Yalnız Adam
Yalnız adam dik dik yürüyor, kısık gözle etrafını temaşa ederken bir yandan da yalnızlığını anlamaya çalışıyordu.
Yalnız adam Vatan caddesinde omzuna astığı yıllanmış deri çantası, elinde bir poşet kalabalıklar içinde kaybolup gitti.
Anlaşılmaya çalışmadı.
Anlatmaya çalıştı.
….“Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken söyleyemediğim ateşten kelimeleri….”
“…..Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili...."
Ve dünya sürgününü/yolculuğunu tamamladı.
Allah rahmet eylesin.
“Yalnız”lık “hiç”likle başlar!
“Hiç”lik hiç de kolay değildir.
Yalnızlık! Aslında anlaşılmaz ve ilk defa karşılaşılan bir durum da değildir.
İnsan doldukça, oldukça, “hiç”liğe erdikçe yalnızlık kaçınılmaz bir durumdur.
Yalnız adamın, yalnız ve dik adamlar bir bir zihninden geçmeye başlamıştı.
Yalnızlık kalabalıklar içinde yalnızlıktır.
Yalnız adamların öncelikli özellikleri “dik” likleri idi.
Sonra anlaşılamaz, oldukları idi.
YAZININ TAMAMI iÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-yalniz-adam-1116.html
|
||
|