Yazı Detayı
24 Mart 2022 - Perşembe 21:26
 
Eğri Tezgâhtan Doğru Mamul Çıkmaz!
Dr. Ercan ÖZÇELİK / Yazar, Eğitimci, Sağlık Yöneticisi
 
 

Eğri Tezgâhtan Doğru Mamul Çıkmaz!

TV yayınları, sinema ve tiyatro gibi görsel sanatlar ve yapımların pek azı müstesna kaydıyla, ekseriyeti kadim medeniyetimizden süzülerek gelen dini ve kültürel değerlerimizin, en büyük düşmanı ve yıkıcı unsurlarına dönüşmüştür. İnternet yayınları da benzer kulvarda ve giderek artan oranda etkili olsa da toplum geneline ulaşma derecesi henüz TV yayınları kadar güçlü değildir.


Bu yazıda, izlediğimizde yüzümüzü kızartan, bu kadar da olmaz denilen senaryo ve sahnelerin arkasındaki profesyonel beyin ve sermaye takımını irdelemek istiyorum.


Yayına sokularak evlerimize destursuzca giren; ahlaksız, seviyesiz, şiddetle yoğrulmuş, israfı, lüksü ve aşırı tüketimi özendiren yapımların, çıktığı merkezler de aynı durumda! Üreticilerinin zihniyetleri ve inanç dünyaları bozulduğu, sapkınlaştığı ve hedonizmin pençesinde iğdiş edildiği için, ürünleri de böyle bozuk ve zararlı çıkıyor. Üstelik, yerli ve yabancı sermaye odaklarından, bu sapkın ve yıkıcı yapımların giderek çoğalması için özel teşvikler de alıyorlar!


Eğri kurulan tezgâhtan doğru mamul çıkmaz! Halkın sosyolojik değer yıkımını önlemek ve korumak istiyorsak, önce bozuk tezgâhların çalışmasına karşı tedbir almalıyız!


CEDAW, Lanzarote, İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası dayatma sözleşmelerinin yıkıcı etkisiyle, mevzuatımızda hızla yaşanan din ve kültür düşmanlığının sağladığı zehirli özgürlükten yararlananlar, genelde bu sapkın ve bozuk tezgâhlı çevreler olmuştur. Onların yok ettiği genişleme alanları, halkın değerleri ve kültürel zenginlikleridir.


Medyatik şahısların, çocuk denecek yaşlarda yaşadıkları fuhuş türevi hayatlarının magazinsel sosla övülerek halka sunulması, aklı evvel basiretsiz devlet yetkilileri tarafından gençlere örnek olarak gösterilerek ödülle taltif edilmesi, evliliği resmi ve dini açıdan kesin yasaklanan akrabaların sapık ve ensest ilişkilerini hem özel hayatlarında hem de senaryolar ile rol gereği sergilemeleri, hep aynı amaca hizmet eden karanlık çalışmalardır.


Medya içerik sağlayıcılarının ve üreticilerinin, özel hayatlarında din ve aile gibi değer algılarının topluma aykırı düzeyde ters ve sorumsuz seviyede olduğu, bilimsel araştırmalarla da tespit edilmiş bir gerçektir. Nitekim, Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünün 2008 yılında yapmış olduğu çalışmalar “Medya Profesyonellerinin ve Medyanın Aile Algısı” adıyla kitap halinde toplanmıştır. Bu kitaba dayanarak hazırlanan yeni araştırmalar da yayınlanmıştır.


Yapılan araştırmalar, medya mensuplarının aile ve ahlak temelli değer yapılarının toplumun ortalamasını yansıtmadığını, toplumla aynı hassasiyetleri taşımadıkları gibi aleyhine tavırlar içinde olmayı özellikle tercih ettiklerini göstermiştir. Bunun medyaya yansıyan son örneklerinden birisi de vefat etmiş bir arabesk kadın sanatçısının hayatını işleyen filmin yönetmenlerinin, 6 yıldır eşcinsel evlilik içinde olduklarını çekinmeden ilan eden iki erkek müsveddesinin haberlere konu edilmesidir.


Klasik sivrisinekle mücadele yöntemi, muzır ve zararlı yapımlar için de geçerlidir. TV’lerdeki rezaletlerin yayınlanıp halkı ifsat etmesinden sonra devletin ve RTÜK’ün lütfen göstermelik tepki vermesinin hiçbir anlamı ve faydası olmamaktadır. En basit bir mamulü üretmek için dahi bir sürü nitelik ve standartlar aranırken, medya içerik üreticilerine sınırsız serbestiyet verilmesi asla kabul edilemez. Yapımcı firmalar ve senarist gibi profesyonel medya mensupları akredite edilerek, denetime tabi tutulmalıdır. Milli ve manevi değerlerin korunması için tedbir alma taahhütleri önceden alınmalı, senaryolardaki temel unsurlar kontrol edilmeli ve uygulanmadığında etkili cezai yaptırımlar ile hak mahrumiyetleri getirilmelidir.


