|
||
Yeni HİCRİ YIL vesilesiyle bazı hatırlatmalar-2- | ||
Reşat Nuri EROL - Araştırmacı- Yazar - Adil Düzen Çalışanı | ||
Yeni HİCRİ YIL vesilesiyle bazı hatırlatmalar-2 “Yeni HİCRİ YIL maddî ve manevî hayırlara ve bereketlere vesile olsun inşallah” duamızı tekrar ederek hatırlatmalarımıza kaldığımız yerden devam edelim… “HİCRET” sözlükte terk etmek, ayrılmak, ilgisini kesmek anlamına geliyor. Ayrıca kişinin herhangi bir şeyden bedenen, lisanen veya kalben ayrılıp uzaklaşmasıdır... KUR’AN’ı tüm Arabistan halkına duyuran Son Nebi Muhammed aleyhisselam, 13 yıllık mücadele sonrasında Mekke’de artık yapılabilecek bir şey kalmadığında, aldığı emre uyarak Muhacirler ile birlikte Medine’ye HİCRET etti. Kendisiyle birlikte Mekke’den HİCRET eden Muhacirler olarak Ensar ve diğer Medine sakini Araplar, Hıristiyanlar, Yahudiler vs. ile anlaşarak, hep birlikte kıyamete kadar insanlığa örnek olacak bir devleti ve düzenini uygulamalı olarak kurdular. Mekke’den Medine’ye HİCRET etmenin işte böyle bir bereketli sonucu olduğu gibi bu başarı aynı zamanda HİCRET TAKVİMİ için de başlangıç kabul edildi. *** KUR’AN’ı hatırlamışken, bu vesileyle birkaç HİCRET ayetini de hatırlayalım… “Şüphe yok ki iman edenler, HİCRET edip de Allah yolunda çalışanlar; işte onlar Allah'ın rahmetini umarlar...” (Bakara/218) “Her kim Allah yolunda HİCRET ederse yeryüzünde bereketli yer ve genişlik bulur. Allah'a ve Resulüne HİCRET ederek evinden çıkan kimseye ölüm gelirse onun ecrini vermek Allah'a düşer. Ve Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.” (Nisa/100) “İman edip HİCRET eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşan kimselerin Allah yanındaki mertebeleri pek büyüktür. İşte kurtulanlar onlardır.” (Tevbe/20) “İman edip HİCRET edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat edenler ve HİCRET eden muhacirleri barındıranlar, onlara yardım edenler, işte bunlar birbirlerinin dostudurlar, iman edip HİCRET etmeyenlerle, HİCRET edinceye kadar sizin dostluğunuz yoktur...” / “İman edip de Allah yolunda HİCRET ve cihat edenler, muhacirleri barındıranlar, yardım edenler...” / “Henüz iman edip de HİCRET eden ve sizinle birlikte savaşanlara gelince...” (Enfâl/72-74,75) *** Mekke’den Medine’ye Son Nebi Muhammed aleyhisselamın önderliğinde HİCRET eden Muhacirler ile onlarım kurduğu örnek Medine Devleti’nden söz ediyorduk… Böyle bir devleti ancak malıyla ve canıyla cihat eden ‘müminler’ kurabilirler. Böyle bir devleti müminler kurabildikleri gibi devletine güvenmek mümin olmak demektir. Devletlerine güvenmeyenler o devletin yerine güvenilir devlet düzenini getirmek isterler. Oysa ‘güven’ demek ‘hakem kararlarına uymak’ demektir. Hakemlerden (tayin edilmiş hâkimlerden değil) oluşan mahkemenin ‘hakem kararları infaz ediliyorsa’ o devlet güvenilir devlettir. Eğer bir devlette hakem kararları infaz edilmiyorsa, o devlette güven yoktur demektir. Hiç kimse içinde yaşadığı devlet için ‘bu devlet güvensizdir, yıkalım, yeni devlet kuralım’ deme hakkına sahip değildir. Böyle bir görüşte olanlar, ‘bu devlet güveni sağlayamıyor, bu devletin içinde yaşamak mümkün değil’ deyip oradan ‘HİCRET’ ederler ve ‘Medine Devleti’ örneğinde olduğu gibi güvenli devlet, adil bir devlet kurarlar, halk da o devlete hicret eder. SAVAŞ ise şu hallerde meşru olur: a) Bir devlet ‘halkının dışarıya hicret etmesine izin vermiyorsa’, o devletle savaş yapmak meşrudur. b) Bir devlet ‘hicret edenleri takip edip onları dışarıda rahatsız ediyorsa’, o devletle savaşmak meşrudur. c) Bir devlet ‘hakem kararları’ sabit olan uluslararası haklarda kararlara uymuyorsa’, o devletle savaşmak meşrudur. d) Bir devlet ‘bize saldırırsa, savunma yapmamız’ en doğal haktır. Meşru yönetimin dayanağı ‘hakem kararları’ ile bu kararları güvence altına alan silahlı güç ekseriyetin değil ‘hakemlerden oluşan yargının’ emrinde olan silahlı güçtür. Yeni HİCRİ YIL vesilesiyle Kur’an’ın bu hükümlerini hatırlatmış olalım… |
||
Etiketler: Yeni, HİCRİ, YIL, vesilesiyle, bazı, hatırlatmalar-2-, |
|