Yazı Detayı
12 Temmuz 2024 - Cuma 22:42
 
Yargı Paketlerinde Neler Olmalıydı?
Dr. Ercan ÖZÇELİK / Yazar, Eğitimci, Sağlık Yöneticisi
 
 

Yargı Paketlerinde Neler Olmalıydı?


Her ne kadar, 9. yargı paketi de Meclise sunulmuş olsa da halen Milletin önemli sorun ve beklentilerinden çok uzak kalındığını görüyoruz! Mesela 9. yargı paketi içinde icra-iflas, para cezalarında güncelleme, avukatlık, adli atama, mahkeme görevleri, temyiz,  bazılarına özel maaş zammı, hacizden satış, evlilikte kadının soyadı gibi konular işlenmiş ve en kötü yanı da kişiye ve din, iman gibi değerlere hakaret suçları hapis soruşturmasından çıkarılıp, ön ödeme ile tarifeye bağlanmak istenmiştir. Hakaret davalarını geçim kaynağı yapan birkaç uyanıkla baş edemeyince, bütün Milletin şahsiyetine ve değerlerine hakareti tarifeye bağlamaya kalkıyorlar! Tabii ki kamu görevlileri ve kanunla korunanlar hariç!
 

Bizler aman meclis kapanmasın, sayın Vekiller yine tatile hemen çıkmasın, toplumsal beklentilerin mümkün olan her kısmı acilen karşılansın, Sayın CB R.T. ERDOĞAN'da sandıktan Milletin mesajını aldık dediği sorunlar giderilsin diyorduk! Ne yazık ki koskoca paketten yine rutin işler, birilerine kıyak zamlar ve maalesef hakaret edenler için resmi tarife çıktı!
 

Halbuki yargı paketi denilince milyonlarca insanımızın kalbinin titrediği, çaresizlikle beklediği o kadar önemli sorunlarımız var ki! Hepsini bu yazıda sıralamam mümkün değil ama, önemli başlıkları kısaca hatırlatmış olayım.
 

Yargı Paketlerinde Mutlaka Olması Gerekenler:
 

1- Süresiz nafaka zulmüne ve hapis cezasına son verilmesi! TMK 175. maddenin düzeltilmesi, bu ayıbın ve aile üzerindeki kara gölgenin kaldırılması lazımdı. Bizzat Sayın CB R.T. ERDOĞAN 2018 yılında seçim sonrası ilk 100 işgünü içinde çözüleceği sözünü vermişti! Mağdur olan milyonlar haklı olarak soruyor, ne oldu bizim iş? Neden halen gereğini yapmıyorsunuz?

 

2-İstanbul Sözleşmesinden çekildik ama onu referans alarak alınan aileyi ifsada sürükleyenbazı uygulamalada virgül kadar düzeltme yapmadık! Madem böyle olacaktı İstanbul sözleşmesinden neden çekildik? Aile kurumunun ve erkeklerin hayatı üzerinde ağır bir yük ve her an felaket yaşatacak böyle bir kanun varken, evlenmek ve aile düzeni kurmak mümkün müdür?
 

3-Çeke para ve hapis cezası uygulaması adaletsiz ve ölçüsüz bir yıkıma neden oluyor. Broşür gibi bol ve kontrolsüz çek dağıtan bankaların ciddi bir sorumluluğu aranmazken, adli ve ticari sicili temiz geçmişine rağmen, pandemi ve papaz düellosu gibi mücbir nedenlerden dolayı ödeme güçlüğüne düşen, namuslu tacir ve esnafın, çiftçinin, çekleri yazılınca yapılan muamele, gavurdan düşmana reva görülmez cinsindendir! Düşene el vermek yerine böğrüne tekme atıp hapse tıkmak, işini ve ailesini sosyo-ekonomik idama mahkum etmektir! Yargı paketinde en başlarda bu da olmalıydı!
 

4-Tarafı olduğumuz  Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolünde "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz" hükmünü kabul etmişiz!. Öyleyse, nafaka ve çek borçlularını bir şekilde hapse tıkmayı sağlayacak zorlama tevilleri kullanmaktan neden vazgeçmiyoruz? Hukuk ve adalet bu kadar esnek midir? Yargı paketine bu garabeti kaldıracak hükümler de eklenmeliydi!
 

