|
||
İmam Hatipler, Celaleddin Ökten, Arif Ersoy -2- | ||
Reşat Nuri EROL - Araştırmacı- Yazar - Adil Düzen Çalışanı | ||
İmam Hatipler, Celaleddin Ökten, Arif Ersoy -2- Vefat eden Prof. Dr. Arif Ersoy’u anıp anlatıyoruz ki nereden nereye geldiğimiz daha iyi anlaşılsın diye... Celaleddin Ökten anlatmaya devam ediyor; İmam Hatipler nasıl açıldı? ADNAN MENDERES HAYRET ETTİ VE ÜZÜLDÜ Nihayet bir gün, artık çok sıkıldım, rahatsızlandım... Sarı adam, gittiğimde artık yüzüme bile bakmaz olmuştu... Bastonuma dayandım: "Buradan doğru trene gideyim" diye kalktım. Yalnız Tevfik İleri Bey'e bir daha uğrayayım, hem de veda edeyim dedim. Tevfik Bey, o kırgın halimi gördü; rengimi beğenmedi: "Hocam, siz rahatsızsınız..." "Tevfik Bey, ben gidiyorum..." dedim... Üzüldü; düşündü: "Hocam iyi sabretmişsiniz... Son bir çare olarak, meseleyi Adnan Bey'e açalım" dedi. Birlikte Adnan Menderes Bey'e, başvekâlete gittik. Vaziyeti anlattık. Adnan Bey hayret etti, üzüldü. Talim Terbiye Dairesi'ndeki bir adamın, Bakan’a karşı koyduğuna şaştı: "Bu derece mi Tevfik Bey?" "Evet, efendim, bu derecedir..." ADNAN MENDERES'İN PLANI Başbakan biraz düşündükten sonra dedi ki: "Hocam, yarın siz Tevfik Bey'e gelin, Tevfik Bey'le beraber Talim Terbiye'ye gidin... Ben aynı saatte baskın yapayım... Bir de bu şekilde tecrübe edelim. Belki Allah yardımcımız olur." Ertesi gün Adnan Bey'in dediği gibi, Tevfik Bey'le birlikte Tâlim Terbiye'ye gittik. O memurun masasında iken Başbakan geldi. Girer girmez selâm verdi. Sonra: "Tevfik Bey neredesin yahu! Ne zaman sorsam, Talim Terbiye'de diyorlar! Nedir bu? Allah aşkına senin Talim Terbiye'de bu kadar ne işin var?" "Efendim, Celâl Ökten Hoca benim hocamdır. Bir aydan beri buradadır..." "Hayırdır ne işi varmış?.." Tevfik Bey, "Efendim, böyle böyle..." diye anlattı... “LÂZIM OLANI YAZIN, BEN İMZA EDERİM!” Adnan Bey, memura sordu: "-Beyefendi, bunun mahzuru nedir?" "-Efendim, bana meşguliyetimin dışında bir teklif yapılıyor. Ben böyle bir karar veremem. Böyle bir müsaadeyi benden istiyorlar. Benden çıkması lâzımmış. Binaenaleyh mevzuat böyle bir karar vermeme müsaade etmez. Vekil Bey üzerime büyük baskı yapıyor..." "-Peki, Tevfik Bey'in verdiği talimat kâfi gelmiyorsa emri ben vereyim: Bu emri günün Başvekili vermiş deyin..." "-Muhterem başvekilim, ben mesul olurum; şifahî emir beni kurtaramaz..." "-O halde lâzım olanı yazın, ben imza edeyim..." Merhum Adnan Menderes'in bu kararlı tavrı karşısında artık Talim Terbiye Dairesi Başkanlığı'nın söyleyecek sözü kalmadı. BİNA BİZDEN, MAAŞLAR BİZDEN Bizim vekâletten bir şey istediğimiz de yok... Binayı bulacağız, kirası, bakımı; idareciler, öğretmenler, hademe vs. maaşları, hepsi bize ait olacak... Tevfik Bey de sormuştu: "Hocam nereye açacaksınız? Kimler okutacak?" "Siz hele bize bir izni verin; Allah'ın lutf ü keremi ile onlar bulunur..." O gün, benim için bayram oldu. İstanbul'dan telgraf çekip sorarlar: "Ne zaman geleceksin?" diye… "Geldim, geliyorum" derken, neyse, müjdeyle döndüm. "O GÜN NASIL ÇILDIRMADIM HÂLÂ ŞAŞARIM" “O gün, muvafakat emrini alıp da Başvekâletten otele gelirken, nasıl çıldırmadım, nasıl aklımı kaybetmedim, diye hâlâ şaşarım... Ne evlendiğim gün, ne de icazet aldığım zaman böyle sevindim. O gün bu kadar sevinmiştim!.. Bu dereceden fazla, bunu bastıran bir sevinci, ancak Beytullah'ı gördüğüm zaman hissettim... Artık hemen Başvekalet'e, Adnan Menderes Bey'e teşekküre gittim... Yahu geçen günler nasıl unutuluyor?! Bunları bilmek lâzım... Tarih bunun için, ibret almak için lâzımdır." (CELALEDDİN ÖKTEN’in anlatımıyla, İmam Hatip Okulları işte böyle açıldı. Prof. Dr. Arif Ersoy ve bizler işte o İmam Hatip Okulları’ndan mezun olduk. İmam Hatip’te çok yakın arkadaşım olan Prof. Dr. İsmail Yiğit’e bu hatıraları hatırlattığı için teşekkürler…) |
||
Etiketler: İmam, Hatipler,, Celaleddin, Ökten,, Arif, Ersoy, -2-, |
|