Filistin Meselesi ve Tarihten Günümüze Yahudiler!.
Muhammet Binici köşesine videolu makale olarak "Filistin Meselesi ve Tarihten Günümüze Yahudiler"i taşıdı.
GÜNDEM Haberi
FİLİSTİN MESELESİ & TARİHTEN GÜNÜMÜZE YAHUDİLER!.
Yüce Rabbimiz “Bakara suresi, 122” ayeti kerimede "Ey İsrailoğulları! Sizlere ihsan ettiğim nimetimi ve sizi vaktiyle âlemdeki ümmetlere üstün tuttuğumu hatırlayın…”,
Demesine rağmen;
İsrailoğulları yani Yahudiler tarihin her döneminde işlerine gelmeyen ve çıkarlarıyla çelişen hükümler getiren peygamberlerin pek çoğunu ya yalancılıkla itham ediyorlar ya da peygamberleri öldürüyorlar.
Bakara Suresi 83-84 Ayetlerde
İsrâiloğulları’na, Allah’tan başka tanrı edinmeme, ana-babaya hürmet etme, cana kıymama ve hırsızlık yapmama gibi konularda “mîsak” (kesin söz) alınmıştı.
Maide Suresi 70. Ayet: “Andolsun biz İsrâiloğulları’ndan kesin söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şey getirdiyse, bir kısmına yalancı dediler, bir kısmını da öldürdüler.”
Evet, Allah (C.C) İsrailoğulları (Yahudileri) işte böyle anlatıyor.
Peki, İsrail tarihi İnsanların gözü ile metinlere nasıl yazılıyor şöyle bir bakalım.
İsrail tarihi günümüzden 3000 yıl önce Süleyman Mabedi’nin inşası ile başladı. Bu mabet o günkü dünyada tek Allaha inanların en büyük toplanma yeri idi. Öyle ki tek Allaha inananlar bu Mabedin gölgesi altında Yüce Allaha ibadet ettiler özgürce yaşadılar. Daha sonra İsrail Krallığı Asurlu II. Sargon tarafından yıkıldı. Yahudiler esir alınıp sürgün edildi, dünya’nın dört bir tarafına dağıtıldı Süleyman Mabedi yıkıldı. Yahudilerin Kudüs’e dönüş özlemi asırlar boyu sürdü, esaretten dönüp kaçanlar yine Kudüs’te toplandı.
Sonra; (MS 66–73) arasında Romalılara karşı Kudüs’te büyük bir isyan gerçekleşti. Bu isyan, Birinci Yahudi-Roma Savaşı olarak tarihe geçti. Yahudiler tarafından Roma İmparatorluğu'n a karşı yapılan üç büyük isyanın ilkidir. Yahudi yerleşim yerlerinin yok edilmesine, halkının yerinden edilmesine, toprağın Roma askeri kullanımı için tahsis edilmesine, Kudüs Tapınağı ve yönetiminin tahrip edilmesine yol açan, milattan sonra gerçekleşen ilk büyük savaş olarak tarihteki yerini alır.
İsyan MÖ 66 yılında Kudüs'te yaşayan Yunanlılar ve Yahudiler arasındaki dinsel gerilim yüzünden çıktı. Çok geçmeden bu rakip gruplar Kudüs'te yaşayan Roma vatandaşlarına da saldırılarda bulunmaya başladılar. Romalılar bu karışıklıklara gayet sert şekilde müdahale edip Yahudi Tapınağı'na saldırıp talan etme ve 6,000 Yahudi'yi idam etme ile karşılık verdiler.
Yahudilik tarihinde en çok iz bırakan iki isyandan biri biraz önce anlattığımız 70 yılında Kudüs’ün Romalılar tarafından işgali, diğeri de Bar Kohba isyanı olarak bilinen ve kanlı sonuçları günümüze kadar uzanan isyan olmuştur.
