|
||
Ya O Tren Katillerinse?! | ||
Eğitimci, Yazar Sema MARAŞLI yazdı... "Ya O Tren Katillerinse?!" | ||
GÜNDEM Haberi | ||
|
||
|
||
YA O TREN KATİLLERİNSE?
Cumhurbaşkanı Erdoğan:"Küresel siyasi ve ekonomik güç dengeleri çatırdıyor. Bu çatırtı aynı zamanda yeni kurulacak KÜRESEL siyasi ve ekonomik YÖNETİM SİSTEMİNİN de ayak sesleridir. Türkiye inşallah bu defa treni kaçırmayacak, hem de en ön tarafından hak ettiği yeri alacaktır.” Diyor.
Ya o trenin sahipleri katilse ve o katiller o trenle insanlığın üzerinden geçecekse yine de o trende olmalı mıyız? Hem de en önde!
Dünyayı sıfırlamak için yola çıkmış “Yeni Dünya Düzeni Treni” kimlerin?
Trenin sahipleri:“David Rockefeller, Ted Turner, Michael Bloomberg, George Soros gibi Siyonist Çete. Bu Siyonistlerin dünyaya zulmetmek için yıllardır planını çizip yola çıkardığı trene koşuyoruz.
David Rockefeller Birleşmiş Milletler İş Konseyi’nde şöyle diyor:“Küresel bir dönüşümün eşiğindeyiz. Tek ihtiyacımız olan doğru büyük bir kriz. Uluslar, YENİ DÜNYA DÜZENİNİ kabul edecek.”
Trenin Lokomotifleri
Katil ABD: En büyük zevki Müslüman ülkeleri bölmek, parçalamak ve işgal etmek olan ABD. Ülkemizde de PKK nın foncusu, silah ve para babası.
Faşist Çin: Kendi halkına bile yaptığı zulüm ve faşist uygulamalarla ünlü Çin. Başta Uygur Türklerine olmak üzere dünyanın gözü önünde soykırım yapan Çin’de küresel çetenin treninin ortaklarından.
Trenin Makinistleri:
Bill Gates ve GAVİ: “Ben Tanrı’nın işini yapıyorum” diyen Bill Gates ve Afrika’da binlerce çocuğun ölümüne ve sakat kalmasına sebep olan şirketi GAVİ.
DSÖ ve Başkanı: Dünya Sağlık Örgütü adı altında gittikleri fakir ülkelerde kadınlara tecavüz eden DSÖ ve Etiyopya’da soykırım yaptığı için hakkında şikayet olan DSÖ başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus.
Bizim bu katillerin treninde ne işimiz olabilir? Ayrıca siz isteseniz bile bunlar ülkemizi ancak trenin ön tekerini altını layık görürler. Nasıl olur da Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri bunu göremez ve koskoca şanlı şerefli bir halkı bunların trenine bindirmeye çalışır.
Bu katiller kurmaya çalıştıkları sistemin adına “Yeni Dünya Düzeni” ve “Büyük Sıfırlama” “Muhteşem Sıfırlama” diyorlar. Dünyayı sıfırlayıp yeniden inşa edeceklermiş. İnsanlığa kurulan büyük TUZAK.
Yeni Dünya Düzeni : Küresel Yönetim Sistemi de denilen bu sistem “Tek devlet, tek yönetim, mülkiyetsiz, cinsiyetsiz ve dinsiz, özgürlükleri elinden alınmış insanları faşizmle yönetildiği bir dünya.
Tanrıcılık oynadığı söyleyen Küresel Şeytanlar her şeyi sıfırlayıp zihinleri gibi kirli yeni bir dünya kurma yolunda hızla ilerliyorlar.
Kısacası dünya hepimiz için bir toplama kampı ya da dünya açık hava cezaevi olacak diyebiliriz.
Yeni Normal dedikleri korku filmi gibi bir hayat.
Biz Bu Sistemde Olmak İstiyor muyuz?
Ben kendi adıma HAYIR diyorum. Ellerine masumların kanı bulaşmış bu katillerin treninin içinde olmak istemiyorum. Ülkemiz halkının çoğunun da HAYIR diyeceğini tahmin ediyorum.
