Prof. Dr. Esat Arslan'ın Programa Katılamaması ve  Muhammet Binici'nin Eserinin Tanıtımı: Duygusal Anlar ve Akademik Destek Muhammet Binici, "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikayesi" adlı eserinin tanıtım programında, E. Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan'ın katılamayışını ve video göndermesini açıkladı. İşte programda yaşananlar ve ardından gelişmeler: HABERİN VİDEOSU Programda, Binici'nin eserinin eşcinsellik ve psikolojik rahatsızlık kavramlarına getirdiği yeni bakış açısı üzerine akademik konuşmalar yapıldı. Ancak Prof. Dr. Esat Arslan'ın programda olmaması, duygusal bir hava oluşturdu. Muhammet Binici, Prof. Dr. Esat Arslan'ın programdaki katılamayışının ardındaki sebepleri bürokrasideki aksaklıklar ve bazı uygulamalara bağladı. Arslan'ın, gazilik unvanına sahip olduğunu ve bedensel olarak bu vatan toprakları için büyük bir fedakarlıkta bulunduğunu vucudunun altı parçasını gözünü kırpmadan verdiğini vurgulayarak, gazilik hakkından doğan işe yerleştirme prosüdürünün eşine devredilmesini isteyerek eşinin yakın bir üniversitede profesör olarak atanmasını talep ettiğini ifade etti. Ancak, Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan'ın bu talebine karşılık olarak, Aile Bakanlığı Şehit/Gazi Derneği Başkanlığı'nın İstanbul Üniversitesi'ne evrak memuresi olarak atanabileceği yönünde bir yanıt verildi. Tüm Balkan dillerini bilen ve konuşan eşi Prof. Dr. Sevin Arslan'ın ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'ndaki Müdür görevine atanmaması ve hatta bu konuda herhangi bir cevap dahi alamaması, Binici tarafından kabul edilemez bir durum olarak nitelendirildi. Binici, Arslan'ın eşinin Adana'da, kendisinin ise İstanbul'da olması her iki profesörün bu durumunun hem akademik işlerin yürütülmesini zorlaştıracağını hem de ailenin bu sebeplerden dolayı ayrı kalmak zorunda olduğunu belirtti. Arslan'ın 10-11 yaşındaki çocuğunu ayda bir veya bazen iki ayda bir görebildiğini vurgulayarak, bu durumun kabul edilebilir olmadığını ve ailelerin bu uygulamalar nedeniyle parçalandığını ifade etti. Binici, yetkilileri göreve davet ederek, bu tür durumların düzeltilmesi gerektiğini vurguladı. Arslan, programa katılamasa da, video mesajıyla destek verdi. Mesajında, Binici'nin eserini önemsediğini ve gelecek nesiller için anlamlı bir çalışma olduğunu vurguladı. Binici'ye teşekkür ederek, emeğinin boşa gitmeyeceğine inandığını ifade etti. Program, duygusal anların yaşandığı ve akademik destekle birlikte duygusal bir atmosferde geçti. Binici'nin "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikayesi" adlı eserine Arslan'ın desteği ve duygusal katkısı programa ayrı bir anlam kattı.   Bu etkinlik, sadece bir kitap tanıtımı değil, aynı zamanda eşcinsellik ve toplumsal sorunlara karşı mücadelede birlik ve dayanışmanın önemini vurgulayan bir platform oldu. Gelişen olaylar, akademik çevrelerin dışında toplumsal farkındalık ve dayanışmanın her alanda ne kadar hayati olduğunu gösterdi. Bu durum, eşcinsellik gibi dayatılan ve benzeri konularda toplumun her kesiminin bir araya getirerek hep birlikte el birliği ile çözüm üretebileceği bir potansiyelin olduğunu gösterdi. 

Prof. Dr. Esat Arslan'ın Programa Katılamaması ve 
Muhammet Binici'nin Eserinin Tanıtımı: Duygusal Anlar ve Akademik Destek


Muhammet Binici, "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikayesi" adlı eserinin tanıtım programında, E. Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan'ın katılamayışını ve video göndermesini açıkladı. İşte programda yaşananlar ve ardından gelişmeler:

HABERİN VİDEOSU



Programda, Binici'nin eserinin eşcinsellik ve psikolojik rahatsızlık kavramlarına getirdiği yeni bakış açısı üzerine akademik konuşmalar yapıldı. Ancak Prof. Dr. Esat Arslan'ın programda olmaması, duygusal bir hava oluşturdu.

Muhammet Binici, Prof. Dr. Esat Arslan'ın programdaki katılamayışının ardındaki sebepleri bürokrasideki aksaklıklar ve bazı uygulamalara bağladı. Arslan'ın, gazilik unvanına sahip olduğunu ve bedensel olarak bu vatan toprakları için büyük bir fedakarlıkta bulunduğunu vucudunun altı parçasını gözünü kırpmadan verdiğini vurgulayarak, gazilik hakkından doğan işe yerleştirme prosüdürünün eşine devredilmesini isteyerek eşinin yakın bir üniversitede profesör olarak atanmasını talep ettiğini ifade etti. Ancak, Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan'ın bu talebine karşılık olarak, Aile Bakanlığı Şehit/Gazi Derneği Başkanlığı'nın İstanbul Üniversitesi'ne evrak memuresi olarak atanabileceği yönünde bir yanıt verildi. Tüm Balkan dillerini bilen ve konuşan eşi Prof. Dr. Sevin Arslan'ın ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'ndaki Müdür görevine atanmaması ve hatta bu konuda herhangi bir cevap dahi alamaması, Binici tarafından kabul edilemez bir durum olarak nitelendirildi.

Binici, Arslan'ın eşinin Adana'da, kendisinin ise İstanbul'da olması her iki profesörün bu durumunun hem akademik işlerin yürütülmesini zorlaştıracağını hem de ailenin bu sebeplerden dolayı ayrı kalmak zorunda olduğunu belirtti. Arslan'ın 10-11 yaşındaki çocuğunu ayda bir veya bazen iki ayda bir görebildiğini vurgulayarak, bu durumun kabul edilebilir olmadığını ve ailelerin bu uygulamalar nedeniyle parçalandığını ifade etti. Binici, yetkilileri göreve davet ederek, bu tür durumların düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.

Arslan, programa katılamasa da, video mesajıyla destek verdi. Mesajında, Binici'nin eserini önemsediğini ve gelecek nesiller için anlamlı bir çalışma olduğunu vurguladı. Binici'ye teşekkür ederek, emeğinin boşa gitmeyeceğine inandığını ifade etti.

Program, duygusal anların yaşandığı ve akademik destekle birlikte duygusal bir atmosferde geçti. Binici'nin "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikayesi" adlı eserine Arslan'ın desteği ve duygusal katkısı programa ayrı bir anlam kattı.

 

Bu etkinlik, sadece bir kitap tanıtımı değil, aynı zamanda eşcinsellik ve toplumsal sorunlara karşı mücadelede birlik ve dayanışmanın önemini vurgulayan bir platform oldu. Gelişen olaylar, akademik çevrelerin dışında toplumsal farkındalık ve dayanışmanın her alanda ne kadar hayati olduğunu gösterdi. Bu durum, eşcinsellik gibi dayatılan ve benzeri konularda toplumun her kesiminin bir araya getirerek hep birlikte el birliği ile çözüm üretebileceği bir potansiyelin olduğunu gösterdi.