Romalılar, Yahudilerin her rahat durmaması sebebi ile çok uğraşmıştır. Romalılar da Asurlar gibi Yahudileri mukaddes topraklardan sürmüştür. Bu coğrafyadan Yahudiler kovulduktan sonra uzun asırlar bölge Roma idaresinde kaldı. Bizanslıların (Doğu Roma) idaresi ile sürdü. MS 6. asırda ortaya çıkan İslamiyet’ten sonra bölgede yaşayan Roma kökenli halklar İslam’a girdiler 5 asır boyunca bu kutsal topraklar Müslümanlar tarafından idare edildi. Ta ki 2. Urban bütün Hıristiyan âlemine çağrıda bulunarak, Hz. İsa’nın doğduğu Kudüs’ün Müslümanların elinden kurtarılmasını ve İslam topraklarının ele geçirilmesi için savaşmaya davet edilene kadar… 1099’da Haçlılar Kudüs’ü ele geçirdiler bu işgal 1187 tarihine kadar sürdü. Selahattin Eyyubi bu toprakları tekrar ele geçirdi. Ve o tarihten 1900 e kadar 700 yıl boyunca Müslümanların elinde kaldı. Aslında Hz. Ömer’in devrinden 1900 başlarına kadar 87 yıllık haçlı kesintisi hariç, Müslümanlar, kutsal topraklara yaklaşık 1150 yıl egemen olmuştur. 1948’den bu tarafa 83 yıldan yıldır, Müslüman egemenliğine karşı bölgede İsrail kurulmuş ve bu kadim coğrafyadaki mücadele İsrail ve Müslümanlar arasında devam etmektedir.
Allah’ın peygamberleri vasıtası ile insanlığa gönderdiği tek din vardır. Onun adı da İslam’dır. Yani Hz. Süleyman’da, Hz. Davuta’da Hz. Nuh da, Hz. Musa da, Hz. İsa da, ümmetlerine İslam’ı tebliğ etmişlerdir.
Allah, Hz Musa’ya Yahudiliği, Hz. İsa’ya Hıristiyanlığı vahiy etmiş değildir. Bütün peygamberlere tek Allah’a tapmayı emreden İslam Dinini vahyetmiştir. Bu isimler (Yahudilik, Hıristiyanlık) daha sonradan, Allah’ın vahyettiği dinleri, kendi hırs ve ihtiraslarına alet ederek, Allah’ın gönderdiği dinin aslını bozan din adamları ve devlet adamları tarafından verilmiştir. Kıyamete kadar son kutsal kitap olan Kur’an-ı Kerim’de ayetler bu durumu böyle bildirmektedir.
“Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.”(Al-i İmran 19)
“İbrahim, ne Yahudi, ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslüman idi; müşriklerden de değildi.”(Al-i İmran 67)
1800’lü yılların başına gelindiği zaman İngiltere’de sanayi devrimi adı altında büyük sömürge imparatorlukları başladı. Mazlumun başına vurup ağzındaki hatta midesindeki lokma dahi alındı. Bunun sonucunda kitlevî üretim ve büyük ticari kazançlar ortaya çıktı. Dünya ticaretini elinde tutan Yahudiler devasa kârlar elde ettiler, bu kârları krallara borç vererek ve bankerlik sistemini kurarak para imparatorluğuna çevirdiler. Mali güce dayanarak ülkeleri böldüler halkları birbiriyle çarpıştırdılar, savaşan her iki tarafa da silah satarak, borç vererek her iki tarafı hem çatıştırdılar, hem borçlandırdılar hem de köleleştirdiler.
Fransa’da Fransız İhtilali’ni yaparak Fransa’ya hâkim oldular. ABD’nin İngiltere’den ayrılmasını ve Yahudi devleti olarak kurulmasını sağladılar. 1917 de Rus İhtilâlını yaparak Rus halkını köleleştirdiler ve dinsizleştirdiler. Çin’de Çan Kay Şek’e karşı Mao’yu iktidara getirdiler, Çin halkını komünist yönetimi kullanarak bölgeyi köleleştirdiler.
