Reklamı Geç
YAZARLAR
Dinlerden Bir Din mi?
Prof. Dr. Mirzahan HIZAL
09 Haziran 2021 - Çarşamba 19:58

Dinlerden Bir Din mi?

 

  

Zaten   işleri  dünya  işleri,  din işleri  diye   ayırmanın    hiçbir   akli   ve  mantıki   dayanağı  yoktur.  Dünya da  ahiret de  din de  Allahın cc  değil midir.  “Dünya ahiretin tarlası “ değil midir?   Siz  hiristiyan mısınız ki  camide   Müslüman ,  dışarıda  gayrımüslim  gibi  yaşayacaksınız? İslamiyet  hayatın   her   yerinde  ve  her  anında   Allah cc ın  rızasına  uygun  davranmak  demek  değil midir?  Yakın tarihimizde  İslama suikast  yapanlar  yeryüzünde  şeriatı olan  tek dini tamamen ortadan  kaldıramayınca,  onu  sulandırma,  dejenere  etme,   aslından  özünden  uzaklaştırma,  diğer  dinler  gibi  etliye sütlüye,  özellikle  dünya işlerine  karışmayan,  şeriatsız  yani   gayrımeşru  bir  din  haline  getirmeye   çalışmışlar  ve  maalesef  bunda da  oldukça  başarılı  olmuşlardır.  Bu  gün   gördüğümüz   din,  adı  Müslümanlık  olsa da   gerçek  Müslümanlıkla  ne  kadar   uyumludur?  Bu  dinde  ( yaşam tarzında)   içki  serbest, faiz  çağdaş ekonominin gereği,  tesettür  yok, ahlaksızlık serbest,  kumar  serbest,  yakalanmamak şartıyla  rüşvet serbest,  namaz   sadece  cuma  günleri  öğle vakti  kılınsa  olur, hiç kılınmasa da  olur,  yalan  söylemek,  emanetleri  ehline  vermemek, adam  kayırmak  çok  doğal,  yasal  düzenlemeler   ve hukuk  tamamen  din dışı  yani  dinsiz  temellere  göre  yapılıyor. Bu dinin mensupları   yarın   ahirette  Allah ın cc  karşısına böyle bir dinle mi  çıkacaklar? 

 

 

 

“Şüphesiz Allah katında din İslam'dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.”(Al-i İmran 19) 

 

“Kim İslam'dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.”(Al-i İmran 85) 

 

  İnancı  zayıf  olanlar,  inancı  çok  zayıf  olanlar  ve  hiç  inanmayanlar  kabul  etmese de  bu  böyledir.  Bir şeyin  önemi   ve  makbul  olup  olmaması  onun  Allah cc   indindeki  değerine  bağlıdır. 

 

İslam ise Allah cc ın  razı olduğu,  yani  onun şeriatına uygun olan yaşam biçimidir.
Bu nedenle  hayatın içindeki herşey islamın konusudur. İslam dini, Hiristiyanların  kiliseden çıktıkları  anda buharlaşıp  kaybolan dinleri gibi,   camiden çıkınca  veya kitabı kapatıp rafa kaldırınca  rafa kalkan bir şey değildir.  Allah cc ın  hükümlerini ( şeriatını)  yaşam biçimi olarak  benimsemeyen, kabul etmeyenler    ister istemez  başka  yaşam biçimlerini   benimserler.  Bunların bir çoğu  için   ekonomi,  siyaset,  ticaret,  mal ve makam   Allahın cc  rızasından  önce  gelir.  Hatta  bazılarında   bunlar  hayatın tek  amacı  ve tek  yaşam  biçimidir.  Bunlar  farkına varmadan din değiştirmişlerdir. 

 

Yanımda  çalışan  20 li yaşlarda bir gence   yarı şaka sormuştum. “ sen şeriatçımısın? “ diye 

cevap ; “ hayır hocam! ne alakası var?  hiç öyle şey olur mu?” “peki şeriatın ne olduğunu biliyor musun?”   cevap; “ ??? ”  “Ne olduğunu bilmediğin bir şeye neden karşısın?” , “?????” 

Cuntacı Darbeci Kenan Evren de vaktiyle şu traji komik ifadeyi kullanmıştı. 

“Biz darbe yapmasaydık Allah korusun bu ülkeye şeriat gelecekti!”  

“Ben müslümanım ama şeriata karşıyım” demek,  “ben müslümanım ama Allah cc ın emir ve yasaklarına karşıyım” demektir. 

 

Benimsediği siyasi partinin  başarısı için  veya başarılı görünmesi  için  yalan söyleyen kişi sapmıştır. 

İtibar  veya  maddi kazanç sağlamak için  Allah cc ın  sınırlarını çiğneyen  kişi  sapmıştır. 

 

Bir kişi  yeni  otomobilini   evinden ailesinden, çocuklarından   daha çok  seviyor   ve  değer veriyorsa  pratik olarak   otomobilini  putlaştırmıştır. Heykelini  yapıp  evinin  baş köşesine koyması  gerekmez.

