Haber Detayı
23 Mart 2025 - Pazar 13:04
 
Arz-ı Mevud Yolunda Dolu Dizgin! İsa Mesih’in Askerleri(!) Gözünü Kararttı Türkiye Ne Yapmalı? -2-
İşte Özdemir'in merakla okunan "Arz-ı Mevud Yolunda Dolu Dizgin! İsa Mesih’in Askerleri(!) Gözünü Kararttı Türkiye Ne Yapmalı? " başlıklı o yazının devamı!..
GÜNDEM Haberi
Arz-ı Mevud Yolunda Dolu Dizgin! İsa Mesih’in Askerleri(!) Gözünü Kararttı Türkiye Ne Yapmalı? -2-

Arz-ı Mevud Yolunda Dolu Dizgin! İsa Mesih’in Askerleri(!) Gözünü Kararttı Türkiye Ne Yapmalı? 


ABD başkanı Trump beni hiç şaşırtmadı.  (2)

 

Hedef Türkiye’dir gerisi peşrevdir!
 

Yazının birinci bölümünde İsrail’in ve Abd nin Gazze’de esirleri aldıktan sonra Gazze’ye ölümcül saldırı yapacağını ifade etmiştim. İsrail Gazze’deki hamasın elinde tuttuğu esirlerin alınmasını bile beklemeye gerek görmedi. Bunlar gözü dönmüş katiller sürüsü. ABD ve işbirlikçi siyonistler dünyayı Armegedon savaşına hazırlamakta. ABD başkanları İsa Mesihin askeri olduklarına inanmakta ve İsa Mesih’e hizmet etmeyi dini vecibe olarak görmekteler. Armegedon savaş meydanı AMİK OVASI dır Amik ovası ise Hatay dadır. Yani savaş Türkiye’de olacaktır!
 

Onun için; Hedef Türkiye’dir gerisi peşrevdir dedik!

 

Türkiye ordusu ile vatandaşları ile ve birlikte hareket edecek olan dost ve kardeş devlet ve milletlerle 3. Dünya savaşı dahil herşeye hazır olmalıdır.

 

Daha başında söylemeliyim. Türkiye kazasız belasız yoluna devam ederse ki etmeli dünya dengelerinde en önemli yere sahip olmakla kalmayacak ayrıca da Türk ve Müslüman dünyasının önderi olacaktır. Kurulacak yeni dünya düzeninde Türkiye varlığını güçlü bir şekilde koruyacaktır. Ancak “Güçlendirilmiş Yerel Yönetimler-Eyalet Sistemi- Özerklik” ve Etnik dillerin, mezheplerin anayasaya girmesi BM uluslararası anlaşmasına göre; Anayasada Tanınan Dil mensubu ETNİK GURUPLAR REFERANDUMA GİDEREK BAĞIMSIZLIK hakkı elde edebileceği iddiaları yapılmaktadır. 

 

Parçala Böl Yut!


Öncelikle ve ehemmiyetine binaen şunu ifade ederim;


Ne 1992 yılında AB ile yapılan ve altında merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal ve merhum Başbakan olarak Süleyman Demirel ve ne de o tarihte Başbakan yardımcısı olan merhum Erdal İnönü AB ile yapılan ÖZERKLİK düzenlemesi ile ilgili anlaşmayı bakanlar kurulu kararı haline getirmesi ve ne de 2000 yılında BM de imza altına alınan kararlar merhum Başbakan Bülent Ecevit ve ne de sayın başbakan yardımcıları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz ve daha sonra 2003 yılında TBMM tarafından çıkarılan kamuoyunda “ikiz yasalar” olarak bilinen yasalar Türkiye aleyhine olsun diye çıkarıldıklarını düşünemeyiz. O tarihteki dünya konjonktürü ve AB ilerleme görüşmeleri ve BM ile entegrasyon ve uyum kabilinde ve başkaca gerekçeler düşünülerek çıkarılmış oldukları anlaşmalar olduğunu düşünüyoruz.
O günün şartları değişmiş “Türkiye müttefikleri”nin her fırsatta Türkiye aleyhine tavır aldıkları bir gerçektir.

Bu anlaşma ve düzenlemelere Türkiye’nin hiç ihtiyacı yoktur. İlk fırsatta iptal edilmeleri Türkiyenin selameti ve istismarcıların önün kesilmesi için gerekmektedir.

 

Türkiye’yi bekleyen hayati tehlike; ÖZERKLİK /EYALET SİSTEMİDİR! 


Tabiatıyla kimse ÖZERKLİK yada EYALET talebine öncelik vermeyecek;

GÜÇLENDİRİLMİŞ YEREL YÖNETİM teranesi ile işe başlayacaklar ve ETNİK DİL TANINMASINI ve ANAYASADA YER ALMASINI İSTEYECEKLERDİR!
Eyalet talebi, Dil talebi Devletimizin yöneticileri kanun yapıcılar TBMM değerli üyelerinin bu nevi talep ve propagandalara itibar etmeyeceklerine inancımız tamdır. Hatırlatmamız, dile getirmemizin nedeni millet olarak da bizler müteyakkız olmalı devletimizin parlamentomuzun yanında dimdik durmalıyız.  “Efendim Osmanlı Eyalet sistemi ile dünyaya hükmediyordu. Eyalet sistemini batılı devletler Osmanlı’dan aldılar! “ gibi sözleri daha önce PKK'nın siyasi uzantılarının sözcülerinden duymuştuk! Gene sıklıkla duyacak gibiyiz!  

