Uygur Anaları Çocuklarına Kavuşmak İçin Meclise Yürüyor.
Tüm ayrıntılar Halis Özdemir'in "TBMM Kararı! SOYKIRIM ve ÇİLEKEŞ UYGUR ANALAR!" başlıklı yazısında
- Haberi
TBMM Kararı! SOYKIRIM ve ÇİLEKEŞ UYGUR ANALAR!
Uygurlar sahipsiz değildir.
Geçtiğimiz günlerde TBMM nin UYGUR kardeşlerimizi ilgilendiren talihsiz kararına dair.
Türkiye'de malesef şöyle bir işleyiş var!
Muhalefet partilerinin meclise getirdiği teklif çoğunlukla İKTİDARLAR tarafından kabul edilmeme geleneğine sahibiz.
Muhalefet tarafından meclise getirilen Doğu Türkistan lı kardeşlerimizi ilgilendiren tasarı iktadar tarafından reddedildi. Keşke REDEDİLMESEYDİ keşke muhalefet bunun böyle olcağını bile bile süreci böyle yürütmese de MECLİSTE GURUBU OLAN PARTİLERLERİN İTTİFAKI SAĞLANARAK MECLİSE SOYKIRIM tasarısı olarak GETİRİLSEYDİ. Ama öyle olmadı. "MİLLİYETÇİLİKLE BİRBİRLERİNİ VURMAYA, adeta biz sizden daha milliyetçiyiz demeye çalıştılar. İşte ben onun için siyasi partilere lütfen bu konuyu iç siyaset malzemesi yapmayın çağrısında bulunmuştum. AYRICA UYGURLARIDA BU VESİLE İLE UYARIYORUM Türkiye'de siyasi partilerin bu atraksiyonlarının arasına girmeyin TARAFTAR VE TERCİH görüntüsü vermeyin. Kastettiğim şahsi siyasi tercihleriniz elbette değil. İstediğiniz partiyi tercihte tamamen hürsünüz bu konu kimseyide ilgilendirmez.
BU MESELE BÜTÜN TÜRKİYENİN MESELESİDİR Uygur MESELESİ sanki birkaç Parti'nin meselesiymiş gibi bir algı ve kanaate sebebiyet vermeyin.
Sizi destekleyenler görevini yapmış oluyor herhangi bir iltifata gerek yoktur!
Dikkatli hareket etmezseniz kendinizi yalnızlaştırırsınız Buna kimsenin hakkı yoktur.
Soykırım konusu meclise sayın meclis başkanı tarafından tekrar getirilmeli ve TBMM haksızlık karşısında susan durumundan kurtarılmalı UYGUR kardeşlerimizin yanında olduğumuzu da böylece göstermiş olurlar. Uygur kardeşlerimiz çok kırgındır.
Türkiye TBMM bu konuda gereğini yerine getireceğine inanmaktayız. Dünyada pek çok devlet Türkiye'nin tavrını beklemektedir. Türkiye'nin dik duruş göstermesi sorunun çözümü bakımından çok etkin olacaktır. Çin Türkiye ilişkilerini çıkmaza sokmayı göze alamaz. Türkiyede bazı muhalifler ve bazı vatandaşlarda özgüven yoksunluğu olmasına bakmayın Çin Türkiye'nin dünyada ne denli geniş bir etki alanına sahip olduğunu Türkiyesiz İslam dünyası ve hinterlandımız ülkelerde işlerinin olağanüstü zorlaşacağını gayet iyi bilmektedir. Türkiye gereğini yapmalıdır.
Çin tarafından Doğu Türkistan'da Uygurlara ugulanan SOYKIRIM ve akıl almaz zulümlerinden Çin propagandaları ve karartmaları sebebi ile malesef geç haberdar olduk. Uygur kardeşlerimizin sosyal medya da bir elin parmaklarını geçmeyen videolarını izlememiz ile ve sonunda da Akit TV de hazırlayıp sunduğum VİZYON PROGRAMLARIMA Uygur mağdurları ve mağdur yakınlarını davetim üzerine programlarıma konuk olarak katılan Uygur kardeşlerimizin anlatımları ve çeşitli video paylaşımları ile Türkiyede ve dünyada sade vatandaşlar haberdar olmuştur. Akabinde ise; Vizyon programına katılan Uygur kardeşlerimizin ÇİN KONSOLOSLUĞU önünde üç ay önce başlalattıkları ve halen devam eden "Ailemi İstiyorum" eylemi bütün dünyaya yayılmış, eylem yapılmayan yerlerde de eylemler başlamıştır.
