Reklamı Geç
HABER DETAY
Dilipak: "Milli Teknoloji İçin Altyapı Yetersiz"
Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Türkiye’nin savunma sanayii ve teknoloji hamlelerini değerlendirerek, İHA, SİHA, F-16, F-35 ve Kuantum bilgisayarların gelecekteki etkilerine dikkat çekti. Dilipak, altyapının yetersizliğine vurgu yaparak, "Milli bir işletim sistemi, güvenlik yazılımı ve veri merkezimiz yok. Dışa bağımlı teknolojilerle hedefe ulaşmak zor" dedi. Ayrıca, mevcut sistemlerin siber savaşlara karşı savunmasız olduğunu belirten Dilipak, "Yabancı teknolojilerle onların kurallarını aşamazsınız" ifadelerini kullandı. Dilipak’tan uyarı: "Onların ipiyle kuyuya inerseniz, orada kalırsınız." İşte BNC Medya Haber'in gazeteci ,yazar Abdurrahman Dilipak ile yaptığı röportajın tamamı!..
25 Kasım 2024 - Pazartesi 07:58
GÜNDEM

Gazeteci / Yazar Abdurrahman Dilipak'la İHA, SİHA, Savunma Sanayi, F-16, F-35, Kuantum Bilgisayarı Konuştuk
 

DİLİPAK: ONLARIN İPİYLE KUYUYA İNERSENİZ ORADA KALIRSINIZ!
 

Dünya yeni bir global savaş tehdidiyle süpersonik füzeler ve savaş uçaklarını test ederken, biz İHA’ları, SİHA’ları, Savunma Sanayii’ni, F-16, F-35 ve Kuantum bilgisayarlarını konuştuk. Türkiye’nin düne göre daha iyi ve doğru yönde ileri bir hamle içinde olduğunu, ancak altyapının yetersiz olduğunu, geç kalındığını ve bu yöntemle, bu örgütlenme modeliyle umulan hedefe ulaşmanın çok da mümkün olmayacağını belirtti.
 

BNC Medya Haber sordu, Abdurrahman Dilipak cevapladı.
 

BNC Medya Haber: Türkiye’nin Kuantum bilgisayar yaptığı açıklandı. Bu konuda ne diyeceksiniz? Bu bize ne kazandırır?
 

Dilipak: Laboratuvar ortamında yapılan bir şeyi alır, siz de yaparsınız. Bunu satacak mısınız? Pazar bulabilecek misiniz? Kullanacak mısınız? Bu kapalı devre mümkün. Ama artık yapay zeka denilen bir şey var. Dışa açık kullandığınız anda yeriniz tespit edilir ve sistem başkaları tarafından kilitlenir ya da devre dışı bırakılır.
 

Biz henüz yarı iletken noktasındayız. Mikroçip üretmeden o dönem kapanıyor. Nanoçip dönemine giriş yaptık. O da aşıldı, Nanotüp dönemine geçildi. Onlardan aldığınız teknolojilerle onlara karşı yarışmaya kalkarsanız, önünüzü keserler.
 

Daha biz bir Milli Veri Merkezi’ne sahip değiliz. Big Data konusunda sorun yaşıyoruz. Milli bir işletim sistemimiz, güvenlik yazılımımız bile yok. Arama motorumuz yok. Cep telefonu yazılımı da yok. Kendi resmi verilerimizi bile dışarıda host ediyoruz. Doğru düzgün bir sosyal medyamız bile yok. Geç kaldık ve hâlâ kafamızı toparlayamadık. Anlatamadık; siyaset ve bürokrasi konuyu anlamak istemiyor. Olaya piyasa ve tüketici olarak bakıyor.
 

BNC Medya Haber: Bu durumda, artık hackerlere de gerek yok. Yabancılar sahip oldukları teknolojik imkanlarla havada, karada, denizde, otonom, hareketli ve sabit sistemlere girip, sabote edebilirler, verilerimizi kopyalayabilirler mi?
 

