Yazı Detayı
17 Haziran 2021 - Perşembe 10:26
 
Asıl Mesele
Prof. Dr. Mirzahan HIZAL
 
 

ASIL MESELE
 
• İnsanlara göre  bazı konular  önemli  bazıları ise  önemsizdir.  Elbetteki  bu  göreceli  bir  şeydir. Gerçekte ise  neyin  önemli  neyin  önemsiz  olduğu  ilim  ve  akılla  bilinir.


Bazı  konular aslında çok önemli  hatta  hayati  öneme sahip olduğu  halde  insanların bir kısmı  bunları  nedense önemsemez, ne  kendisine ne de başkasına  faydası olmayan   işlerle  oyalanır,  zamanını  ve  enerjisini  bunlara  harcar.  Bu  bir  nevi  cehalet  olsa  gerek.  Örneğin,  çok  kazançlı  ve  iyi  yapabildiği  bir  işi  varken  onu  yapmayıp   her gün  balık tutmaya  giden  ve  bütün  zamanını  balık  tutmakla  harcayan  bir  adam  gibi.   Ya  da  çok  çalışarak  girdiği  ve  sevdiği  bir  okulda  başarı  ile  okuyan  ve  son  sınıfın  bitmesine  bir  ay  kala  okulu  terk eden bir  öğrenci  gibi.  Böyle  örnekler  yok mu?  Çevrenize  bakın,  daha  kötülerini  bile  görebilirsiniz.   Mutlu olmak  için  her türlü  maddi  imkana, zenginliğe ve  itibarlı bir  işe  sahipken, elindekinin  kıymeti  bilmeyen,  hırs  yapan,  daha fazlasına tamah edip  elindekini de  kaybedenler  yok mu? Peki  bu  neden  oluyor?   Beşer  şaşar  sözü  boşuna  söylenmemiştir.  Dünya  hayatında  insanı  oyalayan,  dikkatini  dağıtan,  görevini  unutturan,  amaçtan  saptıran  çok  sayıda  şey  vardır.  Geçim derdi,  iş güç,  para kazanmak, para harcamak, okul,  siyaset,  hükümet,  ihale, inşaat,  ithalat,  ihracat,   kredi,  ticaret, tayin,  atanma  v.s   insanların çoğu için birer  araç olmaktan çıkmış,  amaç haline gelmiş,  hayatın  gayesi  hatta  bazen  tek gayesi   olmuşlardır.  Hayatın gayesini bilmeyen  bu  tür insanlar  bunlara  taparcasına önem   vermekte  ve  bu  yaşadıklarını   her şeyin önüne koymaktadırlar.  Hayatlarını,  imkanlarını, zamanlarını,  fırsatlarını  hatta  bazen  sağlıklarını bile  bunlara feda  edebilirler  . “İnandığı gibi yaşamayanlar,   yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar.”


 
• Hayat  bir  engelli  yarıştır.  Ya  da  ilk defa  geçtiğin bir yolda  otomobille  çıkılan  yolculuk  gibidir.  Otomobil  kullananlar  iyi  bilir.  Herşeyden  önce  yola  dikkat  edeceksin.  Hiçbir  şey  seni  yola   bakmaktan  alıkoymamalıdır.  Gece  veya  gündüz,   kar,  yağmur,  çamur,  başka  araçlar, yanındakinin  konuşması  v.s  yola  dikkat  kesilmene engel  olmamalıdır. ASIL MESELE  yola bakmaktır.  Bir  anlık  gafletin  faturası  çok  ağır  olabilir.  Üstelik  bu  yol  tek  yönlüdür.  Sadece  gidiş   var.   Hayat  yolculuğunda bir  hata  yaparsan  geri  dönüp de  düzeltme  şansın  hemen  hemen  hiç  olmaz.  Yol  çukurlar  hatta  uçurumlar,  virajlarla  doludur.  Hep  dikkatli  ve  tedbirli  olmak  gereklidir. Hiç değişmeyen temel  kural, “asla gözünü yoldan ayırma” dır.  Kaza anında  bile  yola dikkat etmeye devam etmelisin,  belki  son  anda  bir  manevra  yapıp kazayı  ucuz atlatabilirsin.


