Haber Detayı
28 Ocak 2021 - Perşembe 13:21
 
DİJİTAL DÜNYA - ALİS Harikalar Dünyası
"Bilgisayarların en büyük avantajı nedir? Çok hızlıdırlar? Neden? Çünkü düşünmezler. Düşünmeyi bilenler bilgisayarları kullanır, bilmeyenleri bilgisayarlar." Prof. Dr. Mirzahan Hizal yazdı. "DİJİTAL DÜNYA - ALİS Harikalar Dünyası"
GÜNDEM Haberi
DİJİTAL DÜNYA - ALİS Harikalar Dünyası

Efendim günümüzde baş döndürücü bir gelişme gösteren bilgisayarlar sayesinde insanlık dijital çağa girdi. Artık her şey çok daha kolay ve hızlı, bilgisayar simülasyonları, yapay zekâ teknolojileri sayesinde artık her şeyi oturduğumuz yerden, bir düğmeye basıp halledebiliyoruz vs. İleride bütün işleri robotlar yapacak. Gerçekten bu nimetin hiç külfeti yok mudur?  Aşağıdaki yazıyı okuduktan sonra tekrar düşünelim. 

 

 

Savaşta düşman bombalanır ,”  bombayı atalım mı atmayalım mı? Dijital bir soru, 0 mı bir mi? ” ya atarsın ya atmazsın, ortası yok.  Bu savaşı kazanmamız lazım, atalım  ,“ 1 “, ,  attık gitti.

 

20 megatonluk bir patlama, 100 bin derece sıcaklık, saniyede 1000 metre hızla vuran şok dalgası, artı korkunç bir radyasyon, 250 bin ölü, yanmış, paramparça insanlar, çoğu kadın, çocuk, bebek, yaşlı.  Bir o kadar yaralı, çoğu da bir kaç sene içinde ölecek. Sivil kayıplar…  Şu kadar adet.  Sadece bir sayı. Sonuç dijital, sayısal.  Savaş kazanıldı ama ahlak öldü.

 

 

Dijital işlerde sadece sayılar vardır, Analitik düşünce yoktur, sadece  “  0  “ mı  “ 1 “ mi? Sadece iki renk, siyah mı beyaz mı? Yani kolay bir şablon, düşünmeyen, araştırmayan, sorgulamayan zihin.  Dijital zihin. Şartlanmış beyin, ölmüş kalp.  Sadece iki renk varken neden binlerce renkle uğraşalım?

 

 

“Bilgisayar hesapladı: yapılacak yolun genişliği 1000 metre çıktı” .” Tamam yapalım .”

 

 

Her şey hızla dijitalleşti. İnsanlık bilgisayarı putlaştırmaya başladı. Dijitaliz bir din haline geldi.

Bir şey bilgisayardan çıkmışsa sonuç sorgulanmaz. Bilgisayarlar hata yapmaz. Sayılar yalan söylemez.

 

Sanal eğitim, sanal gerçeklik, sanal ticaret, sanal para.

Eğitim dijital, 

Üniversite dijital,

Ticaret dijital,

Ekonomi dijital,

Devlet dijital,

Din dijital!

 

Hatta Hukuk bile dijital, Hırsızı antrede vurursan hapis, yatak odasında vurursan bir şey yok. Gece başka gündüz başka. Yasalara göre hırsız hapisse atılır, çocuk açlıktan simit çaldıysa?  Olsun hırsız hırsızdır, sonuç  “  1 “  atın hapisse.

 

“Adam kadını dövmüş, kafasını kırmış, gözünü patlatmış, ne olacak? “ . 

“Ölmüş mü ölmemiş mi? “

“ Ölmemiş. Yani  “ 0 “  ,  “ O zaman serbest bırakın.  Öldürürse getirin .” Yasalar böyle.

Tetiği çektin mi çekmedin mi?  çektim ama… Evet, mi hayır mı?  Sıfır mı bir mi? Evet çektim.