Dilipak: Evet, artık klasik hackerlere de gerek yok. Artık BioHacker’lerden söz ediyoruz. 5G, Starlink, Neuralink, “Nesnelerarası İletişim Ağı” üzerinden GSM, Wi-Fi bağlantılı global bir network oluşturuluyor. Sistem dışında bir hayat bırakmayacaklar. Karbon ayak izi o yönde bir adım. İklim bahanesi, “sıfır atık” bahanesi... Dünyayı kirletenler, insanlıktan hesap soruyorlar. Aynı arkta su içen kurtla kuzu hikayesi. Biz bu oyunun neresindeyiz?
 

BNC Medya Haber: Evet, biz bu oyunun neresindeyiz?
 

Dilipak: İHA-SİHA gidiyoruz işte. Rusya saniyede 3 km yol alan süpersonik füzelerden söz ediyor. ABD ve İngiltere, F-35’le karşılık veriyor. Çin, binlerce drone ile çelik kubbeleri ve koruma kalkanlarını çalışamaz hale getirmekten söz ediyor. Bir grup drone’la bu füzelerin ve süpersonik uçakların önüne çıkıp insansız hava araçları ile kamikaze dalışlar yapmaktan bahsediyor. Süpersonik sistemler ya da HAARP ya da alçak irtifa uyduları üzerinden şok RF dalgaları karşısında o drone’lar daha yolun başında dökülebilir.
 

Yapay zeka ve Kuantum bilgisayarlarla daha sistem harekete geçmeden bütün bir sistem analiz edilip, saniyeler içinde bu sistemler kilitlenebilir. 300 dolarlık drone’larla milyarca dolarlık sistemlerin bloke edilmesi biraz fantastik bir düşünce. Hiç işe yaramaz değil ama bunun üzerine stratejik plan yapamazsınız. Bu sistemlerin irtifaları farklı, hedefleri farklı. Kaldı ki, donanım ve yazılım ithalatı yoluyla, bilinen yöntemlerle üretilen sistemler ve üretim tesisleri, risk halinde tek tıkla çalışamaz hale getirilir. Bunlar politik propaganda malzemesi olarak iyi işe yarıyor. Bir de o açıdan bakmak gerek. Trollerin dilince mucizevi bir güce dönüştürülebilir ama bu sadece hayal dünyasında o beklenen işi görür.

 

BNC Medya Haber: Biz de artık insansız savaş uçağı ürettik, savaş gemisine iniş yapan SİHA’larımız var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu F-35 konusunda ayrıca ne demek istersiniz?
 

Dilipak: Bu alanda çok geç kaldık ve temel sorun, hemen nihai ürünlere yöneldik. Altyapı ve bu konuda kendi kendine yeterli olma konusunda sorunlarımız var. Mesela Pakistan ve Malezya konusunda bir işbirliği bizim önümüzü açabilirdi. Malezya çip üretiyor. Pakistan balistik füze üretiyor. Nükleer teknolojiye sahip. Bu kazanımları bir araya getirmeden olmaz. Batıdan aldığımız çipler, yazılımlar, hammaddeler bizi bağımlı kılmasının ötesinde onların iradesi dışında o şeyi kullanmanıza engel olur.

 

Mesela F-35 konusunda Elon Musk’ın çarpıcı bir tespiti var: “Bazı aptallar hâlâ F-35 gibi insanlı savaş uçakları üretiyorlar” diyor. Yapay zeka ile bunu tamamen otonom hale de getirebilirsiniz ya da insana bağımlı olarak yerden yönetebilirsiniz. Kimisi bunları drone’la kıyaslamaya kalkıyor. Drone’lar farklı bir gaye için farklı bir teknoloji. Drone’lar F-35 ya da F-35 drone’ların yerine kullanılamaz. Birbirine karşı kullanımı ise çok sınırlı olabilir. İnişe geçen ya da kalkış sırasında F-35’i havaalanı yakınında drone’la etkisiz hale getirebilirsiniz. Ama şunu da düşünmek gerek; böyle bir teknolojiyi kullanacak olanlar da bunu öngörerek RF temelli başka teknolojiler kullanacaklardır.
 

