfusunu en aza indirmenin başka bir yolu ve sinsice haince karanlık kalplerindeki zehri yaymanın başka adı bu. Blue Baby (Mavi Bebek). yerine ise bebek gibi sevimli bir isim geldi ama amaç aynı. Onların tabiri ile Dünya’daki aptal diye tanımladıkları insan nüfusunu en aza indirmenin başka bir yolu ve sinsice haince karanlık kalplerindeki zehri yaymanın başka adı bu. Blue Baby (Mavi Bebek).

Amaç aynı; kötü niyetli talimatlarla çocukları yönlendirmek, psikolojisini bozup köleleştirerek edilgen hale getirip, son noktada, intihara sürükleyen bir emir vererek ortadan kaldırmanın diğer ismi Blue Baby (Mavi Bebek)

Peki, nasıl bir oyun bu? Çocuklarımızı bu oyundan nasıl uzak tutacağız onları bu oyundan nasıl koruyacağız?

Öncelikle oyunun özelliklerinden kısaca bahsedelim: Aslında oyun demeye bin şahit gerek. Şuna oyun demeyelim, “ölümle dans”, “ölüme meydan okuma”,  “insanın zihniyet dünyasındaki ebediyet hissini yanlış yönde kullanarak, intiharı özendirme” diyelim.

Mavi Bebek (Blue Baby) çocukların banyoda oynadığı garip bir oyun. Şehir efsanesi de diyebiliriz.

Eğer talimat vericilerin dediklerini yaparsanız, kollarınızda hayalet bebeğin görüneceği söyleniyor.

Aslında oyun, bir şehir efsanesi olan Bloody Mary efsanesi ile ilgili…

Mavi Bebek (Blue Baby) oyununu oynamak için oyuncudan kendi başına banyoya ya da tuvalete gitmesi, ışıkları kapatması ve kapıyı kilitlemesi isteniyor (oyunun kuralı bu). Sonra aynaya bakarak kollarını, kucağında bir bebek varmışçasına sallaması, sallarken de 13 kez Mavi Bebek (Blue Baby) sözlerinin tekrar edilmesi isteniyor. Eğer oyuncu ritüeli doğru yaparsa. Aniden kollarında görünmez bir bebeğin ağırlığını, büyüdükçe büyüdüğünü ve kötü bebeğin kollarını kaşıdığını hissedeceği telkini veriliyor. Bundan sonra. Oyuncu bebek çok ağır bir hale gelmeden önce, görünmez bebeği hızlı bir şekilde banyoda yıkayıp dışarı çıkması isteniyor. Eğer oyuncu bu işleri yeterince hızlı yapamaz ise aynada iğrenç bir kadın belireceği, aynanın camını kıracak şiddette çığlık atarak hala bebeği oyuncu elinde tutuyorsa oyuncuyu öldüreceği körpecik beyinlere çocuklarımızın zihinlerine kazınıyor.

Evet, işte böyle çocuklarımızın zihnini kodlamak için artık bu oyunlarla geliyorlar.

Bazıları aynadaki kadının Kanlı Mary olduğuna inanıyormuş. Kanlı Mary bir aynayı parçalayıp cam parçalarından birini alarak sözüm ona kendi çocuğunu böyle öldürmüş.

Hatta oyuna gerçeklik kazandırmak çocuklarımızın düşünme yetisini yok etmek için bir grubun bunu denediğini, banyoya giren Laura adlı kızın talimatları zamanında yapamadığı için aynada bir kadın belirerek onu öldürdüğünü, kapıyı açmak istediklerinde kapının kilitli olduğunu, bir arkadaşlarının yardımıyla kapıyı açtıklarında banyo zemininde Laura’nın cansız bedenini gördükleri yalanını anlatmaktan da geri durmuyorlar.

Bu oyunda uygulanan temel psikolojik kural şudur: Hayal ettiğiniz şeye inanıyorsanız, inandırılıyorsanız, o gerçeğin ta kendisidir. Bu durumda zihindeki algı sübjektif bir bilgi olmaktan çıkıyor, gerçeğin kendisine dönüşüyor.

Peki, bu oyuna çocuklar nereden ulaşıyorlar?

Mavi Bebek oyunu önceki oyunlara göre çok daha tehlikeli. Neden daha tehlikeli? Bu oyun indirilmiyor. Yapay zeka tarafından anlık yönlendirmelerle şekilleniyor.

