|
||
Hakkı batıl, batılı hak sayma ve sorunlarımız… | ||
Reşat Nuri EROL - Araştırmacı- Yazar - Adil Düzen Çalışanı | ||
Hakkı batıl, batılı hak sayma ve sorunlarımız…
“ALTIN” gündemde… “DOLAR” gündemde… “SORUNLAR” gündemde… AMA o “SORUNLARIN TEK ÇARE VE ÇÖZÜMÜ” gündemde değil!!! “ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN” gündemde değil!!! “SOSYAL TUFAN” mı bekleniyor; gündeme almak için!!! *** “Hakkı batıl, batılı hak saymak” demek ne demektir? Çok kritik günlerdeyiz, çok daha kritik günler gelecek gibi görünüyor... Çünkü tüm dünyada “faiz ve karşılıksız para basma ekonomisi” tamamen çöktü… Türkiye’de kurtuluş seçeneği var; hatta yalnızca Türkiye’de var: ADİL DÜZEN. Ama ne yazık ki birileri hala çözümü faizli sistemin palyatif yöntemlerinde arıyorlar!!! “Karşılıksız para, faiz, swap vb.” gibi akla zarar saçmalıklarla çözümler arıyorlar… Sonra da ‘şahlanacağız’ diyorlar! Bir kere Allah’ın kitabına baksalar, bir kere onun doğru yazdığına iman etseler de çözümü faizlerde, swaplarda aramasalar, kurtulacaklar. “Kuran’ı mehcur edinmek” ayeti bu konuda çok önemlidir. Kur’an’ı rehber edinmeliyiz, hidayetimiz olmalı ki çözümleri onda bulalım. “Çözüm Adil Düzen’de” diyoruz ya; demek istediğimizi açıklayalım. Adil Düzen’de, Adil Ekonomik Düzen’de böyle Dolar’la, faizle, enflasyonla oyunlar oynayamazlar. Adil Düzen reeldir yani haktır. Çözümleri Kur’an’dan ilmi metotlarla getirir. Hayaller değil, reel gerçekler üretir. Komik olan ise hakkı batıl, batılı hak saymalarıdır. Çok daha komiği bizi komik görmeleri, ‘hayalci’ demeleri, ‘sizden hiçbir şey çıkmaz’ demeleri, alay etmeleridir. Ancak kimin komik durumda olduğu ortadadır… *** “Kur’an’ı mehcur etmek” konusu ile devam edelim… Önce ilgili Kur’an ayeti: “Resul dedi ki, ‘Ey rabbim, kavmim bu Kur’an’ı bırakıp gidilen edindiler. / Ve kâle’r-rasûlu ‘yâ rabbi inne kavmî-itteḣażû hâżâ’l-kur’âne mehcûran’” (Furkan, 30) Bu ayet bize pek çok şey anlatmaktadır. Bu ayetteki “haza’l-kur’âne” ifadesi Kur’an’ın tamamıdır. Kur’an’da Kur’an’ın tamamı anlatıldığında başında “haza” gelir. Bu ayetteki “resul” Hz. Muhammed değildir, çünkü onun kavmi Kur’an’ı bırakıp da gitmemiştir, tam tersine Kur’an’ı sahiplenmiştir. Bu ayette “Kur’an’ı mehcur edindiler” denmektedir, “Kuran’ı mehcur kıldılar” denmemektedir. Aslında anlam olarak beklediğimiz “cealû hâżâ’l-kur’âne mehcûran” şeklindeki bir ifadedir. Eğer bu şekilde “kıldılar” deseydi, Kur’an’ı bırakıp gittiler anlaşılırdı. “Edinme” ile “mehcur” kelimesi çelişmektedir. “Mehcur” bırakıp gidilendir. “Mehcur olarak edinme” çok şaşırtıcıdır. Hem bırakıp gideceksin hem de edineceksin. O zaman Kur’an niçin “edindiler” demiştir de “kıldılar” dememiştir. “Edindiler” demekle Kur’an’ı sahipleniyorlar, “bizim Kur’an’ımız” diyorlar ama onu kullanmıyorlar demektir. Kur’an’ın verdiği öğütlere uymuyorlar, emirlerine ve yasaklarına uymuyorlar, helallerini helal saymıyor, haramlarını haram saymıyorlar demektir. Kur’an’ın getirdiği çözümlerle ilgilenmiyorlar demektir. Kısacası, Kur’an ellerinde duruyor, üzerine el basıp yemin bile edebiliyorlar ama içeriği ile ilgilenmiyorlar demektir. Tam da günümüzü anlatmaktadır. Ayetteki resul günümüzdeki resuldür. Yani gelecek olan resuldür. Kur’an’ın elçisidir. Geldiği zaman veya ahirette geçmiş zaman olarak bu ifadeleri söyleyecektir. Bu resul kavme özgüdür, ayette ‘kavmim’ demektedir, tüm insanlık için resul değildir. Allah bizi Kur’an’ı mehcur edinmekten korusun... Allah bizi Kuran’la yaşatsın... Allah bizi Kur’an’ın emirlerini uygulayan, Kur’an’ın çözümleri ile yaşayan bir topluluk kılsın… (Bütün bunları hatırlamamıza ve hatırlatmamıza vesile olan Adil Düzen Çalışanı Dr. Lütfi Hocaoğlu arkadaşımıza teşekkürler; ilgili ve yetkililerimizi uyarmaya devam ediyoruz…) |
||
Etiketler: Hakkı, batıl,, batılı, hak, sayma, ve, sorunlarımız…, |
|