Yazı Detayı
14 Eylül 2024 - Cumartesi 10:38
 
Devlet Memurlarının Talepleri Nelerdir?
Dr. Ercan ÖZÇELİK / Yazar, Eğitimci, Sağlık Yöneticisi
 
 

Devlet Memurlarının Talepleri Nelerdir?

Kısaca "Toplumsal Beklentiler" adıyla bilinen ve aslında yıllardır çözülmesi istenen, birçoğu kronikleşmiş talep ve mağduriyetlerimiz var. Ne yazık ki Yüce Meclisimiz tatil yapmaktan, ne kadar faydalı ve gerekli olduğu belirsiz devlet anlaşmalarını (Filistin vatandaşlarının Türkiye'de, Türk Vatandaşlarının Filistin'de ehliyetlerinin geçerli sayılması gibi!) tartışmaktan, toplumsal beklentileri konuşmaya bir türlü fırsat bulamıyor!
 

Gittikçe kabaran toplumsal beklentileri gruplara ayırarak derlemeye karar verdiğim yazı serisinin ilkinde, Devlet Memurlarının sorun ve taleplerini yazmaya çalışacağım. Ne kadar gayret etsem de mutlaka eksikler de çıkacaktır. Onları da yorumlama eklemeleri dileğiyle değerli okuyucularımın anlayışına bırakıyorum.
 

Devlet memurları arasında en fazla mağdur edilen grup, Yardımcı Hizmetler Sınıfıdır. Aidat tahsildarı, atama kulisçisi, lüks yaşama özentili sendika ağalarının kendi sözleşme ve belgelerini dahi unutarak mağduriyetlerini sürdürdüğü, kompleksli kamu amirlerinin yönetimde tahakküm şehvetlerini söndürdüğü, bütün kalite kriterlerine aykırı olmasına rağmen ısrarla sürdürüldüğü bir garip sınıftır yardımcı hizmetler. Yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılarak mensuplarının eğitimlerine uygun genel idari ve teknik hizmetlere aktarılmasını istiyorlar ve haklılar da! Taşerondan sözleşmeli işçiliğine geçen kardeşlerimizden de düşük maaşları alan, emeklilikte en çok sefil edilenlerden olduklarını da söylemeye gerek yoktur sanırım.
 

Devlet memurlarının tamamını ilgilendiren büyük bir sorun da emekliliğe yansıtılmayan maaş ve aylık gelir kısımlarıdır. Özellikle geçen yıl kanuna karşı muhalefet edilerek 375. KHK'ya eklenen geçici 40. maddesi ile sadece çalışan memurlara seyyanen zam yapılması tam bir haksızlık, zulüm, ekonomik ve sosyal bir faciadır! Bu garabet yüzünden zincirleme sorunlar çıkmıştır! Emekli memurlar şimdi 14.500 TL olan fark yüzünden sefil olmaktadır. Maaş bağlanma oranlarını yüzde 40 civarına düşüren bu uygulama sonucu artık devlet memurları emekli olmayı asla düşünememektedir. Kamu kurumları 65 yaşına kadar zorla çalışan, mutsuz ve verimsiz personelle dolmaktadır. Artık devletin yaş ortalaması hızla yükselecektir. Memurlar emekli olmadığı için gençlerimiz de kamuda boş kadro bulup atanamıyorlar. Bu haksız ve vicdansız uyanıklığın millete maliyetini gören yok mu? Memurların maaşlarına çeşitli isimlerle eklenen sabit gelirlerin mutlaka emekliliğe yansıtılması gerekir. Değişken olanlarda ise bir oranlama sistemine geçilmelidir.


Sözleşmeli veya kadrolu memurların, gerek normal kurumlarda, gerekse  üniversite ve belediyeler gibi özerk kuruluşlarda en çok maruz kaldığı sıkıntılardan birisi de eş durumu sorunu ve aile birleşimi engelidir. Suiistimal edenlere ağır yaptırım ve önlemler eşliğinde, aile birleşimi kolaylığı sağlanmadığı sürece devletin aile hassasiyeti kağıt üzerinde kalmaktadır. Şu anda çoluk çocuk ayrı şekilde yaşamaya veya artık dayanamayarak boşanmaya zorlanan binlerce memur ailesi bulunmaktadır. Aile dostu politikalar gerçek icraatlar ile gösterilmelidir!
 