Eskiden yabancılarda, şimdilerde ise yerli yapımlarda sıkça görmek zorunda bırakıldığımız ahlaksız davranışların ve kötü alışkanlıkların, halkımız arasında daha fazla yayılmaması için, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, ilgili bütün resmi kurumları ve STK’larımızı göreve davet ediyoruz. Yarın adım atarsanız çok geç kalmış olacaksınız. Hemen bugün ve şimdi davranmalıyız!

 
Etiketler: Eğri, Tezgâhtan, Doğru, Mamul, Çıkmaz!,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
19 Kasım 2024
Vatandaşa Banknot Zulmü Neden Yapılıyor?
10 Kasım 2024
Doğruyu Söylemekle Doğruyu Yaşamak Aynı Şey Değildir!
04 Kasım 2024
Sağlık Sistemimizi Çökerten Taşeronlaşma ve Kışkırtılmış Talep Sorunları
08 Ekim 2024
Türkiye Varlık Fonu’nu Anayasamıza Uymaya Davet Ediyorum!
19 Eylül 2024
Anayasa Değişikliği Yapılacaksa İstediklerimiz ve İstemediklerimiz Nelerdir?
14 Eylül 2024
Devlet Memurlarının Talepleri Nelerdir?
03 Eylül 2024
İklim Dayatmalarını Ne Kadar Biliyoruz?
27 Ağustos 2024
Çoktan Kaybettiğimiz Bir Cephe: #Pornografi
04 Ağustos 2024
Siyonizmle Mücadele Helal Gıdadan Başlar!
12 Temmuz 2024
Yargı Paketlerinde Neler Olmalıydı?
19 Haziran 2024
Karşılıksız Çeke Ceza Varsa, Karşılıksız Vaatlere de Olmalı!
27 Mayıs 2024
Başıboş Köpekler İçin Kim, Ne Diyor?
20 Mayıs 2024
Emeklilere Yapılan Haksızlıklar ve Sonuçları
25 Aralık 2023
Seçimleri #Önceİnsan Diyebilenler Kazansın!
11 Kasım 2023
CHP’de Özgür Özel Dönemi Nasıl Olur?
12 Ekim 2023
Aşk Olsun Sana HAMAS!
03 Temmuz 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-4: #İnfazKorumaMemurları
09 Haziran 2023
YÖK'e Yok Artık Demek Lazım!
28 Mayıs 2023
Kimler Bakan OLMASIN?
05 Mayıs 2023
Mağdur Zorbalığı
26 Nisan 2023
Bir İstihdam Hastalığı: #Çalışanİşsizler
16 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-3: #Assubaylar
13 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-2: #UzmanÇavuşlar
11 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-1: #GüvenlikKorucuları
06 Nisan 2023
Memurların Durumu Devletimize Yakışıyor mu?
31 Mart 2023
EYT Yangınını SGK Personeli Nasıl Söndürsün?
30 Mart 2023
Kamu Hizmetleri Çakma Kadrolarla Yürütülemez!
13 Mart 2023
Bağ-Kur’lunun Çilesi Ne Zaman Bitecek?
05 Mart 2023
Anne-Baba İle Yaşanan Her An Nimettir!
26 Şubat 2023
EYT Mevzusu Neden Bu Kadar Karıştı?
24 Şubat 2023
EMEĞİ KAMU SÖMÜRÜRİSE! BAŞKASINA NE DİYELİM?
13 Şubat 2023
Erkeklere Düşmanlığınızın Bir Ölçüsü Yok mu?
27 Ocak 2023
Zor Ama Haklı Bir Talep: #EhliyetAffı
25 Aralık 2022
Bütün kervanlar yolda düzülmek zorunda mı?
21 Aralık 2022
YÖK Mağduru Akademisyenler
19 Aralık 2022
Milli Eğitimin Akıl Almaz İhmali!..
06 Aralık 2022
Hayatta Başıboşluğa Yer Yoktur!
06 Kasım 2022
657’nin Kanayan Yarası: #YHS Personeli
21 Ekim 2022
Sağlıkta #İsraf Sorunlarımız
20 Ekim 2022
Anlaşılamayan Özel İnsanlarımız: #Disleksi
14 Ekim 2022
Sessiz İstifayı Biliyorduk!. Ya Sessiz Boşanma?!
04 Ekim 2022
Sinsi ve Kadim Düşmanımız: #İSRAF -1
04 Ekim 2022
Şimdi Gönül Köprülerini Onarma Zamanı!
24 Ağustos 2022
Tasması Olmayan Her Köpek Başıboştur!
