|
||
GAZZE | ||
Gazeteci, yazar Halis Özdemir bu hafta köşesinde, Gazze’de bağımsız kuruluşların açıklamalarına göre altı yüz bin sivilin ölümüyle sonuçlanan saldırıların arkasında trilyon dolarlık doğalgaz rezervlerini ele geçirme planının bulunduğunu belirtti. Özdemir’e göre ABD, İsrail ve bazı Batılı enerji devleri Gazze açıklarındaki doğalgaz kaynaklarını paylaşırken Filistin halkı ağır bir soykırımla yüz yüze bırakıldı. İşte yazının tamamı!.. | ||
GÜNDEM Haberi | ||
![]() |
||
|
||
GAZZE
Altı yüz bin civarında Gazzeli bombalarla katledildi!
Peki ne için?
Gazze’nin trilyon dolarlık doğalgaz kaynaklarını yağmalamak için!
Yağmacı ABD ve İsrail Gazze’nin doğalgazına çöreklendi!
Katliam sürerken kan oluk oluk akarken sivil halk, çoluk çocuk, hasta yaşlı demeden katledilirken bir soykırım sürerken ne oldu?İsrail Enerji Bakanı, 7 ekimden üç hafta sonra altı şirketten oluşan iki konsorsiyuma 12 adet lisans verdi. İngiliz BP içinde Azerbaycan şirketi SOKAR da dahil, diğeri İtalyan ENİ enerji devi önderliğinde gaz arama izni içeren 12 lisans! İsrail ve Arap ortaklı New MedEnergy şirketleri İtalyan ENİ grubunda Güney Kore şirketi Dana Ratio Energy gibi İsrail ortaklı şirketler var.
Özetle; Gazze kıyılarında ve Doğu Akdeniz’e uzanan trilyonluk doğal gaz rezervleri; ABD İngiliz ve İtalyan, İsrail ve bazı Arap ülkelerine ait şirketler arasında paylaşıldı. Paylaşım da içinde pay kavgası devam ederken bunun dışarda kalan ülkeler de seslerini yükselterek Filistin halkını düşünüyormuş gibi barış ve ateşkes demeye başladılar!
Bunlar zalim
Bunlar soykırımcı
Bunlar emperyalist, sömürgeci!
Bunların tarihleri geçmişleri böyle!
On binlerce çocuk öldü ya da yaşayanlar sakat kaldı!
Hastanelere okullara evlerin üzerine çadırlara barakalara binlerce ton bomba atıldı!
Bunu sapkın siyonist yahudi ABD ve müttefiklerinin desteği ile yaptı!
Gücü hak sebebi Sayan zihniyet Irak’ı, Yemen’i, Suriye’yi, Libya’yı kan revan içinde bıraktı! Yeraltı ve yer üstü kaynakları yağmalandı!
Bombaladıkları okullarda hastanelerde binlerce çocuk kadın ve hasta hayatını kaybetti. Bu sapkınların vicdanında en ufak bir kıpırdanma olmadı!
Ya Müslümanım, Türk’üm diyen zulme rıza gösteren “kınamanın” ötesinde kılını kıpırdatmayan işbirlikçilere ne demeli?
Onlar da anlamazlar anlamayacaklar ama biz söyleyelim; ahiret var hesap günü var! Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hak isteyeceği ilahi adaletin terazisi var!
Öyle ya cennet de cehennemde boşa yaratılmadı!
İnsanlık kaybetti!
Gazze’de ateşkes!
Gazze’de ateşkes anlaşması, Gazze halkının canlarını kurtarmak için son derece zorunlulukla yapılmıştır. Karşılığında yetersiz olan silahlardan arındırılmakla birlikte birde ondan da önemlisi “direniş” yapısı olan Hamas Gazze ve Filistin’de etkisi kırılmış, Filistin’de direniş kırılmıştır.
Gazze’nin doğalgaz kaynaklarına çökülmüştür!
Buna rağmen;
Barış ortamı İslam tarihinin her safhasında İslam milletinin lehine sonuçlanmıştır.
Gazze’de de böyle olacağına inanmaktayız!