Devlet memurlarının, EYT düzenlemesi sonrası mağdur edildiği diğer bir konu da askerlik ve eğitim borçlanmasıdır. SSK ve Bağ-Kur sigortalıları işe giriş öncesi askerlik için borçlanarak, askerlik kadar süreyi geriye çekebilirken, bu haktan Devlet Memurları SGK'nın keyfi yorumuyla mahrum bırakılmıştır. Diğer dönem astsubaylar sivil okul borçlanmasından yararlanabilirken, 2000-2002 arası dönemlerdeki astsubaylar da tuhaf bir şekilde bu haktan faydalandırılmamıştır. Memurların, askerlik ve sivil eğitim borçlanma sorunları çözülmelidir.
 

Kurumlar arası yatay geçişle kariyer değişikliği imkanı 657 sayılı devlet memurları kanununda yer almasına rağmen, Milli Eğitim Bakanlığının 12 yıl önce yayınladığı bir yönetmelikle bu hakkın kullanımı iptal edilmiştir. Kanuna aykırı düşen bu yönetmelik 12 yıldır yürürlüktedir. Öğretmenlik eğitimi almış ve zaten memur kadrolu liyakatli öğretmenler varken çocuklarımızın öğretmensiz bırakılması, ücretli öğretmenlik vb. geçici çözümlere gidilmesi, iyi niyet ve başarılı yönetim anlayışıyla izah edilemez. Bu sorun giderilerek tekrar ilk atamalarda yüzde 3 oranında memur öğretmenlere yatay geçiş yolu açılmalıdır.

 

Türkiye'de çalışacak yabancı mimar ve mühendisler için en az asgari ücretin 4 katı maaş ödenme şartı bulunmaktadır. Ne yazık ki bu oran memur kadrosunda çalışan yerli mimar ve mühendislerimiz için çok görülmektedir. Milyonlarca insanın hayatın etkileyen iş ve projelere imza atan memur kadrolu mimar ve mühendislerin, çok düşük maaşlara mahkum edilmesi çok yönlü tehlike ve sıkıntı kaynağıdır. Nitelikli personelin devletten uzaklaşması, yolsuzluk gibi istenmeyen olaylara zemin kurması, kalite ve verimliliğin düşmesi gibi sorunlar sıraya girmektedir. Mimar ve Mühendisler ile yakın grupta sayılan hakim-doktor kadrolu memurlar arasındaki gelir farkı yıllar içinde uçuruma dönmüştür. Bu haksızlıkların giderilmesi gerekir.
 

3600 ek göstergenin verilmesinde eksik kalan ve vaatler yapıldığı halde unutulan lisans mezunu devlet memurları ile emeklilerinin geciken hakları verilmelidir. Aynı şekilde fiilen yöneticilik yetki ve sorumluluklarını üstlenen ama ek gösterge ve ek ödeme gibi konularda düz memur muamelesi yapılan kamu şeflerinin de bozulan ekonomik yapıları düzeltilmelidir.

 

Bazı bakanlıklarda meslekler arası ayrımcılık açısından anormal derecelerde sorunlar yaşanmaktadır. Örneğin Sağlık Bakanlığındaki yönetim makamlarının yüzde 95'i sadece hekimler tarafından doldurulmuştur. 39 sağlık branşının temsilcileri sayı ve görevlerine uygun hakkaniyetle temsil makamı bulamamaktadır. Bunun adı hegemonyadır. Aynı şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinde de subaylar ve astsubaylar arasındaki ayrımcılıklar göz ardı edilemez boyutlara ulaşmıştır. İnfaz Koruma Memurları fiilen hayati risk taşıyan tehlikeli ve yıpratıcı bir görev yaparken genel idari hizmetler sınıfında tutularak mağdur edilmektedir. Kısacası bakanlıklarda olması beklenen meslekler arası hiyerarşi ve hakkaniyet, yerini ayrımcılık ve zulüm boyutlarına bırakmıştır. Bunların düzeltilmesi istenmektedir.

 

Kurum yöneticilerinin keyfi tasarrufu ve bazı memurların asli işinden kaçınması sonucu yaşanan bir durum da memurların kendi kadro ve görevinde olmayan işleri yapmasıdır. Bazen zorunluluk nedeni olsa da genelde gönüllü bir görevlendirme olduğu bilinmektedir. Bu yüzden asli işini yapamayan memur ve memur adayları da çoktur. Bakanlıkların bu konuya göz yumması ve desteklemesi nedeniyle sağlık yönetimcisi, laborant, optisyen, İİBF mezunları gibi çok sayıda meslek mezunları kendi kadrolarında iş bulmakta zorlanmaktadır. Ayrıca yüksek puanlarla gelerek 4001 kodu kolaylığından yararlanan farklı meslek mezunları, kapağı devlete atabilmek için yapmayacakları işlere başvurmaktadır. İşe başlayınca yeniden atama için fırsat kollamakta ve ilk imkan bulduğunda bırakıp gitmektedir. Bu kişiler yüzünden işgal ettikleri kadrolar yanmakta, hem kamu kurumu hem de asıl branş mezunları mağdur olmaktadır. Bu tür etik olmayan zararlı memur yöntemlerine karşı tedbir alınmalıdır.

