İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !
Haber Detayı
29 Haziran 2020 - Pazartesi 18:45
 
Çin'deki Müslüman Katliamına BM'ye Dilekçe
Dünya'ya Koronavirüsü yaydığı iddia edilen Çin, kendi ülkesinde de Müslüman Uygur Türklerine işkence etmeye devam ediyor. Türkiye’de farklı Barolara kayıtlı 100 Avukat , Hukuk ve Fikir Platformu çatısı altında Doğu Türkistan’da yaşanan baskı ve zulümü Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ne taşımak için dilekçe verdi. Uluslararası kuruluşlar ve bağımsız gözlemciler tarafından hazırlan dilekçede hak ihlalleri 12 madde halinde sıralandı.
DÜNYA Haberi
Çin'deki Müslüman Katliamına BM'ye Dilekçe

Dilekçe BM’ye Sunuldu

 Geçitiğimiz yıllarda da Uygur Türklerine yapılan baskılar ve zulümler BM’nin gündemine taşınmıştı; fakat her defasında dünya üç maymunu oynamayı sürdürdü. Dünya’nın koronavirüs ile büyük mücadele verdiği bugünlerde Çin, Müslüman Türklere zulüme etmeye devam ediyor. Dünya’daki mazlumların sesi olan Türkiye, Çin’deki zulmü durdurmak için bugün bir kez daha harekete geçti. Hukuk ve Fikir Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında, bugün itibariyle şikayet/müracaat başvurusunun resmen yapıldığı, dilekçenin BM İnsan Hakları Konseyi ‘nin müracaat usulünü uygun şekilde Konseye tevdi edilğini bildirdi.

 

İhlaller Tek Tek Sıralandı

Doğu Türkistan’da müslümanlara yapılan zulümlerin, işkencelerin hatta zorla ırza geçmelerin yer aldığı dilekçe, Hukuk ve Fikir Platformu tarafından BM İnsanan Hakları Konseyi'ne tek tek sıralandı. 12 maddelik dilekçenin, BM’nin kendi içtihatlarında “delil” vasfını taşıdığı uluslararası kuruluşlar ve bağımsız gözlemcilerin raporlarıyla ispatlandı. Dilekçe, Uygur Türklerine yapılan zulümler somut bilgi, belge ve  raporlara dayandırılarak, hukuki dil ve içerik dışına çıkılmadan, siyasi ve ideolojik bir ibare kullanılmadan sunuldu.

 

Ön İnceleme Başlatıldı                                

BM İnsan Hakları Konseyine gönderilen dilekçeye ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Hukuk ve Fikir Platformundan Avukat Faruk Keleştimur, Doğu Türkistan için BM nezdindeki girişimlerinin bugün itibariyle resmi hüviyet kazandığını söyledi. BM İnsan Hakları Konseyi’ne yaptıkları başvuru sürecine ilişkin tahkikat sürecini an be an takip edeceklerini dile getiren Keleştimur, “Gerek Konsey’in tahkikat süreci gerek Çin tarafından gelecek savunma metnini kamuoyuyla anında paylaşacağız ve süreç içerisinde tüm gelişmeleri basınla paylaşacağız. BM tarafından bize yapılan bildirim, şu an müracaatımızın kendilerine ulaştığı ve ön inceleme aşamasının başladığı yönündedir.” dedi.

 

Çin’in İşkence Kampları, Adeta Nazi Kampları Gibi

2016 yılından bu yana Doğu Türkis’tandaki kamplarının  (Sözde Uygur Özerk Bölgesi), dünyadaki en büyük soykırımlara imza atan Nazi Almanya’sı ve Hitlerin Kamplarından farkı yok. Hitler ve Stalin’in gibi diktaröler tarafından ağır insan hakları ihallerinin yaşandığı kamplar 21. Yüzyılda Çin Kominst Partisi tarafından yeniden ortaya çıktı. Kamplara getirilen Uygur Türkleri adate köle gibi kullanılıyor. Tecavüz, hakaret ve işkencelere maruz kalan Müslüman Uygur Türkleri dini vecibelerini bile yerine getiremiyor. Kadınlara tesettür yasak,  namaz kılmak yasak, Kur’an okumak yasak, oruç tutmak yasak. Kısacası İslam dinine ait her şey yasak.

 

 Kampta Kadınların Irzına Geçmek Serbest

2018 yılında Çin'in Doğu Türkistan'da inşa ettiği Dabancheng Toplama Kampı'nda çalışan Kazak asıllı bir gardiyanın yazdığı mektup, kamplarda Uygurlara yönelik taciz ve tecavüzleri belgeledi.

Kazak asıllı Adım Berik, mektubunda 2018'in ikinci yarısında Dawanching'deki toplama kampına gönderildiğini belirten Berik, daha önceden kameramanlık deneyimi olduğu için de kamera kontrol odasında görevlendirildiğini ve kendisine gece vardiyası sorumluluğu verildiğini dile getiriyor.

 

Berik’in Mektubunda Kan Donduran İfadeler  

"Bazen üst düzey memurlar çalışmalarımızı incelemek için izleme odasını ziyaret ederlerdi. Asında oraya kız seçmeye geliyorlardı. Güvenlik kamerasını kızların yüzlerine doğru yakınlaştırmamı ve hatta onlar için en güzelini seçmemi istiyorlardı. Ben bunu reddettim. Kameralardan kızı belirledikten sonra alt kademe personelden 'konuşmak' için onu 'ofise' getirmesi istenirdi. Ofis denilen yer kameraların olmadığı personel mutfağı. 'Konuşma' gece değil gündüz olurdu ve oraya gelen kızların başına ne geleceğini herkes bilirdi. Bazen rütbeliler, kendilerinden sonra astların da o kızlara tecavüz etmesine izin verirdi"

 

Evrensel Sivil İnsiyatif Gurubundan Çağrı

Doğu Türkistan’daki kamların kapatılması için Evrensel Sivil İnsiyatif Gurubundan çağrı geldi: Hayatınızdan bir saniyenizi bizim için ayırın, kampanya ya destek olun, imzanızı atın.

Kampanya Katılım Linki:

https://forms.gle/NkHe9A3FemG5jaah6

 

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: Çin'deki, Müslüman, Katliamına, BM'ye, Dilekçe,
Yorumlar
Haber Yazılımı