Abdurrahman Dilipak: "Gençlerin İnançsızlık Sorunu, Uluslararası Sözleşmeler ve Aile Yapısının Tehlikeleri"
Gazeteci ve yazar Abdurrahman Dilipak, Muhammet Binici'nin "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikâyesi" adlı kitabının tanıtım programında yaptığı etkileyici konuşmada, günümüz gençliğinin inanç ve ahlaki değerlerden uzaklaşmasının nedenlerine değindi. Dilipak, Türkiye'deki aile yapısının korunması gerektiğini vurguladı ve uluslararası sözleşmelerin tehlikelerine dikkat çekti.
Dilipak, konuşmasına dinleyicilere sabrı hatırlatarak başladı ve örnek aldığı kişilerin sabırlı ve azimli olduğunu belirtti.
Abdurrahman Dilipak'ı tanıtan Muhammet Binici, büyük bir hayranlık ve saygıyla şu sözleri sarf etti: "Abdurrahman Bey, gece saat 03:00'e kadar serum takılıydı. Sağlık durumu, onu zorlamasına rağmen, şu an saat 17:00'de hala ayakta durarak ve tüm enerjisiyle burada bizimle bu azim ve inanca hayran olmamak elde değil. Bu salonun ve yurdun dört bir yanına yayılan bu mücadele ruhu, onun ne denli bir dava adamı olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlıyor. Rahatsızlığına rağmen uzun bir yolculuk yaparak aramıza katılması, davaya olan inancının ve adanmışlığının en büyük göstergesi. Dava adamı olmak, işte böyle bir fedakarlık ve kararlılık gerektiriyor," dedi.
Gençlerin Camiden Uzaklaşma Sebepleri
Dilipak, gençlerin camiye gitmemelerinin sebeplerini irdeledi. Televizyon, tablet, telefon ve bilgisayar gibi teknolojik cihazların çocukların zihin yapısını değiştirdiğini ve dini değerlerden uzaklaştırdığını belirtti. "Çocuklarımızın camiye gitmemesinin nedenlerini düşünmemiz gerekiyor," diyen Dilipak, bazı oyunların Kur'an-ı Kerim ve diğer kutsal kitapları hedef alarak çocukların dini algılarını bozduğunu ifade etti.
Aile ve Toplumun Sorumlulukları
Konuşmasında toplumsal sorunlara da değinen Dilipak, herkesin kendi sorumluluğunu yerine getirmediğini belirtti. "Hiçbirimiz sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmiyoruz. 'Küntü minezzalimin' bunu itiraf etmedikçe değişen bir şey olmayacak," diyerek ailelerin kendi rollerini gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, toplumsal değişimin ancak kişisel değişimle mümkün olabileceğini söyledi.
Uluslararası Sözleşmelerin Tehlikeleri
Dilipak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen ve İstanbul'da Birleşmiş Milletler Kalkınma Eşgüdüm Ofisi'nin kurulmasını öngören yasayı eleştirdi. Bu yasa ile Türkiye'nin uluslararası sistemle birlikte hareket etme iradesi gösterdiğini belirten Dilipak, "Biz burada ne konuşuyoruz? Cuma günü hangi karar alındı?" diyerek dikkat çekti. İstanbul Sözleşmesi ve Lanzarote Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmaların, ulusal hukukun üzerinde kabul edildiğini ve bu durumun Türkiye'nin aile yapısını tehdit ettiğini savundu.
Cinsiyet ve Kimlik Algısı
Dilipak, cinsiyet ve kimlik algısının değişmesine de değindi. Uluslararası sözleşmelerin cinsiyeti biyolojik ve ahlaki değerlerden bağımsız tanımladığını belirtti. "Artık biyolojik insanın son örneklerisiniz. Kafanıza çip takacağız, transhümanizm projesi sizsiz bir şeye dönüşecek," diyerek teknolojik müdahalelerin insan kimliğini nasıl değiştirebileceğini vurguladı.
Dilipak, konuşmasını toplumsal sorunların çözümünün aileden başladığını belirterek bitirdi. "Söyleyecek çok şey var. Bu kadar yeter. Sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim," diyerek dinleyicilere teşekkür etti.
Abdurrahman Dilipak'ın bu etkileyici konuşması, gençlerin inançsızlık sorununu, uluslararası sözleşmelerin tehlikelerini ve aile yapısının korunmasının önemini vurgulayan çarpıcı mesajlar içeriyor. Dilipak, toplumsal değişim için bireysel sorumlulukların yerine getirilmesi gerektiğini belirterek, ailelerin ve toplumun üzerine düşen görevi yapması gerektiğini hatırlattı.
Hepsi & Daha Fazlası İçin
|
||
|