Haber Detayı
12 Eylül 2020 - Cumartesi 13:00
 
Akıncılar! Bu hikâye; Bizim hikâyemiz!
SİZ İSTEDİNİZ YAZDIM Akıncılar! Bu hikâye; Bizim hikâyemiz! 12 Eylül Askeri Müdahalesinin 40. yılını idrak ettik. Askeri müdahale oluşsun diye binlerce gencin sağ sol çatıştırması ile birbirlerini öldürmesin den medet uman, ABD Başkanı Carter’ın bizim çocuklar YÖNETİME ELKOYDU diye dünyaya duyurduğu Carter’ın çocuklarının(!) yaptığı askeri müdahale! İşte BNC MEDYA HABER yazarlarımızdan Gazeteci, Yazar Tecrübeli Tv Program yapımcısı Halis Özdemir'in o yazısı;
- Haberi
Akıncılar!  Bu hikâye; Bizim hikâyemiz!

SİZ İSTEDİNİZ YAZDIM

 

Akıncılar!

Bu hikâye; Bizim hikâyemiz!

12 Eylül Askeri Müdahalesinin 40. yılını idrak ettik.

Askeri müdahale oluşsun diye binlerce gencin sağ sol çatıştırması ile birbirlerini öldürmesin den medet uman, ABD Başkanı Carter’ın bizim çocuklar YÖNETİME ELKOYDU diye dünyaya duyurduğu Carter’ın çocuklarının(!) yaptığı askeri müdahale!

Millete devlete ihaneti anlatmak için başka söze hacet var mı?

Mamak Zindanlarında Bir Akıncı Tarihe Notlar adlı kitabımda bu konuları ve daha başka yaşanmışlıkları geniş olarak yazdım. Kitabımın ilaveli üçüncü baskısında okuyabilirsiniz.( Aktaş yayıncılıktan çıktı)

12 Eylül Askeri Harekâtının çok farklı yönde değerlendirmesini yapmıştım. Bu makalem nereden bakarsanız bakın hüzünle okuyacağınız bir yazı olacak.

Mamak Askeri Ceza ve Tutukevinden tahliye olduktan sonra duyduğum her bir hikâyede kahrolduğum yaşanmışlıkları vicdanlarınıza sunacağım.

Tutuklu ve tutuksuz yargılanan bazı arkadaşların hikâyesi.

 

Tahliye edilmemden dört ay sonra Ali Çelik’in birlikte bir iş yapabilir miyiz diye daveti ile zor bir hal yol parası denkleştirip Ankara'ya gittiğimde gördüklerimin bir bölümünü “Ali Çelik’in çocuğuna sütü İsmet alıyor" diye sizlerle paylaşmıştım.

Ersönmez’in kaymakamlık görevinden atıldıktan sonra Sıhhiye semtinde avukatlık bürosu açtığını söylediler. Ersönmez’in bürosuna gittim, büroda birkaç sandalye eski bir masa zaten durumu anlatıyor olmasına rağmen kendisine sordum; nasılsın?

Ersönmez; görevden atıldıktan sonra babam Ankara'ya geldi. Bizi köye götürmek istiyordu. Ben size Ankara'da bakamam, köylü bir insanım, benim imkânlarım buna yetmez ama köye gelin elinizi sıcak sudan soğuk suya sokturmayacağım gelin köyde bizimle birlikte kalın dedi. Teklifini kabul etmedik. Aradan biraz zaman geçti kayınpederim geldi herhalde şöyle düşündü ki kızımı kaymakama verdim işsiz birine değil. Eşimi, çocuklarımla beraber aldı ve götürdü.

Ersönmez sadece işini değil EŞİNİ de kaybetmişti.

Aynı durumu Ali Çelik de yaşamıştı; Ali'nin kayınpederi askeri mahkeme kararını televizyondan dinlerken kararı ömür boyu hapis şeklinde yanlış anlıyor ve hemen kızını götürmek için Ankara'ya geliyor bizim tahliye kararımız verilmiş ancak Mamak'tan gecenin geç saatinde bırakılmıştık. Ali evine gittiğinde bir de ne görsün, kayınpederi Ali'nin hanımını götürmeye gelmiş ve Ali'nin babası ile tartışma yaşamışlar. O gün kızını götürmüyor ama bir defa taş yerinden oynamış evlilik bozulmuş, Ali eşinden ayrılmıştır.

 

Mehmet Kara bizlerle çok yakından ilgileniyordu, elinden geldiğince de yanımızda duruyordu. Allah kendisinden razı olsun. Benimle paylaştığı hikâyeye gelecek olursak; "Mamak'ta 1 Nolu Askeri Mahkemede görülmekte olan Akıncılar davasını izlemeye hanımımla birlikte gitmiştik. Mahkeme bitti Mamak kışlası önünde eşimle minibüs beklediğimiz sırada durakta biraz da durak dışında bekleyen bir hanımı eşim bana göstererek “ Bu hanımı Akıncılar davası mahkemesinde gördüm tutuklu arkadaşlardan birisinin eşi galiba.” dedi. Durakta bekleyip, gelen araçlara binmeyen hanımın yanına yaklaştık hanımım kendisine; siz tutuklu arkadaşlardan birinin eşisiniz galiba dedi, evet cevabını alınca eşim tekrar neden minibüslere binmiyorsun diye sordu, cevap vermemesinden evine yaya olarak dönmek zorunda olduğu için herkesin gitmesini beklediğini anladık. Bunun üzerine hanıma “kardeşimizle birlikte gidelim.” dedim gelen minibüse bindik ve evine kadar gittik. Benim hanım mutfağa girince dolabı açmış bir de ne görsün -aylardan ramazan ayı- dolapta yarım kadar bayat ekmek, birkaç kuru zeytin ve biraz peynir.

YAZININ DEVAMI İÇİN BURAYI TIKLAYINIZ!..
http://www.bncmedyahaber.com/yazar-akincilar-bu-hik-ye-bizim-hik-yemiz-224.html

Kaynak: Editör:
Etiketler: Akıncılar!, , Bu, hikâye;, Bizim, hikâyemiz!,
Yorumlar
Haber Yazılımı