Urumçi Katliamı Unutulmadı: “Binici ile Söz Meydanı” Doğu Türkistan’ın Sessiz Çığlığına Ses Oldu
Urumçi Katliamı Unutulmadı: “Binici ile Söz Meydanı” Doğu Türkistan’ın Sessiz Çığlığına Ses Oldu BNC Medya Haber – İSTANBUL “Binici ile Söz Meydanı” programı, bu hafta Doğu Türkistan’daki insanlık dramını bir kez daha ekranlara taşıdı. Muhammet Binici’nin hazırlayıp sunduğu programda, 5 Temmuz 2009’da Çin’in Urumçi kentinde gerçekleşen ve binlerce Uygur Türkü’nün katledildiği Urumçi Katliamı'nın yıldönümüne günler kala, yaşanan trajedi derinlemesine ele alındı. Programda akademisyenler, tanıklar, hukukçular ve aktivistler bir araya gelerek, Doğu Türkistan’da sistematik olarak sürdürülen baskı, asimilasyon ve soykırım politikalarını tüm yönleriyle değerlendirdi. “Bu Bir Yayın Değil, Vicdan Çağrısıdır” Programın açılışında konuşan Muhammet Binici, “2009’un 5 Temmuz’unda Doğu Türkistan’ın kalbi Urumçi, kanla, çığlıkla ve zulümle yankılandı. Dünya o gün sessizdi. İslam dünyası kör, Batı sağırdı. O çığlıklar hâlâ kulaklarımızda,” sözleriyle tarihe not düştü. Alanında Uzman Konuklarla Derinlemesine Değerlendirme Programa katılan isimler: • Prof. Dr. Erkin Emet – Ankara Üniversitesi, Çağdaş Türk Lehçeleri Uzmanı • Prof. Dr. Esat Arslan – Emekli Tuğgeneral, Akademisyen • Av. Faruk Keleştimur – Doğu Türkistan Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi • Mamutcan Erkin – Urumçi Katliamı Tanığı, Tarih Doktora Öğrencisi • Medine Nazımı – Sürgündeki Uygur Aktivist, Mağdur Yakını “Çin’in Uygulamaları Etnik Temizliktir” Prof. Dr. Erkin Emet, Çin’in Uygur Türklerine yönelik politikalarını, uluslararası literatürdeki tanımıyla "etnik temizlik" olarak değerlendirdi. Emet, “Bu yaşananlar sadece güvenlik politikası değil, açık bir soykırımdır. Sistematik olarak uygulanan dinî, kültürel ve dilsel baskılarla bir halk yok edilmeye çalışılıyor,” ifadelerini kullandı. “Çin, BM Soykırım Tanımını Aşan Politikalar Uyguluyor” Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan, Çin’in politikalarının BM’nin soykırım tanımını birebir karşıladığını belirterek, “Doğu Türkistan meselesi, PKK ile aynı kefeye konulamaz. Bu bir alçaklıktır,” dedi. Türkiye’nin Çin ile imzaladığı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesi gerektiğini de vurguladı. Tanıklar Konuştu: “3 Binden Fazla Kişi Öldü, Ama Tam Sayıyı Kimse Bilmiyor” Katliama tanıklık eden Mamutcan Erkin, “Gece elektrikleri kestiler. Sabah olduğunda ceset taşıyan araçları gördük. Gerçek sayı hâlâ bilinmiyor,” dedi. Çin’de hâlâ çocukların pamuk tarlalarında zorla çalıştırıldığını, dinî ve kültürel değerlerin sistematik biçimde yok edildiğini anlattı. “Kardeşimden Yıllardır Haber Alamıyorum” Sürgünde yaşayan aktivist Medine Nazımı, Türkiye'de üniversite okumuş kardeşinin Çin’e dönüşünün ardından iki kez toplama kamplarına alındığını ve 2019’dan beri kendisinden haber alamadıklarını söyledi. “Biz sesimizi duyuramıyoruz. Bu sadece benim değil, milyonların dramı,” diyerek Türkiye kamuoyuna ve devlet yetkililerine çağrıda bulundu. Hukuki Boyut: “Vatansızlık Dramı, Bürokratik Zulme Dönüştü” Av. Faruk Keleştimur, Doğu Türkistan’dan gelen Uygur Türklerinin Türkiye’de karşılaştığı ikamet, vatandaşlık, geri gönderme merkezleri ve belge teminindeki sorunlara dikkat çekti. “Çin, Türk soyluluğuna dair belge vermezken, biz hâlâ o belgenin peşine düşüyoruz. Bu akıl alır gibi değil,” dedi. Keleştimur, Türk soyluluk statüsünün gerçek sahiplerine verilmesi gerektiğini vurguladı ve Türk kimliğinin Çin’in insafına bırakılamayacağını söyledi. Organ Ticareti, İnsan Saçları ve Peruk Ticareti Skandalı Programda ayrıca Çin’deki toplama kamplarında kadınlardan zorla alınan saçların, peruk ve tekstil sektöründe kullanıldığı da gündeme getirildi. Bu ürünlerin Batı ülkelerinde satıldığı, Amerika’da binlerce tonluk Çin menşeili peruk sevkiyatının durdurulduğu hatırlatıldı. Türkiye’nin Tavrı Hatırlatıldı Programda, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu bir soykırımdır” açıklaması ve TBMM’de tüm partilerin ortak tavrı gündeme getirildi. Ancak zamanla bu duruşun yumuşadığı ve stratejik ilişkilerin insan haklarının önüne geçtiği eleştirildi. “Çin İstediğine Belge Veriyor, Soydaşımız Belge Alamıyor” Faruk Keleştimur, bazı devletlerin ajanlarını Türk soylu gibi göstererek belge alabildiğini ancak gerçek soydaşlarımızın Çin'den belge alamadığı için haklarına ulaşamadığını vurguladı. Bu durumun bir milli güvenlik sorunu olduğunun altını çizdi. “Bu Dava İnsanlık Davasıdır” Muhammet Binici, programı “Bugün sadece Doğu Türkistan konuşulmuyor, bugün insanlığın sesi olunuyor,” sözleriyle kapattı. Katliamda hayatını kaybedenler için dualar edilirken, program bir vicdan nöbetine dönüştü. Binici, “Bu bizim yaramız, bu bizim davamız.” Dedi. Keleştimur, “Biz bu davayı ne Maocu uzantılara ne okyanus ötesi manipülasyonlara teslim etmeyeceğiz. Bu sancağı biz yükselteceğiz,” diyerek mesajını net bir şekilde ortaya koydu. “Binici ile Söz Meydanı”, yalnızca bir televizyon programı değil; hakikatin, adaletin ve insanlık vicdanının sesi olmaya devam ediyor. İlgili Habere Git
Bu video bir haberle ilişkilendirilmiş.
Ekleme Tarihi : 01 Temmuz 2025 - Salı 20:45
Yorumunuz gönderildi.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye bildirilmiştir.
Uygun görüldüğünde sitede yayınlanacaktır.