Reklamı Geç
YAZARLAR
Cildiye Doktorlarımıza Neler Oluyor?
Dr. Ercan ÖZÇELİK / Yazar, Eğitimci, Sağlık Yöneticisi
19 Mayıs 2025 - Pazartesi 20:46

Cildiye Doktorlarımıza Neler Oluyor?

Bugünlerde Türkiye'nin hemen her yerinde en zor bulunan Hekim randevusu nedir diye sorulacak olsa, Cildiye (Deri ve Zührevi Hastalıklar) denileceğini herkes öğrendi artık! Çünkü artan hastane sayısına, nüfusa veya talebe ters şekilde kamuda Cildiye doktorlarının sayısında anormal derecede azalma var! Koskoca İstanbul'da bile aylarca boş randevu bulunamıyor! Çünkü kamuda Cildiye Hekimi neredeyse kalmadı!


Sağlık alanında yapılan onca yatırıma ve gelişmeye rağmen, yaşanan bu durumun nedenlerini kısaca şöyle sıralayabiliriz:


1- En başından itibaren haksız ve çarpık bir hesap düzeniyle kurulan Sağlık Bakanlığı Döner Sermaye Sistemi hekim dışı personel için dayanılmaz haksızlıklarla devam ediyor. Hekim dışı personelin yaşadığı kronik haksızlığın dışında hekimler arasında da ameliyat gibi yüksek puanlı girişimsel işlemleri olmayan, çoğu kere yataklı tedavi ihtiyacı duymadan hizmet veren dahili branşlardan özellikle Cildiye Hekimleri bu çarpık sistemin Kunta Kinte'si gibi ötekileştirilmiş ve ödeme sisteminde daima gariban bırakılmıştır! Çünkü onların ameliyat gibi katma değerli rant paylaşımlı, bol medikal malzemeli eylemleri yok! Hastalarını tedavi etmek için genelde yatırmaya gerek duymuyorlar. Kuru maaş ve sabit ödemelerine ilaveten, muayenelerinden gelen puanları ile operatör veya girişimseli bol dahili branşlar gibi  yüksek skorlara ulaşmaları mümkün değil!


2- Son yıllarda artan estetik ve güzellik merkezlerinin işletilmesinde kritik yetkiler için gerekli olduğundan, Cildiye Hekimlerinin  cazip teklifler ile kamudan özele transferlerinde yüksek artışlar görülüyor. Kamunun kadir bilmez, para vermez tavrından usanan Cildiye Hekimleri, daha fazla saygı görüp haklarını alabildikleri özel sektöre geçmeyi tercih ediyorlar.


3- Cildiye Uzmanlığı için yeterli ve ihtiyaca uygun sayıda asistan kadrolarının ve eğitim kliniklerinin açılmaması. Cildiye Hekimlerinin sayısı hakkında güncel verilere maalesef ulaşamıyoruz. Sağlık Bakanlığının 2006 yılı verilerine göre 579'u SB kurumlarında olmak üzere toplam 1077 Cildiye Uzmanımız varmış. 19 yıl önceki sayılarla bugünü yorumlamak zor olsa da 2025 yılında TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) kontenjanı için sadece 50 asistan kadrosunun açıldığını biliyoruz. Son yıllarda şiddetle hissedilen eksikliğine rağmen, Cildiye Uzmanlığında kontenjan darlığına devam edilmesi nedendir?


Vücudumuzun her bir organı, sistemi ve dokusu elbette özel, mükemmel ve gerekli nitelikte yaratılmıştır. Diğerlerinin değerini düşürmeden cildimizin önemine değinmek zorundayız. Cildimizin korunma, sıcaklık kontrolü, duyu ve iletişim, metabolizmaya katkı gibi çok sayıda görev ve fonksiyonları vardır. Vücudumuzda olup biten hemen her türlü hastalık ve duyusal durumun tepkisini, etkisini, sonucunu cildimizden tespit ve takip edebiliyoruz. O yüzden, sırf girişimsel işlemleri fazla yok diye Cildiye Uzmanlarının kamuda garibanlaştırılmasına karşı çıkmalıyız.


Estetik ve güzellik kaygısı yaşayanlar maliyetine katlanarak, özel sektöre geçen Cildiye Hekimlerinden hizmet almaya devam edebilirler. Ama halkın sağlığına hizmet vermekle mükellef kamu kuruluşlarının, yeterli sayıda Cildiye Uzmanını istihdam etme ve memnuniyetle çalışma şartlarını sağlama sorumluluğu vardır.