Çocuklara, gençlere yönelik tasarlanan bu oyunlar yetişkinlerin bile kanını donduracak cinsten. Katılımcının psikolojisi bozuluyor, kişi sonunda ya tedavi görmeye başlıyor ya da hayata gözlerini yummuş oluyor. Yani kısaca Facebook ve Instagram başta olmak üzere sosyal medya platformları üzerinden direkt mesaj yoluyla hedef kitleye ulaşıyorlar.  Eğer ebeveynler dikkatli olmaz ise çocuklarda ciddi psikolojik ve fiziki hasarlara yol açacak bir oyun bu…

UZMANLARIN AÇIKLAMASINA GÖRE BU OYUN NETİCESİNDE ÇOCUKLARI BEKLEYEN TEHLİKELER ŞUNLAR;

Çocuğu kendi bilgisi dışında, istemediği yönde etki altında bırakma ve farklı davranışlara yönlendirme anlamına gelen psikolojik manipülasyon yöntemlerine maruz bırakan Mavi Bebek oyunu hem psikolojik hem fiziksel ciddi problemlere yol açabilir.

Kendi zekâsını, mantığını kullanamayıp duygularını kontrol edemeyen çocuklar, beklenmeyen bir şeyler olduğunu fark ettiğinde öngörülemeyen tepkiler verebiliyor.

Bazı durumlarda çocuğun oyunla ilgili düşünce ve korkularını paylaşmaktan tedirginlik duyduğu gözlenebilir.

Uyku ve yeme düzeninde değişiklik ve bozulmalar, ani ve aşırı tepkiler, öfke patlamaları ve içine kapanma davranışları gözlenebilir. Bilişsel düzeyde soyut kavram gelişimini henüz tamamlamamış olan küçük çocuklarda bilinmeyenle ilgili korku ve kaygılar önemli gelişimsel problemlere zemin hazırlayabilir.”

Peki, bu işin önlemi nedir? Dediğinizi duyar gibi oluyorum.

İnanın önlemek çok basit. Bir örnekle anlatmaya çalışacağım. Yaklaşık 2 yıl önce daha Türkiye’de adı sanı yokken Tik Tok, Azar gibi sitelerin vakit kaybetmeden kapatılması gerektiğini defalarca programlarımda kamuoyu ile paylaşmış yetkilileri göreve çağırmıştım.

Şimdi Tik Tok Hindistan’da yasaklandı.  ABD ise Tik Tok ve diğer Çinli sosyal medya uygulamalarını yasaklamaya hazırlanıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Özellikle Tik Tok uygulamasının güvenlik açısından büyük tehlike oluşturduğu yönündeki tartışmalara atıfta bulundu, konuyu ciddiyetle ele aldıklarını ve bu uygulamaları yasaklayacaklarını vurguladı. Ve ne oldu biliyor musunuz? Türkiye’de tüm kanallar sözüm ona uzmanları çağırıp Tik Tok’un güvenliğini konuşmaya başladı. Yahu biz bunu neden Hindistan, ABD yasakladığında harekete geçiyoruz. Bizim aklımız yok mu? Gelenek, görenek, etik değerler, milli güvenlik açısından ilk önce bizim yasaklamamız bu tehlikeyi görmemiz gerekmiyor muydu?

2 yıl önce her platformda (Program, konferans, yazı) bu uygulamalar 80 yaşındaki insanla 8-9-10 hatta daha küçük çocuklarımızı bir araya getiriyor, konum bilgisi dahi paylaşıyor demedik mi? Daha bitmedi? Türbanlısından, mini eteklisine, kızlarımızda hayâ, namus, ar, erkek çocuklarımızda haysiyet, şeref, onur bırakmayacak demedik mi?

MESELEYİ DE FAZLA UZATMADAN BU İLLETTEN ÇOCUKLARIMIZI NASIL KORUYACAĞIZ?

Biraz başımızı dinleyeceğiz diye çocuklarımızı kapalı kapılar ardında yalnız bırakmayacağız. Hele hele çocuğunuzun kendi odası varsa bilgisayar tablet telefon ve televizyon asla bu odada olmamalı ve odanın kapısı her daim açık olmalı…

3T 1B (Telefon, Tablet, Televizyon ve Bilgisayar) konusunda Fransa’nın yaptığını yapacağız Üniversiteye kadar çocuklarımızı bu 4 zehirden uzak tutacağız. Yahu sesimizi Fransa duydu, bu 4 zehri yasakladı da, hala biz de tık yok. Ne var? Hala Tik Tok var!

9-10 yaşlarında bir çocuk konferanstan sonra yanıma gelip hocam biz telefon, tablet, televizyon, bilgisayar istemiyoruz biz anne babamızın sevgisini istiyoruz. Anne ve babalarımız bizimle oynasınlar elimizden tutsunlar ve bizi parklara götürsünler biz onların şefkatini istiyoruz demişti. Hiç unutamadım.