Tamam,   “ 1  “  ,    götürün hapisse. Sıradaki dava!

Yahu sorsana!   Belki canını kurtarmak için çekti.  Çok iyi hatırlıyorum, silahlı soygun yapan,

Ve kaçan soyguncuyu, güvenlik görevlisi ateş edip vurmuş ve tutuklanıp ceza almıştı.   Bu adam soyguncuya karşı bile kullanamayacaksa neden silah taşıyor?

Soyguncuya ateş ediyor vurursa ceza var vuramazsa bir şey yok!  Nasıl yasa ama?

 

Siz hiç, vergiyi, vergi dairesini, hâkimi, mahkemeyi, avukatı, devlet dairesini, devlet memurunu seven kimse gördünüz mü? Bunun nedenini hiç düşündünüz mü? Çünkü dijital hukuk acımaz. Gözleri kapalıdır. Ne haklıyı görür ne haksızı.  Yasaları kendi yapar kendi tapar.

 

Peki, ama dijital din de nedir?

Belki farkında değiliz ama bu dijitalleşme çok eskiden başlamıştır. Hem de en umulmadık yerden.  Nereden?

 

Dinden, bazı cemaatlerden.  Soru sorulamayan, sorgulanamayan ve analitik düşünülemeyen, hatta hiç düşünülemeyen yerde adı konulmamış bir dijitalleşme başlar. Şeyhimiz, büyüğümüz, hocamız ne derse o!  yani  “ 1 “  Evet ama ilim, Kitap, Peygamber.   Âmâsı yok,  “ 1 ”   . Konu kapanmıştır. Hocamızdan daha iyi mi bileceksin? Bilgisayardan daha iyi mi bileceksin?

 

 

Hâlbuki hiçbir konu, hiçbir hesap Allah CC kapatmadan kapanmaz. 

 

 

“   Allah’ı bırakıp da din âlimlerini, rahiplerini, özellikle Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler. Oysa tek bir Tanrı’ya kulluk etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka tanrı yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır. “   (Tevbe 31 )

 

 

Hâlbuki bizim dinimiz yeryüzünün gördüğü en analitik, en akılcı ve sorgulayıcı dinidir.

 

Asla kategorik, önyargılı, düşünme, akletmeyi ve çalışmayı yasaklamayan, aksine ısrarla tavsiye hatta emreden bir dindir.  “ dinde zorlama yoktur. “  “ din nasihattir  “   “ilim ve hikmet Çin'de de olsa alınız “  diyen bir din.  İlim, düşünme, ahlak ve tefekkürü en değerli gören bir din.  Hz. Peygambere SAV soruların sorulduğu, Hz. Ömer’e RA hesap sorulabilen bir din.

 

“O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah’ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır.” (Nahl, 12)

 

 

Rasûlullah (sav) buyurdular: “Tefekkür gibi ibadet yoktur.” (Ali el-Muttaki, Kenzü’l-Ummâl, XVI, 121)

 

 

Dijital bir sistemde bir Gn. Müdür  veya Üst Düzey Bürokrat  gayrı meşru işler  yapabilir mi?  Örneğin yakalanmamak  şartıyla  kendisine çıkar sağlayabilir, rüşvet  alabilir mi? Evet  yasalara  göre  bunları yapabilir. Çünkü yakalanmıyor, her şey yasal. Zaten meşru olması da önemli değil

 

Yasalara uygunsa sorun yok. Yasalara uygunsa “ 1 “  değilse  “ 0 “ . “ Yasa 1, ahlak 0 .”

 

 

Yönetim de dijitalleşti... Bu da işleri aslında çok kolaylaştırmıyor değil. Yasalar var, yasaklar var. Gerisi önemli değil. 

 

 

Proje başarıyla tamamlandı. Nereden biliyorsunuz? Raporda öyle yazıyor. Hangi raporda?

Bizim hazırladığımız raporda. Rapor rapordur.  Yine  “  1 “ .

 

 

Bu arkadaş iş arıyor ama iyi bir maaş alması lazım, kredi çekmiş araba almış.

