Evet, doğru ben Covid-19 ile alakalı aşılardan birisinin 1. Dozunu oldum.

Bazı dostlar, hemen yazıyı okumayı bırakmayın. Bir dinleyin beni. En azından “Banker Bilo” filminde Şener Şen’in oynadığı üç kağıtçı karakter rolündeki kişinin dediği gibi: “hele bir sor niye oldum?”

O zaman baştan başlayalım.

Evet, doğru neredeyse iki yıldır “sıtkımız sıyrıldı”. Bu Corona denen olay; kimilerine göre Pandemi yani salgın, kimilerine göre ise Plandemi yani uydurulmuş salgın bıktırdı bizi. Kapanmalar, ekonomik darboğazlar, yasaklar, ölümler vs, vs bir sürü katlanılması zor işle uğraşıyoruz.

Evet, doğru bu işin içinde bit yeniğinden daha fazla bir iş olduğu apaçık ortada. Kanaatimce görünen o ki böylesi bir virüs var. Yine görünen o ki bu virüsün çıkış noktası ve yöntemi konusunda birilerinin parmağı var. En azından bu kadar yaygınlaşmasında bir müdahale var.

Eyvallah bu böyle gözüküyor.

Peki sebep?

Açıkçası bu konuda birbiriyle örtüşen ve acayip şekillerde çelişen bir sürü sebep söylenmekte. Ancak yine görünen o ki; bu salgın sayesinde  dünyayı kontrol altında tutmak isteyen birilerinin eline çok iyi fırsatlar geçti. Ancak bu krizi fırsata çevirmek için atak yapan kimileri de bu işten kârlı çıkmanın yollarını aramaktalar. Yani iş yine karma karışık.

Bazı dostlar hemen zekâmız, meseleyi anlamadığımız, küresel oyunları göremediğimiz, ahmaklığımız vs, vs. üzerinden giydirmeye başlamasın.

Ağabeyler, ablalar virüsün ortaya çıkışı ile alakalı söylenenler başta olmak üzere, aslında virüsün var olup olmadığı da dâhil söylenen hiç bir şeye inanmama hakkı herkesin var. Buna itiraz edemem. Ancak bırakın da ben de kendi bakış açıma göre davranayım.

Bu virüsü birileri çıkartıp yayıyor ise bile var olduğuna ve böylesi bir hastalığa sebep olduğuna inanıyorum. Zira ben de sağa sola baktığımda bu hastalığın maalesef var olduğunu insanların hayatına mal olduğunu görüyorum. Hem de bu işin ardında bir takım küresel güç odaklarının olduğuna inandığım ve bunu gördüğüm gibi.

Yine görüyorum ki; ister virüsün öncesinde hazırlamış olsunlar, isterse aslında bu da bir “yalan” olsun bu işten “yırtmanın” en güçlü yollarından birisi aşı olmaktır diye düşünüyorum.

Hemen itiraz geliyor;

Sen şimdi çelişkiye düştün diyorlar. Evet, zaten bu işin kendisi çelişkili.  Yani bu işi küresel güçler bizi kontrol etmek için çıkardı. Aşısını da belki çok para kazanmak, belki aşılı olup olmama noktasında sıkıştırarak sosyal hayatımızı kontrol etmek için ortaya attılar. Bu da doğru olabilir.

Ancak benim buna direnme imkânım yok. Örneğin dünya genelinden hac yapabilme ihtimali bulunan 60 bin kişiden birisi olabilmenin yollarından birisi aşı yaptırmış olmak.

Demem o ki bazen istemesen de ezeli düşmanının sana dayattığı yöntemlerden birisine mahkûm olabilirsin.

Yani?

Yanisi şu;

Kardeş, bu hastalığa inanmayabilirsin bu senin tercihin. Aşı olmayabilirsin bu da senin tercihin. Pandemi değil plandemi de diyebilirsin bu da senin tercihin. Ancak ben olsam başkalarını aşıdan vazgeçirmek için kampanya yapmam. Zira başkalarının hastalanma veya ölmelerinde katkın olsun isteme.

Ama aşı olanlarda davranış değişiklikleri oluyor. Onlar ölüyor/muş?

Onu bilmem de; “aşı olmadan kola içmeyen eşim kola almaya başladı, bitcoine sardı, namaz kılan babam rakıya başladı, falan gazeteyi okumaya başladı” vs. vs akla ziyan iddialarla twitterde aşı karşıtı olmak sahip olduğunuz düşünce açısından ikna edici olmaz.

Zira: “haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.”

Bilmem anlatabildim mi?

Ha bu arada babam 77 yaşında iki doz aşısını da ilk sıra geldiğinde oldu. Hamdolsun hiçbir sıkıntısı yok. Ben de ikinci dozun tarihinin gelmesini bekliyorum.

Demem o ki;

Hükümete muhalefetinizi ya da sahip çıkmanızı yaparken daha makul seçenekleri tercih etmeniz doğru olur.

Kuzenimden duydum, bir arkadaş duymuş, bir doktor söylemiş şeklindeki aşırı “ikna edici” yöntemlerden birisini ben de kullanayım bütün bunları; Vefa destek gruplarında yer almış, hıfzıssıhha kurul toplantılarına iştirak etmiş, bol miktarda doktor kuzeni ve tanıdığı olan, dozunda komplo teorilerine meraklı birisi olarak yazdım.

Son söz olarak;

 Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Maide;8)

Vesselam!