1917’de ittihatçıların cehaleti bazılarının değimi ile ihaneti yüzünden girdiğimiz 1. Dünya Savaşı’nda Filistin topraklarını kaybettik. Balfour deklârasyonu ile Filistin’de bir Yahudi yurdu kurulmasına karar verildi. Bu kararın alınmasında Londra bankerleri ve Rothschild ailesi esas rolü oynadı. Filistin, İngilizler tarafından işgal edildikten sonra bir manda yönetimi kuruldu ve bölgeye Yahudi göçü teşvik edildi. 1930’lara gelindiğinde Yahudiler yer yer bazı bölgede nüfus üstünlüğünü ele geçirdi, bu durum Araplarla çatışmaları başlattı. Yahudiler, İngiliz manda yönetimi döneminde dahi, iç çatışmalarda Arapları defalarca yendiler. Çünkü Araplar silahsızdı. 1948’de İsrail devleti resmen kuruldu. Araplar ile yapılan 1956--67-73 savaşlarını İsrail kazandı, böylece Filistin sorunu başladı. Yerlerinden yurtlarından edilen Filistinlilerin; Ürdün, Suriye, Lübnan ve Mısır’a kaçmaları, sürgün edilmeleri sağlandı. Günümüzde toplam Filistin nüfusu 22 milyon civarındadır. Bunun dağılımı; İsrail’de 2 milyon, Batı Şeria’da 3,5, Gazze’de 2 milyon olarak toplam 7,5 milyon Filistinli eski Filistin topraklarında oturmaktadır. 15 milyon Filistinli yerinden yurdundan edilmiş, dünyanın dört bir tarafına dağılmış, mülteci kamplarında sürünmektedir…
Diğer yandan bu acıklı durum kanayan bir yara olarak her gün, her hafta, her ay, her yıl insanların vicdanlarını burkmaktadır. 1948 den itibaren Müslümanlara karşı jenosit-soykırım aşağılama, tecavüz, bombalama, yakma- yıkma gibi Yahudi terör faaliyetleri hızla devam etmektedir. Filistin halkının yaşantısı içler acısıdır.
İsrail’in uyguladığı abluka sebebi ile Filistin halkına gıda maddesi ulaşması çok zordur, çoğu zaman gıda maddeleri gümrüklerde özelikle bekletiliyor. Gıdalar küflenip kurtlandıktan ve koktuktan sonra Filistinlilere ancak ulaşabiliyor.
Filistin’de evlerinde yaşamak bir yana hayatta kalmak bir mucizedir. Harabeye dönen evlerde yaşamak mümkün değil, evlerde tek bir beyaz eşya ve gıda malzemesi yok.
İsrail’i koruyan askerlerin çoğu kıl çadırlarda yaşayan bedevilerden devşirme, toplama bir sürüdür. Hayatta kalan üç beş çocuk, gözleri önünde tecavüz edilen annesinin ve ablasının intikamını almak için eline geçirdiği bir ekmek bıçağı ile rast gele bir İsrail askerine saldırmaktadır. Bu sebepledir ki Halkın ruhuna sinmiş olan öfke ve kin büyüktür. Bu olaylar gerçekleştiğinde, bunları kayıta alan kameralardan tüm dünyaya Filistin terör hareketi olarak duyurulmakta ve aslı olmayan ters bir algı yapılmaktadır.
Süleyman Mabedi’nde arkeolojik kazı yapma bahanesi ile Mescid-i Aksa’nın altı oyulmakta, bir gün Mescid-i Aksa’nın yıkılması planlanmaktadır.
Şu an İsrail’de başkan seçemeyişlerini dahi, Mesih’in gelmesinden önceki alamet olarak görmekte ve bölgenin altını üstüne getirmek için bir hurafe olarak kullanılmaktadır.
Son söz: İsrail sadece Filistinli çocukları değil tüm dünya çocuklarını katletmektedir. Filistin’de yağdırdı bombalarla Filistinli çocukları, kilometrelerce uzaktan, geliştirdiği şeytani bilgisayar oyunları ile evimizin içindeki evlatlarımızın beynini kodlayıp, intihara sürükleyerek, her gün yeni bir can almaktadır. Bu gün doğru kararlar alma zamanı gelmiştir; ya kendi nefsimizden, evimizdeki çocuğumuzdan başlayarak gelecek nesillerimize sahip çıkıp, dünyaya adaleti ve merhameti hâkim kılacağız ya da bu İsrail’in oyunlarına yenik düşüp yok olacağız, tarihten silinip gideceğiz, karar hepimizin.
O zaman makalemizi efsane lider MALCOLM X 'in şu sözü ile bitirelim.
BÜTÜN UYUYANLARI UYANDIRMAK İÇİN BİR TEK UYANIK YETER!. O DA SİZSİNİZ!...