Fakat Hükümet bizler adına “Yeni Dünya Düzeni”nde daha doğrusu “DÜZENEĞİNDE” yer alacağını defalarca açıkladı. Ve sisteme hizmet edecek uygulamalara başladı.
Küresel Yeni Sisteme Hizmet Eden Uygulamalar
1-Ekonomik Kriz: Kitleri değiştirmek ve dönüştürmek için büyük krizlere ihtiyaç vardır yoksa kimse eski alıştığı düzenden vazgeçmek istemez. İnsanlar aç kalırsa, işsiz kalırsa, evsiz kalırsa normalde kabul etmeyeceği pek çok şeyi kabul eder.
Ülkemizde ciddi bir ekonomik kriz başlamış durumda. Dolar 10 u geçti ve hızla yükseliyor. Çeyrek altın bin lirayı geçti fakat ne gam hükümete.
Temel gıda maddelerinden, beyaz eşyadan, her tür ürüne yüzde yüzü aşan zamlar yapıldı. Fakat hükümet sanki muhalafetmiş gibi pahalılıktan şikayet ediyor, fakat ciddi bir müdahalede bulunmuyor daha doğrusu bulunmak istemiyor. Marketler suçlanıyor, yatırım yapmıyor diye iş adamlarını suçlanıyor fakat hiçbir şekilde krizi durduracak bir müdahalede bulunulmuyor.
Hatta pahalılığın sebebi bizzat hükümetin kendisi gibi duruyor. Pahalıktan dolayı üreticileri suçlayan hükümet yetkililerine BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç artık dayanamayıp Eylül 2021 de isyan etti: “Ankara’daki yetkililer ‘Ne oldu da peynir ve süt fiyatları arttı’diyor. Bilmiyorlar ki çiğ süt fiyatlarını devlet artırdı.”
Çiğ süt fiyatlarını devletin artırıp sonrada bundan şikayet etmesi tam bir siyasi oyun.
Sanayi doğalgazına yüzde 48, elektrik üretimli tarifeye de yüzde 46 zam yapıldı kasım 2021 de. Bu ne demektir. Bütün ürünlere daha da yüksek zamlar gelecek demek. Bu da başka bir oyun. Halkın kullandığı doğal gaza zam yapılsa millet tepki gösterecek.
Fakat sanayi doğal gazına zam gelince milletin cebinden para başka şeyler için çıkacak fakat illa çıkacak.
Tabii bir süre sonra milletin cebinde para kalmayacak. Milletin alım gücü olmayınca doğal olarak fabrikalar da birbir kapanacak. Açlık ve kıtlık baş gösterecek. Küreselcilerin istediği tam da bu.
2-Paris İklim Anlaşması’nın imzalanması: Bu anlaşma da ülke sanayine çok büyük bir darbe vuracak.
Paris İklim Anlaşması “Küresel ısınma var, dünyayı kurtaracağız” yalanıyla Küresel Çetenin dünya halkına hayatı zehir etme planının bir parçası.
Maalesef ki bu anlaşma ekim ayında TBMM den geçti. Hızlı bir şekilde uygulamaya başlandı. Bunda da öncü olacakmışız. Nerde zarar verici bir şey var ona öncü oluyorlar ülke adına.
Kömürle çalışan elektrik santralleri kapanacak. Karbon salarak dünyayı kirletiyor diye. Fakat bizim ülke olarak karbon salınımı binde 6 gibi düşük bir rakam iken önce bizim tesisler kapanacak. Bu da ciddi elektrik sıkıntısı yaşayacağız demektir. Tabii aynı zamanlar zam patlaması ile fabrikaların kapanması ve işsizlik demektir.
Çin’in dünyaya saldığı karbon yüzde 26 ile en yüksekken sözleşmeyi imzalayan Çin on yıl sözleşmeyi uygulamayacağını kömürle çalışan elektrik santrallerini kurmaya devam edeceğini çünkü fabrikalar ile dünyaya hizmet ettiğini açıkladı. Sözleşmeyi ancak 30 yıl sonra uygulayacağını söyledi. Bizde binde 6 ile hemen kapanma adımlarına başlandı.