Türkiye bağımsız Filistin devleti kuruluncaya kadar işin peşini bırakmayacak Mescidi Aksa ve Filistin halkı güvenliğe kavuşacaktır. Şimdi sıra bağımsız Filistin devletinin kurulmasına gelmiştir. Filistinin sınırları belirlenmelidir. Sınırları olmayan devlet, devlet olmaz!
Bağımsız Filistin devleti zorunludur!
Batı Şeria ve Filistin’in tamamı hiç unutulmamalıdır!
Filistin’in tamamında işgal ve zulüm devam etmektedir.
Zulüm durdurulmalıdır.
Gazze’ye gönderilen barış gücü askerleri Filistin’in her tarafına yerleştirilmelidir.
Umut etmek isterim ki; Doğu Türkistan ve Arakan Müslüman mazlum milletlerinin de canları malları ırzları korunacak tedbirler alınır!
Doğu Türkistan’a Arakan’a sırtını dönenler, görmemeyi tercih edenlerin vicdanları harekete geçer! Aksi halde kadim Müslüman Türk milletinin soykırımını yok edilişlerini hikaye dinler gibi dinlemezler!
Dedik ya ahiret var hesap günü var cennet var cehennem var herkes yerini buradan ayırt ettirmekte olduğunu aklından çıkarmamalıdır!
Gazze soykırımının ve ateşkesin dünyaya anlattıkları;
-Gazze ve Filistin Müslümanlarının terörist olmadıkları, zalim olmadıkları, masum oldukları ve tarihe geçen sağlam inanç sabır ve direnişleri dünya milletlerince anlaşılmıştır. Dünyada insanların İslam ile tanışmalarına ve bir kısım insanın da Müslüman olmasına vesile olmuştur.
-İsrail ve siyonist Yahudilerin gerçek yüzleri anlaşılmış, masum olmadıkları ve ne denli sapkın oldukları ortaya çıkmıştır.
-Dünya milletleri siyonist Yahudilerin sapkın ve soykırımcı oldukları ve insanlık için büyük tehlike arzettikleri anlaşılmıştır.
-Dünya ekonomisi ve ekonomi düzeni siyonistlerin kontrolünde olduğu ülkeler tam bağımsız olmadıkları milletlerce anlaşılmıştır!
-Siyonistlerin Arz-ı Mevud ve İsa Mesih inancı “Tanrıyı Kıyamete Zorlamak”, “Tanrıyı Dünyaya indirmek” gibi sapkın inancı dünyayı ateşin içine sürüklemektedir.
-ABD İsrail’in korunmasını kanunla uhdesine almış, İsrail’e silah para ve diplomasi desteği vermeye mecbur hissetmektedir.
ABD yönetiminde siyonistlerin varlığının ötesinde ABD yönetiminin de siyonistlerin emrinde olduğu kamuoyu tarafından anlaşılmıştır!
-İsrail’in elinde dünyayı ateşe verecek, dünyayı yok edecek nükleer ve kimyasal silahların varlığı da ortaya çıkmıştır.
-Sapkın siyonist İsrail yönetimi ve siyonist halkı bütün insanlığı hangi inanca sahip olurlarsa olsunlar kendilerinin hizmetkarı olduğuna inanmaları daha da vahimi çocuk öldürülmesi ve kanının içilmesi gibi sapkınlıklara dini inanç olarak inanmış olmaları ki “çocuk kanı içme, çocuğa cinsel taciz -iğneli fıçı- ritüelleri ile çocuk kanı içtiklerine dair ABD’de yapılan bir operasyonla ortaya çıkmış ancak siyonist hakimiyet sebebi ile ABD’de bu operasyonun üstü örtülmüştür.
-Siyonist örgütlenmeler dünyada siyasetçi, diplomat ve iş adamı gibi etkin şahsiyetlerin özel hayatına ait sırları ele geçirerek şahısları “sırlarının esiri” haline getirerek kontrol altına almaktadır.
-Dünya insanlığı görmüştür ki siyonist Yahudiler dünyanın başının belasıdır ve onların silah para ülkelerin yönetimi gibi enstrümanlar kontrollerinde olduğu sürece dünya hiç emin bir yer olmayacaktır.
