Yazı Detayı
16 Eylül 2020 - Çarşamba 17:04
 
Kışla/Subay, Cami/Hoca, Mektep/Öğretmen
Halil MERT / Strateji ve Yönetim Uzmanı - E. Yarbay
 
 

Kışla/Subay, Cami/Hoca, Mektep/Öğretmen

 

Milletimizin aileden sonra üç eğitim kurumu olmuş, bu kurumlarda hizmet edenlere fevkalâde hürmet etmiştir. Hangi kurumlar bunlar?

Cami, Kışla, Mektep…

Yani;

Dînî müesseseler, Silahlı Kuvvetler (Ordu, Jandarma, Polis, istihbarat) ve Eğitim Kurumları (Okul, Üniversite vd.)

Yani;

İmam-Müftü-Hoca, Asker-Komutan-Polis, Öğretmen-Hoca-Akademisyen

 

Peki, milletimizin öncü kabul ettiği bu kurumlar ve adamların vasıfları neler olmalı?

İşte can alıcı soru bu?

 

Bakıyorsunuz, okumuşlarımızın çoğu siyasi davranıyor. Sorun ne peki?

Marksistlerimiz, Maocu (Çinci), Rusçu vs.

Şeriatçılarımız İrancı, Suudîci, Ezherci vs.

Solcularımız Batıcı, İngilizci, Fransızcı, Almancı, ABDci…

Hâsılı aydınımızda yerlilik sorunu var…

 

Türk Harp Okulu’nda görev bilinci ile ilgili örnek “Garcia’ya mektup olur mu?” senin tarihinde yüzlerce örnek var anlatacağın..

İlâhiyat Mezunu olup, Mevdûdî, Seyyid Kutup vd. birçok İslâm Âlimini okuyup, Elmalılı Hamdi Yazır’ı okumamak olur mu?

Eğitimci olupta, Yusuf Has Hacib’i duymamak olur mu?

 

Türkiye’de oy verenlerle ilgili anketlere bakıyorsunuz.

Diploma düzeyi düşük olanlar muhafazakar, genel anlamda yerli değerleri misyon edinmiş partilere oy veriyor, eğitim oranı yüksek kesimler ise, sol, Batıcı, radikal hatta Bölücü partilere.

Burada sizce de bir sorun yok mu?

 

Batılı AYDIN YABANCILAŞMASI sorununa karşı AYDIN (MÜNEVVER) tanımını yaparak sorunu çözmüş.

Aydın, Milletini sever ve Millî değerlere bağlı olmasa dahî hürmetkâr olur. Dünyada hangi millete bakarsanız bakın dört temel değer üzerinde ittifâk etmişlerdir. Bu değerleri korurlar. Vatan, Millet, Din ve Devlet…

Aydın, ülkesine bağlıdır. Devletinin yozlaşmasına karşıdır. İstikbâlin devletle gelişip büyüyeceğini bilir. Siz Batıda kadîm devletle kavgalı aydın görüyor musunuz? Düşünün, İngiltere’de etki bir kraliyet var. Devletlere genel vali atıyor. Biz sembolik diye aldatılıyoruz. En komiği de İngiltere demokrasinin beşiği değil mi? Buradaki okumuşlar aptal mı? Hayır!.. Anarşisti bile devletine, Milli menfaatlerine bağlı.

Aydın, ayrıştırmaz, Millî birlik ve beraberliği gevşetecek faaliyetlerin içinde olmaz.

Aydın, sürekli öğrenmeye devam eder, dünyayı tanır.

Aydın, akılcıdır, tekâmülün akılla olduğu bilincindedir.

Aydın, bilgiye dayalı idrâk, ufuk ve düşünce geliştirir.

Aydın, hurâfe, aldatma ve toplumu geri bırakan kurumlara ve kişilere karşıdır.

 

Batı, ortaçağ karanlığından sizce nasıl çıktı?