Bu hususun üzerine basa basa tekraren ifade etmemin nedeni malesef bazı kötü niyetli ne idiğü belirsiz kişilerce "SAMİMİ UYGUR HALK HAREKETİNİ gereksiz lakırtılarla KARARTMAK İSTEYENLERE karşı gerçeklerin bilinmesi, UYGUR HALKININ DİRİLİŞİNİN VE KIYAMININ samimi ve tertemiz direniş hareketi olduğunun anlaşılması içindir.
Uygur diasporasının ve Uygur AKTİVİSTLERİN bütün dünyada gerçekleştirdiği özverili ve azimli faaliyetlere bundan böyle sessiz UYGUR HALKI da dahil olması ile sonuçlanmıştır.
Bugün artık dünya devletleri ve halkları Çin zulmünden haberdar olmuş ve yirminin üzerinde ülkede Çin'in Uygurlara yaptıklar zulmü SOYKIRIM olarak tanımıştır.
Çin konsolosluğu önünde üç aydır yağmur soğuk demeden eylemlerine devam eden Uygur kardeşlerimizden ÇOCUKLARI Çin tarafından ellerinden alınan hanımefendi ANA lardan ve birkaçı devletimizden bu konuda yardımlarını talep etmek için Ankara'ya YÜRÜYEREK gitmek üzere 8 Mart Kadınlar Günü yola çıkmışlar ve yolculukları devam etmektedir.
Kadın: ANA dır.
Kadın: Kızımızdır.
Kadın: Eşimizdir.
Kadın insanlık vicdanının sesidir.
Kadın fedakarlığın emsalsiz örneğidir.
İşte bu hanımefendiler den birkaç tanesi yaya olarak sayın TBMM Başkanı, sayın Dışışieri Bakanı, BM Ankara temsilciliğinden çocuklarına kavuşabilmek için yardımlarını istemek üzere Ankara'ya yürüyüşe çıkmışlar. Ankara'da "yavrularına" kavuşmak
için her kapıyı deneyecek her kapıyı çalacaklarını ifade etmekteler.
Bu hanımefendi kardeşlerimizin haklı mücadelesini gönülden destekliyoruz yanlarındayız.
İşte bu hanımefendiler ve çocukları hakkında bilgiler; ( Güvenlikleri Gerekçesi ile sadece isimlerini paylaşıyorum. Yetkili mercilerin istemesi dahilinde yurt dışındaki akraba isimleri ile birlikte bilgi ve belgelerimi onlarla paylaşmaya hazırım. )
1-Meryemgül Abdulhamit TC vatandaşı
Çin’de kalan çocuğu;
Çocuğuna ulaşamıyor...
Yukarda isimlerini yazdığım ANNELER çocuklarının çoğunun aynı zamanda Türk vatandaşı olması sebebi ile TC devletimizin kendi vatandaşı da olan evlatlarının Türkiye'ye getirilmesini talep etmekteler.
Ayrıca Doğu Türkistan'da kamplar da kalan Vizyon programına konuk olarak katılan ve yaşadığı kan donduran hikayesini kendisinden hayretle dinlediğimiz Zümret DAVUT hanımefendinin eşinin Pakistan vatandaşı olması sebebi ile Pakistan devletinin girişimleri sonucu Kamplardan çıkarılmıştır. Pakistan'ın girişiminin sonuçlanmasına Çocuklarını arayan aileleri umutlandırmakta ve devletimizden gerekli teşebbüslerin yapılmasını beklemektedirler.
Yukarda da ifade ettiğim gibi Uygur kardeşlerimiz Türkiye'den Çin nezdinde etkin rol almasını ve uğradıkları zulmü durdurmasını umutla beklemekteler.
Çin dünyadan gördüğü tepkiler sonrası adeta" elini çabuk tutmakta, camileri yıkmakta toplama kamplarına topladığı masum Uygurların sayısını ve zulmü büyük oranda artırdığı bağımsız gözlemci kuruluşlarca ifade edilmektedir.
Doğu Türkistan mazlumları haklı olarak Türkiye'den elini çabuk tutmasını "Çin'in yanıltıcı yalanları" ile zaman kazanarak zulmüne devam etmesinin önüne geçmesini beklemektedirler.
Kahrolsun zalimler !
Yaşasın mazlumlar!
Türkiye Uygurlara uygulanan SOYKIRIMI tanımalıdır.
Soykırım yapan Çinli yetkililer Uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır.