Yazı Detayı
29 Ağustos 2021 - Pazar 03:03
 
5 Soruda Afganistan Meselesi ve Küresel, Bölgesel Aktörler
Nureddin Ceylan / Yazar
 
 

 

5 Soruda Afganistan Meselesi ve Küresel, Bölgesel Aktörler

 

Afganistan “düştü”, çizgi bu. Taliban güçleri ABD ve NATO'nun geri çekilme fırsatını değerlendirerek bir hafta içinde her büyük şehri ele geçirerek ve neredeyse tek kurşun atmadan tüm ülkeyi sardı.
 

 

Amerika halkı suçu 18 aydan fazla bir süre önce ABD’yi Afganistan’dan  çekmeye karar veren Trump’a atmaya çalışırken bile Joe Biden’ı ‘plan eksikliği’ için suçluyor.
 

 
Bu arada basın, insani krizler, yeni rejimden kaçan mülteciler, Taliban altındaki kadınların kaderi ve çaresiz insanların “şok edici videoları” hakkında düzinelerce haber yayınlıyor.

 

 
Resmi hikaye bu. Ama gerçekten neler oluyor?
 

 

O zaman sorulmamış ama önemli olan beş soruyu soralım;
Öncelikle Taliban gerçekten kazandı mı?
 

 

Öncelikle şunu netleştirelim, ABD Afganistan'dan tam anlamıyla “çekilmiş” değil.
Hala yerleri bombalama haklarını saklı tutuyorlar. Ülkede hala özel müteahhitler var. Ve Pentagon dönüş biletlerini şimdiden ayırtmaya başldı.
 

 

İkincisi, Taliban “kazanmadı”, rakipsizdiler. Karşılıksız olmaktan çok, onlara doğrudan yardım edildi. ABD Bagram hava üssünü terk ettiğinde yüzlerce zırhlı araç, silah ve 5000'den fazla iddia edilen Taliban mahkumunu bıraktı… bunların hepsi Taliban güçlerinin eline geçti.
 

 

ABD kuklası Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin komutasındaki Afgan ordusu, esasen tek bir kurşun bile atılmadan dağıldı. ABD tarafından eğitilmiş ve silahlı on binlerce asker, düşmanın ilerlemesini durdurmak için hiçbir şey yapmadı.
Bu da gösteriyorki Taliban kazanmadı, ABD kazanmasını istedi.
 

 

İkinci soru, Kaos gerçek mi?


Aslında Medya, Taliban’ın ilerleyişi için kaos süsü verilen bir çok yayın satıyor. Servis edilen görüntülerde, özellikle Saygon’un düşüşü çok basit bir şekilde birebir aynı görüntüler ile farklı yerlerin kaos vari hissiyatı verildi. 
Bir sürü viral video ile karşı karşıyayız ve her bir senaryo büyük şüpheler barındırıyor.
Tüm bunlar, duygusal meteforların ve ürkütücü manşetlerin dikkat dağıtması dışında başka bir amaca da hizmet ediyor. Aslında hepsi bir anlatının inşasına yardımcı oluyor. Yani anlayacağınız, Afgan savaşısının sonu, yeni bir başlangıç için yeniden markalamak için kullanılıyor. Afganistan'ı ABD için bir "mağlubiyet" olarak pazarlamak, işin gerçeğini kamufle etmek içindir. Ve elbette bunların hepsi, jeopolitik gerçekliğin inşasında hayati bir kilit taşı olan 11 Eylül'ün zayıf resmi hikayesini güçlendirmeye hizmet ediyor.
 

 

Üçüncü soru, Eroin ne olacak?


Afganistan şu anda küresel eroinin 90’ını üretiyor. ABD 2001’de işgal ettiğinde bu sayı sıfıra çok yakındı. Çünkü Taliban afyon ekiminin yasaklanmasını emretmişti. Ama ABD’nin işgalinden sonra bu sayı her geçen yıl arttı. Çünkü Afganistan toprağı Eroin için çok elverişliydi. Burada uyuşturucu ticaretiyle ilgili CIA bağlantılarına veya insanların bu işten ne kadar kazandığına bakmamıza gerek yok. Sormamız gereken şimdi ne olacak?
Amerika Afganistan’da yetiştirilen Eroinden çok yüklü paralar kazanıyordu. Hatta rakamlar öyle korkutucuydu ki, ABD’nin silah satışı sonra bir ülkeden kazandığı en yüksek getiri bu işti.
Yeni göreve iade edilen Taliban bu ticarete tekrar son verecek mi? Yoksa üretim devam edecek mi?
 

 

Dördüncü soru, Yeni bir mülteci krizi olacak mı?


Afganistan anlatısı, ileriye dönük diğer büyük anlatıları besleyecek.
Türkiye, Suriye’den aldığı Milyonlarca göçmenden dolayı dolmuş vaziyette. Bir diğer göçü kaldıracağını tahmin etmiyorum. Zaten almayıda düşünmüyor. Peki mültecilere ne olacak?
 