İslâm Uygarlığı ve bilim adamlarını tanıdı önce. Dönemin çağdaş ve akılcı eğitimi ve buluşlarını Müslümanlar yapmışlardı çünkü. Sonra eğitim sistemlerini geliştirdiler. Akabinde keşif ve icâdlar geldi. Keşiflerle birlikte Batı barbarlığı, yağma, işgal, sömürü ve tecavüzlerle gelen zenginlik. İşin özünde bilimsel çalışmalar var.

Unutmayın, Osmanlı Dünya Devleti’ni yenen Batı’nın cesareti değil, Buharlı makineleri ve büyük birlikler taşıdıkları gemileridir.

Unutmayın, 300 yıldır en büyük düşmanımız ne Batı, ne Siyonizm ne de işgâl ve tecavüzcü, yağmacı Kraliçe ve âvânesidir? N. Fazıl’da ifâdesini bulan “Ham yobaz, kaba softa”

 

         Söylenecek çok şey var aslında…

         Aklı öteleyen bir imân tasavvuru olabilir mi?

Enfâl–22: Gerçek şu ki, Allah Katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir.

Yusuf–111: Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır.

Ra’d–19: Peki, sana Rabbinden indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen (a'ma) gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünebilirler.

Şuara–28: "Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyin de Rabbidir" dedi (Musa).

         Aklını kullanmayanlara sağır, kör ve dilsizler denmiş. Sağır ve körden kasıt ne? Doğruyu görse bile duysa bile aklıyla idrâk etmiyor. Neden dilsiz? İdrâk etse bile söylemiyor. En kötüsü ne biliyor musunuz? Biliyor, akıl ediyor, idrâk ediyor, ama menfaat, korku ve ya başka sebeplerle susuyor.

        

         Sâdece akıl değil, temiz akıl! Ne kadar değerli bir vurgu bu.

Adamın aklı temiz olsa, milyonlarca insanı FETÖ gibi aldatıp şeytan ve İslâm Düşmanları ile işbirliği yapabilir mi? Adamın aklı temiz olsa, dinin hükümlerini ve doğruları öğrenmek yerine, mehdilik, şeyhlik vb. iddialar ile küçük yaşta kız çocuğuna tecâvüz edebilir mi?

Adamın aklı temiz olsa, yalan olduğunu bile bile uydurma şecerelerle seyyidlik (Peygamberimiz SAV’in soyundan gelme) iddiasında bulunur mu?

 

         En üzücü olan ne biliyor musunuz?

         Devlet ve Milletimizin binbir emekle ilâhiyat okuttuğu müftü, hoca vb. devletten maaş alan kamu görevlilerinin bu şarlatanlara görevleri olmasına rağmen müdâhale etmemeleri, hatta saygı göstermeleri. Hatta bir kısmının alet olması…

 

         Son 300 yıl, özellikle de son 150 yıl devletin, özelde okumuşların milletimizden kopuşu en büyük sosyal sorundur. Bu yabancılaşmanın sebebi emperyal yönlendirme ve baskıdır. Adam Anadolu’da özgür bir adamın yazdığı tefsir yerine esâreti yaşayan bir âlimin eserini tercih ediyor. Mâzisinde devlet ve hürriyet tecrübesi olmayan bir âlimin itikâdi hiçbir sorunu olmasa dahî Millî Devletle ilgili bir tasavvuru ve önerisi olabilir mi? Hâsılı, “Dilde, fikirde, işte birlik.” diyen adamın imân ve itikât umde ve edebinde bir eksik mi var? O’nu tanımadığın gibi bir de husûmet besliyor ve iftirâ ediyorsun?

 

         Batı’dan düşünürleri okuyup, onların tanımlarıyla kendi toplumuna ulaşmaya çalışan özentili, taklitçi..

         Ne olursan ol, bu toprağın ol. Çözümlerin bu toprağa dönük ve bu topraktan olsun.

 

         Kendi İmân hâkikâtlerini bilmeyen, kendi vicdânı, irfânı, töre ve terbiyesinden yoksun kişilerin devlette görevlerini yaparken, kolaycı, bencil, tarafgir, husûmet içindeki davranışları ülkemizi parçalanma noktasına götürmedi mi? Götürmüyor mu?

 

         Mahallemizin bakkalına gittim.

