|
||
Ayasofya, ‘medeniyet’ ve ‘İslam Medeniyeti’- Yazı Dizisi -3- | ||
Reşat Nuri EROL - Araştırmacı- Yazar - Adil Düzen Çalışanı | ||
Ayasofya, ‘medeniyet’ ve ‘İslam Medeniyeti’ - Yazı Dizisi -3- Ayasofya meselesini farklı şekilde değerlendirmeye devam ediyor ve diyorum ki; -İstanbul fethedildiğinde dünyada yeni bir çağ başladı, Ayasofya onun sembolü oldu. -Çağımız dünyası da yeni bir çağa, yeni bir sisteme, yeni bir düzene muhtaç hale geldi. -Bu konuda yarım yüzyıldan beri sistem/düzen çalışmaları yapanlar olarak uyarıyoruz. -Ayasofya meselesinin bir de bu boyutu vardır ve bize göre en önemli boyutu da budur. Evet, böyle demiş, uyarımızı yapmıştık; bu uyarımızı tekrar hatırlayıp devam edelim. Geçen yazıda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, küresel eşitsizlikle mücadele için uluslararası düzenin yenilenmesi gerektiğini ifade ettiği haberi değerlendirdik... Bu yazımızda -öncelikle- “Her türlü değişime açığız, inatlaşmaya gitmeyeceğiz” diyen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini değerlendirmiş olacağız… Millî Gazete, Cumhurbaşkanlığı sisteminin iki yıllık değerlendirme toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili haberi yukarıdaki manşetle duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz yaptık en doğrusu bu gibi inatlaşmaya gitmeyeceğiz” dediğini de en başta yazdı. Uygulanırsa, bu sözler çok ama çok önemli sözler. Ayasofya meselesini bizim bakış açımıza göre değerlendirdiğimizde, önceki yazımızda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, ‘KÜRESEL EŞİTSİZLİKLE MÜCADELE İÇİN ULUSLARARASI DÜZENİN YENİLENMESİ GEREKTİĞİNİ’ ifade ettiği sözlerinden sonra, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın bu sözleri çok önemlidir. Bütün bunların önemine vurgu yapmış olarak devam edelim… Evet… Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi İki Yıllık Değerlendirme Toplantısı” yapıldı. Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni sistemin verdiği imkânlarla eksiklerimizi hızla tamamlayıp aksaklıkları düzeltebiliriz. Yönetim sistemimizi değiştirirken siyasetten sosyal düzeltmelere kadar pek çok alanda değişimin sancılarının yaşanması kaçınılmazdır." dedikten sonra, sözlerine şöyle devam etmiş: “Biz yaptık, en doğrusu bu gibi bir inatlaşmaya gitmeyeceğiz. Daha iyisini, daha efdalini, daha güzelini bulduğumuzda her türlü değişime gönlümüz de siyasetimiz de açıktır.” Bu söylenenler çok önemli olduğu gibi şu sözler de önemli… “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 200 yılı bulan demokrasi arayışlarımızda doğrudan millet iradesiyle hayata geçirilen tek yönetim reformu... “Hayatımızın hiçbir döneminde milletimize karşı durmayı aklımıza getirmedik. “Türkiye, yeni sistemle bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin, daha hızlı ve daha kapsamlı refleksler verebilme imkânına kavuştu. “Yeni sistemin verdiği imkânlarla eksiklerimizi hızla tamamlayıp aksaklıkları düzeltebiliriz. Yönetim sistemimizi değiştirirken siyasetten sosyal düzeltmelere kadar pek çok alanda değişimin sancılarının yaşanması kaçınılmazdır... “Yeni isimlere görev vermekten çekinmedik... “Reform, icraat ve değişim temelli anlayışla yolumuza devam edeceğiz... “Bazı bakanlıkları isimleriyle muhafaza edip bazı bakanlıkları birleştirdik... “Bakanlık sayısını 35'ten 16'ya indirdik... Cumhurbaşkanı yardımcısı atadık... “Salgın döneminde dijitalleşmenin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır... “Son iki yılda Cumhurbaşkanı olarak kendi imzamızla çıkardığımız 64 kararname ve 2 bin 755 karar ile milletimize kesintisiz hizmet sunduk... “Salgın dönemi dâhil 180 günlük icraat programlarında planladığımız 2 bin 384 ana eylemin yüzde 93'ünü tamamladık...” Demek ki istendiğinde çok şeyler yapılabiliyor; bir de bizim dediklerimiz yapılsa… Evet… Ayasofya meselesini farklı şekilde değerlendirmeye devam; biz, ‘ADİL BİR SİSTEM/DÜZEN’ kuruluncaya kadar UYARILARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ… |
||
Etiketler: Ayasofya,, ‘medeniyet’, ve, ‘İslam, Medeniyeti’-, Yazı, Dizisi, -3-, |
|