 

İngiltere Savunma Bakanı, Afgan sığınmacıların İngiltere'ye pasaportsuz girişine izin verme planlarını çoktan açıkladı. Ama Avrupa bu işe karşı. Saman altından su yürüten devler adamları Afgan mültecileri tıpkı İkinci Dünya Savaşında olduğu gibi kendi ülkelerinin menfaati için kullanacak gibi duruyor. 
Unutmayın! Şirketler mültecileri sever. Tıpkı yasadışı göçmenler gibi, belgesiz mülteciler de tam vatandaşların yasal koruması olmadan ucuz işgücü olarak kullanılabilir.
 

 

O zaman kötüleşen yaşam standartları, işsizlik ve ücretlerdeki durgunluk için suçlanabilirler. Halkın öfkesi için bir ısı emici görevi görürler.
Ayrıca, onlar için pasaportu olmayan “mülteciler” eğitimli paralı askerlerinizi, ajitatörlerinizi, sabotajcılarınızı ve/veya özel kuvvetlerinizi iz bırakmadan ulusal sınırların ötesine geçirmenin harika bir yoludur.
Ve eminim bunu kullanacaklardır.
 

 

Beşinci soru, büyük bir terör saldırı görecek miyiz? 
 

 

Kabil'in “düşüşünden” sadece birkaç gün geçti, ancak şimdiden “yenilenen terör tehdidi” basında dalgalar yaratıyor.
Benden kırmızı bir uyarı! İngiltere, Batı'ya karşı yeni bir terör dalgasında Taliban'ın Afgan yönetimini ele geçirmesinden kaynaklanan 'doğrudan terör tehdidi' ile karşı karşıya.
 

 

Aslında tüm dünya büyük bir fitnenin ve terörün ortasında. 
Dünyanın iki büyük teröristi olan Amerika ve İsrail var olduğu müddetçe küçük terör grupları yaşayacaktır. 
Amerika Irak’tan asla çekilmediği gibi Afganistan’da çekilmeyecektir. Arkasında Taliban’ı bırakıp Daeş ile uğraştırarak Afganistan’ı kendi kontrollerinde uzaktan izleyeceklerdir.
Burada düşünmemiz gereken insanlık.
İlerleyen süreçlerde Daeş’in saldırıları, Afganistan halkının katliamları, Taliban’ın başka ülkelere yaptı saldıralar artacaktır.

 

Bir kez daha İslam’ı Terör kisvesi altında tekrardan canlandıracak senaristler, bu sefer daha büyük planlar ile saldırı yapmadan İslam adını daha büyük boyutta kirleteceklerdir.
Hele Plandemi’yi bahane ederek binlerce Mülteciyi farklı ülkelere sokarak, yeni bir varyant veya farklı bir salgın başlatabilirler. Haliyle o Ülkenin halkları Afganları böylelikle yine İslam’ı hedef alacaklardır.
 

 

Yani evet, Terör saldırları bu iki ülke oldukça olacak.
20 yıl önce olanları neredeyse işaret etmek için 9/11 ölçeğinde başka bir saldırı görürsek şaşırmam.
 

 

Covid “pandemisi”, uluslar arasındaki çatışmalar açısından göz açıcı oldu. Bize gerçekten ihtiyaç duyduklarında aynı amaç için birlikte çalıştıklarını gösterdiler.
 

 

Aynı yalanları söylüyorlar, aynı hikayeleri satıyorlar ve aynı şeyi istiyorlar. Bu bağlamda tiyatronun arka duvarındaki duvar ortaya çıkarılmıştır.
Gerçek şu ki, Afganistan'da kavramsal olarak hangi milletler hüküm sürerse sürsün, savaştan, lityumdan ve eroinden elde edilen kazançların hepsi aynı birkaç cebe gidecek.
 

 

Yeni sistemde artık bu işleri Ülkeler değil, şirketler yönetir. Ulus devletler artık Büyük Oyun'un oyuncuları değil, parçalarıdır.
Siz Afganistan hikayesinde Medyadan gelen sesi ve öfkeyi görmezden gelin. Basın bir sokak sihirbazı gibidir, neyin peşinde olduklarını anlamak istiyorsanız, yüzünüze salladığı elin ötesine bakmanız ve arkasındakine bakmanız gerekir.
 

 

Kısacası, ana akım basın tarafından aktarıldığı üzere Afganistan hikayesi, gelecekteki kontrol anlatıları için yakıt sağlamayı amaçlayan çarpık, mantıksız bir kafa karışıklığı topudur. Ve her zaman olan maalesef İnsana olmaktadır..
 

 

Selametle..

 
Etiketler: 5, Soruda, Afganistan, Meselesi, ve, Küresel,, Bölgesel, Aktörler,
Yorumlar
Haber Yazılımı