         Adam, 1990’lı yıllarda memleketinde köylerde bir albayın yaptıklarını anlatıyor. Kocaman insanları sopa ve dipçikle suçsuz olmalarına rağmen göçe zorlamak için nasıl kanlar içinde dövdüğünü, 13-16 yaşında kızları çırılçıplak soyduğunu..

         O arada yanımıza 12–13 yaşlarında Iğdırlı Azerbaycan Türkü bir çocuk geldi ve ne dedi biliyor musunuz? “Bunları Hocalı’da Müslüman Türklere Ermeniler mi yapmış?”

 

         “Tanrımıza hamdolsun” yerine “Allahımıza hamdolsun.” diyen taburunu aç bırakan birlik komutanları, eşinin yazmasından dolayı atılan subaylar..

 

         En son FETÖ, 15 Temmuz İhâneti…

 

         Tüm bunlara baktığınızda ortak özellikleri ne bu hâin adamların?

         Milletimize karşı ne saygıları var ne de sevgileri. En kötüsü de satılmış, işbirlikçiler bunlar.

         Ne adına olursa olsun, ister çağdaşlık ve lâiklik, ister Atatürkçülük, ister FETÖ’de olduğu gibi sözde din ve cemaat. Eğer idrâkimizin merkezinde İmân, akıl, vatan sevgisi, Millete hürmet ve bağlılık yoksa eğer bunlar muhatabını kontrol etmiyorsa her kötülüğü bekleyiniz. İşte FETÖ, DEAŞ, Kesnizâni, Muhammed Tahir Ül-Kadiri…

         Milletimiz İstiklâl Harbi’ni yaparken, ABD ve İngiliz Mandasını savunanlara bakınız…

 

         Millî olmayan yapılara karşı bilerek hüsn-ü zan gösterenler de benim nazarımda zan altındadır. Kendi şahsınızla ilgili ne yaparsanız yapın ama devletimizin bekâsını, Milletimizin istikbâlini, kendi menfaatiniz için riske sokamazsınız.

 

         Devlet ve devletin kadroları hızla yıpratılmaktadır. Tabî öğretmenlerimiz de. İdealleri olmayan öğretmen olur mu?

         “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum.” diyen bir inanç sistemi içinde olup, “İlim Çin’de dahî olsa gidiniz, öğreniniz, alınız.” diyen bir Peygamber (SAV)’in emrinde bir dinin mensupları eğitimi bu kadar hafife nasıl alırlar? İnsanlık, ilim, bilgi, tecrübe, üretim ve çalışma ile gelişmektedir. Aklın en büyük taşıyıcısı bilgidir. Akıl, bilgi ile görür. Okullarımız ve öğretmenlerimiz toplumumuzun rehberleridir.

 

         İtikâd öncümüz Mâturîdî Ata diyor ki;

         “İnsan şunu da bilir ki kendisine düşünmemeyi telkin eden his şeytani vesveseden başka bir şey değildir. Çünkü böyle bir davranış ancak şeytanın işi olabilir, amacı da kişiyi aklının ürününü toplamaktan alıkoymak, fırsatları değerlendirmesine ve arzusuna ulaşmasına vesile olan bu ilahi emaneti kullanmak konusunda onu korkutmaktır.” Kitabu’t-Tevhid, 172

         Taassubun bizi getirdiği körlüğü görünce, 1100 yıl önce akıl diye çığlık atan Mâturîdî Ata aklımıza geliyor.

 

         Bu günün toplumu aldatan hâin ve şarlatanlarını görünce, 900 yıl önce bizi uyarmış Hoca Ahmed YESEVÎ Dedemizi anıyoruz.

