Haber Detayı
12 Ocak 2022 - Çarşamba 23:57
 
Nehirden Fazla İçmek! Bu İşin Neresindeyiz?
"Nehirden Fazla İçmek! Bu İşin Neresindeyiz? " Gazeteci Yazar Halis Özdemir'in kaleminden
YAŞAM Haberi
Nehirden Fazla İçmek! Bu İşin Neresindeyiz?

Nehirden Fazla İçmek! Bu İşin Neresindeyiz?

 

Hayatımızı tuli emelin işgal etmesine müsade etmemeliydik! Ama maalesef genellikle öyle olmadı. Çok azımız bu gerçeği hayatına düstur edinebildi. Doyumsuzluk, ihtiras adeta her alanda etrafımızı kuşattı. Hayatımızın  gayesinden uzaklaştığımızın farkına varamadık! Birbirimizi uyarmalıydık onu da yapmadık.

Kendimizi resetlemeliyiz!

Kur'an'da pek çok kıssa vardır!

Kur'an'ı Okumak Anlamak ve Yaşamak!

Kur'an'ı tekrar tekrar okumalıyız. Öyle ya hayat düsturu seçtik!

Şimdiler de büyük elçi, önceleri milletvekili olan zatın; "kakara kukara makara deyip sallıyorum" dediği Bakara Suresi 249. ayet Calut'un hikayesi!

Tâlût askerleriyle birlikte ayrılıp sefere çıkınca, “Allah muhakkak sizi bir nehirle imtihan edecek; kim ondan içerse benden değildir, -eliyle bir avuç alan müstesna- ondan tatmayan da bendendir” dedi. İçlerinden pek azı dışındakiler ondan içtiler. Kendisi ve onunla beraber inananlar nehri geçince “Bugün Câlût’a ve askerlerine karşı bizim gücümüz yok” dediler. Allah’a kavuşacaklarını umanlar ise, “Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir”dediler.

"Nehirden fazla içmek"! Ancak eliyle bir avuç içenler ise müstesna tutulmuş! Yani hayatta kalabilecek kadarına. Ankebut 17.ci ayet; "Siz Allah'ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler. O halde rızkı Allah katında arayın. O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Ancak O'na döndürüleceksiniz."

İslam öncesi birtakım putlara tapmanın sadece topraktan, helvadan yapılan putlar olarak sınırlandırılmadığı ayetin meali içinde çok açık görünmektedir. İnsanları ve gücü, parayı, makamı, organize kuvvetleri adeta putlaştırmak ona teslim olmak da buna dahildir.

Teşkilat, ünvan, para gibi sosyal statü aracı olana ya tabi olmak ya da onu aracı kılmak da böyle bir şeydir. Falan başkan filan üye falan teşkilat gibi mensubiyetine zorunluluk hissi ile yaşamak "putlaştırmak" tehlikesini işaret etmektedir.

Kuran'da çokça önceki peygamberlerden özelliklere Hz. Musa'nın kıssalarından bahsedilir. Hz. Musa yönetim kuralları hayata geçiren peygamberlerin öncülerindendir.
Kıssalar aslında "Kıssadan Hisse" almak için anlatılır. Bu bizlere ayrıca başka bir öğüdü verir bu da "örnek" olmaktır.

Hem kişisel hayatımızda hem de önerilerimizde örnekleme yapmak protatipleri ile uygulamanın örneğini göstermenin bir bakıma önemi anlatılmış olur.

Ayrıca kıssalar bizlere peygamberlerinde sınandıkları ve imtihan edildiklerini gösterir. Yani peygamberler de yanlarındaki sahabeleri de bizler gibi insandırlar iftiralarla saldırılarla hastalıklarla makamla kadınla sınanmışlardır.

Hz. Eyüp as, Hz. Yusuf as ve hemen bütün peygamberler olduğu gibi peygamberimizi düşününüz nasıl azametli sınamalardan geçmişlerdir.

Peygamberler kendilerine indirilen ilahi emirleri sözlü olarak aktardıkları gibi yaşayışları ile de örnek olmuşlardır.

Kuran'da "algı operasyonu" , "IFK" olarak ifade edilmiş ve yasaklanmıştır.
"İFK" olan bir olayın başka şekilde gösterilmesidir. Olayı gerçeğinden saptırıp olduğundan başka türlü ALGI oluşturmak demektir.
Ankebut Suresinde "fitne ile sınanmak"tan bahsedilmektedir. Fitne nedir o halde?
2.ci ayette "İnsanlar, "inandık" demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler?" buyrulmaktadır.

Güç oluşturmak için algı oluşturmak!