 

Giderek kronikleşen Cildiye Uzmanı yetmezliğine karşı, Sağlık Bakanlığı hangi tedbirleri almalıdır dersek:


1- Cildiye Hekimlerinin Maaş + Sabit ödemelerine eklenecek olan teşvik ödemelerinin bir türlü çıtayı aşamayan muayene puanlarına göre değil, en az aynı hastanede işlem yapan operatör hekimlerin ortalama girişimsel işlem puanları seviyesinde verilmelidir. Uzatılmış poliklinik, hafta sonu polikliniği gibi uygulamalarda toplanan kendi puanları önceki ortalamayı geçtiği takdirde, farkı teşvik olarak ödenmelidir.


2-Müsait olan kamu hastanelerinde estetik ve güzellik birimleri kurularak; gerekli teçhizatla donatılmaları, makul oranlarda fark ödemesi alınarak SGK sigortalılarının veya Sağlık Turizmi hastalarının kozmetik sağlık hizmetlerinden yararlanabilme yolu açılmalıdır. Buralarda görev yapan Cildiye Hekimlerine, hastalardan alınan fark ödemeleri içinden teşvik payları verilmelidir.


3-İstanbul Bakırköy'de bulunan Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Devlet Hastanesi, ivedilikle Eğitim ve Araştırma Hastanesi yapılarak, Sağlık Bilimleri Üniversitesi akademik şemsiyesi altında Cildiye Uzmanlığı veren bir statüye kavuşturulmalıdır. Aynı şekilde, mevcut Cildiye Uzmanlığı veren üniversite ve eğitim hastanelerindeki kontenjanlar yeni eğitim klinikleri açılarak derhal yükseltilmelidir.


Sağlık sisteminde okyanusları aşacak yenilik ve yatırımlardan sonra, Cildiye Uzmanlarını küstürüp kamuda tercih edilmez kılan sığ derelerde boğulmanın, alemi var mı Allah aşkına?!