 
Peki  bizler  hayatın  böyle  bir  yolculuk  olduğunun  farkında mıyız?  Yoksa  zaman  zaman  gördüğümüz, 
kamyona  doldurulmuş  koyun  sürüsünün  yaptığı  yolculuk gibi  bir  yolculuk  mu  yapıyoruz?  Nereden  geldiğini,  nereye  gittiğini,  neden  gittiğini  bilmeden.

 

Hadisi  kutside   mealen  buyuruluyor ki;


“biz  insanları  bize   yardım etsinler,  yoldaşlık  yapsınlar,  yalnız  olmayalım  diye,  onlara  bir  ihtiyacımız olduğu  için  yaratmadık. Sadece  ve  ancak  bize  kulluk  etsinler diye  yarattık.”


Yani  hayat  yolculuğu  ancak   Allah cc  a kulluk  için  yapılan bir  yolculuktur.
 

 

• O halde  kulluk  nedir? İşte  ASIL  MESELE   budur.


Kulluk,  ya da  ibadet  nedir?  Ortalama  bir  müslümana  sorarsanız  ibadet,  namaz kılmak  oruç  tutmak, hacca  gitmek  v.b  islamın   şartlarını  yerine  getirmektir  der.  Peki  bunlar  ne  kadar  zamanını  alıyor?

 

Namaz 24  saatın en  çok bir  saatını,  oruç senede  bir ay,  hac  ömründe bir kere..  Nafile  ibadetler,  zikirler,  okumalar,   sadakalar  v.b  ile belki biraz daha  fazla.   Peki  kalan  kısmı  ne  olacak?  Ne  yani,  24  saat    aralıksız  ibadet  mi  edelim?  Biz  evliya mıyız?  Kalan  kısmında da   eğlenip  ,  yer  içer  hayatımızı  yaşarız. Bu kadar mı? Peki  ya  birileri  seni  bu  ibadetleri  yapmaktan  alıkoyar  hatta engeller,  yasaklar  koyarsa  ne  yapacaksın?


Ne  engeli?  kim  engel  koyacakmış?


Birkaç  örnek  verelim;  bankalar  açar,  paranı  bankaya  yatırttırır,   kredi,   faiz,  alır,  verirsin,  kazancına,  yediğine,  içtiğine  haram  karışır,  yaptığın  ibadetler   şüpheli, mundar  olur, belki de  kabul  edilmez.   Necasetli  suyla  abdest  alsan kıldığın  namaz  namaz  olur mu?  Veya  miras,  ceza, borç  hukuku  v.b  konularında  Allahın cc  değil,  gayri müslim  hiristiyanların  kafalarına göre  yaptıkları  yasaları  sana zorla uygularlar,  namazla  kazanmayı umduğun  sevabın  kat  kat  fazlasını  bu  işlerle  kaybedersin.


Sen  namaz  kılarken veya hacca  gittiğinde   çocuğun  silüetlerin  önünde,  tapınaklarda merasimlere  ve  tapınma  törenlerine zorlanır, içkiye ve uyuşturucuya alıştırılır. Bu örnekler  iç karartıcı  şekilde  çoğaltılabilir.


 
• Görülüyor ki,  bu hayat  yolculuğu  tavuklarınki  gibi  olmayacaksa   bir takım  çalışmaların da  yapılmasını  gerektiriyor.  Herkes  bilir ki,  sürücülükte  direksiyonu sımsıkı  tutmak  yetmez.  İnsanla   İslam   arasına konulan bu engellerin  kaldırılması çalışmasına dinimizde Cihad denir. Canla, malla veya ilimle yapılan cihad.