Kur'an'da; VESEN (organize güç, çokluk) ve IFK (algı) konusunda;
"VESEN (organize güç vakıf dernek parti para sosyal statüVesenlere (ibadet aşkı ile) çalışmak yanlış algı birbirine atfedilmiştir. Vesenlere ibadet yani çokluk ve iş kuvvet hedefli topluluklar için çalışma, algı operasyonlarıyla beraberdir. Diğer vesenlerin kötü olduğuna dair algı oluşturmak, kendi vesenlerinin iyi olduğuna dair algı oluşturmak rutindir. İbrahim Peygamberin kavmi ile günümüzü karşılaştırın, ne kadar da benziyor değil mi?

Günümüzde VESEN (organize güç, vakıf, dernek, parti, para, sosyal statü) olan bir topluluğa gidin bakın. İçlerinden sadece birisi bile kendi liderinin yanlış bir ifade kullandığını söyleyebilir mi? Kolaysa söylesin bakalım. Kendi liderinin veya veseninin yanlışını başka türlü göstererek algılar oluşturma çabasındadır. Vesen içindekiler adeta büyülenmiş gibidir. Diğer vesenleri nasıl kötüleyeceklerini düşünürler. Diğer vesenlerin söyledikleri bir cümleden hemen ifkler yaratırlar, yani algılar oluştururlar. Vesen içinde en alt seviyede görevli birisi ima ile bile olsa kendi liderinin hatasını söylerse hemen vesen (topluluk/grup/parti) dışına atılır. O da genellikle başka vesene gider ve orada önceki veseninin nasıl kötü olduğuna, önceki liderinin ne kadar da kötü olduğuna dair ifkler(algılar) yaratır. (son günlerdeki örneklerinde olduğu gibi)

Vesen olan bir topluluğun lideri herhangi bir yerde sıradan bir konuşma yapsın. Vesene mensup olanlar çılgınlar gibi alkışlarlar. Liderlerinin konuşmasına bayılırlar. Her bir kelimesine katılırlar ve içinde hiçbir yanlış görmezler. İsterse konuşma son derece sıradan olsun isterse önceki konuşmalarının tekrarı olsun vesen mensubu hayrandır bu konuşmaya. Vesen lideri de vesen mensupları da sürekli olarak kendi vesenlerinin ne kadar iyi olduğuna dair algı oluşturma gayreti içindedir. Çok aşikâr biçimde yanlış yapılan işlerde bile yanlışlık inkâr edilemeyeceği için gerekçeler bularak (günümüz şartları böyle, o anda ancak o yapılırdı v.b.) aslında bu yanlışın ne kadar doğru olduğu algısını oluşturma çabasındadırlar.
Toplulukta en güçlü olan vesen zamanla gücünü yitirince diğer vesenler palazlanmaya başlar.  Diğer vesenler de bu vesen hakkında algılar oluşturma derdindedir. Böylece güç bir vesenin elinden diğer vesenlere geçer. Algı oluşturma bitmez. Mutlaka yeni vesenler kurulur, eski vesenler yıkılır, algı oluşturma hiç sona ermez."/*alıntı Dr. Mehmet Lütfi Hocaoğlu Doç.Dr. Süleyman AKDEMİR: www.akevler.org https://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/271/22/40-bakara-249-252-BAKARA-SURESI-TEFSIRI2sure

(geniş bilgi için)

İFK/algıların esiri olmamak için ise; İŞİN HAKİKATİNİ ARAMAK GEREKİR.
"DİNİ REFERANS GÖSTERENLERİN KURAN'I
OKUMALARI VE ANLAMALARI GEREKİR.

Özellikle topluma önderlik rehberlik yapmaya kalkanlar hangi konuda olursa olsun konunun arı duru aslını öğrenip, takipçilerini ALGI/ıfk OPERASYONLARINA AÇIK HALE GELMELERİNİN ÖNÜNE GEÇMELİLER!
Pek tabi NEHİRDEN AZ içmeye ruhsat verilmiş olsada HİÇ İÇMEMEK EN MAKBULÜDÜR!
Helal yoldan kazanmadıklarınız asla sizin değildir. Helal yoldan kazandıklarınızın da tamamı sizin değildir. Onun içinde ihtiyaç sahiplerinin de hissesi vardır. Buyrun şimdi sonunu düşünmezseniz! İstediğiniz gibi yiyin aksırıncaya pıksırıncaya kadar!

Bu makale hiçbir siyasetçiyi, partiyi, topluluğu ve grubu hedef almamıştır.
Nehirden çok içenler, VESEN için çalışmaları sırasında IFK/algı oluşturup gerçeği farklı gösterenler müstesna.


Kalın sağlıcakla

Vesselam

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-kazakistan-da-neler-oluyor-turkiye-kazakistan-olurmu-743.html

Kaynak: Editör:
Etiketler: Nehirden, Fazla, İçmek!, Bu, İşin, Neresindeyiz?,
Yorumlar
Haber Yazılımı