Bu konuda gereksiz, anlamsız bir tartışma yapılıyor.

 

BNC Medya Haber: Bu Kuantum bilgisayar ve yapay zeka ne işe yarayacak bu durumda?

 

Dilipak: Önce devletlerin, örgütlerin teslim alınması gerek. Kafamıza çip takınca iş bitecek de şimdi bunu karbon ayak izi, cep telefonu, kredi kartı üzerinden işletmeye başlayacaklar. Yapay zeka onu da yöneten bir yapay bilinç var. Yapay zeka ve yapay bilincin, uyum performansı ve zihinsel fonksiyonları itibarıyla uygun gördüğü kişiler, elektronik olarak seçilip sisteme entegre edilecek.

 

Zaten bu senaryoda bildiğimiz insan yok. Aslında biyolojik insan yok. Din, ahlak, gelenek, tarih ve biyolojik cinsiyetinden bağımsız Gender diye tanımlanan Genom Nesne bir birey söz konusu. Ayrıca avatarlar, humanoidler, klonoidler de ihtiyaca göre üretilecek. İnsan da artık üretilecek bir nesne. Hepsi aynı sisteme bağlı. Düşman yok ki, savaş olsun. İHA-SİHA’ya ne gerek var böyle bir dünyada.
 

BNC Medya Haber: Bakan Akyol, “Kuantum çözümleri ile geleceği inşa ediyoruz” diyor. Bunu nasıl anlamalıyız?
 

Dilipak: Uluslararası sistemde insan yok, nesne olarak siborg denen bir genomdan söz ediyoruz. Geleceğin inşası diye bir şey yok. Gelecek diye inşa ettiklerin NEOM, Line, Cyber City’lerde kapalı bir mekânda yaşayarak, lucid dream, astral seyahatlerde, sıfır atıkla kendi dışkısını yiyip içen, böcek yiyen, kapalı bir toplum söz konusu. Din, ahlak, ideoloji yok o dünyada, cinsiyet de yok. Demokrasi, insan hakları, laiklik filan da yok. İnsanın nesneye dönüştürüldüğü bir dünyadan söz ediyoruz.
 

BNC Medya Haber: Bu F-16 konusunda ne diyeceksiniz?
 

Dilipak: Bakın, bunlar oldu bitti. Global Reset süreci başladığında zaten 8 milyar insandan en fazla 1 milyarı hayatta kalacak. Daha önce savaşlar, terör, salgınlar, açlık gibi kurgulanmış sebeplerle insanların çoğu ve ülkelerin elindeki konvansiyonel silah ve mühimmat stokları kullanılamaz hale getirilecek. Oraya doğru giderken bu S-400, Patriot, F-16’ların aslında siber bir savaşta karşılığı yok. Ama bundan sonraki yolculuğumuzda, eğer sistem dışına kaçabilirsek, elde edeceğimiz her bilginin bir değeri var. F-16 da, F-35 de bu anlamda bir değer ifade ediyor. Yoksa bunları bize verenlerin iradesi dışında kullanmanız mümkün değil. Bu da bağımlılığınızı daha fazla artırmak anlamına geliyor. Onların koydukları kuralların dışına çıkarsanız, tek tıklık canınız olduğunu unutmamanız gerek. Şunu unutmayalım: Onların ipiyle kuyuya inerseniz orada kalırsınız. Bir kere oltayı yutmaya görün. Oltayı yutan balık yem istemez ve gideceği limanı bilmeyen bir kaptana hiçbir rüzgâr fayda sağlamaz.

 

BNC Medya Haber: Teşekkür ediyorum.

 

Dilipak: Ben de. Şimdi birçok şeyi yeniden düşünme zamanı. Hepsinden önemlisi, savunma sanayii politik polemikler, karanlık para ilişkileri, illegal ilişkiler, usulsüzlükler, yolsuzluklar bağlamında tartışma konusu olmamalı.

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.