ZULME SESSİZ KALMAK SUÇA ORTAK OLMAKTIR - DOĞU TÜRKİSTAN GERÇEĞİ PANELİ
"Bir gün bir Uygur kardeşim, ‘Ailemde kayıp olmayan biri var’ diyene hiç rastlamadım…"
İstanbul’da düzenlenen Avrasya Bir Vakfı'nın organize ettiği “Doğu Türkistan Gerçeği” panelinde vicdanlar sarsıldı. Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı asimilasyon, baskı ve kültürel soykırım politikaları masaya yatırıldı. Dünya Uygur Kurultayı yetkilileri ve uzmanlar, Türkiye’nin bu konuda tarihî ve insani sorumluluğuna dikkat çekti. Panelde konuşan gazeteci Halis Özdemir, “Sessizlik suça ortak olmaktır,” diyerek İslam ülkelerinin suskunluğunu eleştirdi. Çin’in ekonomik yayılmacılığı ve kültürel işgali uyarılarıyla gündeme taşınırken, gençlere “Çinlinin tatlı sözüne aldanmayın” çağrısı yapıldı.
"Doğu Türkistan özgür olmadan, Türk milleti tamamlanamaz."
İşte ayrıntılar!..
GÜNDEM Haberi
BNC Medya Haber | İSTANBUL
DOĞU TÜRKİSTAN PANELİNDE VİCDANLAR SIZLADI: "ZULME SESSİZ KALMAK SUÇA ORTAK OLMAKTIR"
İstanbul’da Avrasya Bir Vakfı genel merkezinde düzenlenen “Doğu Türkistan Gerçeği” paneli, gazeteci-yazar Halis Özdemir moderatörlüğünde gerçekleşti. Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı ve Dünya Uygur Kurultayı Vakfı Başkanı Abdurreşit Abdülhamit ile Türkiye’nin eski Çin Büyükelçiliği Ticaret Ateşesi Kamer Artış’ın konuşmacı olduğu panelde, Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlalleri, Çin’in küresel stratejileri ve Türkiye’nin bu konudaki sorumluluğu masaya yatırıldı.
"DOĞU TÜRKİSTAN: TÜRK DÜNYASININ VE İSLAM ALEMİNİN KANAYAN YARASI"
Panelin açılış konuşmasını yapan gazeteci-yazar Halis Özdemir, Doğu Türkistan meselesini yıllarca görmezden gelmiş olmanın vicdani ağırlığını paylaştı. Bir Uygur annenin kamptaki dramını anlattığı videoyla sarsıldığını belirten Özdemir, “Bu yaşananlar sıradan değil; bir soykırımın izleriyle karşı karşıyayız,” diyerek katılımcılara duygusal anlar yaşattı.
“Çin rejimi milyonlarca Uygur Türkünü toplama kamplarına kapatıyor. Müslüman çocuklar ailelerinden koparılıp Çinli ailelerde asimile ediliyor. Bu vahşet ustaca perdeleniyor. Sessiz kalan herkes bu zulmün ortağıdır.”
Türkiye'nin eski Çin Büyükelçiliği Ticaret Ateşesi Kamer Artış, Çin’in yalnızca Doğu Türkistan’da değil, Afrika’dan Türkiye’ye kadar birçok coğrafyada yürüttüğü stratejik yayılmayı ayrıntılarıyla anlattı. “Çin, yüksek faizli krediler ve dev yatırımlarla ülkeleri ekonomik bağımlılığa sürüklüyor. Türkiye’de teknoloji, enerji, maden, ulaşım gibi stratejik alanlarda söz sahibi olmaya çalışıyor,” dedi.
“Çin, önce cazip teklifler sunuyor, sonra o sektörde rakip firmaları destekleyerek yerli şirketleri piyasadan siliyor. Ardından bu firmaları, tesisleriyle birlikte satın alıyor.”
Kamer Hanım ayrıca, Çin’in Türkiye’yi yakından tanımak için kendi üniversitelerinde onlarca Türkoloji ve Türkiye Araştırmaları Merkezi açtığını; buna karşılık Türkiye’nin Çin’e dair ciddi bir akademik stratejisi olmadığını vurguladı.
UYGUR DİASPORASINDAN ÇAĞRI: “TÜRKİYE LİDER ÜLKEYSE, DOĞU TÜRKİSTAN’A SAHİP ÇIKMALI”
Dünya Uygur Kurultayı Vakfı Başkanı Abdurreşit Abdülhamit, Türkiye’nin geçmişte Doğu Türkistan davasına öncülük ettiğini, fakat son yıllarda resmi düzeyde geri çekildiğini dile getirdi. Uygur diasporasının küresel çapta mücadelesini sürdürdüğünü söyleyen Abdülhamit, Türkiye halkına ve devletine şöyle seslendi:
“Türkiye, 2 milyarlık İslam dünyasının doğal lideri olmak istiyorsa Doğu Türkistan’a sahip çıkmak zorundadır. Bu yalnızca bir insan hakları meselesi değil, aynı zamanda Türkiye'nin bağımsızlığı ve geleceğiyle doğrudan ilgili bir meseledir.”