10 Ağustos 2022
Ani Ölümleri Neden Sorgulamıyor ve Araştırmıyoruz?
10 Haziran 2022
Başıboş Köpek Terörünün Sorumlusu Belediyelerdir!
24 Mayıs 2022
Devletimizi, Kendi Yumruğu ile Nakavt Ettirmeyelim!
03 Mayıs 2022
#Sessizİstila: Gerçek mi, Proje mi, Paranoya mı?
29 Nisan 2022
İstanbul Sözleşmesinin Davası Bile Facia!
24 Nisan 2022
Krize Dönen Meselemiz: #BaşıboşKöpekler
22 Nisan 2022
İletişebildiğimiz Kadar Etkiliyiz!
09 Nisan 2022
Konuşulmayan Felaketimiz: #SütkardeşEvliliği
05 Nisan 2022
Süresiz Nafaka Sorununa Çözümler Hakkında
01 Nisan 2022
Yeni Bir Ramazan Ayına Daha Kavuşurken
15 Mart 2022
Boşanmanın Davası Olur mu?
07 Mart 2022
Kadın-Erkek İlişkisinde Şiddetin Temelleri
05 Mart 2022
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Esas Hedefi İslam’dır!
02 Mart 2022
Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Ne Yapıyor?
28 Şubat 2022
28 Şubat Dönemi Geri Gelebilir mi?
24 Şubat 2022
Ümitvar Olalım, Güzel Gelişmeler de Var!
17 Şubat 2022
Bir Cinayetin Anatomisi, Algı ve Olgu Gerçeği
14 Şubat 2022
Hanımefendiler, Asıl Düşmanınız Kim Biliyor musunuz?
29 Ocak 2022
Yasalarla Çökertilen Aileyi Genelgeler Doğrultamaz!
25 Ocak 2022
İlköğretimde Sınıfta Kalma Geri Gelmelidir!
17 Ocak 2022
Bütün Suç Sabetaycılarda mı?
27 Aralık 2021
Mutlu Bir Evlilik İçin: Erkekler Söylesin! Kadınlar Göstersin!
12 Aralık 2021
“Kadına Pozitif Ayrımcılık” Erkeğe Zulmün Süslü İfadesidir!
02 Aralık 2021
Hastalıklarımızdan Dersimizi Alabiliyor muyuz?
21 Eylül 2021
Hayvan Hakları Yasası Değişti. Sorunlar Çözüldü mü?
02 Eylül 2021
Erkeklere Yönelik Şiddete Dur Diyecek Yok mu?
25 Ağustos 2021
Kamuda Yeni Trend Örgütsel Mobbing mi Oldu?
23 Ağustos 2021
Camdan Köşklerde Oturanlar, Başkasına Taş Atmasınlar!
13 Ağustos 2021
Kuzuyu Kurda Teslim Eden Sistemden Hayır Gelir mi?
05 Ağustos 2021
Orman Yangınları Bizi Nelerle Yüzleştirdi?
26 Temmuz 2021
Erkeklerin Namus ve Şerefleri Kadınlara Emanettir!
16 Nisan 2021
Mutluluğun Sırrı Haddini Bilmekte Saklı!
02 Nisan 2021
Hayatımızdan Allah’ı Çıkardık, Nefsine Zulmedenlerden Olduk!
25 Mart 2021
İstanbul Sözleşmesi Bitti. Şimdi Ne Yapmalıyız?
24 Şubat 2021
Neden Bütün Şerli Yollar İstanbul Sözleşmesine Çıkıyor?
21 Aralık 2020
Sağlık Personeli Neden Mutsuz ve Umutsuz?
10 Aralık 2020
Emekçilerin Baş Belası: Gelir Vergisi Matrahı
01 Aralık 2020
Allah Kimseyi Gördüğünden Geri Koymasın!
11 Kasım 2020
Modası Asla Geçmeyen Şeyler: Hamaset ve Cerbeze
11 Kasım 2020
İstanbul Sözleşmesi Ateşe Çağırıyor!
11 Kasım 2020
Ehliyet ve Liyakatten Neler Anlıyoruz?
11 Kasım 2020
Sadece Lafta Bıraktığımız Şeyler: Ehliyet ve Liyakat
04 Kasım 2020
Allah Adildir, Kullarının Çoğu Zalimdir!
04 Kasım 2020
Paradigmamızı Değiştirmemiz Lazım!
04 Kasım 2020
Ben Babamdan Öğrendim!
04 Kasım 2020
Başımızdaki Belaları, Aslında Biz Erkekler Çağırdık!
04 Kasım 2020
Kökü Kazınacak Geleneklerimiz de Var!
04 Kasım 2020
Neden #ÖnceAİLE Demeliyiz?
04 Kasım 2020
Süslü Kelimeler Acı Gerçekleri Kapatamaz!
04 Kasım 2020
Ben Babamı Değil, Kendimi Yıkadım Aslında
Haber Yazılımı