 

Yakın zamanda FETÖ vb. iltisaklı yöneticilerin kasıtlı işleri, bir kısmı haksız bir kısmı haklı da olsa verilen disiplin cezaları nedeniyle sicili bozulan memurlar da vardır. Çeşitli af ve düzenlemelerin konuşulduğu bugünlerde memurlara sicil affı da beklentiler arasındadır.

 

Bildiğim ve duyduğum memur sorunları ve beklentileri bunlardır. Meclis ve Hükumetin değerlendirerek çözmesi dileğiyle bilgi ve dikkatinize sunarım.

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://bncmedyahaber.com/yazar-iklim-dayatmalarini-ne-kadar-biliyoruz-1084.html

 
Etiketler: Devlet, Memurlarının, Talepleri, Nelerdir?,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
03 Eylül 2024
İklim Dayatmalarını Ne Kadar Biliyoruz?
27 Ağustos 2024
Çoktan Kaybettiğimiz Bir Cephe: #Pornografi
04 Ağustos 2024
Siyonizmle Mücadele Helal Gıdadan Başlar!
12 Temmuz 2024
Yargı Paketlerinde Neler Olmalıydı?
19 Haziran 2024
Karşılıksız Çeke Ceza Varsa, Karşılıksız Vaatlere de Olmalı!
27 Mayıs 2024
Başıboş Köpekler İçin Kim, Ne Diyor?
20 Mayıs 2024
Emeklilere Yapılan Haksızlıklar ve Sonuçları
25 Aralık 2023
Seçimleri #Önceİnsan Diyebilenler Kazansın!
11 Kasım 2023
CHP’de Özgür Özel Dönemi Nasıl Olur?
12 Ekim 2023
Aşk Olsun Sana HAMAS!
03 Temmuz 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-4: #İnfazKorumaMemurları
09 Haziran 2023
YÖK'e Yok Artık Demek Lazım!
28 Mayıs 2023
Kimler Bakan OLMASIN?
05 Mayıs 2023
Mağdur Zorbalığı
26 Nisan 2023
Bir İstihdam Hastalığı: #Çalışanİşsizler
16 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-3: #Assubaylar
13 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-2: #UzmanÇavuşlar
11 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-1: #GüvenlikKorucuları
06 Nisan 2023
Memurların Durumu Devletimize Yakışıyor mu?
31 Mart 2023
EYT Yangınını SGK Personeli Nasıl Söndürsün?
30 Mart 2023
Kamu Hizmetleri Çakma Kadrolarla Yürütülemez!
13 Mart 2023
Bağ-Kur’lunun Çilesi Ne Zaman Bitecek?
05 Mart 2023
Anne-Baba İle Yaşanan Her An Nimettir!
26 Şubat 2023
EYT Mevzusu Neden Bu Kadar Karıştı?
24 Şubat 2023
EMEĞİ KAMU SÖMÜRÜRİSE! BAŞKASINA NE DİYELİM?
13 Şubat 2023
Erkeklere Düşmanlığınızın Bir Ölçüsü Yok mu?
27 Ocak 2023
Zor Ama Haklı Bir Talep: #EhliyetAffı
25 Aralık 2022
Bütün kervanlar yolda düzülmek zorunda mı?
21 Aralık 2022
YÖK Mağduru Akademisyenler
19 Aralık 2022
Milli Eğitimin Akıl Almaz İhmali!..
06 Aralık 2022
Hayatta Başıboşluğa Yer Yoktur!
06 Kasım 2022
657’nin Kanayan Yarası: #YHS Personeli
21 Ekim 2022
Sağlıkta #İsraf Sorunlarımız
20 Ekim 2022
Anlaşılamayan Özel İnsanlarımız: #Disleksi
14 Ekim 2022
Sessiz İstifayı Biliyorduk!. Ya Sessiz Boşanma?!
04 Ekim 2022
Sinsi ve Kadim Düşmanımız: #İSRAF -1
04 Ekim 2022
Şimdi Gönül Köprülerini Onarma Zamanı!
24 Ağustos 2022
Tasması Olmayan Her Köpek Başıboştur!
10 Ağustos 2022
Ani Ölümleri Neden Sorgulamıyor ve Araştırmıyoruz?
10 Haziran 2022
Başıboş Köpek Terörünün Sorumlusu Belediyelerdir!
