MAZLUM HALKLARIN HAZİN HALİ

İnsana hoş, şirin ve cilalı gelen kavramlar ve cümleler vardır. Demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet, insan hakları vb.

Elbette kati olarak bu kavramlara zahiren hiçbir kimsenin bi kelamı olmaz, olamaz.

Öyle ise problem ne: İtiraz edilen husus nedir?

İzah edelim. Dünyada bu kadar haksızlıklar, zulümler, kuşatmışlıklar, işgaller yaşanıyor ve emperyalist düzenler hayatlarına devam ediyorsa demek ki bu kavramlar ve cümleler anlamlarını yitirmiş.

Yani bu kavramlar ve cümleler içi boşaltılmış, gerçek anlamı dışında manipüle edilmiş, pratiği olmayan sözcükler ve tümceler kümesi halini gelmiş. 

Dünyada olan bitenler hiç de plansız değil. Müstemleke düzenler en acımasız haliyle yoluna devam etmekte.

Globalleşmiş dünyamız, adeta bir köy yönetimi kolaylığında muhasara altında.

Dünyamız ve insanlık gizemli, ezoterik ve doymaz bir sırri organizelerlerin haydutluğu altında inim inim inlemekte.

Uluslararası organizasyonlar, kurum ve kuruluşalar ve ekonomik şebekeler efendilerine hizmete devam etmekte.

Hâsılı gizli dünya imparatorluğu dünyayı sevk ve idare etmeye devam etmekte.

Benjamin Disraeli “dünya, olayların arkasında olmayanların hayal ettiğinden çok daha farklı kişiler tarafından yönetilmekte” der.

Evet, tarihi ve modern gizli örgütler dünyamızın kanını emmeye devam etmekteler.

CFR, İlluminati, Baronlar ve Aileleri, Kurukafa ve Kemikler, Tapınak Şövalyeleri, Kabalacılar, Farmasonlar, Yuvarlak Masalar ve bir sürü ezoterik yapılar, insanlığı entübe etmeye devam etmekte.

Uluslararası kuruluşlar, masum ve insani görünen her kurum, maalesef gizemli ve ezoterik bir güç tarafından yönetilmekte.

Birleşmiş Milletler, Nato, İMF ve Dünya Bankası sizce masum müesses teşkilatlar mı? Elbette değil.

Değil çünkü, 2.sınıf ülkelerin söz sahibi olmasını bir kenara bırakın, 1.sınıf ülkelerin dahi söz sahibi olması mevzu bahis değil.

Elbette dünya 5 ten büyüktür. Reisin ifade ettiği gibi. Ancak kalan 5’in harici olanlarda beşin dışında sayılmaz. 5’in haricileride, ezoterik yapılarla müntesib kılınmış.

Farklı notanın dışında hele bir ses çıkaranları görüle, bu 5’in harici olanlardan. Dünyaları başlarına yıkılır. Yıkılmıyor mu?

Hal böyle olunca 5’in haricinde kalan dünyada, ne irade, nede siyaset gücü var.

Planlı dünya sisteminin dışında kalan ancak ezilmiş ve mustazaf halklar.

Evet, bu halklar, geri bırakılmış, sömürülmüş, ezilmiş, ezikleştirilmiş, uyuşturulmuş, kandırılmış ve sindirilmiş “dağınık” topluluklar.

Mazlum ve mustazaf halkların hazin hali bu maalesef.

Evet, dünyamızda olup biten her şey; ilahi ve insani plan boyutunda devam etmekte.

İbn-i Haldun “Toplumlarda insanlar gibi neşet eder ve sonra yok olur” der. Ve sonra yeni topluluklar ortaya çıkar ve yeryüzüne hükümran olur.

İlahi kelam da zaten bu hususu, kadim mesajıyla vahy etmişti. “Biz günleri insanlar arasında deveran ettiririz. Allah zalimleri sevmez.” 3/140 şeklinde buyurulmuştur.

Elbette toplumlar değişecek ve dönüşecek ancak bu sanıldığı gibi hiç de kolay değil.

Evet, dünyamız dönüyor ve hayat deveran ediyor. İyi ve kötü kıyasıya mücadele ve mukatele halinde.

İnsanın, yeryüzünde ki bitmeyen tarihi hikâyesinin serüveni de bu olsa gerek fil hakika.