Neden iyi maaş?  Çünkü diploması var ,  “ 1 “  . O kadar sene boşuna mı okudu?  Kapı gibi diploması var.  “ 1 “ . Kimden kredi çekmiş peki?  Devletten.  Tamam, o zaman,

 Devletin okulunda okumuş, devletten kredi çekmiş, Devlette işe girsin. Üç tane  “ 1 “ .

 

 

Sadece devlet değil, dijitaliz hastalığı her yerde.  Sınavda,  2-3 amper çıkması gereken sonucu 2 milyon amper olarak hesaplayan (!)  ve sonucun bir bakışta görünmesi için dikdörtgen içine alan bir öğrenci hatırlıyorum. Einstein in dediğinin aksini ispat edercesine, aynı deneyi aynı şartlarda defalarca yapıp her seferinde farklı bir sonuç çıkaranları da hatırlıyorum.  Kışın, önden çeker otomobilinin arka tekerleklerine zincir takan adamı da hatırlıyorum.

 

 

Analitik düşünce ya çok zayıf ya da hiç yok.

Dijital hesap evdeki hesaptır, çarşıya uymaz. Çarşıda analitik düşünce lazım.

Analitik düşünce ve çalışmada her şey gerçek olmak zorundadır. Ne kendini ne

Başkasını kandıramazsın. 

 

 

Analitik düşünce tam olarak nedir?   

Bizde olmayan şey demek geliyor içimden ama yine de açıklayalım.

 

Hayat krizlerden oluşur. Hiçbir şey dümdüz, pürüzsüz ve zahmetsiz değildir.

Lokma bile çiğnemeden yutulmaz.  Bir problem çıktığında hemen bunu  “ 1 veya 0 “  şablonuna oturtmaya çalışmak ve oturmuyorsa ki hemen hemen hiç oturmaz, apışıp kalmak yerine,

 

Problemi analiz etmek, incelemek, iyice anlamak, alınacak tedbirlerin fayda ve zararlarını tartmak, kısaca analitik düşünmek, tefekkür etmek, akletmek gerekmez mi?  Ama bütün bunlar için derin ve ince düşünmek lazım, emek ve sabır lazım.  Evet, zaten asıl problem de burada, derin ve ince düşünmek,  emek ve sabır. Tefekkür.  Hâlbuki yıllarca düşünmeye,  düşünmeye zihni tembelliğe duçar olan bizler için bu çok zor bir şey. Bilgisayar ve dijitallik ile tuz biber oldu. Öyle ya, nasıl olsa bilgisayarlar var, bundan sonra bizim yerimize onlar düşünecekler. Aynen yıllarca antrenmanı, sporu bırakmış çok yemekten ve hareketsizlikten şişmanlayıp sağlığını kaybetmiş ve koltuk değnekleriyle zor yürüyen bir sporcu gibi.

 

Dünyanın en çok resimli ve bol renkli gazeteleri  ( şimdi internet sayfaları )  neden bizim

 

Ülkemizde var?  Çünkü bunlar okuma ve düşünme, zihinsel emek gerektirmez. Neden bizde 

 

Trafik kazaları çok fazladır? Aynı sebepten. Dijital sürücülük. Sürücü koltuğuna otur, direksiyonu tut, gaza bas, şoförsün artık. Hatta ne kadar hızlı gidersen o kadar iyi şoför.

 

Otoyolda direksiyonu arka ayaklarıyla tutanlar bile görüldü.

 

Akıllı insanlar aracı istediği tarafa götürür, akılsız olanları ise araç ne tarafa giderse.