Küreselciler önümüzdeki yıllarda en büyük problemin, açlık, orman yangınları, iklim krizleri olacağını söylüyorlar Her şeyi açık açık yapıyorlar aslında.
Küreselcilerini iddiası karbon salınımını sanayi öncesi seviyeye getirmek. Bu da açıkça sanayiyi bitireceğiz demektir.
Sadece kendi kontrollerinde kendi üretimleri ayakta kalacak. Bizim gibi iflas edecek ülkeler de onlara bağımlı olacak.
3-Dijital Para: 17 Eylüll 2021 de Merkez Bankası’nın dijital para için ilk adımı attığı haberini okuduk.
Kripto para zaten bu düzenin olmazsa olmazı. Olmayan bir parayla her şeyi yapabilirsiniz ya da birileri istemezse hiçbir şeyi yapamazsınız. Tam kukla.
Kripto paraya tam olarak geçildiğinde insanların elinde bütün varlıkları, birikimleri yok olacak. İnsanların kripto parayı kabul etmesi için önce büyük bir yoksulluk yaşamaları lazım. Bunun için de sağlam bir ekonomik kriz gerekli.
4-Kişisel mülkiyetlerin bitişe doğru gitmesi: Ev fiyatları ve kiraları uçmuş vaziyette. Fakat hükümet müdahale etmek yerine çözümü yeni anormale uygun mülkiyetsizlik üzerinde bulmaya çalışıyor. Meclise getirilecek tasarıyla evleri büyük şirketler yapıp şirketler kiraya verecek.
5-Memur alımlarının azaltılması: Kovit sonrası memur ve öğretmen alımları çok az sayıda gerçekleşti.Yeni normale hazırlık! Dünya Bankası 2020 de Türkiye”ye uzaktan online eğitim sistemi kurması için 160 milyon dolar verdi. Yakın zamanda şu an çalışan öğretmenlere de ihtiyaç kalmayacak muhtemelen, bitmeyen varyantlar bahanesiyle okullar tekrar uzaktan eğitime geçecek. Ülkemizde yapay zeka öğretmenlerin hazır olduğu açıklaması da yapıldı yakın zamanda.
6-İşsizlik: Önümüzdeki günlerde işsizlik en büyük problem olacak. Kapanacak fabrika ve iş yerleri büyük bir işsizliğe sebep olacak. Yeni sisteme uygun tesisler için de robotlar yeterli olacak. Yapay zeka pek çok işi yapacağı için insana pek ihtiyaç kalmayacak. Bu yüzden çalışanlar işverenlere, memurlar devlete yük olacaklar. Devlet belki emekli olanların bile parasını ödeyemeyecek duruma düşecek.
7-Koronavirüs tedbirleri :Tedbir adı altında kişisel hak ve hürriyetlerimiz her geçen gün daha fazla elimizden alınıyor. Kovit ile küresel çete büyük sıfırlama için oldukça hızlı adımlar attı. Öncelikle medya ile korku yayıldı. Korkutulan insanlar mantıklı düşünemez oldu. HES PCR ve aşı baskısı ile özgürlüklerimiz birbir elimizden gidiyor. Seyahat özgürlüğümüz kalktı. Aşı olmayanlar uçaklara ve şehirler arası otobüslere alınmazken şehir içi tıklım tıklım araçlara binebiliyor. Siyasiler bir maske takıyor bir takmıyor fakat halkı mecbur tutuyorlar. Bu tutarsız uygulamalara karşı halkın çoğu “ne oluyor” demiyor.
8-Doğal olan her şeye savaş açıldı: Ülkemizde de Bill Gates’in öncülük ettiği “temiz et “dedikleri (tam deccaliyet işleri; su dedikleri ateş, ateş dedikleri su) sentetik yapay et fabrikaları açılıyor. İlaç şirketlerin besleme profları ineklerin çıkardığı gazdan iklimin bozulduğunu açıkladılar.
Küreselciler önümüzdeki günlerde hayvanlardan kurtulmak için onlara yönelik uydurma bir salgın daha çıkaracaklardır. Sentetik süt zaten üretildi. Bu gidişe DUR denilmezse insanların elinde kalan son parayla. son sütlerini içip, son kebaplarını yiyeceği günler yakındır.Kurban Bayramı da tabii ki olmayacak.