5-Trafikte veya park halinde alkolle ilgili işlem gören sürücülere yapılan zulüm arş-ı alaya ulaşmıştır! Çünkü sadece sürücüleri değil, onlarla beraber ailelerini de çok ağır ceza ve hak mahrumiyetine uğratıyoruz! Alkol kabahatine karşı verilen süre cezası çok yüksek, promil ölçülerine göre cezalar dengesiz, özel ve iş hayatı ayrımı yapılmadan kesilen mutlak cezalar çok ağır, ve hepsine tüy diken zorunlu, pahalı ama ulaşılamaz SÜDGE kurslarının eziyeti de katlanılır gibi değildir! O zaman sormak gerekir oynanan şans oyunları kumar değil mi? Bu oyunlardan alınan vergilerin düşürülmesi daha çok oynanması için mi? 2000'li yıllarda 1-2'yi geçmeyen bu oyunlar şimdi neden 20'nin üzerinde? Ya da bu oyunlar neden serbest bırakılarak bir nesil yok edilir? Bu bir yönlendirme ve teşvik değil midir? Bu çirkinliklere göz yumup, benzer kötülüklere erişimi bu kadar kolaylar gibi rahat davranılırken, sadece alkol alanların günah keçisi yapılarak adeta hayattan koparılmaları, makul ve masum bir hal değildir! Ölümlü kazalar hariç, kapsamlı bir ehliyet affı ve millete bela edilen SÜDGE zulmüne acilen son verilmesi lazımdı!
 

6-Covid yasası veya 31 Temmuz yasası diye bilinen infaz düzenlemesiyle, aynı tarihte ve aynı suçu işleyen iki farklı kişiden birisinin dosyasının vaktinde kapanması, diğerinin adli süreçte takılıp uzaması nedeniyle, istemsiz oluşan farkın ağır bir faturaya dönerek mahkuma kesilmesi garabetine son verilmeliydi! Adaletin terazisi hem yargı esnasında, hem de infazda gözetilmelidir. Bu zulmü kaldıracak düzenleme de pakette yer almalıydı!
 

7-Benim de sonradan öğrendiğim 4/4 veya tekerrür-mükerrir mağduriyeti var. Her hangi bir suçtan dolayı alınan ceza nedeniyle, HAGB (hükmün açıklanmasının geriye bırakılması) veya denetimli serbestlik kapsamında iken, aynı suçun tekrarı halinde, infaz yasasında öngörülen cezanın 4/3 yerine 4/4 yani tam oranlı hapisle uygulanması makul ve caydırıcı bir etken olarak düşünülebilir. Ancak bizdeki uygulama, birbiriyle alakasız suçlar ve istenmeden karışılan trafik kazası gibi olaylar nedeniyle de aynı katı hükmü işlettiği için, mahkumlara çok ağır ve haksız gelen bir infaza dönüşüyor. Normalde 4/3 oranla infaz edilen ve zamanı geldiğinde açık ve denetimli serbestlik alanlarına geçebilen mahkumlar, bu çok ağır hüküm nedeniyle bütün cezalarını kapalıda çekmek zorunda kalıyorlar! Mahkumdur yatsın diyemeyiz! Terör suçlusu bir mahkum rahatça 4/3 haklarından faydalanabilirken, mesela hırsızlık ve trafik kazası bileşimi yüzünden 4/4'e dönüşen bir mahkum tüm süresini kapalıda ağır şartlarda geçirmek zorunda kalıyor. Bu farkın kötülüğünü de en çok mahkum aileleri ve çocukları yaşıyorlar. Yargı paketinde bu garabete son da olmalıydı!
 