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

Yasal Hırsızlara Kim Dur Diyecek?
Mesele AF Değil, ADALET Talebi Anlamadınız mı?
Güvenlik Korucularını Lağvetmek Güvenli mi?
İklim Fitnesi Sona Ermedi, Hemen Gevşemeyelim!
Filistin’de Müslümanların, Türkiye’de Ailenin Çilesi Bitmiyor!
Mağdur Vefasızlığı
Gençlerimizi Kumardan Kim Koruyacak? Uzaylılar mı?
Afet ve Acil Durum Yönetiminde de Balık Baştan Kokmuş!
Eyvah! Yine “Aile Yılı” İlan Ettiler!
Vatandaşa Banknot Zulmü Neden Yapılıyor?
Doğruyu Söylemekle Doğruyu Yaşamak Aynı Şey Değildir!
Sağlık Sistemimizi Çökerten Taşeronlaşma ve Kışkırtılmış Talep Sorunları
Türkiye Varlık Fonu’nu Anayasamıza Uymaya Davet Ediyorum!
Anayasa Değişikliği Yapılacaksa İstediklerimiz ve İstemediklerimiz Nelerdir?
Devlet Memurlarının Talepleri Nelerdir?
İklim Dayatmalarını Ne Kadar Biliyoruz?
Çoktan Kaybettiğimiz Bir Cephe: #Pornografi
Siyonizmle Mücadele Helal Gıdadan Başlar!
Yargı Paketlerinde Neler Olmalıydı?
Karşılıksız Çeke Ceza Varsa, Karşılıksız Vaatlere de Olmalı!
Başıboş Köpekler İçin Kim, Ne Diyor?
Emeklilere Yapılan Haksızlıklar ve Sonuçları
Seçimleri #Önceİnsan Diyebilenler Kazansın!
CHP’de Özgür Özel Dönemi Nasıl Olur?
Aşk Olsun Sana HAMAS!
İhmal Edilen Kahramanlar-4: #İnfazKorumaMemurları
YÖK'e Yok Artık Demek Lazım!
Kimler Bakan OLMASIN?
Mağdur Zorbalığı
Bir İstihdam Hastalığı: #Çalışanİşsizler
İhmal Edilen Kahramanlar-3: #Assubaylar
İhmal Edilen Kahramanlar-2: #UzmanÇavuşlar
İhmal Edilen Kahramanlar-1: #GüvenlikKorucuları
Memurların Durumu Devletimize Yakışıyor mu?
EYT Yangınını SGK Personeli Nasıl Söndürsün?
Kamu Hizmetleri Çakma Kadrolarla Yürütülemez!
Bağ-Kur’lunun Çilesi Ne Zaman Bitecek?
Anne-Baba İle Yaşanan Her An Nimettir!
EYT Mevzusu Neden Bu Kadar Karıştı?
EMEĞİ KAMU SÖMÜRÜRİSE! BAŞKASINA NE DİYELİM?
Erkeklere Düşmanlığınızın Bir Ölçüsü Yok mu?
Zor Ama Haklı Bir Talep: #EhliyetAffı
Bütün kervanlar yolda düzülmek zorunda mı?
YÖK Mağduru Akademisyenler
Milli Eğitimin Akıl Almaz İhmali!..
Hayatta Başıboşluğa Yer Yoktur!
657’nin Kanayan Yarası: #YHS Personeli
Sağlıkta #İsraf Sorunlarımız
Anlaşılamayan Özel İnsanlarımız: #Disleksi
Sessiz İstifayı Biliyorduk!. Ya Sessiz Boşanma?!
Sinsi ve Kadim Düşmanımız: #İSRAF -1
Şimdi Gönül Köprülerini Onarma Zamanı!
Tasması Olmayan Her Köpek Başıboştur!
Ani Ölümleri Neden Sorgulamıyor ve Araştırmıyoruz?
Başıboş Köpek Terörünün Sorumlusu Belediyelerdir!
Devletimizi, Kendi Yumruğu ile Nakavt Ettirmeyelim!
#Sessizİstila: Gerçek mi, Proje mi, Paranoya mı?
İstanbul Sözleşmesinin Davası Bile Facia!
Krize Dönen Meselemiz: #BaşıboşKöpekler
İletişebildiğimiz Kadar Etkiliyiz!
Konuşulmayan Felaketimiz: #SütkardeşEvliliği
Süresiz Nafaka Sorununa Çözümler Hakkında
Yeni Bir Ramazan Ayına Daha Kavuşurken
Eğri Tezgâhtan Doğru Mamul Çıkmaz!
Boşanmanın Davası Olur mu?
Kadın-Erkek İlişkisinde Şiddetin Temelleri
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Esas Hedefi İslam’dır!
Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Ne Yapıyor?
28 Şubat Dönemi Geri Gelebilir mi?
Ümitvar Olalım, Güzel Gelişmeler de Var!
Bir Cinayetin Anatomisi, Algı ve Olgu Gerçeği
Hanımefendiler, Asıl Düşmanınız Kim Biliyor musunuz?
Yasalarla Çökertilen Aileyi Genelgeler Doğrultamaz!
İlköğretimde Sınıfta Kalma Geri Gelmelidir!
Bütün Suç Sabetaycılarda mı?
Mutlu Bir Evlilik İçin: Erkekler Söylesin! Kadınlar Göstersin!
“Kadına Pozitif Ayrımcılık” Erkeğe Zulmün Süslü İfadesidir!
Hastalıklarımızdan Dersimizi Alabiliyor muyuz?
Hayvan Hakları Yasası Değişti. Sorunlar Çözüldü mü?
Erkeklere Yönelik Şiddete Dur Diyecek Yok mu?
Kamuda Yeni Trend Örgütsel Mobbing mi Oldu?
Camdan Köşklerde Oturanlar, Başkasına Taş Atmasınlar!
Kuzuyu Kurda Teslim Eden Sistemden Hayır Gelir mi?
Orman Yangınları Bizi Nelerle Yüzleştirdi?
Erkeklerin Namus ve Şerefleri Kadınlara Emanettir!
Mutluluğun Sırrı Haddini Bilmekte Saklı!
Hayatımızdan Allah’ı Çıkardık, Nefsine Zulmedenlerden Olduk!
İstanbul Sözleşmesi Bitti. Şimdi Ne Yapmalıyız?
Neden Bütün Şerli Yollar İstanbul Sözleşmesine Çıkıyor?
Sağlık Personeli Neden Mutsuz ve Umutsuz?
Emekçilerin Baş Belası: Gelir Vergisi Matrahı
Allah Kimseyi Gördüğünden Geri Koymasın!
Modası Asla Geçmeyen Şeyler: Hamaset ve Cerbeze
İstanbul Sözleşmesi Ateşe Çağırıyor!
Ehliyet ve Liyakatten Neler Anlıyoruz?
Sadece Lafta Bıraktığımız Şeyler: Ehliyet ve Liyakat
Allah Adildir, Kullarının Çoğu Zalimdir!
Paradigmamızı Değiştirmemiz Lazım!
Ben Babamdan Öğrendim!
Başımızdaki Belaları, Aslında Biz Erkekler Çağırdık!
Kökü Kazınacak Geleneklerimiz de Var!
Neden #ÖnceAİLE Demeliyiz?
Süslü Kelimeler Acı Gerçekleri Kapatamaz!
Ben Babamı Değil, Kendimi Yıkadım Aslında