Nefes nefese bir yıl geçirdik. 2021 2020’den daha iyi mi, daha kötü mü olacak göreceğiz. Görünen köyün hikayesi pek içaçıcı değil. Yokuş aşağı koşar gibi gidiyoruz.

Baksanıza bu yıl ilk kez Suudi Arabistan’da yılbaşı kutlaması yapıldı. Wuhan’da yüzbinler sokaktaydı. Ve biz her zaman olduğu gibi ev hapsindeydik..

Yılbaşı biletleri çıktı, her gün ortalama 30.000 kişi cami avlusunda bilet almak için kuyruğa girdi, bismillah diyerek!?

Bu da akıllanmadığımızı gösteriyor. O zaman niye daha iyi bir yıl bekliyorsunuz ki!

Siyasiler, hep iyi niyet temennisinde bulundular, adet üzere. Özeleştiri yapan, tevbe eden var mıydı, duydunuz mu!

Hani derler ya “deliye hergün bayram”. Tamam insanlar stres yüklü. Patlamaya hazır. Tamam da bunun çözümü kafa bulmak, eğlenmek değil ki!

Great resetten söz eden oldu mu?

Neuralinkten, Chip’den söz edeni duydunuz mu?

Yeni Bretton woods’dan söz edeni.

Humanoidlerden, Siborglardan söz eden oldu mu?

Peki bunları konuşmadan CoVİD’in derin gerçeğini nasıl anlayacağız.

Çin’den ithal aşı yılbaşından önce geldi. Geldi de, TÜBİTAK’dan sertifika almayı unutmuşuz. Bu iş için görüşmelerin TÜBİTAK tarafından acil olarak başlatılması gerekiyordu. Ama olsun, istim arkadan gelsin. Biz önce aşıyı yapalım, ruhsat arkadan gelir. Fıkra gibi. Eee, bu da bir yılbaşı fıkrası. Hali pür melalimiz. Neyse Biontech konusunda aylardır görüşmeler devam ediyormuş. Peki Çin işin içine girince ecinniler mi karıştı işe. Zaten üretici firma şaibeli, doğrudan alım mı yapılıyor, bir şirket üzerinden mi o bile belli değil. İşin hukuki mali sorumluluğu ayrı bir konu. Bu işin maliyeti konusunda iddialar ve gerçek arasındaki farkı bilmiyoruz.

Aşı tartışmaları, aşı olmayacakları hain ilan edenlerin “şaka”sı ile patladı. 40 seviyesinde olan aşı karşıtlarının oranı bugün 50’yi aşmış olmalı. 50’si de, aşı olurum diyenler, ilgilenmeyenler, kararsızlar, cevap vermeyenler..

Biraz Noel baba konuşuldu. Onu da konuşmuş olduk işte. Konuşanların büyük bir kısmı, seveni de sevmeyeni de, işin farkında ya da Santa Claus gerçeğinin farkında değildi.

Yılbaşı öncesinin en tatsız hadisesi ise Fikri Sağlar’ın başörtüsü açıklaması oldu. Kılıçdaroğlu devreye girip toparlamaya çalıştı ama iş işten geçmişti. Fikri Sağlar, başörtüsü konusunda 28 Şubat günlerine geri dönüleceği mesajı veriyordu ve bu kişi daha önce Kültür Bakanlığı yapmış, ağzı laf yapan insan hakları ve demokrasiden söz eden biri idi. En akıllıları bunlar olunca, varın ötekilerini siz hesab edin.

Neyse 2021’e girdik. Şimdi gözler Amerikan seçimlerinde. Ve yıl boyunca akıllarda hep İstanbul depremi ve CoVID olacak. Bol bol aşıyı konuşacağız.

Görelim Mevlam neyler. Neylerse güzel eyler. 

Selam ve dua ile.