8-Kapasitelerinin çok üzerinde seyreden sayılarda mahkumların tutulduğu cezaevlerinde hem düzeni sağlamak, hem de mahkuma karşı yaptırım sopası gibi kullanılmak üzere fiili uygulamalar yapan Disiplin Kurullarının, zaman zaman haksız ve keyfi seyreden kararlarına karşı mahkumların etkili bir savunma mekanizmaları bulunmuyor. Disiplin cezaları nedeniyle, normal mahkumların yararlandığı açık ve denetimli gibi aşamalardan mahrum kalınıyor. Aylardır yükselen disiplin affı çağrısına kulak verilmeli, bu konuda yapıcı bir adım atılmalıydı!

 

9-Babaları veya anneleri cezaevinde olan 380 bin kadar mahkum çocuğu olduğu söyleniyor. Bu çocukların doğal olarak yaşadıkları eziklik ve dışlanmanın yanı sıra, kapalı cezaevlerinde mutlaka hafta içi ve mesai saatlerinde yaptırılan mahkum ziyaretleri nedeniyle; hem derslerinden kopuyorlar, hem psikolojileri alt üst oluyor, hem de istemsiz devamsızlık yüzünden sınıfta kalma korkusu yaşıyorlar! Yargı paketi içinde, örgün öğretime devam eden mahkum çocukları için kapalı cezaevlerinde de hafta sonu ziyaret imkanı sağlanmalıydı! Anne babalarını ıslah etmeye çalışırken evlatlarını da mı kaybedelim efendiler?

 

10-Bazen belgesellerde izlemişsinizdir; anne kuş veya hayvanlar yavruları arasından zayıf veya hasta gördüklerini bilerek aç bırakır veya öldürüp yerler. Diğerlerini yaşatmak ve israftan kaçınmak için. Bizim Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız da aynen böyle yapıyor! Bir mahkumun dışarıda birden fazla çocuğu olsa da içlerinden sadece birisini seçerek maddi destek (şu anda 5.000 TL civarında olduğunu öğrendim) veriyor, diğerlerini yok sayıyor! Hem okullarının ihmal edilmesine göz yumarak, hem de maddi desteği sadece birisine vererek, bizzat devletin kendisi bu çocukları suça itilen çocuklar kategorisine zorlamış olmuyor mu? Böyle huzursuz, güvensiz ve sağlıksız yetişen çocuklar ileride topluma faydalı ve uyumlu fertlere dönüşebilir mi? Kendi elimizle topluma dert kaynakları üretmeye devam etmeyelim artık!

 

Sonuç olarak;

 

Yargı ve af denilince, öğrenci affı gibi alakasız ama kelime benzerliği olan veya doğrudan yargıyla ilgili çok sayıda sorun ve beklentiler de var elbette. Örnek verdiğim bu 10 maddenin, kişilere ve dini değerlere hakareti tarifeye bağlama telaşından daha önemsiz ve gereksiz olduğunu kim söyleyebilir? Meclisimize ve Vekillerimize yakışan; Milletin sesini duymak, feraset ve dirayetle sorunlarına acil çözüm bulmaktır! Çok geç olmadan, daha fazla mağduriyet yaşanmadan, yeni seçim hezimetlerine yol açmadan, duyurmak ve hatırlatmak da acizane emeğimiz olsun...

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-karsiliksiz-ceke-ceza-varsa-karsiliksiz-vaatlere-de-olmali-1051.html

 


 

 
Etiketler: Yargı, Paketlerinde, Neler, Olmalıydı?,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
19 Kasım 2024
Vatandaşa Banknot Zulmü Neden Yapılıyor?
10 Kasım 2024
Doğruyu Söylemekle Doğruyu Yaşamak Aynı Şey Değildir!
04 Kasım 2024
Sağlık Sistemimizi Çökerten Taşeronlaşma ve Kışkırtılmış Talep Sorunları
08 Ekim 2024
Türkiye Varlık Fonu’nu Anayasamıza Uymaya Davet Ediyorum!
19 Eylül 2024
Anayasa Değişikliği Yapılacaksa İstediklerimiz ve İstemediklerimiz Nelerdir?
14 Eylül 2024
Devlet Memurlarının Talepleri Nelerdir?
03 Eylül 2024
İklim Dayatmalarını Ne Kadar Biliyoruz?
27 Ağustos 2024
Çoktan Kaybettiğimiz Bir Cephe: #Pornografi
04 Ağustos 2024
Siyonizmle Mücadele Helal Gıdadan Başlar!
19 Haziran 2024
Karşılıksız Çeke Ceza Varsa, Karşılıksız Vaatlere de Olmalı!
27 Mayıs 2024
Başıboş Köpekler İçin Kim, Ne Diyor?
20 Mayıs 2024
Emeklilere Yapılan Haksızlıklar ve Sonuçları
25 Aralık 2023
Seçimleri #Önceİnsan Diyebilenler Kazansın!
11 Kasım 2023
CHP’de Özgür Özel Dönemi Nasıl Olur?
12 Ekim 2023
Aşk Olsun Sana HAMAS!
03 Temmuz 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-4: #İnfazKorumaMemurları
09 Haziran 2023
YÖK'e Yok Artık Demek Lazım!
28 Mayıs 2023
Kimler Bakan OLMASIN?
05 Mayıs 2023
Mağdur Zorbalığı
26 Nisan 2023
Bir İstihdam Hastalığı: #Çalışanİşsizler
16 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-3: #Assubaylar
13 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-2: #UzmanÇavuşlar
11 Nisan 2023
İhmal Edilen Kahramanlar-1: #GüvenlikKorucuları
06 Nisan 2023
Memurların Durumu Devletimize Yakışıyor mu?
31 Mart 2023
EYT Yangınını SGK Personeli Nasıl Söndürsün?
30 Mart 2023
Kamu Hizmetleri Çakma Kadrolarla Yürütülemez!
13 Mart 2023
Bağ-Kur’lunun Çilesi Ne Zaman Bitecek?
05 Mart 2023
Anne-Baba İle Yaşanan Her An Nimettir!
26 Şubat 2023
EYT Mevzusu Neden Bu Kadar Karıştı?
24 Şubat 2023
EMEĞİ KAMU SÖMÜRÜRİSE! BAŞKASINA NE DİYELİM?
13 Şubat 2023
Erkeklere Düşmanlığınızın Bir Ölçüsü Yok mu?
27 Ocak 2023
Zor Ama Haklı Bir Talep: #EhliyetAffı
25 Aralık 2022
Bütün kervanlar yolda düzülmek zorunda mı?
21 Aralık 2022
YÖK Mağduru Akademisyenler
19 Aralık 2022
Milli Eğitimin Akıl Almaz İhmali!..
06 Aralık 2022
Hayatta Başıboşluğa Yer Yoktur!
06 Kasım 2022
657’nin Kanayan Yarası: #YHS Personeli
21 Ekim 2022
Sağlıkta #İsraf Sorunlarımız
20 Ekim 2022
Anlaşılamayan Özel İnsanlarımız: #Disleksi
14 Ekim 2022
Sessiz İstifayı Biliyorduk!. Ya Sessiz Boşanma?!
04 Ekim 2022
Sinsi ve Kadim Düşmanımız: #İSRAF -1
04 Ekim 2022
Şimdi Gönül Köprülerini Onarma Zamanı!
24 Ağustos 2022
Tasması Olmayan Her Köpek Başıboştur!
10 Ağustos 2022
Ani Ölümleri Neden Sorgulamıyor ve Araştırmıyoruz?
10 Haziran 2022
Başıboş Köpek Terörünün Sorumlusu Belediyelerdir!
24 Mayıs 2022
Devletimizi, Kendi Yumruğu ile Nakavt Ettirmeyelim!
03 Mayıs 2022
#Sessizİstila: Gerçek mi, Proje mi, Paranoya mı?
29 Nisan 2022
İstanbul Sözleşmesinin Davası Bile Facia!
24 Nisan 2022
Krize Dönen Meselemiz: #BaşıboşKöpekler
22 Nisan 2022
İletişebildiğimiz Kadar Etkiliyiz!
09 Nisan 2022
Konuşulmayan Felaketimiz: #SütkardeşEvliliği
05 Nisan 2022
Süresiz Nafaka Sorununa Çözümler Hakkında
01 Nisan 2022
Yeni Bir Ramazan Ayına Daha Kavuşurken
24 Mart 2022
Eğri Tezgâhtan Doğru Mamul Çıkmaz!
15 Mart 2022
Boşanmanın Davası Olur mu?
07 Mart 2022
Kadın-Erkek İlişkisinde Şiddetin Temelleri
05 Mart 2022
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Esas Hedefi İslam’dır!
02 Mart 2022
Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Ne Yapıyor?
28 Şubat 2022
28 Şubat Dönemi Geri Gelebilir mi?
24 Şubat 2022
Ümitvar Olalım, Güzel Gelişmeler de Var!
17 Şubat 2022
Bir Cinayetin Anatomisi, Algı ve Olgu Gerçeği
14 Şubat 2022
Hanımefendiler, Asıl Düşmanınız Kim Biliyor musunuz?
29 Ocak 2022
Yasalarla Çökertilen Aileyi Genelgeler Doğrultamaz!
25 Ocak 2022
İlköğretimde Sınıfta Kalma Geri Gelmelidir!
17 Ocak 2022
Bütün Suç Sabetaycılarda mı?
27 Aralık 2021
Mutlu Bir Evlilik İçin: Erkekler Söylesin! Kadınlar Göstersin!
12 Aralık 2021
“Kadına Pozitif Ayrımcılık” Erkeğe Zulmün Süslü İfadesidir!
02 Aralık 2021
Hastalıklarımızdan Dersimizi Alabiliyor muyuz?
21 Eylül 2021
Hayvan Hakları Yasası Değişti. Sorunlar Çözüldü mü?
02 Eylül 2021
Erkeklere Yönelik Şiddete Dur Diyecek Yok mu?
25 Ağustos 2021
Kamuda Yeni Trend Örgütsel Mobbing mi Oldu?
23 Ağustos 2021
Camdan Köşklerde Oturanlar, Başkasına Taş Atmasınlar!
13 Ağustos 2021
Kuzuyu Kurda Teslim Eden Sistemden Hayır Gelir mi?
05 Ağustos 2021
Orman Yangınları Bizi Nelerle Yüzleştirdi?
26 Temmuz 2021
Erkeklerin Namus ve Şerefleri Kadınlara Emanettir!
16 Nisan 2021
Mutluluğun Sırrı Haddini Bilmekte Saklı!
02 Nisan 2021
Hayatımızdan Allah’ı Çıkardık, Nefsine Zulmedenlerden Olduk!
25 Mart 2021
İstanbul Sözleşmesi Bitti. Şimdi Ne Yapmalıyız?
24 Şubat 2021
Neden Bütün Şerli Yollar İstanbul Sözleşmesine Çıkıyor?
21 Aralık 2020
Sağlık Personeli Neden Mutsuz ve Umutsuz?
10 Aralık 2020
Emekçilerin Baş Belası: Gelir Vergisi Matrahı
01 Aralık 2020
Allah Kimseyi Gördüğünden Geri Koymasın!
11 Kasım 2020
Modası Asla Geçmeyen Şeyler: Hamaset ve Cerbeze
11 Kasım 2020
İstanbul Sözleşmesi Ateşe Çağırıyor!
11 Kasım 2020
Ehliyet ve Liyakatten Neler Anlıyoruz?
11 Kasım 2020
Sadece Lafta Bıraktığımız Şeyler: Ehliyet ve Liyakat
04 Kasım 2020
Allah Adildir, Kullarının Çoğu Zalimdir!
04 Kasım 2020
Paradigmamızı Değiştirmemiz Lazım!
04 Kasım 2020
Ben Babamdan Öğrendim!
04 Kasım 2020
Başımızdaki Belaları, Aslında Biz Erkekler Çağırdık!
04 Kasım 2020
Kökü Kazınacak Geleneklerimiz de Var!
04 Kasım 2020
Neden #ÖnceAİLE Demeliyiz?
04 Kasım 2020
Süslü Kelimeler Acı Gerçekleri Kapatamaz!
04 Kasım 2020
Ben Babamı Değil, Kendimi Yıkadım Aslında
Haber Yazılımı