TENCERE
Türkiye'ye karşı olanca saldırılar sırasında tencere konusu da nereden çıktı diye düşünenlere hayatın devam ettiğini, devletin bütün kurum ve kuruluşları ile dışardan içerden saldırı ihanet ve tabi afet her ne ise hepsi ile aynı dikkatle önemle mücadele etmesi, çözüm üretmesi gerekmektedir.
Kaldı ki bütün olumsuzluklara karşı mücadele edebilmek için milletin tenceresinin de olması gerekmektedir. Tencere demek milletin aşının işinin olması demektir.
Salgın bütün dünyada hayatı altüst etti iş, eğitim, turizm, sağlık hemen her şey hercümerç oldu.
Bu durum maalesef pek çok alanda sürmektedir.
Hayatın normal seyri içinde gelişeceği düşünülen hammadde, gıda, konut, turizm gibi pek çok alanda olağanüstü şeyler yaşıyoruz.
Avrupa ülkelerinde ve ülkemizde kiralar beklenmedik şekilde arttı. Avrupa ülkelerinde de bu duruma çözüm üretilmeye çalışılıyor.
Mesela gıda, enerji, elektrik, doğalgaz ve petrol fiyatları bütün dünyada o kadar arttı ki ülke yöneticileri alışılmamış bu duruma ülkelerinde insanları adapte etmeye çalışıyorlar.
Ayrıca Milli gelirlerinin yüksek olması gelir bakımından halkın arasında uçurum olmaması kendi varandaşları üzerinde bizde olduğu gibi büyük geçim sıkıntısı ile sonuçlanmamaktadır.
Dünyayı gıda konusunda yakın bir gelecekte büyük tehlikelerin beklediği işin uzmanlarınca dile getiriliyor.
Hali hazırda dünyanın yaşamakta olduğu sıkıntılı süreci ülkemizde yaşanmayacağını bundan vareste (kurtulmuş,uzak) olduğunu düşünmek ve dillendirmek safdillikle açıklanamaz! Dünyada dolar yükselirken petrol fiyatları rekor üstüne rekor kırarken ülkemizde petrol fiyatlarının artmasını hükümete bağlamak iyi niyetle bağdaşmaz.
Türkiye bütün olanlardan ders çıkarmalı ve hayati öneme haiz tarım, hayvancılık, gıda, ilaç üretiminde çok acil ve derhal tedbirler almalı örneğin mercimeği, nohutu, buğdayı, eti İthal etmemeliyiz. Yerli üretim PLANLAMA VE TEŞVİKLE hayata geçirilmelidir.
Bütün bu olup bitenlere rağmen ülkemizin ihracatta olumlu gelişmeler olması fabrikaların çalıştığına dair müjdeli bir işarettir.
Öte yandan;
Markette pazarda el yakan fiyatlar dar gelirli insanları canından bezdirmiştir. Temel yaşam gereklerini karşılamayan bir insana otoyol, köprü, savunma, sanayii, ihracat gibi yapılanlar ve gelişmeler anlam ifade etmiyor.
Gübre ve zirai kimyasalların fiyatlarındaki artışın bazı maddelerde üç bazı maddelerde de beş misli olması gelecek yıl gıda fiyatlarında bu yılki fiyatların mumla aranacağı emarelerindendir. Hiç vakit kaybedilmeden tarım ürünlerinin alış fiyatları üretimdeki girdi maliyetleri göz önünde tutularak çiftçiyi teşvik edecek şekilde açıklanmalı, çiftçilerin tarlaları ekmeleri sağlanmalıdır.
Bin beş yüz lira mertebesinde emekli maaşı alan milyonlarca emekli, asgari ücretle evini geçindirmeye çalışan insanların canı burnundadır.
Vakit kaybedilmeden bu kesimde de iyileştirme yapılmalı, asgari ücretin altında maaş alan emekli olmamalı, çalışanlar içinse asgari ücret gerçekçi rakamlar üzerinden yapılmalı aksi halde biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar demiş ulularımız.
Ücretli kesime ve emekliler seyyanen iyileştirme yapılmalı az alana çok, çok alana az iyileştirme yapılmalıdır. Yüzdelik zamlar çalışanlar arasındaki makası daha da açmakta çalışma barışını bozduğu gibi gayrı adil sonuçlar doğurmaktadır.
Bunun için örneğin 2500 TL alan bir emekliye 500 TL 3000 TL alana 400 TL 3500 TL alana 300 TL 4000 TL alana 200 TL gibi oranlarda iyileştirme aradaki açılan makası daha adil hale getirebilecektir.
Benden söylemesi.
Devlet baba babalığını yapmalı, bu kesimin sesine kulak vermeli ve adil paylaşım yapmalıdır.
Aksi halde;
Merhum Demirel'in "Tencerenin deviremeyeceği hükümet yoktur" sözü daha dün gibi tazeliğini korumakta. Hükümet kendisi için beklenmeyen sonuçların sürpriz olmayacağını aklından çıkarmamalıdır.
Çokça dile getirdiğim ALIŞILMIŞ İSRAFlardan derhal vazgeçilmelidir.
Lüks makam araçları, lüks makam odaları gibi.
Allah aşkına o da neydi partilere HAZİNE YARDIMI adı altında yedi yüz milyona yakın para verilmesi...
Sayın devlet yöneticileri ve parti yöneticileri lütfen sokağa çıkın ve vatandaşa sorun partilere yapılan astronomik "HAZİNE YARDIMINI HELAL EDİYORLAR MI?" diye. Hodri meydan, vatandaşa sorun bakalım ne cevap alacaksınız. Yapmayın lütfen vatandaşın gerçekten rızası yok!
Partilere hazine yardımı ve buna benzer milletvekillerinin maaş artışı ve sosyal haklarına yapılan iyileştirmeler de vatandaşlarımız nasıl da "milli birlik içinde hareket ediyorlar" diye söyleniyor. Bu konuda nasıl da topyekûn hemfikir oluyor! diye hayretlerini gizlemiyorlar.
Vatandaşlarımızca Adnan Kahveci rahmetle minnetle anılıyor. Ve bir gün "Adnan Kahveci'lerin varlığını görmek istiyorlar.
Hasılı kelam kimse halkı "aptal" yerinde görmemeli, halk idraki ve sağ duyusunu korumakta; Gıda fiyatları, kiralar, enerji fiyatları gibi insan yaşam konforunu çok yakından ilgilendiren sorunların kaynağını bilmekte ve iktidarın noksanlarını, ihmallerini gördüğü gibi muhalefet yaptığını sanan bazı siyasetçi ve medya silahşörlerinin sineğin kanadından yağ çıkarma gayretlerini ve istismara yeltenenleri de görmektedir. Halkı kim kandırabileceğini düşünüyorsa inanın kendisini kandırdığını bilmelidir.
Herkes, her kesim ayağını denk almalı. Milli birliği bozucu, halkın umudunu ve yaşam sevincini kırıcı tavırlar içine girmemelidir.
Dünyanın yaşadığı felaket ülkemizde birilerince fırasata çevirme vesilesi yapılmamalı bilakis birlik ve beraberliğe katkı sunulmalıdır.
Dürüst ve iyi niyetli davrananları halk ödüllendirecektir.
Kalın sağlıcakla
Vesselam
|