Aynı şekilde bir siyasi lider, bir büyük alim faydalı olabilir ama onlara tapılmaz. Onlar putlaştırılmaz.  Onlar   kusursuz değildir,  eleştirilebilir,  onlar  gelip  geçicidir,  fanidirler.  Yanlış   yapabilirler  kendilerini düzeltmezlerse  onlardan vazgeçilebilir. 

Yeryüzünde  hiçbir  kişi,   kul yapısı  kurum veya  fikir   kutsal,  hatasız,  eleştirilemez  ve  vazgeçilemez  değildir. Bunun  değil  aksini  iddia etmek,  ima  etmek  bile   şirke kapı  aralar.  Allah cc  tan  başka ulu  ve  övülmeye  layık  kim  vardır? “ O en yücedir” .  “Hamd  Ona  mahsustur” . Geçmişte  bir çok  lider, Firavun,  Hitler,  Stalin   v.b   sağlıklarında  ve  güç  ellerindeyken  eleştirilemez  mutlak  doğru  ve  kusursuz   kabul  edilmişler   aksine  hareket   hatta  fikir   belirtenler  şiddetle  cezalandırılmışlar  ama   aradan  bir  süre  geçtikten sonra  yaptıkları  bir çok  şeyin   yanlış  olduğu  ortaya çıkmamış mıdır?  Gerçek  makam  ve  değer  Allah cc katında  olandır. 

Bizim  tek bir   önderimiz  vardır.  O  da   Allahın  cc  vahiyle  gönderdiği  elçisi  ve  kulu  olan  Peygamber  SAS  dir. Onun  dışındaki  alimlere,  hayır ve hizmet  ehli  insanlara   hürmet eder,  teşekkür  eder,  Allah cc razı  olsun  der,    hata  yaptıkları  zaman da  eleştirir  ve  uyarırız.   

 

Hangi lider, önder  veya mürşit  Hz. Ömerden (r.a.)  daha  büyük ve muhteremdir? Hz. Ömer (r.a) adaletiyle nam salmış,  İslam devletinin ikinci halifesi. Haksızlığa karşı  Şiddetli ve kudretli biri! mü’minlerin  emiri  olduğunda bir gün hutbede cemaate şöyle seslenmiştir; 

“Ben haktan ayrılırsam ne yaparsınız ” Cemaat içinden bir sahabe kalkarak cevap verdi: 

“Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer!” 

Hz. Ömer (r.a.) ellerini açarak; 

 “Ya Rabbi! Sana şükürler olsun ki ben Senden gaflete düşersem, Senin adaletinden ayrılırsam, beni kılıcıyla doğrultacak cemaate sahibim” diye şükretti. 

 “sen kim oluyorsun da bana yanlışımı söyleme cesaretini kendinde bulabiliyorsun” dememiş  Rabbine şükretmiş ki hatasını gösterebilecek ölçüde hakkı, hakkaniyeti bilen, ilim sahibi insanlar var etrafında. Hz. Ömeri (r.a.) büyük  yapan şey,  büyüklenmek  değil, hak ve  adalet  karşısında  boynunu  kıldan ince  bilmesidir. 

Fatih Sultan Mehmed'i  büyük  yapan şey,   yahudi bir  kasapla  yargılanırken  koltuğundan inip hakimin  huzurunda kendisini dava eden  kasapla yan yana  durmasıdır.  Bu yüzden , “ o ne güzel bir emirdir”  övgüsüne mazhar olmuştur. Yoksa  İstanbul’u  fetheden  ama  hak ve  adalete   değer vermeyen  zalim  bir  hükümdar  olarak  tarihe  geçecekti.

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

YÜZDE ON NEREDE?
ÇOK BASİT NEDENLER
Paranoya
Meselelerimiz -2-
Meselelerimiz -1-
Lisede ilginç hocalarımız vardı!
Devşirmeler -2- Bir Profesörün Ağzından!.. Çok Önemli İtiraflar!..
Devşirmeler -1- Bir Profesörün Ağzından!.. Çok Önemli İtiraflar!..
Önden Gidenler
Bilgiyi İşlemek ve Üniversiteler
Sebepler ve Sonuçlar
Kayıtsız ve Şartsız mı?
Çare ve Çözüm
Ötekileştirmek
Merdiven
Kökler
Ölçüler
En Mükemmel Din
Asıl Mesele
Manevi Bir Hastalık
BİZDEN misiniz?
Arslanlar ve Sırtlanlar
Meselenin Özü Nedir?
Neden Olmaz?
Altın Kafes -2-
Altın Kafes -1-
MIŞ GİBİ Yapmak!..
AMAZON Açık ama
DİJİTAL DÜNYA - ALİS Harikalar Dünyası
Yerli sanayi konusunda bir soru üzerine!.. “Sizi gidi montajcılar
Sahte İçki -2-
Sahte İçki -1-
Ne Ekerseniz
Hangi Yüzle?
Alim - Amir
Övmek Övünmek
Feraset, Dirayet, Basiret
bncmedyahaber.com Yazarı Prof. Dr. Mirzahan HIZAL Kimdir ?
Prof.Dr. Mirzahan Hizal Yazı Dizisi 2010-2020