Gelelim İslam milletinin durumuna;
Gazze’de yaşanan soykırım göstermiştir ki;
-İslam ülkeleri olarak ifade edilen başta Arap ülkelerinin yönetimleri tamamına yakını işbirlikçi ve korkaktır! Türkiyeyi yalnız bırakmışlardır.
-Arap ülkelerinin bazılarının yöneticilerinin sessiz kalacağını düşünmüştüm! Ancak katil İsrail ile işbirliği içinde hareket edeceklerini, bu kadar alçaklaşabileceklerini öngörmemiştim. Onun için de İsrail Gazzeyi işgal edemez! Gazze’ye kara harekatı yapamaz demiştim. Hırsız/hain içerden olunca kapı kilit tutmuyor! Bunların ihaneti eşine az rastlanır türdendir! Katil Netenyahunun; İşbirlikçilere “Beni konuşturmayın!” tehdidini hatırlatırım!
-İslam ülkeleri olarak ifade edilen ülkelerin ekonomileri kırılgandır! Dış müdahaleye açıktır.
-İslam ülkeleri olarak ifade edilen ülkelerin silahları caydırıcı noktaya henüz gelmemiştir.
Türk ve Müslüman devlet ve topluluklara gelince;
-Komünist SSCB’den ayrılmış Türk ve Müslüman devletler henüz dış siyasette Rusya’nın etkisi altındadırlar.
-Bu ülkelerin gerek idarecileri ve gerek halklarının büyük çoğunluğu milli şuur ve dünya gerçekleri ile tam anlamı ile yüzleşmemişlerdir.
-Özellikle Azerbaycan’ın bu süreçte İsrail’e aralıksız uçak yakıtı göndermesi yönetimlerinde Yahudi unsurlar olabileceği veya insan hakları ve -İslam kardeşliği- şuurunun gelişmemiş olduğu gerçeği ile bizleri karşı karşıya bırakmıştır. Daha ileri giderek Azerbaycan’da halka soykırımcı İsrail yönetiminin haklı olduğu propagandası işlenmiş, Azerbaycan halkı maalesef bu süreçte soykırımcı İsrail’i haklı görmek gibi tarihi hatanın içine itilmiştir.
Türkiye Azerbaycan ve Türk devletleri ile ilişkilerinde bu durumlardan ders çıkarmalı ve kardeş ve ülkelerde milli şuur ve kardeşlik ruhunun gelişmesi için çalışmalar yapmalıdır!
Türk devletleri ile ilgili mevcut teşkilatma ve yönetimle zaman kaybedilmektedir. Anlaşılmıştır ki öncelikle işin başında arz-ı endam edenler bu işin önemine inanmaları gerekmektedir! Bu mesele lakayt gırgırcı mizahcı karekterlerin asla işi değildir!
Onun için zaman kaybetmeden yönetim ve yönetim anlayışı değiştirilmelidir. Zaman su gibi akıp gitmekte olduğu gibi önümüzdeki süreçler başta Müslüman Türk devlet ve topluluklarının güç birliği içinde hareket etmelerini hayatta kalmalarının şartı haline getirecektir!
Bu mesele şakaya gelmez!
“Sen ben bizim oğlan” mantığı ile bir yere varılmaz!
Bir defa daha bizden söylemesi!
Sonuç olarak bir daha görülmüştür ki;
-” küfür tek millettir”
-“İstersen sulhu salah hazır ol cenge”
-Türkiye gerek para politikaları bakımından ve ekonomik özgürlük ve gerekse savunma ve savaş sananayiinde caydırıcı duruma gelmesi hava gibi su gibi zorunludur!
Ne Türkiye ve ne de mazlum coğrafyamız siyonist sapkınların ve onların işbirlikçilerinin vicdanına bırakılamaz!
Türkiye’nin savaş, savunma sanayii ekonomi ve politikada tam bağımsızlığa kavuşması sadece Türkiye için değil, mazlumların da can güvenliği dünyanın emin bir yer olması anlamına gelmektedir!
Aziz milletimiz ve aziz devletimiz dünya var oldukça var olacak, dünyada barış ve huzurun garantisi olacaktır.
Vesselam
|
||
|
||
Etiketler: GAZZE, , |
|
||
|