Muhammet Binici'nin hazırlayıp sunduğu "Binici ile Söz Meydanı" programında, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, aile ve toplum yapısına dair önemli açıklamalarda bulundu. Programda, günümüz toplumunda aile bağlarının zayıflaması ve kişilerin yalnızlaştırılarak bireyselleştirilmeleri üzerine dikkat çeken değerlendirmeler ve önemli açıklamalar yapıldı.
 

Aile Bağlarının Zayıflaması ve İletişim Kopukluğu
 

Muhammet Binici, ebeveynlerin çocuklarıyla etkili iletişim kurmasının önemine dikkat çekerek, "Bir ebeveyn, çocuğuyla altı dakikadan fazla sohbet edemiyorsa, o evin içine başka bir yapı sızmış demektir. Zihinler ele geçirilmiş ve bu durum bedenlere kadar ilerlemektedir" dedi. Bu noktada Prof. Dr. Süleyman Doğan, çocukların ailelerinden uzaklaşmasının iletişim kopukluklarına ve toplumsal değerlerin zayıflamasına yol açtığını belirtti..

Yalnızlaşan Toplum ve Aile Yapısının Zayıflaması

Toplumun yalnızlaşmasına dikkat çeken Doğan, yalnız yaşayan kişilerin sayısındaki artışın sosyal bağları zayıflattığını ifade etti. "Bugün 5.2 milyon tekil yaşayan kişi var. Oysa bu kişiler dört kişilik aileler olarak yaşasa, nüfusumuzun 20 milyona yaklaştığını görebiliriz" diyerek aile yapısının korunmasının önemine vurgu yaptı.
 

Dijital Bağımlılık ve Aile İçi İletişim
 

Programda ayrıca dijital bağımlılığın aile içi iletişimi nasıl olumsuz etkilediği de ele alındı. Muhammet Binici, günümüz toplumunda teknolojinin aşırı kullanımına dikkat çekerek, bireylerin büyük çoğunluğunun sabah uyandığında ilk iş olarak telefonlarına baktığını belirtti. Özellikle gençler ve çocuklar arasında yaygınlaşan bu alışkanlığın, aile fertleri arasındaki yüz yüze iletişimi azalttığını, ortak paylaşımları ve sohbetleri sınırladığını vurguladı.
 

Bu tespit üzerine konuşan Prof. Dr. Süleyman Doğan, dijital bağımlılığın yalnızca kişisel bir sorun olmadığını, toplumsal bağları da zayıflatarak insanları birbirinden kopardığını ifade etti. Aile içindeki sağlıklı iletişimin yeniden tesis edilmesi için ebeveynlerin çocuklarına rol model olması gerektiğini vurgulayan Doğan, "Bilinçli ebeveynler olmadan bu bağımlılıkla mücadele etmek mümkün değildir. Anne-babalar, çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmeli ve onlarla doğrudan iletişimi artırmalıdır" dedi.
 

Eğitim ve Dini Değerlerin Önemi

Eğitim ve dini değerlerin önemine de değinen Doğan, Batı ülkelerinde dini eğitimin erken yaşta başladığını, ancak Türkiye'de bu konunun ihmal edildiğini dile getirdi. Ahlaki temellerin çocuk yaşta atılması gerektiğini belirterek, "Hafızlık eğitimi ve dini değerlerin küçük yaşta aşılanması, fertlerin topluma daha sağlıklı uyum sağlamasını sağlar" ifadelerini kullandı.

Devlet Politikalarının Aileyi Desteklemesi Gerekiyor

Devlet politikalarının da aile yapısını desteklemesi gerektiğini vurgulayan Doğan, bazı ülkelerde üniversite öğrencilerinin evlenmelerinin teşvik edildiğini ve benzer uygulamaların Türkiye'de de hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
 

Toplumsal Cinsiyet Safsatası ve Aile Yapısı
 

Programda ayrıca toplumsal cinsiyet safsatası ve kadın-erkek hakları da tartışıldı. Konuşmalarda, eşitlik kavramı yerine herkes için adaletin sağlanması gerektiği vurgulandı ve adil toplumsal bir düzen oluşturulmasının önemi üzerinde duruldu.  Prof. Dr. Süleyman Doğan, güçlü bir toplumun temelinin sağlıklı aile yapısından geçtiğini ve aileyi koruma adına atılan her adımın, geleceğe yapılan bir yatırım olduğunu söyledi.
 

"Binici ile Söz Meydanı" programı, toplumsal konulara yönelik derinlemesine analizleri ve uzman konuklarıyla her hafta izleyicileriyle buluşmaya devam edecek.