24 Mayıs 2022
Devletimizi, Kendi Yumruğu ile Nakavt Ettirmeyelim!
03 Mayıs 2022
#Sessizİstila: Gerçek mi, Proje mi, Paranoya mı?
29 Nisan 2022
İstanbul Sözleşmesinin Davası Bile Facia!
24 Nisan 2022
Krize Dönen Meselemiz: #BaşıboşKöpekler
22 Nisan 2022
İletişebildiğimiz Kadar Etkiliyiz!
09 Nisan 2022
Konuşulmayan Felaketimiz: #SütkardeşEvliliği
05 Nisan 2022
Süresiz Nafaka Sorununa Çözümler Hakkında
01 Nisan 2022
Yeni Bir Ramazan Ayına Daha Kavuşurken
24 Mart 2022
Eğri Tezgâhtan Doğru Mamul Çıkmaz!
15 Mart 2022
Boşanmanın Davası Olur mu?
07 Mart 2022
Kadın-Erkek İlişkisinde Şiddetin Temelleri
05 Mart 2022
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Esas Hedefi İslam’dır!
02 Mart 2022
Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Ne Yapıyor?
28 Şubat 2022
28 Şubat Dönemi Geri Gelebilir mi?
24 Şubat 2022
Ümitvar Olalım, Güzel Gelişmeler de Var!
17 Şubat 2022
Bir Cinayetin Anatomisi, Algı ve Olgu Gerçeği
14 Şubat 2022
Hanımefendiler, Asıl Düşmanınız Kim Biliyor musunuz?
29 Ocak 2022
Yasalarla Çökertilen Aileyi Genelgeler Doğrultamaz!
25 Ocak 2022
İlköğretimde Sınıfta Kalma Geri Gelmelidir!
17 Ocak 2022
Bütün Suç Sabetaycılarda mı?
27 Aralık 2021
Mutlu Bir Evlilik İçin: Erkekler Söylesin! Kadınlar Göstersin!
12 Aralık 2021
“Kadına Pozitif Ayrımcılık” Erkeğe Zulmün Süslü İfadesidir!
02 Aralık 2021
Hastalıklarımızdan Dersimizi Alabiliyor muyuz?
21 Eylül 2021
Hayvan Hakları Yasası Değişti. Sorunlar Çözüldü mü?
02 Eylül 2021
Erkeklere Yönelik Şiddete Dur Diyecek Yok mu?
25 Ağustos 2021
Kamuda Yeni Trend Örgütsel Mobbing mi Oldu?
23 Ağustos 2021
Camdan Köşklerde Oturanlar, Başkasına Taş Atmasınlar!
13 Ağustos 2021
Kuzuyu Kurda Teslim Eden Sistemden Hayır Gelir mi?
05 Ağustos 2021
Orman Yangınları Bizi Nelerle Yüzleştirdi?
26 Temmuz 2021
Erkeklerin Namus ve Şerefleri Kadınlara Emanettir!
16 Nisan 2021
Mutluluğun Sırrı Haddini Bilmekte Saklı!
02 Nisan 2021
Hayatımızdan Allah’ı Çıkardık, Nefsine Zulmedenlerden Olduk!
25 Mart 2021
İstanbul Sözleşmesi Bitti. Şimdi Ne Yapmalıyız?
24 Şubat 2021
Neden Bütün Şerli Yollar İstanbul Sözleşmesine Çıkıyor?
21 Aralık 2020
Sağlık Personeli Neden Mutsuz ve Umutsuz?
10 Aralık 2020
Emekçilerin Baş Belası: Gelir Vergisi Matrahı
01 Aralık 2020
Allah Kimseyi Gördüğünden Geri Koymasın!
11 Kasım 2020
Modası Asla Geçmeyen Şeyler: Hamaset ve Cerbeze
11 Kasım 2020
İstanbul Sözleşmesi Ateşe Çağırıyor!
11 Kasım 2020
Ehliyet ve Liyakatten Neler Anlıyoruz?
11 Kasım 2020
Sadece Lafta Bıraktığımız Şeyler: Ehliyet ve Liyakat
04 Kasım 2020
Allah Adildir, Kullarının Çoğu Zalimdir!
04 Kasım 2020
Paradigmamızı Değiştirmemiz Lazım!
04 Kasım 2020
Ben Babamdan Öğrendim!
04 Kasım 2020
Başımızdaki Belaları, Aslında Biz Erkekler Çağırdık!
04 Kasım 2020
Kökü Kazınacak Geleneklerimiz de Var!
04 Kasım 2020
Neden #ÖnceAİLE Demeliyiz?
04 Kasım 2020
Süslü Kelimeler Acı Gerçekleri Kapatamaz!
04 Kasım 2020
Ben Babamı Değil, Kendimi Yıkadım Aslında
Haber Yazılımı