 
Ebu Hureyre (RA) Efendimizden SAS  rivayet ediyor: «Cihad etmeden, içinde cihad etme arzu ve niyeti de taşımadan ölen kimse, münafıklıktan bir şube üzere ölmüş olur.»   ( Müslim )


 
Anlatmaya çalıştığımız  şey,  yani  ASIL  MESELE  şudur ki,  ibadet  veya  kulluk  24  saat,  herzaman  ve  her yerde  yapılır. Allah CC  insanları   sadece  camiler  yapıp  içinde  namaz  kılsınlar  diye  yaratmamıştır. Hatta sadece  namaz  kılsınlar,   oruç tutsunlar  v.s  diye de  yaratmamıştır.


Ne  için  yaratmıştır?


Yeryüzünü  onun rızasına uygun şekilde yönetmek, imar ve  islah etmek için.   İşte  kulluk, yani Allah cc a hizmet etmek  budur. İşte  ASIL MESELE  budur.  Allaha cc  giden yol budur. Bu yolculukta Temel Kural, “Asla Allahın cc rızasından ayrılma” dır.  Ayrılanlar yoldan çıkar.
Yeni  ve  alışılmadık  bir  kulluk  tarifi  mi  uydurduk?


Şu ayeti  kerimelere  bakınız.


 
“Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım. Onlardan bir rızık istemiyorum, beni doyurmalarını da istiyor değilim.  Şüphesiz rızkı veren, sarsılmaz gücün sahibi olan yalnızca Allah’tır.”  (Zariyat  56-58)


 
“O hanginizin daha güzel İŞ YAPACAĞINI belirtmek  için ölümü ve hayatı yarattı. O güçlüdür, O'nun gücüne hiçbir güç erişemez ve tek bağışlayan da O'dur. “(Mülk 67)


 
“Allah size, EMANETLERİ mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında HÜKMETTİĞİNİZ zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor.”  (Nisa58)


 
• Yani  son derece  açıktır ki, Allahın cc  insanların amellerine ve ibadetlerine ihtiyacı yoktur. Allahın cc insanları yaratmasının başlıca  sebebi ve hikmeti, güzel işler yapmaları (imar ve islah),    emanete  riayet ve  adaletle  hükmetmeleridir.   Müslümanlara  hükmetmek,  yönetmek  görevi  verilmiştir.   Hükmedilmek,  yönetilmek  değil.  Namaz,  oruç,  zikir,  hac  v.b  düzenli  ibadetler  bu  görevi  yerine getirebilmeleri için   yaptıkları  hazırlık  çalışmalarıdır.  Asıl görev  ve  asıl  mesele değildir.  Yani  araçtırlar,  amaç değil.  Burada da   aracı  amaç  edinme   ve  bu  şekilde  amaçtan  sapma  tuzağına  düşmemek  gerekir.  Şüphesiz  amaçlar da  araçları meşru kılmaz.  Maruf ve makbul bir amaç için de olsa  gayrı meşru yollar,  yalan,  hırsızlık,  sahtekarlık  yapılamaz.  Haramdan  şifa olmaz.  Haram tevil edilemez.
Şeytanın  tuzakları  çoktur.  Namazdan  vazgeçiremediği  mü’mini   Allaha CC  değil  seccadesine secde eder   hale  getirmek  de  bunlardan  biridir.  Allahın CC  kitabındaki hükümlere değil, kitabın  kağıdına ibadet  ettirmek de  bunlardan biridir.   Bütün  sene  günaha sokup, bankadan umre kredisi alıp  faizli parayla  umreye  gönderip  günahlarını sildirmek(!)  de  bunlardan   biridir.  Fitne çıkmasın diye,   en  büyük  fitne olan  haramlara  razı  etmek  ve Allahın CC yolundan alıkoymak  da  bunlardan  biridir.  Allaha cc  hizmet  edeceğiz diye  insanlara  yalanlar  söylemek   ve  onları  aldatmak,  kendi  çıkarlarına hizmet  etmek  de  bunlardan  biridir.


Bir işin  hayırlı olduğunun işareti ve delili  kullanılan araç  ve  usullerin  hayırlı  ve  meşru  olmasıdır.