Panel boyunca sık sık vurgulanan noktalardan biri de uluslararası kamuoyunun ve özellikle İslam ülkelerinin sessizliğiydi. Halis Özdemir, bazı İslam ülkelerinin Çin’in resmi söylemlerini tekrar ettiğini, hatta Çin’in düzenlediği propaganda gezileriyle zulmü meşrulaştırdıklarını söyledi:
“Bu sadece diplomatik bir skandal değil; vicdani bir iflastır.”
ÇİN’İN PROPAGANDA YÜZÜ VE ORWELLİAN BASKI DÜZENİ
Konuşmalarda Çin’in vitrindeki “modern şehir” algısının aldatıcı olduğuna dikkat çekildi. Gerçekte yüz tanıma sistemleri, dijital gözetim, yapay zekâ tabanlı takip sistemleriyle korkuyla yönetilen bir toplum yaratıldığı vurgulandı. Özellikle kadınlara zorla doğum kontrolü, çocukların ana dillerinden koparılması, dini ibadetlerin yasaklanması gibi uygulamalar, Çin’in yürüttüğü kültürel soykırımın parçası olarak değerlendirildi.
“Bugün bir Uygur bebek dua edemiyor, bir genç kimliğini açıklayamıyor çünkü ‘Türküm’ demek suç.”
FİLİSTİN VE DOĞU TÜRKİSTAN MESELESİ BİRBİRİNDEN AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ!..
Panelde, Filistin ve Doğu Türkistan meselelerinin birbirinden ayrı düşünülemeyeceği vurgulanarak, Batı’da Filistin için gösterilen hassasiyetin Doğu Türkistan için de gösterilmesi gerektiği ifade edildi. Bir katılımcının şu sözleri ise yaşanan dramın boyutlarını çarpıcı şekilde ortaya koydu:
“Bir gün bir Uygur kardeşim, ‘Benim ailemde hiç kimse kayıp değil’ diyen tek bir Uygur tanımadım,” dedi. Bu söz vicdanlara ağır bir yük olarak kaldı.
ÇİN'İN KIRILGAN EKONOMİSİ VE GELECEKTEKİ ÇÖKÜŞ SİNYALLERİ
Çin’in devasa büyüme politikalarının sürdürülemez olduğunu belirten konuşmacılar, yüz milyonlarca boş daire, yaşlanan nüfus ve borç içindeki devlet şirketlerinin, sistemin çöküşe yaklaştığını gösterdiğini ifade etti. Tek çocuk politikasının Çin’in sosyal yapısını çökme noktasına getirdiği de dile getirildi.
TÜRKİYE’DE SESSİZ İSTİLA: “KÜLTÜREL, EKONOMİK VE STRATEJİK YIKIM”
Panelde, Çin’in Türkiye’deki etkisi de sert dille eleştirildi. Konfüçyüs Enstitüleri aracılığıyla zihinsel kolonizasyon hedeflendiği, Çin mallarıyla yerli sanayinin çökertildiği, dizilerle kültürün dönüştürüldüğü belirtildi.
Katılımcılar, gençleri Çin’in “güler yüzlü iş birlikleri”ne karşı uyardı. Bilge Kağan’ın tarihi sözü tekrarlandı:
“Çinlinin tatlı sözüne aldanmayın. Türk milleti geçmişte olduğu gibi bugün de uyanık olmak zorundadır.”
DOĞU TÜRKİSTAN ÖZGÜR OLMADAN TÜRK MİLLETİ TAMAMLANAMAZ
Panel, Doğu Türkistan meselesinin yalnızca bir coğrafyanın değil, tüm Türk ve İslam dünyasının vicdani, stratejik ve kültürel sorunu olduğu vurgusuyla sona erdi.
“Doğu Türkistan’da susturulan her çığlık, aslında bizim suskunluğumuzun yankısıdır. Türkiye artık uyanmalıdır. Unutmayın; Doğu Türkistan özgür olmadan, Türk milleti tamamlanamaz.”
EDİTÖRÜN GÖZÜNDEN: DOĞU TÜRKİSTAN’DA NELER YAŞANIYOR?
Birleşmiş Milletler ve insan hakları kuruluşlarının raporlarına göre Çin, Doğu Türkistan’da sistematik bir baskı rejimi uygulamakta. Milyonlarca Uygur Türkü toplama kamplarında tutuluyor, dini özgürlükler yok sayılıyor, kültürel kimlik siliniyor. Tüm bu uygulamalar, insanlığa karşı suç ve kültürel soykırım olarak nitelendiriliyor.
