Küresel sermayenin baronlarından, çetenin esprili, hümanist ve hayırsever(!) yüzü Korona salgınına müdahil olmuş.

Korona ve Bill Gates mi?

Ne alaka?

Adam bilgisayar işiyle uğraşmıyor mu?

Eskiden öyleydi ama o sektörü bıraktı.

Küresel sermayenin baronlarından, çetenin esprili, hümanist ve hayırsever(!) yüzü Korona salgınına müdahil olmuş.

Korona ve Bill Gates mi?

Ne alaka?

Adam bilgisayar işiyle uğraşmıyor mu?

Eskiden öyleydi ama o sektörü bıraktı.

“Hayırsever”lik adı altında sağlık sanayiine adım attı.

Eşi Melinda Gates ile birlikte Bill & Melinda Gates Vakfı’nı kurup 45 milyar dolarlık devasa bir kaynak aktardı. 

Tamamen hayırseverlik faaliyeti deniliyor ama “Korona aşısını bulduk” diyen ve 10 milyarlarca dolarlık ciro hesaplayan 3 firmanın da yatırımcısı o..

Gates, 16 Eylül 2020’de İngiliz BBC’ye bir demeç veriyor..

Bill & Melinda Gates Vakfı’nın başarılarını anlatıyor..

“10 milyonlarca Afrikalı çocuğun hayatını kurtardık” diyor..

Oral çocuk felci aşısıyla hem de.

Bu aşıdan sonra ne oluyor biliyor musunuz?

Eylül ayının başında Dünya Sağlık Örgütü, Sudan’da “aşı kaynaklı çocuk felci” vakaları ortaya çıktığını duyuruyor.

Gates’in cömertçe finanse ettiği çocuk felci aşısının Afrikalı çocuklarda, çocuk felcine sebep olduğu belirleniyor.

Amerika’nın en popüler hakemli bilim dergilerinden Science’de Leslie Roberts imzasıyla yayınlanan bir makale’de “Artık durdurduğumuzdan daha fazla yeni virüs ortaya çıkardık” deniliyor. 

Aynı makalede yer alan bir veriye göre, 2018’de aşı kaynaklı virüsler dünya çapında 105 çocuğu felç etti; buna karşılık vahşi virüslerin felç ettiği çocuk sayısı sadece 33..

İyi de adamın ürettiği çocuk felci aşısı, hastalığın doğal virüsünden daha fazla çocuğun ölümüne neden oluyorsa, “10 milyonlarca Afrikalı çocuğun hayatını” nasıl kurtarmış oluyor?

Laf ebeliği..

Afrika’da başlattıkları “temiz suya erişim”, “kendi kendine yeten gıda programı” ile yaptıklarını söylüyorlar.

Şimdi korona meselesine geri dönelim..

Gates’in finansörü olduğu ve koronaya karşı aşı ürettiğini söyleyen o firmalar hangisi?

Cevap veriyorum: Pfizer, BioNTech ve CurVac..

Tanıdınız mı bu firmaları?

Türk bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin sahibi olduğu BioNTech firması ve ortağı Pfizer. Pfizer’e kaç milyon dolar aktarıldığı açıklanmamış ama BioNTech’e 55 milyon dolar aktarılmış.

Tesadüfe bakın bu kaynak aktarımı salgından hemen önce 2019’un ilk çeyreğinde yapılmış.  

Bir tesadüfte Wuhan’dan gelsin o zaman..

Gates Vakfı salgının başladığı Wuhan’da bulunan ve hastaların ilk tespit edildiği üniversiteye de 2018 Kasımında 500 bin dolar hibede bulunmuş..

Gates çiftinin yönettiği vakıf, aşı geliştirdiğini açıklayan CureVac’a da 52 milyon dolar vermiş.

Bill Gates, “şahane bir öngörüde bulunup kârlı bir yatırım yapmış” diyebilirsiniz..

Zira o firmalar aşıyı daha piyasaya sunmadan milyonlarca doz sipariş aldılar bile..

Bizim medya üzerinden de eş zamanlı haberler çıkmaya başladı..

Önce “Türkiye hızlı davranmaz ise aşı alamaz” haberi yapıldı.

Sonra “Türkiye aşıyla ilgili ön görüşme yaptı” yalanı söylendi.

Bu iddia da bakanlık tarafından reddedilince, bu defa “BioNTech’in sahipleri Türk olduğu için vefalı davranıp ticari partnerleri Pfizer’i devre dışı bıraktılar. Türkiye’ye özel kota açıldı” denildi. 

Aynı dönemde Kayseri Erciyes Üniversitesinin geliştirdiği ve insan deneyleri başlayan korona aşısını ise Akit, Yeni Şafak ve Akşam dışında doğru düzgün gören olmadı. 

Tekrar ediyorum, ben aşı karşıtı değilim..

5G ile korona ilişkisi var mı yok mu, Kovid-19 virüsü bir laboratuvarda mı üretildi bilmem..

İster doğal, ister üretilmiş olsun, vaka ortada, hepimizi tehdit ediyor, hayatımızı kâbusa çevirmiş durumda.

Bulaş hızı yavaşlatılabiliyor ama durdurulamıyor. Bulaş zinciri kırılamıyor.

Mücadelede kullanılan kimyasal ve doğal bileşenler de bir yere kadar çözüm sağlıyor..

Virüsün kökünü kazımak için mantıklı tek umudumuz aşı..

Ama küresel çetenin katil çocuk felci aşısını görünce, yabancı aşıya karşı temkinli, yerli aşıya karşı ise gayretli olmalıyız diyorum..

Eskiden olsa, kürselcilerin “dünya kaynakları kısıtlı, nüfusu doğal ya da yapay yöntemlerle azaltmalıyız” söyleminin asla hayata geçirilemeyecek bir deli saçması olduğunu düşünürdüm.

Ama 15 Temmuz gecesi Fetullah Gülen ve çetesinin tesir gücünün 1. sınıf eğitim almış, iki yabancı dil bilen, jet pilotu olmuş süper donanımlı insanları getirdiği noktaya bakınca..

Bu sapkın yapıların, KÜRESEL ölçekli olanlarının neler yapabileceğini hayal dahi edemiyorum..

Selametle..