Bu Yazı Hoşunuza Gitmeyebilir!
"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış" olsun biz de onuncu köye gideriz(!)
Müzmin Kadrolu Muhalefet.
Başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere ülkemizde muhalefet iktidar olmaya değil adeta muhalefet konumunu koruyarak "Kadrolu" muhalefet şekline dönüşmüş durumda.
Müzmin muhalefet CHP ve Müttefikleri.
Gelelim CHP’ye aslında CHP’ye bakınca insan ister istemez bunların iktidara gelmemeyi en iyi başaran kadrolar olarak takdir etmekte ve kendileri bu şekilde kamuoyunda endam etmekteler. Birkaç belediye kazanmış olmak ve mensuplarını oralarda kadrolaştırmakla iktifa ediyorlar görüntüsündeler sanki.
Öyle olmasa tenkit ve ayrıştırma dili dışında bir dil kullanmak istemezler miydi? Projeler açıklamak sureti ile vatandaşa iktidara, ülkeyi yönetmeye hazırız intiba'ı vermek için gayret etmezler miydi? Öyle olmasa durduk yerde "Türkçe Kur'an" okuturlar mıydı?
Peygamberimize hakaret içeren karikatür yayınlayan Charlie Hebdo çizerlerini Türkiye'ye davet ederler miydi, Eski bir bakan "başörtüsü" meselesini gündeme taşır mıydı?
Parti söylem ve kadrolarını oluştururken ülkenin yüzde seksenini ilgilendirmeyen bir tutum içinde olurlar mıydı?
Neyse bu CHP’nin sorunu. Kendileri durumdan memnun olmasa çözüm üretmezler miydi?
HDP ile ilişkilerini bir kısım insanlar aykırı bulsalar da aslında tam da bir takım parti yöneticilerinin bu ilişkiyi gönülden arzularını gösteriyor. Bu CHP’den "iktidar olmaz" anlaşılan bu.
Buraya kadar tamam.
"Millet İttifakı" veya Ana muhalefete eklemlenmek!
CHP’si Saadet Partisi'ni ve İyi Parti'yi de yanına aldı ve her iki partiyi de müzmin muhalefet ittifakına dahil etti. Bu iki partinin aslında müzmin muhalefet CHP ile ittifaka girmeseler halk nezdinde hak ettikleri saygınlığı kazanacaklardı.
Vatandaş NE SÖYLEDİĞİNİZ KADAR KİMİN YANINDA OLDUĞUNUZA DA BAKAR.
Özellikle Temel Karamollaoğlu'nun gerek DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATINDA gerekse ÖZEL SEKTÖRDE ve daha da önemlisi merhum Erbakan Hocanın yanında tecrübe ve birikim kazanmış deneyimli önemli bir şahsiyet ve siyaset adamı olarak anlaşılamamakta ülkemiz değerli bir siyasetçiden istifade edemediği gibi SP’deki yetişmiş kadrolardan da yararlanılamamaktadır.
Maalesef vatandaş sayın Karamollaoğlu'nun sözlerini CHP muhalefeti içinde algılamakta; çok önemli uyarı ve teklifleri ne yönetenler ne de vatandaşlar nezdinde değerlendirilmemektedir.
Meral Akşener ve çalışma arkadaşları milliyetçi kadrolardan oluşmakta olduğu kamuoyunda yaygın kanaattir. Bahçeli de bu sebepten olsa "yuvaya dönün" çağrısı yapmaktadır. Vatandaşlar milliyetçi kadroların CHP ile birlikteliğene anlam verememektedir. Onun için her iki parti de kendilerine gönül veren vatandaşlarının gönül bağı olmayan CHP ile yakınlaşmaları dolayısı ile hem üzmekte hemde halk nezdinde seçmen ALAN'I DARALMASI ile karşı karşıya kalmakta başta CHP ve sol partilere yetmeyen SOL ALAN ve kesimle sınırlanaktalar. Bu durumu aralarında değerlendiriyorlar mı bilmem ama daha geç olmadan değerlendirmelerinde fayda var. Çünkü her iki parti kadroları da ülkeye hizmet edebilecek evsafta kadrolar oldukları yönünde genel kanaat vardır.
Müzmin muhalefet KATARINA Gelecek Partisi ve Deva Partisi de eklemlenecek gibi görünmektedir.
Bilmem sözlerimiz kaale alınır mı!.. ama genede söylemek isterim.