 

Otomobili icat eden ülkelerde kazalar çok az. Neden? Çünkü onlar yaptıkları otomobilin 

 

Faydaları kadar risk ve tehlikelerini de bilirler ve önlem alırlar.  Bilgisayarlar da aynen böyledir.  Bilgisayarları yapan ve geliştiren ülkelerde bizle kıyaslanmayacak kadar çok ve kapsamlı test ve araştırma laboratuvarları ve gerçek projeler vardır. Çünkü onlar nerede bilgisayar kullanılacağını nerede kullanılamayacağını bilirler. Bilgisayarın kendilerini esir almasına ve aldatmasına izin vermezler. Cahil ve görgüsüz 3. dünya ülkelerinde ise bilgisayarlarla her şeyin yapılabileceği zannedilir. Bilgisayar Ekranından geçip Alis Harikalar dünyasına girerler. Dijital çukura düşerler. Şu anda Müslüman ülkelerde bilgisayar vb. yok mu?

 

Olmaz olur mu?   Milyonlarca var. Peki, neden hala bu kadar geri ve ezikler? Hala neden birbirlerini öldürüp duruyorlar?

 

 

Sıfır – bir şablonundan önce veya sonra, düşünür, kafa yorar, problemi bütün yönleriyle anlarsak, açlıktan simit çalan çocuğun neden çaldığını anlar, hapse atmaz orada, ahlaksızlar uyuşturucu satanlar ve kullananlar arasında tam bir suçlu haline gelmesini önlersiniz.   Karısının kafasını kıran adamı serbest bırakmaz ve kadının hayatını kurtarırsınız.  Kendi yapabileceğimiz basit bir aleti yurtdışından 10 katı fiyata alıp ülkeyi ve kendinizi dışa bağımlı hale getirmezsiniz.  Projeleri doğru ve verimli yapar, sonra yalan söylemek zorunda kalmazsınız.   Yerli fatura =  yerli üretim zannedip, sanayide yerli milli oranımız    70 demezsiniz. 

 

 

Evdeki hesap çarşıya uymaz. Bu yüzden çarşıya çıkan insanlar apışıp kalıyor. Fiyatların yüksekliğinden mi?

Hayır, ne alacaklarını bilmediklerinden, fiyatları anlamadıklarından,

Üniversiteye ciddi bir problem gelince akademisyenler apışıyor.   .

Laboratuvara giren, projeye başlayan mühendis apışıyor,

Göreve gelen Gn. Müdür apışıyor,

Ciddi bir krizde herkes apışıyor.

 

 

Dijital hesaplamaların, bilgisayarların hiç mi faydası yok? 100 sene geriye mi gidelim yani?

Artık insansız araçlar, dans eden, konuşan robotlar bile yapılıyor. 

Evet, ama onları akıllı ve düşünen insanlar yapıyor, bilgisayarlar değil.

 

 

Dijital çözümlerin ancak analitik düşünebilenlere faydası olur. Ne yapacağını bilmeyenlere değil.

 

 

Akıllı insanlar düşünür, akılsızların yerine bilgisayarlar düşünmez.

Nasıl olsa bilgisayar var diye düşünmeyi bırakanlar ise ahmaklar toplumuna döner.

Üniversitelerinden de diplomalı ahmaklar çıkar ( bu ifade aslında Sn. İler Ortaylı Hoca ya ait)

 

 

Bilgisayar hesaplamış, Yolun eni 1000 metre çıktı!  Tamam, o zaman, yapalım, sonuç  “ 1 “ .  Yaşasın dijital mühendislik. Yaşasın sanal gerçeklik, yani gerçek olmayan gerçeklik.

 

 

Dijitalimde, akıl, mantık, ahlak, ilim, sevgi, şefkat, merhamet yoktur.  Sadece 1 mi 0 mı?

Tercih sizin, ister dijitaliz ister ilim ve ahlak, yukarıda ifade edildiği gibi;

“dinde zorlama yoktur. “  herkesin dini kendine. 

 

 

Bilgisayarların en büyük avantajı nedir?  Çok hızlıdırlar? Neden? Çünkü düşünmezler.

Düşünmeyi bilenler bilgisayarları kullanır, bilmeyenleri bilgisayarlar.

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: DİJİTAL, DÜNYA, -, ALİS, Harikalar, Dünyası,
Yorumlar
Haber Yazılımı