Muhammet Binici’den CHP Kurultayı Yorumu: “Otomatik Başkanlık Hukuki Temelden Yoksundur”

Gazeteci-araştırmacı yazar Muhammet Binici, gazeteci Ersoy Dede’nin hazırlayıp sunduğu, siyaset ve toplum gündeminin nabzını tutan Bıçak Sırtı programına konuk oldu. Programda, Sosyolog İsmail Öz, Hukukçu Ebubekir Elmalı ve Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı da yer aldı. Gecenin en çok dikkat çeken başlıklarından biri ise CHP'deki kurultay sürecine dair yargı süreci ve olası sonuçlara ilişkin değerlendirmeler oldu.
 

“Kurultay iptal edilirse bu Özgür Özel’in değil, kurultayın iptalidir”
 

CHP’de 2023 yılında gerçekleşen kurultay sürecine ilişkin yapılan itirazlar ve mahkemeye taşınan hukuki süreci yorumlayan Muhammet Binici, sürecin yalnızca siyasi değil, aynı zamanda anayasal ve hukuki boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguladı.

“Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık süresi zaten dolmuştur. Mahkeme kararıyla iptal gelirse bu, Özgür Özel’in değil, kurultayın iptalidir. Ancak bu durum Kılıçdaroğlu’nu otomatik olarak göreve getirmez.” dedi.

Binici’ye göre, yargının kurultayı iptal etmesi halinde CHP’de yeni bir seçim süreci kaçınılmaz olacak. Bu durumda partinin yeni bir kongreye gitmesi ve delegelerin iradesinin yeniden sandığa yansıması gerektiğini ifade etti.

“Otomatik başkanlık söylemi hukuki temelden yoksun”

Mahkeme kararlarının, siyasi partilerde yönetsel sonuçlar doğurabileceğine işaret eden Binici, olası bir iptal kararının ardından “otomatik başkanlık” gibi söylemlerin hukuken geçersiz olduğunu belirtti:
 

“Kurultay iptal edilirse yeniden seçim yapılması gerekir. Delegelerin özgür iradesi bir kez daha sandığa yansıtılır. Bu süreçte ‘otomatik başkan’ söylemleri hukuki temelden yoksundur.”

“Parti, milletin vicdanıyla hareket etmeli”
 

CHP içerisindeki iç çekişmelerin, meclis üyeleri ve delegeler üzerindeki baskılar yoluyla şekillendiğine dair tartışmalar da programda gündeme geldi. Muhammet Binici, özellikle bazı belediye meclis üyelerinin ve delegelerin satın alınması iddialarına karşı net tavır aldı:
 

“Parti satın alınan meclis üyeleriyle ya da delegeleriyle değil, milletin vicdanıyla hareket etmelidir. Bu tür girişimler, siyasetin ahlaki zeminine zarar verir.”

Binici, halktan kopuk siyasi mühendisliklerle değil, demokratik ve ahlaki temellere dayalı siyaset anlayışının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
 

Gündem: Anayasa, Yargı ve Siyasal Yönetişim
 

Programda ayrıca anayasa değişikliği, yargının siyasete etkisi, bürokratik yapı, halk iradesinin temsil sorunları ve Türkiye’nin siyasal yönetişim modeli gibi yapısal sorunlar da ele alındı.