 

         “Ahir zaman şeyhleri

 

Durmaz keramet satar Ahir zaman şeyhleri

Her gün battıkça batar, Ahir zaman şeyhleri

Farzı geriye atar, Nafile oruç tutar,

Dini paraya satar, Ahir zaman şeyhleri

 

Beline kuşak bağlar, Sözleri yürek dağlar

Para toplarken ağlar, Ahir zaman şeyhleri

 

Ağlaması göz boyar, Her gün ayağı kayar,

Kendini adam sayar, Ahir zaman şeyhleri

 

Başına sarık sarar, Kendine mürit arar,

İlmi yok neye yarar, Ahir zaman şeyhleri

 

Dünyaya kucak açar, Zoru görünce kaçar,

Her yere küfür saçar, Ahir zaman şeyhleri

 

Şeyhlik ulu bir iştir, Hakka doğru gidiştir

Yaklaşılmaz ateştir, Ahir zaman şeyhleri

 

Salih şeyhler nerdedir, Kötüler her yerdedir,

Hak yoluna perdedir, Ahir zaman şeyhleri”

 

         İslâm Dünyası, imân, akıl, ilim, bilgi, istişâre ile bu menfaatperest, işbirlikçi, kullanılmaya müsâit kişi ve yapıları yok etmelidir.

 

         Kahramanlar Ocağımız TSK’nde; Milletimizin değerlerinden kopuk gurupların en büyük gerekçeleri Atatürkçülük’tür.

         Buyrun;

         “Kuvvetli bir ordu denildiği zaman anlaşılması lazım gelen anlam, her kişisi, özellikle subayı, komutanı; medeniyetin ve tekniğin gereklerini kavramış ve ona göre iş ve hareketlerini uygulayan yüksek ahlakta bir topluluktur. (1918)”

         “Kaleyi içinden ele geçirmek dışından zorlamaktan çok kolaydır. (Nutuk)”

         “Maddi ve özellikle manevî çöküş, korku ile... güçsüzlükle başlar. (Nutuk)”

         “... Türk milleti güçlükleri; milli birlik ve beraberlikle yenmesini bilmiştir. (Nutuk)”

         “Efendiler, komutanlar, askerliğin görev ve gereklerini düşünür ve uygularken, beyinlerini siyasi görüşlerin etkisi altında bulundurmaktan kaçınmalıdırlar. Siyasetin gereklerini düşünen başka görevliler bulunduğunu unutmamalıdırlar. (Nutuk)”

         Hangi Atatürkçülükle, Millî İrâdeyi hiçe sayıyorsunuz? Hangi Milliyetçilikle, Milletimizin töre, terbiye, imân ve örfünü küçümsüyor ve aşağılıyorsunuz? Bilâkis sizin göreviniz bu değerleri canı pahasına korumak. Millet evlâdını bunun için emrinize gönderiyor.

         Bu gün “Ordumuzun Libya’da ne işi var?” diyen Atatürkçüler, vaktiyle Merhum Mustafa Kemâl’in ne işi vardı Trablus’ta? Emirle gitmedi, gönüllü ve kaçak gitti Libya’ya… Ben “Ordumuzun Libya’da ne işi var?” diyen bir câhili hoş görürüm, siyasiyi ayıplar ve şüpheli olarak değerlendiririm. Ama asker şahıs hele de bir subay bunu söylerse, bu adam Şanlı ordumuzda durmamalıdır. Duramaz. Derhal atılmalıdır. Türk ordusunun ruhunda taarruz, yurt tutma, fedâkârlık ve cesâret vardır.

 

         Aziz Milletim.

         Kurumlarına sahip çık.

         Okuluna, camine, kışlana sahip çıkmadan ne yurduna, ne geleceğine, ne de devletine sahip çıkamazsın.

         Bu kurumlara ek şimdi bir de MEDYA var. Medya ve elemanları artık temel eğitim ve öğretim kurumu oldu. Tıpkı CAMİ, KIŞLA, MEKTEP gibi. MEDYA’ya da sahip çık. Yabancı cereyan ve hezeyanların toplumu zehirlemesine fırsat verme.