Gerek SP si gerekse İYİ Parti, Gelecek, Deva Partileri öncelikle kadrolarını ve ülkeye hizmet hazır kadrolarının olduğuna vatandaşı ikna etmeliler.
Şayet Cumhur ittifakı ile bir birliktelik içinde olmayacaklarsa kendi aralarında birlikte bir yeni oluşum içinde bulunmaları bu kadroların ülkeye hizmette daha aktif ve mevcut iktidar bakımından da yapacakları ÖNERİ ve TENKİTLERİ dikkate alınmak sureti ile ve parlemento içinde de birtakım hizmet alanları lokal konular da birlikte hareket imkanı doğacaktır.
Ayrıca Yeniden Refah Partisi Türkiye'de teşkilatlanmış ve seçimlere girmeye hak kazanmış çiçeği burnunda partilerimizden birisidir. Şimdiye kadar ki yol haritası sanki ya tek başına siyaset yapacak gibi görünmekte veya İLKELER çerçevesinde birliktelikler içinde bulunabilecekleri ne dair intiba bırakmaktalar. Zaman içinde göreceğiz YRP nin yol haritasını.
Aksi halde hep birlikte sayın Erdoğan'ı alaşağı edelim düşüncesi yada görüntüsünün hiçkimseye faydası olmayacağı gibi birde vatandaşlar böyle durumlarda kim kiminle ve neyi amaçlıyor görüyor idrak ediyor ona göre tavır geliştiriyor. Hatta istemesede istemeye istemeye böyle durumlara meydan vermemek için oyunu kullanıyor.
Ezcümle muhalefet partileri CHP ile ilişkilerini bir anketle vatandaşa sorup ona göre yön belirleyebilirler.
İktidar kadar muhalefette önemlidir. Ve ülkeye hizmet edebilirler.
MHP de durum stabil.
MHP de kim akletti, keşfetti bilmem ama kim keşfettiyse muhalefet partisi olmaktan zahmetsiz bir şekilde Ak Partiye eklemlenerek iktidar ortaklığını yaşamakta böylece" kadrolu" muhalefet ten kendisini kurtarmış, MHP genel başkanı sayın Bahçeli durduk yerde bir anda ortaya çıkmış ve Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan dır demek sureti ile Seçimlerde Ak partiye kendisini eklemlemiş ve kimilerine göre de o seçimde " baraj altında kalmaktan partisini kurtarmış" ve partiyi hem parlementoya taşımış hemde mensuplarına iktidar kadrosunda yer açmıştır. Bununla da kalmamış Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 50+1 zorunluluğunu getirerek Ak Partiyi ittifaka zorunlu hale getirmiştir. Sonuçta partileri açısında başarılı bir siyasi öngörü ve tavırdır.
Ancak 50+1 sürdürülebilir oran değildir. 50+1 oran zorunluluğu bundan sonraki süreçte de Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi nin açmazı olarak çeşitli sıkıntılara gebedir. Parlementer hükümet sisteminde koalisyon ların açmazlarından bahsederken iş ittifakın koalisyonu mecburiyetine gelmiş durumda.
İŞİN DOĞRUSU İTTİFAKI HALKIN SANDIKTA YAPMASIDIR.
İçinde bulunduğumuz şartlarda Cumhur ittifakından beklenenler
Cumhur ittifakı kollarını açmalı böbürlenmeyi kibirlenmeyi bırakmalı "yok onun oyu yüzde bir, yok ötekinin oyu şu, yok bu" söz ve davranışlarını bırakma zorunluluğu var.
İKTİDARIN SORUMLULUĞU SADECE SEÇİMLERDE SONUÇ ALMAKTAN İBARET DEĞİLDİR. Geniş dayanışmaya desteğe ihtiyaç vardır. Şayet diğer partilerden de ittifaka katılmaları isteniyorsa, İttifaka katılmak isteyen partilere AMBLEMLERİYLE birliğe katılmalarının yolu açılmalıdır.
Milli birlik ve beraberlik her geçen gün daha da önemli hale gelmiştir. Bunu en iyi yaşayarak gören sayın Cumhurbaşkanımızdır. Dolayısı ile gerek Ak Parti gerek MHP yetkilileri kıskançlık yapmamalı biz nasıl olsa kazanırız dar alanına kendilerini hapsetmemeli İktidarıyla muhalefeti ile milli birlik ve beraberliğe katkı sunulmalı milli birliğe hizmet edilmelidir.
"Mevlam Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler"
Mevlam şerleri hayreylesin.
Vesselam
|