Sağlık Bakanlığı kovitten korunmak için bağışıklığınızı güçlendirin, D vitamini alın, moralinizi yüksek tutun gibi normalde yapılması gereken tavsiyeler yerine yoğun bakım hastalarını göstererek korku saldı. İnsanların psikolojisi bozuldu antidepresan satışları patlama yaptı, Gel de şimdi bunlara güven!
Sadece hayvanlara değil bitkiler de hedefte. Salgın döneminde baharatçılara baskınlar yapıldı. Sağlık Bakanlığı kovitin vitamin ve doğal yollardan tedavisine engel olacak her türlü çalışmayı yaptı.
Peygamber Efendimizin tavsiye ettiği udi hindi yağına bile yasak geldi.
9-Açlık: 2021 verilere göre dünya çapında 811 milyon insanın açlık çektiği ve 41 milyon kişinin açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya açıklandı. BM yetkilileri koronavirüs tedbirleri yüzünden açlık sayısının nüfus artışını geride bıraktığını ve açlığın zirve yaptığını açıkladı. En çok açlık Asya ve Afrika’da görülürken önümüzdeki yıllarda ise virüs ve iklim değişikliği sebebiyle açlığın tüm dünyada en büyük problem olacağını da söylüyorlar. Kendiler planladıkları için ne olacağını bilerek açıklıyorlar tabii.
UYANMA ZAMANI
Bütün bu kötülükler olmadan uyanma zamanı.
Savaşlar artık silahla değil teknoloji ve bilimle yapılıyor. Bizler İHA yaptık SİHA yaptık diye sevinirken adamlar senin kanına giriyor, seni kumanda edecek teknolojiye sahip.
The Ekonomist’in kapağında The World 2021 yılı bir kumar makinesi olarak tasvir edilmişti. Kapakta aşı, maskeli bebek, orman yangını, virüs, kamera…var. İnsanların hayatıyla kumar oynuyorlar.
Küresel Çete bir şekilde ülke liderlerinin çoğunu ikna etti. Ülkeler büyük bir uçuruma doğru sürükleniyor. Fakat en büyük tehdit bizim ülkemize.
Zira pek çok sebepten ülkemizde Batılıların yüzyıllardır gözü var. Din, tarih, kültür ve stratejik açıdan.
Yahudilerin onlara vaat edildiğine inandıkları kutsal görüp ele geçirmeye çalıştıkları toprakların önemli bir kısmı da ülkemizde.
Hükümet sürekli ABD ile yakın dostluk mesajları veriyor. Bu ABD değil mi ki yıllardır PKK yı başımıza bela eden ve halen de fonlayan.
Benim bunu gerçekten aklım almıyor. Böyle bir düşmanla nasıl dost olunabilir.
Yeni Dünya Düzeni dinsizlik ve cinsiyetsizlik üzerine inşa ediliyor. Bu ikisi de Müslüman bir halkın asla kabul edemeyeceği bir plan.
Yeni Dünya Düzeni dedikleri tam bir kölelik sistemi. TRT haber yapmıştı 2020 de “Dünyayı elit bir grup yönetecek” diye.
Yeni Dünya Düzeni, Batılı sömürgeci katillerin, Afrika ülkelerinde yaptıkları hiç bitmeyen sömürü düzeninin tüm dünyayı kapsama planlarıdır.
Vatanını, milletini ve dinini seven herkesin buna itiraz etmesi gerekir. İşim, mevkim, partim zarar görmesin diye bütün bu olanlara sessiz kalanlar bütün bunları kaybedeceğiniz günler çok yakın görünüyor. Ayrıca bütün bunlara susmak büyük bir VEBAL.
Birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en önünde olmak için çabaladığı bu trenin altında kalmak üzere olduğumuzu söylesin.
Bir de ona hangi vaatlerde bulundularsa küreselcilerin usta YALANCI olduğunu anlatılsın.
Yoksa Siyonistlerin treninin altında kalmamız yakındır.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
|
||
|
||
Etiketler: Ya, O, Tren, Katillerinse?!, |