Sosyolog, Avukat İlhami Sayan’ın Açıklamaları ve Aile Mücadelesi
 

Bu hafta, Muhammet Binici’nin hazırlayıp sunduğu ve Tivi6 ekranlarında her Pazartesi saat 21’de prime time kuşağında canlı yayınlanan Binici ile Söz Meydanı programı, alanında uzman isimler, akademisyenler ve mağdur ailelerin katılımıyla dikkat çekici bir programa ev sahipliği yaptı.

Ümraniye Antep’im’de gerçekleşen programda Avukat İlhami Sayan, toplumun karşı karşıya olduğu büyük tehlikeleri ve özellikle aile yapısına yönelik tehditleri gündeme getirdi. Hukuki ve sosyolojik boyutların ötesine geçerek, bu meselenin yalnızca bir kanun meselesi olmadığını, aynı zamanda vicdan, duyarlılık ve toplumsal sorumluluk gerektirdiğini vurguladı.
 

Sosyolojik Kuva-yi Milliye ve Mücadele Alanı
 

Sayın Metin Külünk'ün "sosyolojik Kuva-yi Milliye hareketi başlatılmalı" önerisine katıldığını belirten Avukat İlhami Sayan, öncelikle mücadelenin kimlere karşı verileceğinin netleştirilmesi gerektiğini söyledi. Geçmişte Kuva-yi Milliye’nin İngilizlere, Yunanlara, Fransızlara ve İtalyanlara karşı yürütüldüğünü hatırlatarak, günümüzde ise aile yapısına yönelik saldırıların kaynağının bizzat içimizde olduğunu ifade etti.
 

Tehlike Nerede?
 

Bugün muhafazakâr kadroların, iktidarın ve devletin çeşitli mekanizmalarının bu saldırılarda dolaylı olarak rol oynadığını belirten Avukat İlhami Sayan, aile yapısını koruyacak yasaların tam aksine işlediğini söyledi. "Bu savaş öyle büyük ki, eğer tam anlamıyla farkına varılsa, vicdanı zayıf olan delirir, aklı zayıf olan çıldırır," diyerek meselenin ciddiyetine vurgu yaptı.

Feministlerle Yapılan Anlaşmalar ve Çifte Standartlar
 

Avukat İlhami Sayan, feminist grupların taleplerinin somut projeler ve kesin tarihlerle desteklendiğini, ancak aileyi savunan kesimlere sürekli belirsiz vaatler sunulduğunu söyledi. "Feministlerle konuşurken net ve kesin ifadeler kullanıyorlar, onlara projeler ve tarih veriyorlar. Ama bize gelince köylü Mehmet Ağa'ya seslenir gibi konuşuyorlar," diyerek çifte standarda dikkat çekti.
 

Aileye Açılan Savaş

Aile yapısına yönelik saldırıları şu şekilde sıraladı:

• Süresiz nafaka sistemi ile erkeğin ömür boyu borçlandırılması,
• İftira düzenlemeleri ile suçsuz insanların mağdur edilmesi,
• Velayet kararlarının tek taraflı olarak kadın lehine işlemesi,
• "Kadının beyanı esastır" anlayışıyla erkeklerin suçsuzluğunu kanıtlama zorunluluğunun getirilmesi.
   

Avukat İlhami Sayan, adaletin bu şekilde işlemesinin hukuka ve akla aykırı olduğunu belirterek, "Adalette beyan esas olamaz. Memurla vatandaş karşı karşıya gelse, memurun beyanı mı esas olur? Çocukla yetişkin karşı karşıya gelse, çocuğun beyanı mı esas olur? Kadınla erkek karşı karşıya gelse, kadının beyanı mı esas olur? Böyle bir adalet olabilir mi?" diyerek tepki gösterdi.

Kimlik Sorunumuz ve Muhafazakârların Çıkmazı
 

Avukat İlhami Sayan, muhafazakâr kesimin kimlik bunalımı yaşadığını ve feministlere tam anlamıyla yaranamadıklarını, Müslüman toplumla da tam olarak bütünleşemediklerini söyledi. Eski ABD Başkanı Donald Trump’a atıfta bulunarak, "LGBT ile mücadelede ve aileyi destekleme konusunda, şu anki muhafazakâr kadrolara Trump’a güvendiğim kadar bile güvenemiyorum," diyerek eleştirilerini dile getirdi.
 

Sonuç olarak;
 

Avukat İlhami Sayan'ın konuşması, aile yapısına yönelik büyük tehditleri gözler önüne seriyor. Sorunları tespit etmek, doğru bir mücadele alanı belirlemek ve adalet sistemindeki çarpıklıkları gidermek, aileyi koruma adına atılması gereken en önemli adımlar olarak öne çıkıyor.