Sözün özü; ya çocuklarımızla arkadaş olacağız, onların elinden tutacağız parklara götüreceğiz, kaliteli zaman geçirerek katma değeri yüksek nesil yetiştirip, yepyeni bir Türkiye’nin temelini atacağız. Ya da çocuklarımızın Facebook, Twitter, İnstagram, Tik Tok gibi sosyal medya platformlarından talimat almalarına göz yumup hep birlikte yok olacağız.

Karar hepimizin.

 

 

   

 

 

  

 

 
Etiketler: Dikkat!.., Yeni, Tehlikenin, Adı, Mavi, Bebek, (Blue, Baby),
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
10 Kasım 2024
Milli Güç Yolunda Eğitim: Aile ve Savunma Sanayii
20 Ekim 2024
Yapay zekâ ile yönlendirilen katliamlar
18 Ekim 2024
Genç avukatların sessiz çığlığı: İntiharın eşiğinden dönüş
01 Ekim 2024
Sosyal medya ve yalanlar: Yeni düzenlemelerle güvenli bir gelecek!
23 Eylül 2024
Sinyal savaşları: Çağrı cihazları ve telsiz patlamalarının gerçek sebepleri
22 Eylül 2024
Öngörünün Gücü ve Milli Teknoloji Hamlesi
21 Eylül 2024
Türkiye’nin vicdanını sarsan kayıp! Asıl soru: ‘Acı Son Narin’in mi?’ Yoksa Bizim mi?
04 Eylül 2024
Narin’i Konuşuyoruz, Peki Sessiz ve Gölgede Kalan Diğer 31 Çocuk?
25 Ağustos 2024
Karaburun’da Huzur ve Konfor ve Ege’nin Gizli Hazinesi
18 Ağustos 2024
Cancan ve Umudun Işığı
28 Temmuz 2024
“ÇANAKKALE” den Giremediler, “ÇANAK” tan Girdiler
18 Temmuz 2024
Vicdansızlığın Perdesi Aralanıyor!..
17 Temmuz 2024
Adaletin Çığlığı ve Vicdan Testi
15 Temmuz 2024
Evlilik ve Toplum, Tehditler ve Çözüm Önerileri
15 Temmuz 2024
15 Temmuz “Dört Vesayetin Sonu
12 Temmuz 2024
​Toplumsal Vicdanın Zaferi ve Görünmeyen Kahramanların Mücadelesi
30 Haziran 2024
Geliyor Gelmekte Olan!.. Biyolojik Terör Kapımızda!..
25 Haziran 2024
Eğitimin Pilotları: Geleceği İnşa Eden ve Zorluklara Göğüs Geren Öğretmenlerimiz
18 Haziran 2024
Okul Kıyafetleri ve Toplumsal Ayrışma! Kocaeli Olayının Düşündürdükleri!
11 Haziran 2024
Köpek lobisi ve toplum üzerindeki etkileri
19 Mayıs 2024
Algıların Köpek Dansı: Adalet ve Sorumluluk Arasındaki İnce Çizgi
01 Mayıs 2024
Çocuklar Neden Camiye Gitmek İstemiyor?
22 Nisan 2024
Yaşlıların Bir Araya Gelerek Ancak Bir Kirayı Ödeyebilmesi: Bir İroni mi, Yoksa Dram mı?
13 Nisan 2024
Bayramın Derin Anlamları ve Bir Ömre Sığdırılan Hasret
11 Nisan 2024
Dönüşüm rüzgarı: Bir halkın direnişi ve gelecek arayışı
05 Nisan 2024
Siyasi Liderlerin Eğitim ve Nitelik Seviyesinin Toplum Yönetimindeki Önemi
25 Mart 2024
Moskova'daki Terör Saldırısı ve Biyolojik Savaşın Gölgesinde Dünya: 4. Dünya Savaşı'nın Ayak İzleri
23 Mart 2024
Geleceğimizin Kıyameti “Asbest,” Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşümün Karanlık Yüzü
15 Mart 2024
Gökdelenlerin Gölgesindeki İroni: Depremler, Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşüm
03 Mart 2024
Zihinsel esaret: Afyonların ardındaki gerçek tehlike ve islami değerlere sadık kalma çağrısı
21 Şubat 2024
Görünmeyen Düşman: Kutuplaştırma ve İdeolojik Savaş
15 Şubat 2024
Dikey Yapılaşma ve Mahalle Kültürünün Erozyonu: Bir Hikâyenin Ardında Saklı Öğütler ve Tehlikeler
11 Şubat 2024
Alın Size Mektup!.. Alın Size Belge!.. İşte Danya’nın Mektubu Filistin’in ve Danya’nın Sessiz Çığlığı!..