Bizim önderimiz ve  örneğimiz olan Allah Resulü SAS, tebliğ  ve davetten vazgeçmesi karşılığında kendisine yapılan  kırallık, hükümdarlık v.b tekliflerini  reddetmiş ve  değil bunlar, güneşi, ayı verseler Allahın cc emanetini koruyacağını beyan etmiştir. “Önce bir kral olayım sonra nasıl olsa onları yola getiririm” dememiştir.


Hayat  yolculuğunda  İnsanın imandan sonra en büyük imtihanı  mal ve  menfaattır. Aklı, fikri, zamanı, işi gücü,  para ve mal  edinmek  ile meşguldür.  Rüyalarında bile  para  görenler vardır. Cennetteki bolluk ve  bereketten sonra kup kuru Dünyaya  inince  bu menfaat  kaygısı  ve  hırsı  genlerine işlemiş olmalı.


“İnsan, kendi tercihlerine, menfaatine, mal sevgisine de aşırı düşkündür.” (Adiyat 8)


AllahCC için yola çıkanlar  gereksiz ve faydasız  eşyayı  kendilerine yük etmezler.
Hz. Ebu Bekir RA  Hilafet görevinin  sonunda  vefat ettiğinde, kendinden sonraki  halifeye  teslim edilmek  üzere  bıraktığı  kabın içinden kendisine hazineden  maaş olarak verilen paralar  ve  bir  not  çıkmıştı. 

 

“ Allah Resulunün SAS  makamında   onun  ücret almadan yaptığı görevi  ücretle  yapmaktan    haya ettiğimden   bu  maaşları  hazineye iade  ediyorum." yazılı bir  not.

 
Etiketler: Asıl, Mesele,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
08 Mayıs 2024
YÜZDE ON NEREDE?
22 Kasım 2021
ÇOK BASİT NEDENLER
17 Ekim 2021
Paranoya
30 Eylül 2021
Meselelerimiz -2-
27 Eylül 2021
Meselelerimiz -1-
03 Eylül 2021
Lisede ilginç hocalarımız vardı!
25 Ağustos 2021
Devşirmeler -2- Bir Profesörün Ağzından!.. Çok Önemli İtiraflar!..
24 Ağustos 2021
Devşirmeler -1- Bir Profesörün Ağzından!.. Çok Önemli İtiraflar!..
19 Ağustos 2021
Önden Gidenler
15 Ağustos 2021
Bilgiyi İşlemek ve Üniversiteler
08 Ağustos 2021
Sebepler ve Sonuçlar
31 Temmuz 2021
Kayıtsız ve Şartsız mı?
23 Temmuz 2021
Çare ve Çözüm
07 Temmuz 2021
Ötekileştirmek
03 Temmuz 2021
Merdiven
26 Haziran 2021
Kökler
21 Haziran 2021
Ölçüler
19 Haziran 2021
En Mükemmel Din
15 Haziran 2021
Manevi Bir Hastalık
09 Haziran 2021
Dinlerden Bir Din mi?
13 Mayıs 2021
BİZDEN misiniz?
11 Mayıs 2021
Arslanlar ve Sırtlanlar
06 Mayıs 2021
Meselenin Özü Nedir?
04 Nisan 2021
Neden Olmaz?
19 Şubat 2021
Altın Kafes -2-
17 Şubat 2021
Altın Kafes -1-
12 Şubat 2021
MIŞ GİBİ Yapmak!..
30 Ocak 2021
AMAZON Açık ama
28 Ocak 2021
DİJİTAL DÜNYA - ALİS Harikalar Dünyası
16 Ocak 2021
Yerli sanayi konusunda bir soru üzerine!.. “Sizi gidi montajcılar
13 Ocak 2021
Sahte İçki -2-
08 Ocak 2021
Sahte İçki -1-
29 Aralık 2020
Ne Ekerseniz
05 Aralık 2020
Hangi Yüzle?
05 Aralık 2020
Alim - Amir
29 Kasım 2020
Övmek Övünmek
21 Kasım 2020
Feraset, Dirayet, Basiret
29 Haziran 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Prof. Dr. Mirzahan HIZAL Kimdir ?
27 Haziran 2020
Prof.Dr. Mirzahan Hizal Yazı Dizisi 2010-2020
Haber Yazılımı