Sınırları Göçler Belirler
Yeni Sınırlar Yeni Devletler
Dünya tarihinde göçler yeni devletleri doğurmuş, dünya tarihi ve coğrafi tanımı değişmiştir.
Çok uzağa gitmeye gerek yok ilkokul bilgilerinizi, ortaokul bilgilerinizi lütfen hatırlayın, göçler nereden nereye ve ne sebeplerle yapılmış göreceksiniz.
Kuraklık sebebi ile,
Savaşlar sebebi ile,
Zenginliklere ulaşmak gibi ana sebepler ile göçler gerçekleşmiştir.
Göçler yeni devletleri, yeni sınırları belirlemiştir.
Amerika’nın nasıl kurulduğunu hatırlayınız.
Amerika kıta yerlileri İspanyol ve İngilizlerden ne zulümler ne katliamlar görmüştür! Kıta yerlilerinin ellerinden sadece zenginlikleri ve toprakları alınmamış hayat hakları da alınmıştır. Bakmayın başta İngiltere, ABD ve Batının insan hakları teranesi okumalarına tarihleri soykırım ve sömürü ile doludur. Zaman zaman İngiltere ile ilgili yayınlanan programlar sırasında şehirlerinde kasaba hatta köylerinde malikaneler görür ve onlarca yıl önceki zenginliklerine konforlarına şaşar kalırsınız. İşte o şaşa ve zenginliğin altında Afrika’da, Asya’da, Hindistan ve Çin ellerinden çok çekmişlerdir. Dünyanın en ücra köşelerinde yerli halkların köle olarak çalıştırılmaları sömürülmeleri yatmaktadır.
Dünya mazlum milletleri ellerinden çok çekmiş, maalesef çekmeye de devam etmektedirler.
Sömürü şekil ve usul değiştirmiş olsa da acımasızca devam etmektedir.
Günümüze gelecek olursak
Yeni dünya kurulurken haritalar değişecek, zaten değişiyor.
İnsanlar yerlerinden yurtlarından edilmektedir. Arakan'da milyonlarca Müslüman yerlerinden yurtlarından edilmiştir. Bangladeş'e sığınmışlardır. Ancak ülkeye sığınan Arakan Müslümanları çok zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışmaktadırlar.
Suriye’ye bakınız ülke insanının yarıya yakını Suriye’yi terk etmiştir. Çoğunluğu Lübnan ve Türkiye’de olmak üzere barınmaktalar. Ülkemize gelen dört beş milyon civarında Suriyelinin ülkenin demografik yapısını zaman içinde etkin bir şekilde değiştireceği öngörülmektedir.
Bakalım zaman nelere gebe!?
Beş milyon Ukraynalı ülkelerini terk etmiştir.
Hindistan’da bir milyara yakın insan yaşamaktadır.
Çin'de bir buçuk milyar insan yaşamaktadır.
Pakistan, Malezya, Endonezya, Japonya hasılı dünya nüfusunun yarısı bu bölgede yaşamaktadır.
Dünyada paylaşımın gayrı adil olduğunu göz önüne aldığınızda ve dünyanın kuraklık içilebilir su sıkıntısına dolayısı ile de gıda sorunu dünyanın en önemli sorunu haline geleceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok!
Ülkemize Afganistan’dan, Afrika’dan, Suriye, İran, Irak, Mısır hatta Ermenistan’dan savaş ve iş gerekçesi ile geldiklerini biliyoruz.
Şimdi kuraklık ve açlıkla karşı karşıya kalan Çin ve Hindistan'dan nereye doğru göç ya da işgal başlar? Tabi ki Rusya içinde özerk ve yarı Özerk Türk bölgelerine olacaktır.
İngiltere'nin buzulların erimesi ile sular altında kalacağı varsayımında bulunulmaktadır. Sahi İngiltere nereye gider ya da nereleri işgal eder?
Dünyanın geleceğini göçler belirleyecektir.
Dünyayı dizayn edenler ülkelerin sınırlarında bulunan MAYINları temizlermişler, böylece mülteci geçişlerini kolaylaştırmışlardır.
Suriye sanırım da da durum böyledir. Suriye sınırı Suriye savaşından önce temizlenmiştir. Bununla da kalınmamış Sınırlardaki mayınların temizlenmesi İSTAİLE tarım yapması karşılığında verilmek istenmiş, Merhum Erbakanın parti teşkilatını harakete geçirmesi Van’da miting yapması sonucunda Mayın temizleme işinin israil alamamıştır.
Bu arada hakkı teslim etmek adına ifade etmek gerekirse, muhalefet bu gün olduğu gibi hamaset yapmaz da Erbakan hocanın yaptığı gibi yapar ve şayet devletimize bir takım baskı varsa muhalefet böylelikle iktidara destek olmuş olur! Tabi bunu yapabilmek için başta ABD yi İsrail’i ve yeni Dünya düzenin kurucusu siyonistleri karşılarına almaları gerekir! Bu da yürekli olmayı ve merhum Erbakan ın tabiriyle “ iman gücü’nü” gerektirir!