21 Ocak 2024
TFF’nin Sponsorluk Skandalı, Futbolda Çizgi Aşımı ve Toplumsal Bilinç Uyarısı!..
15 Ocak 2024
Çifte Standartlar ve Sessiz Çığlık - Epstein Davası Üzerinden İslam Dünyasına Sesleniş
01 Ocak 2024
Süper Kupa Olayları ve Ardındaki Sorular - Türkiye Futbol Federasyonu, Protokol Detayları ve Toplumsal Dinamikler
31 Aralık 2023
Yılbaşı Kutlamalarının Dini Perspektiflere Göre Derinlemesine Analizi
24 Aralık 2023
Teğmen Krizi ve Askerlik Anlayışı: Geçmişten Günümüze Derin Bir Bakış
09 Aralık 2023
Balfour Deklarasyonu ile Başlayan Filistin'in Kırık Hikâyesi
07 Aralık 2023
Abdülhamit ve Herzl Penceresinden Yahudilerin Filistin Toprakları Üzerine Kirli Planı
19 Kasım 2023
II. Haçlı Seferi, Anadolu Selçuklu Direnci, Haşhaşilerin Kiralık Savaşı, Papa'nın Kaygıları ve Nûreddin Mahmud Zengî'nin Zaferi
01 Mart 2023
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA DOLAŞAN DEPREM YALANLARI
18 Şubat 2023
Yaşarken Enkaz Haline Gelenleri Kim Kurtaracak?
02 Ekim 2022
Oysa ülkeyi yönetenlerin Hz. Ömer olması gerekmiyor muydu?
10 Haziran 2022
BATI ile yatıp, BATIL ile kalkmak: KURAN-I KERİM’E TEKME ATMAK!..
02 Mayıs 2022
Ramazan Ayında Şehvetin Azması (!)
30 Nisan 2022
GELENEKSEL TABİR İLE “İB..LİK” VE FUHŞİYAT NASIL MEŞRULAŞTIRILIR?
22 Nisan 2022
Metropolden Köye, Köyden Mezraya
20 Nisan 2022
MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA
22 Mart 2022
Madenlerimiz Yeni Teknolojilerin Hammaddesi & Bizi Bekleyen Tehlikeler
10 Mart 2022
DİLİPAK, MAHKEMEDEKİ SAVUNMASINDA “ASLINDA SAVUNDUĞUM KİŞİLER TARAFINDAN SUÇLANDIM.”
04 Şubat 2022
METAVERSE (SANAL GERÇEKLİK)
30 Ocak 2022
KÜRESEL SALGIN İNSANLIĞI ÇARESİZLİĞE SÜRÜKLÜYOR!..
23 Ocak 2022
YAHUDİLİĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
16 Ocak 2022
Eşcinseller Neden 20 Yıl Daha Az Yaşıyor!..
05 Ocak 2022
9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ'NDE İSLAMİ EĞİTİM
29 Ağustos 2021
Göç ve Göçmen Meselesi
20 Ağustos 2021
1 Teklifim Var!.. Hem 500 Kat Fazla Verim Elde Edelim! Hem de Ormanlarımız Geri Gelsin!
14 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -2-
13 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -1-
01 Temmuz 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -IV-
27 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -III-
26 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -II-
21 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -I-
28 Mayıs 2021
Filistin Meselesi ve Tarihten Günümüze Yahudiler!.
26 Mart 2021
Tek Kuşak Tek Yol Projesi ve Çin Hegemonyası
14 Mart 2021
Hayvanlar Alemine Dönüş
11 Şubat 2021
Tehlike'nin Farkında mısınız? Dünyada - Türkiye'de ETCEP Uygulaması ve Topluma Yansıması
21 Ocak 2021
Şimdi Dünyayı Ne Bekliyor?
15 Ocak 2021
Kurtuluşa Giden Yolculuk BENİM AİLEM -1-
19 Aralık 2020
Benim Ailem
16 Aralık 2020
Küresel Soykırım
10 Ekim 2020
Dil (Ses) Eğitimi
12 Temmuz 2020
Tarihsel ve Stratejik Anlamda İstanbul’un Girit ve Diğer Depremlerle Bağlantısı - Büyük İstanbul Depremi
08 Temmuz 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Muhammet Binici Kimdir?
Haber Yazılımı