|
||
Arif Ersoy’u Süleyman Karagülle anlatıyor... -3- | ||
Reşat Nuri EROL - Araştırmacı- Yazar - Adil Düzen Çalışanı | ||
Arif Ersoy’u Süleyman Karagülle anlatıyor... - 3
Süleyman Karagülle, merhum Prof. Dr. Arif Ersoy’u anlatmaya devam ediyor…
Bu vesileyle bir anımızı anlatmak isterim. 1989 yılında henüz “doçent” olan Arif Ersoy ve Yrd. Doç. Süleyman Akdemir ile birlikte Avrupa’ya gittik. Akevler Özdemir Çelik Döküm A.Ş. fabrikamıza ortaklar arıyorduk. İlk günlerde Avusturya Viyana’da ben konuşuyordum. Sonra bana sıra gelmedi, kısmen de engellemeler oldu. Ama “Adil Düzen” oradaki bu konuşmalar ile iyice şekillenmeye başladı. ‘Ne anlatalım’ diye kendi aramızda istişare ettik ve tüm peygamberlerin sistemlerinin aynı olduğu üzerinde anlaşmış olduk. Gerek Doç. Dr. Arif Ersoy’un gerekse Dr. Süleyman Akdemir’in akademik tezlerinin ortak paydalarını belirleyerek konuşmalarımızı geliştirdik. Bu konuşmalarımızdaki içerikleri daha sonra Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile devam eden çalışmalarımız sayesinde iyice pekiştirmiş olduk. Böylece “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni” bütün Avrupa ülkelerinde -ayırım gözetilmeksizin bütün cemaatlere- anlatıldı. O kadar ki, Köln Millî Görüş Merkezi’ne ziyarete gelen Hıristiyan papazlar da bu anlatımlardan nasiplerini almış oldular...
Akevler Adil Düzen çalışanlarını oluşturanlar arasında yer alan bu akademisyen arkadaşlar elli senedir birbirlerinden hiç ayrılmadılar. Çok çalıştılar, çok tartıştılar, çok münakaşa ettiler, hatta her zaman olmasa da, bazı zamanlarda farklı davranışlara girdiler. Ama tartışmaları, münakaşaları ve davranışları daima Hakkı üstün tutan medeniyet adına ve uğruna oldu. Almanya’nın Hannover’de şehrinde Doç. Dr. Arif Ersoy, bir ara, ‘kooperatife ortak olarak katılmak isteyenler benim etkimle katlıyorlar’ diyerek, ‘oluşacak imkânları ben yönetmek isterim’ dedi. Aramızda derin bir tartışma başladı. Süleyman Akdemir arada kaldı; o hangi tarafı tutar veya kimi seçerse, son karar ona göre belirlenecekti. Arif Ersoy’un beklentisi ve isteği Akdemir’in kendi tarafına geçmesi idi. Süleyman Akdemir tavrını o zaman başkan ben olduğum için benden yana koydu, böylece başkanın tarafı kazanmış oldu. Bu durum Arif Ersoy’un hoşuna gitmese de, başkanlık kararı olduğu için böyle bir muhalefeti bir daha hiç yapmadı. Bu tartışma ve bu sonuç ‘Hannover ruhu’ adı ile Akevler tarihinde bir anekdot olarak kaldı ve sürekli anıldı. Bu olayla birlikte Kooperatif içinde başkan sıfatıyla benim sözüm geçmeye başladı ama bir gün bile birbirimize dargın olmadık...
Bir başka olay da Arif Ersoy’un Çorum Belediye Başkanlığı döneminde gerçekleşti. Belediye Başkanı Arif Ersoy ile İstanbul’daki bir hastaneler gurubunun tabipleri, başta Dr. M. Lütfi Hocaoğlu olmak üzere, hep birlikte Çorum’da ‘kooperatif sistemi ile bir hastane kurmak’ istedik. Değişik sebeplerle gerçekleşmedi ama bu vesileyle böyle bir proje hazırlanmış oldu...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Akevler Adil Düzen çalışanları içinde en çok Prof. Dr. Arif Ersoy’a saygı ve ilgi gösterdi. AK Parti’nin kuruluş merhalesinde ve sonraki ilk yıllarda kendisini partisine davet etti ama başta “Adil Düzen” üzerinde anlaşamadıklarından (ve daha başka sebeplerden… / RNE), ayrıca tarafsız kalmak istemesinden dolayı gitmedi...
Velhasıl, İslam ile Kur’an ile dopdolu bir hayat sürdürmüş olan Prof. Dr. Arif Ersoy, hiç beklenmedik bir zamanda aramızdan ayrıldı. Vefatından 10 gün kadar önce Reşat Nuri Erol, Süleyman Akdemir ve ben, kendisini Sebahattin Zaim Üniversitesi lojmanlarındaki evinde kısaca ziyaret etmiş ve ‘geçmiş olsun’ demiştik. ‘Bizler ile en kısa zamanda görüşeceği’ sözünü vermişti ama dünyadaki vade buraya kadarmış! Bu söz inşallah ahirette tahakkuk eder...
Onun hayatını yazacaklar çıkacaktır. Onlar bunu yaparken son elli senelik siyasi tarih ile İslam Ekonomisi tarihini de yazmış olacaklardır. Eşi Ecz. Leyla Ersoy, bütün aile fertleri ile birlikte, her zaman Akevler’i desteklemişlerdir; Arif Ersoy’un başarısının arkasında onun yerini unutmamak gerekir. Dünyada şimdi birbirimizden ayrılmış olabiliriz; inşallah ahirette ayrılmaz komşu oluruz. Ailesine, Kur’an düzenine hizmetlerinde devam etmesi dileğimizi tekrarlarız...
Reşat Nuri Erol, daha öğrenci iken bizimle olmuş, Arif Ersoy’un tüm yaşamını takip etmiştir; Millî Gazete’de günlerdir Arif Ersoy’u yazmaktadır; Allah razı olsun. Hatırası olanlar Reşat Nuri Erol’a göndersinler, sonunda külliyat oluşsun, kitap halinde yayınlayalım, inşallah... Allah rahmet eylesin, cümlemizi cennetinde cem eylesin. HÜVE’L-BAKI, ve’s-SELAM...
|
||
Etiketler: Arif, Ersoy’u, Süleyman, Karagülle, anlatıyor..., -3-, |
|