Haber Detayı
30 Ekim 2021 - Cumartesi 07:52
 
Suçun Sebebini Özgürlük Alanı Saymak Ya Da Taşları Bağlamak
"Neredeyse her gün kadın cinayeti başlıklı bir haber düşüyor ajanslara. Yine neredeyse her haberden sonra bilindik ezber cümlelerden oluşan tepkiler veriliyor. Devamında da katillerin cezalandırılma yöntemlerine ve cinayetlerin önlenmesine dair üst perdeden çözüm önerileri sunuluyor." İşte Yazar Osman Hazır'ın köşesine taşıdığı "SUÇUN SEBEBİNİ ÖZGÜRLÜK ALANI SAYMAK YA DA TAŞLARI BAĞLAMAK" başlıklı sonuç ve çözüm odaklı o yazısı
GÜNDEM Haberi
Suçun Sebebini Özgürlük Alanı Saymak Ya Da Taşları Bağlamak

 

SUÇUN SEBEBİNİ ÖZGÜRLÜK ALANI SAYMAK YA DA TAŞLARI BAĞLAMAK

 

Neredeyse her gün kadın cinayeti başlıklı bir haber düşüyor ajanslara. Yine neredeyse her haberden sonra bilindik ezber cümlelerden oluşan tepkiler veriliyor. Devamında da katillerin cezalandırılma yöntemlerine ve cinayetlerin önlenmesine dair üst perdeden çözüm önerileri sunuluyor.

 

Ancak bu konuya dair ortaya konan çözüm önerilerinin derde deva olmadığının istatistiklere bakıldığında görülmesi mümkünken nedense görülmüyor. Sorunlara çözüm üretebilmek için yapılması gereken en basit şeyin suçun zemini olan unsurlardaki sebep sonuç ilişkisini bulmak lazım olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak sanki zihinler ve idrakler dumura uğramış gibi sebepler görmezden gelinmek sureti ile sonuçlar odaklı çabalar sergileniyor.

 

Paranoyak kutsamalar


Açıkçası bu durumun neredeyse paranoya halini aldığını söylemek durumuna geldik. Alkol ve zina özellikle kadınlara yönelik cinayetlerin suç kayıtlarında ilk sırada yer alıyor. Özellikle alkolün Kadına ve toplumun diğer fertlerine yönelik işlenen suçların sebepleri arasında en başta yer aldığı devletin suç kayıtlarında apaçık ortada iken bu gerçek neden görmezden gelinir izahı mümkün değil. Görmeyi bırakın bu ikisini kutsayıp tartışılmaz yapan o kadar ilkel bir çağdayız ki; “bunlardan uzak durun” diyene neredeyse kadın düşmanı diyorlar. Allah aşkına aklın başa gelmesi için daha ne olmalı?

 

Kadın erkek arasındaki ilişkilerde tek sınır insanın hevası yani moda tabirle “kişisel tercih” denen ilkel put haline gelmiş. Yani kişinin canı istiyorsa, “rızası varsa” kimse karışamaz deniyor.

 

Peki ya ahlak, peki ya din, peki ya psikoloji, peki ya sosyoloji, peki insanı tahrik eden hormonlar? Bunlar hiç mi dikkate alınmayacak.

 

Alınmaz sana ne?

 

Çoğu kere cevap bu.

 

İyi de alkolü, zinayı meşru ve hak olarak gören, teşhiri, çıplaklığı tartışılması yasak tabu haline getiren çağın insanı bunların sebep olduğu can yakıcı acılarda başkasını neden suçlar?

 

İçki, zina, baş başa kalmak, flört, sevgili olma, tesettürsüzlük insana özgürlük olarak gösterildiğinde sonuçların dünya ve ahirette acıtıcı olacağı açık ve nettir.

 

Ayrıca;

 

“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?"(Maide: 90-91)

 

Rabbani uyarısı ve daha nice dini referans değerimiz bize yol gösterirken, suçun ve acının sebebine değil sonucuna odaklanmaya çabalamak insanın taşımakta olduğu aklına yazık etmesidir.

 

Meseleye bu bağlamda baktığımda ateşle barutu tedbirsiz ve önlem almadan yanyana bırakan, olacak patlamadan şikayetçi olamaz/olmamalıdır. Kışın sobasını tinerle yakmaya çalışan adama ağzına geleni sayan, bunu hak ve özgürlük alanı görmeyen insan kadınla erkeği nikâhsız, tesettürsüz, alkolün esiri olmuş bir vaziyette başbaşa bırakmayı hak ve özgürlük sayıyor. Ancak ortaya suç ve acılar çıkmasın diyor. Nasıl olacak bu?

 

Açıkça söyleyelim; oluyor kardeşim. Ne derseniz deyin. Hangi cezayı ön görürseniz ön görün çıplaklık, zina, alkol vb. ahlaksızlıklar bir araya gelince o ortamdan huzur ve mutluluk çıkmıyor. İnsana ve insanlığa bu kadar zarar veren şeyleri özgürlük alanı saymak fıtri (doğal) değildir.

 

O nedenle;

 

Balkonlardan atılıp intihar süsü verilen, öldürülüp yakılıp sonra beton dolu varillere konulan, apartlarda onlarca bıçak darbesi ile öldürülen genç kız cinayetlerine daha fazla tanık olmak istemiyorsak bu sonuçlara götüren sebeplere dur demek lazım.

 

İçkinin, zinanın serbest olduğu, tesettürsüzlüğün övüldüğü bir ortam suça gebedir. Çocuk ve gençlerimize; mahremiyet eğitimini, dini ve ahlaki değerlerimizi, tesettürü, evliliğin önemini, nikahsız cinselliğin zina olduğunu, alkolün yasaklığını öğretecek seçmeli olmayan ders programlarını eğitim müfredatına koymadan sonuç almak mümkün değildir.

 

Peki ya taşlar serbest köpekler bağlı ise;

 

İşte orada sıkıntı var. Alkolün serbest zinanın hak olduğu bir sosyal düzenin neyi ne kadar düzelteceğini yukarıdan beri söylemeye çalıştık. Tv Kadın kuşaklarında kim kiminle yatağa girmiş, kim kimden doğmuş utanmazca tartışılırken nasıl olacak bu işler ben de bilemiyorum.

 

Buna rağmen ben yine de imkanım olsa cinayetlerin faili ve mağduru olarak gözüken gençlere sormak isterdim; oğlum ne işin var nikahsız bir kadınla gizli saklı bir apart dairede. Kızım ne işin var nikahsız bir adamla gizli saklı bir apart dairede. Ne işiniz var bütün kötülüklerin anası olan içki ile gühah ve suçlara yelken açtıran fuhuş denizinde?

 

Cevap?

Sen kadın düşmanısın. Sonuç; ağlayan anneler….

 

Son söz niyetine;

 

Oğlumun elinin kiri diyen babalarla, ben yaşayamadım kızım yaşasın diyen annelerin sorumluluğunun bu acılardaki ağırlığı maalesef çok fazladır diyerek bitirelim.

 

Aklını ve ahlakını kuşananlardan olalım diye dua ile vesselam…

 

 

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: Suçun, Sebebini, Özgürlük, Alanı, Saymak, Ya, Da, Taşları, Bağlamak,
Yorumlar
Haber Yazılımı