Türkiye’de terör bitmeli, barış sağlanmalı terörden çok çektik gibi sözlerin arkasından; Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, Kendi dillerinde eğitim gibi sözler yandan çarklı kişilerce yavaş yavaş telaffuz ediliyor bir bakıma kulaklar alıştırılıyor! Ve adım adım ilerleniyor!  

 

Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez, sözünü her aşamada duyacağız!  
Allah korusun “güçlendirilmiş yerel yönetimler” filan derken eyalet sisteminin önü açılırsa geçmiş olsun. Türkiye diye bir devlet elbette olacaktır ama sınırları neresi olacaktır onu da eyalet sistemini önerecek olanlara sormak lazım.  

 

Türkiye de gözü olanların iştahlarını kursaklarında bırakmak için aşağıdaki tedbirler alınmalıdır.
 

Daha önce yazdığım “Tarihi Göreve Davet” (okumamış olan okuyucularım lütfen yazının tamamını okuyunuz (https://bncmedyahaber.com/yazar-tarihi-goreve-davet-970.html) makalemde; AB ile yürütülen müzakereler kapsamında yapılan anlaşmalardan birisi olan ve 1992 yılında AB ile yapılan “ÖZERKLİK” anlaşma maddeleri ve düzenlemelerini konusu olan bakanlar kurulu kararı, 2000 yılında AB ile yapılan anlaşmanın dönemin hükümeti tarafından BM'de de onaylanması ve 2003 yılında ise; “İkiz Yasalar” olarak  kamuoyunda bilinen yasal düzenlemelere göre Türkiye’nin bölünmesinin önünde sadece anayasanın 66. Ve 3. Maddesi ile bölünmeye parçalanmaya karşı aziz  milletimizin topyekün çelik iradesi kalmıştır!

“Tarihi Göreve Davet” başlıklı makalemizde metinlerini yayınladığımız,
 
-AB ve BM ile yapılan anlaşmalar,

-İkiz Yasalar hiç zaman kaybedilmeden iptal edilmeli Türk devlet ve milletinin bölünüp parçalanmasının zeminini oluşturan milleti devleti bölmek isteyenlerin iştahı suratlarına çalınmalıdır!  

-Anayasanın 66. Ve 3. maddesi asla değiştirilmemeli! 

-Türkiye’de asla EYALET Sistemine yol açacak “Güçlendirilmiş Yerel Yönetim”e yol verilmemelidir! 

-Etnik Dil’in Anayasada yer alması asla kabul edilemez!Kürt kökenli vatandaşlarımız bu oyuna gelmemeli önce onlar itiraz etmeliler!

-Ne Suriye’de ne Irak’ta bölünmeye sınırlarımız dışın da da izin vermiyoruz, vermeyeceğiz.

Bu üç ilkeden asla taviz verilmemelidir! “Eyalet sistemi” demek ABD’nin Sevr  hayallerinin gerçekleşmesi için umutlanması demektir!  
Hiçbir gerekçe ile Güçlendirilmiş Yerel Yönetimler, Eyalet, Özerklik falan bu ülkede konuşulamaz! FIRAT ve DİCLE hiçbir şart altında TÜRKİYE’NİN KONTROLÜ DIŞINA BIRAKILAMAZ!  

Dünyada SU SAVAŞLARI kaçınılmazdır! TÜRKİYE DOĞU VE GÜNEY DOĞUDAKİ BARAJLARI YAPABİLMEK İÇİN MİLYARLARCA DOLAR HARCAMIŞ VE BU ÜLKE İNSANI YILLARCA BARAJLAR YAPILSIN DİYE ENFLASYONLA YAŞAMIŞ ÖMÜRLERİNDEN ÖMÜR VERMİŞTİR! 

Öncelikle bu böyle biline! Devletimizin yöneticileri, kanun yapıcılar, TBMM değerli üyelerinin bu nevi propagandalara itibar etmeyeceklerine inancımız daha önce ifade ettiğimiz gibi tamdır. Hatırlatmamız, dile getirmemizin nedeni millet olarak da bizler müteyakkız olmalıyız. 
 
Sayın Cumhurbaşkanımıza, TBMM üyesi sayın milletvekillerimize sayın siyasi parti başkanlarımıza saygılarımızla arzımızdır. 
Aziz milletimiz parti, dernek, cemaat, seküler veya dindar, Türk, Kürt, Çerkes, Laz hasılı topyekün birlik ve beraberlik içinde tek yumruk olmak mecburiyetindedir! İşin şakası yoktur!  

Türkiye dünya durdukça yaşayacak ve mazlumların hamisi, zalimlerin korkulu rüyası olmaya devam edecektir! 


Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.  

Vesselam

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://bncmedyahaber.com/yazar-tarihi-goreve-davet-970.html

Kaynak: Editör:
Etiketler: Arz-ı, Mevud, Yolunda, Dolu, Dizgin!, İsa, Mesih’in, Askerleri(!), Gözünü, Kararttı, Türkiye, Ne, Yapmalı?, -2-,
Yorumlar
Haber Yazılımı