Sınırlardan mayın temizlenmesi gibi hazırlıklarla kuraklık ve savaşlar dolayısı ile göçlerin nerelere ve nasıl olacağını çoktan planlayıp ona göre vaziyet almaktalar.
Afrika ülkelerinde büyük toprak alımları sadece tarım yapmak için olabilir mi!
Göçler Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor.
Sırası ile değerlendirelim,
Çin'de başlayacak işgal yolu ile veya göç yolu ile sınır komşusu Kazakistan, Kırgızistan, Afganistan, Özbekistan, Tacikistan ve halen Rusya içinde özerk ya da yarı özerk Yakutistan, Başkurdistan gibi ülkelerin nüfusu kahır ekseriyeti Müslüman ve Türk'tür. Çin hali hazırda Doğu Türkistan’ı işgal etmiş durumda. Çin de İngiliz ve İspanyollar gibi sadece işgal yapmamış Doğu Türkistan’da soykırım yapmış ve yapmaktadır.
Çin’in yayılmacı politikaları dünyayı tehdit etmektedir en çok da İslam ve Türk yurtlarını tehdit etmektedir.
ABD Eski Başkanı Trump; ”Böyle giderse yakın gelecekte ABD Başkan’ı Çinli olursa şaşırmayın” diyerek tehdidin boyutunu anlatmıştır.
Dünya nüfusu sekiz milyar olmuş bunun bir buçuk milyarı Çinlilerden, diğer bir buçuk milyarı ise Hindistan yani Hindulardan oluşmaktadır. Çinlilerde olduğu gibi yakın gelecekte Hinduların da dünyaya yayıldıklarını göreceğiz.
İngiltere Başbakanı Hindu olduğu düşünüldüğünde ABD başkanının endişesi yerindedir.
Dünyada epey zamandır “globalizm” den bahsedilmektedir. Globalizm teleffuzundan da anlaşılacağı gibi bir ideoloji yani yeni dünya düzeninde gelecek planıdır.
İşgalci sömürgecilerin ortak özellikleri GÜCÜ ÜSTÜN TUTMAKTIR! İslam inanç ve kültüründe ise GÜCÜN değil HAKKIN üstünlüğü esastır.
Gelelim sınırlarımıza ve komşularımıza,
İsrail sistemli işgal ile dünyanın gözleri önünde Filistin’i yutmuştur.
Irak da yurt içi ve dışı göçlerle ülke içine demografik yapı değiştirilmiş ülkenin gelişmesi kalkınması bir yana normalleşmesi yıllar alacaktır. Tabi bölünme yaşamazsa!?
Suriye adeta boşaltılmış İsrail'e alan açılmıştır. Hatırlayınız Trump giderayak Suriye’ye ait GOLAN TEPELERİ'nin İsrail’e ait olduğunu ilan etmiştir. İsrail “Arz-ı mev-ud-Vadedilmiş topraklar” inancı ve hedefinden dolayı bununla yetinmeyecektir. İsrail’e kalırsa Türkiye'nin nerede ise yarısı arz-ı mev-ud sınırları içinde kalmaktadır.
Yemen adeta parça parça yapılmış içerde yer değiştirmelerle demografik yapı bozulmuştur.
Yemen coğrafi açıdan çok önemli bir ülkedir.
Ülkede insanlar bırakın kalkınma gelişmeyi adeta açlıkla mücadele etmektedir.
Ülkemiz Yemen'den Irak'tan Mısır'dan İran’dan ve en çoğu da Suriye’den göç almıştır.
Seksen milyonluk bir ülkede sekiz milyon civarında göç yüzde onluk bir etkidir. İfade ettiğim gibi komşu ülkelerde çok evlilik ve doğurganlık hesaba katıldığında Türkiye’yi ilerde nasıl bir etki ve tehlike beklemektedir! Sorgulamalı ve geç kalınmadan tedbirler alınmalıdır. Suriye boşaltılarak İsrail’e alan açılmıştır. Bunun derhal önlenmesi ve Suriyelilerin ülkelerine dönmesi sağlanmalıdır!
Suriyeliler Türkiye nin konforuna çoktan alışmış bir daha ülkelerine dönmeyi düşünmüyor olmaları bilinen durumdur! Ucuz işçilik gibi abuk subuk gerekçeler ve itirazlar bir yana mutlaka gönderilmelidirler.
Suriye yönetimi ile yakınlaşma bu konuda çözüm için tarihi fırsattır.
Bu mesele günü birlik muhalefet ve eleştiri konusu olmamalı köklü çözümler geliştirilmeli ve iç siyasete alet edilmemelidir. Hamasetle bu mesele asla çözüme kavuşamaz! Önemli olan Türkiye'nin iç huzuru ve birliği dirliğidir.
Tekrar başa dönecek olursa küresel göçler öncelikle Türkiye, Türk devletleri ve Müslüman milletler ile ilgilendirmekte proje üstüne proje geliştirip uygulamaktadırlar.
Onun için konu çok yönlü olarak ele alınmalıdır.
Vesselam
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-kendi-kuralinin-esiri-olmak-864.html
|