|
||
‘Korona değil, korona tedavisi öldürüyor’ (mu?) | ||
Reşat Nuri EROL - Araştırmacı- Yazar - Adil Düzen Çalışanı | ||
‘Korona değil, korona tedavisi öldürüyor’ (mu?) Musa Derman isimli okuyucumdan, “Toprak, tarım ve pek çok şey nasıl öldürülür?-5” başlıklı beş yazılık yazı dizimin birinci yazısına yazdığı yorumdan söz etmiştim. Musa Derman beşinci yazıma da bir yorum yazmış; okuyalım: “Tespitleriniz çok güzel. Fakat ülkemiz tarım ülkesi genetiği değiştirilmemiş hiçbir ürün kalmamış, bizi idare edenlerin de öyle bir derdi yok maalesef. Hastanelerle, yapılan tetkiklerle, kullanılan ilaçlarla övünüyoruz (bunların nerede ise hepsi ithal), toplumu hastane ve ilaç bağımlısı yaptılar, SGK’yı batırdılar. Hepimiz fıtrata uygun beslenmezsek sonunda “küresel firmaların ……….” oluruz.” Yorum yazan okuyucum, boş bıraktığım son cümledeki yere elbette bir kelime yazmış; siz kendiniz o boşluğa uygun göreceğiniz kelime ve/ya kelimeleri koyun diye o kelime yok! Malum olduğu üzere, “korona-virüs” dönemi başladığı ilk günlerden itibaren, “Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya düzeni mi?” başlıklı tam 49 yazı yazdım yani “yeni normal” dönemine kadar yazmayı sürdürdüm ama anormallik devam ediyor! Bu bilgilerden sonra, hem önceki dönemde hem de “yeni normal” döneminde de anormallikler devam ediyor. Bu anormallikleri açıklayan, internette kolaylıkla ulaşabileceğiniz “Ünlü Alman hekim Dr. med Claus Köhnlein'in açıklamaları” ile devam edelim… “Dünya Sağlık Örgütü’nün isteği ve yönlendirmesi sonucunda, 24 saat yalan haberler yapılmakta. Boğaz ağrısı, nefes darlığı ve öksürük şikâyeti ile gelene test yaparsanız, pozitif çıkması normal. Ve asla test sonuçları gerçek değil. Test olayı, düşülen tuzağın birinci aşaması... Test sonucunda yapılan tedavi ise tuzağın ikinci aşaması... Testin pozitif çıkmasıyla, yüksek miktarda kortizon ve ağır antibiyotikler devreye giriyor. ‘Korona tedavisi' diye uygulanan şema, başka rahatsızlığı olan insanların ölümüne neden oluyor. KORONA DEĞİL, 'KORONA TEDAVİSİ' ÖLDÜRÜYOR. Ölüm arttıkça ve hastaneler test tuzağına düştüğü için hasta sayısı artıyor ve panik her geçen gün büyüyor. Eğer, dünyaya verilmiş olan panik havası ve test mecburiyeti olmasaydı, boğaz ağrısı ve öksürük şikâyetleriyle gelmiş olan insanlara eskisi gibi ilaçlarını verip dinlenmelerini isteyecektik. Her şey seyrinde gidecekti ama bu artık mümkün değil. Doktorlar, önüne konan tedavi şemasına, uymaya mecbur ediliyor. Eskisi gibi inisiyatif kullanmaları mümkün değil. Ayrıca hekimler üzerinde büyük bir baskı ve panik var. Lancet, ünlü tıp dergisidir, bu dergide yazılanlar kanun niteliğindedir. 50 yaşında hayatını kaybeden bir insandan söz ediyor. Bu insan, boğaz ağrısı ve öksürük şikâyetiyle gelmiş. Bu insana yüksek miktarda, 600 miligram kortizon verilmiş. Üstüne ağır antibiyotikler ve vücudun bağışıklık sistemini çökerten ilaçlar verilmiş. Ve neticede bu insan, hayatını kaybetmiş ve tamamen hekimlerin hatası. Olmayan bir salgından insanlar ölüyor. Ülke liderleri, koltuklarını korumak için, bu "kumpasta", bilerek veya bilmeyerek rol almışlardır. Dünyada oluşan panik havası, halklarda liderlere karşı "önlem almadı" baskısı doğurmakta. Liderler de oluşan baskıdan kurtulmak için, 'küresel kumpasa' boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Aslında panik ve korku dışında, hiç bir şey yok. Her şey normal seyrinde, ölümler virüsten değil. Korku ve panik, tedavi adı altında hekimlerin uygulamaya mecbur bırakıldıkları süreç, ölümlerin asıl nedeni...” Anlatılanlar şu videodan da izlenebilir; https://www.youtube.com/watch?v=xy6VLvnl-LE TAVSİYE: Bu yazının yazıldığı bugünkü (01.09.2020) MİLLÎ GAZETE yazarlarının tamamının yazılarını -özellikle de Şakir Tarım’ın ‘Salgın eşliğinde gidiş nereye?’ başlıklı yazısını- okumanızı tavsiye ederim… https://www.milligazete.com.tr/makale/5166657/sakir-tarim/salgin-esliginde-gidis-nereye |
||
Etiketler: ‘Korona, değil,, korona, tedavisi, öldürüyor’, (mu?), |
|