 

 

 
Etiketler: Kışla/Subay,, Cami/Hoca,, Mektep/Öğretmen,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
05 Ağustos 2021
İnsan mıyız? Öyleyse ormanlarla yüreklerimiz yanmalı..
31 Temmuz 2021
İdeoloji Bataklığından ne gerçekler görünür ne doğrular ne de Millî Menfaatler
16 Temmuz 2021
Saf tamahkâr, Hâin sahtekâr… Gelsin 15 Temmuzlar!...
25 Mart 2021
15 Temmuz.. Vicdân, Direniş, Diriliş, Tanımlama, Karşılık, Kamçı, Yol Gösterici…
31 Ocak 2021
Küresel Güç, Sosyal Medya
17 Ocak 2021
Doğu Türkistan Ata Yurdumuz
16 Ocak 2021
Asrın Nîmeti Küreselleşme, Sosyal Ağlar… Özetle; Küresel Savaş
19 Aralık 2020
Kendini Tanı, Düşmanı Tanı, Dik Dur!
14 Aralık 2020
Hicret, 27 NİSAN 2007 Muhtırası, Yeniden Tertiplenme ve “En iyi savunma taarruzdur.”
07 Aralık 2020
Partisiz Cumhurbaşkanı mı? Nerede? Ne zaman? Ve AKPARTİ’ye diyecekler
03 Aralık 2020
Milletimizin Temel Değeri: Ordu Millet
23 Kasım 2020
Millî Çözüm Arayışlarına, Medeniyet Coğrafyamızın Entegrasyonu
20 Kasım 2020
Barış güçle dâim olur. Tâkibi ve teminâtı şarttır
30 Ekim 2020
Millî Birliğimize Düşman Olan Unsurlar ve Hâl Tarzlarımız
18 Ekim 2020
Bir Gönül Hikâyesi: ASRİAD
14 Ekim 2020
Son Durum Değerlendirmesi & Yakın Tarihimizden Bakış
11 Ekim 2020
Türkiye ve Azerbaycan!... Ateşkes Tuzağından Kurtulunmalı…
04 Ekim 2020
Karabağ Harekâtı: Hedef, Nahcivan ile Birleşmek Olmalıdır!..
24 Eylül 2020
Erdoğan Düşmanlığının Arkasındaki Gerçek Hedef "BÜYÜK TÜRKİYE"
23 Eylül 2020
Akdeniz, Akdeniz.. Gelen düşman değil! Biziz..
10 Eylül 2020
Can Azerbaycan yalnız bırakılamaz!..
06 Eylül 2020
Akdeniz, Fransa, Yunanistan vs. Savaş Çıkar mı?
30 Ağustos 2020
Zaferleri ve Mâzisi İnsanlık Tarihi ile Başlayan Kahraman Türk Ordusu “30 Ağustos Taarruzu ve Zaferi” Kutlu olsun
27 Ağustos 2020
İşadamı ve Ahlak
24 Ağustos 2020
Enerji Kaynakları, Milli Mücadele ve İşbirlikçi Muhalefet
15 Ağustos 2020
Milli Menfaatler, Milli Kararlılık ve Harbi Göze Alma
14 Ağustos 2020
Milli Cephe Oluşturma, Cepheyi Çevreye Yayma
09 Ağustos 2020
Tarihten Günümüze Emperyalist Güçler ve Etkileri!.. Kim Ne? Nerede? Türkiye ve "Diriliş Muştusu"
31 Temmuz 2020
Kurbanlarla Yücelmek Yada "Halkla Paylaş Hakk'a Yaklaş"
27 Temmuz 2020
FETÖ, Kardeş Devletlerde Türkiye ve Halkımız Aleyhinde Tüm Kötülükleri Yapıyor. Olumsuz Algı Oluşturuyor Bölmeye Çalışıyor
20 Temmuz 2020
Baş ve Gardaşlar Tam Bağımsızlığa Giden Yolda Arkadaşlar!..
12 Temmuz 2020
"Ayasofya'ya İmam Olmak İsterdim"
06 Temmuz 2020
Milli Gücün Temeli İstikrar ve Türk Devletleri’nin Durumu
06 Temmuz 2020
Nursultan NAZARBAYEV, Kazakeli Elbaşı, Türk Dünyası’nın Aksakalı
28 Haziran 2020
Pençe-Kartal-Kaplan ile Oyun Bozduk, Türkmen, Kürt Kardeştir.
28 Haziran 2020
Tüm Türk ve Turan Orduları Mete Han Tarafından M.Ö. 209’da kurulmuştur.
28 Haziran 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Halil MERT Kimdir ?
Haber Yazılımı