Muhammet Binici'nin "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikâyesi" Eserinin Tanıtım Programında Müfid Yüksel'den Çarpıcı Açıklamalar   Muhammet Binici’nin "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikâyesi" adlı kitabının tanıtım programı geçtiğimiz günlerde büyük bir ilgiyle gerçekleştirildi. Programda konuşmacı olarak yer alan ünlü sosyolog ve yazar Müfid Yüksel, toplumsal yapıya dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.   Aile Yapıları ve Bireyselleşme Üzerine Düşünceler   Konuşmasına, aile yapılarının sosyolojik boyutlarına değinerek başlayan Yüksel, modern toplumlarda aile dinamiklerinin nasıl değiştiğini ve bireyselleşmenin artışını vurguladı. Yüksel, "Batıda gelişen aydınlanmacı düşünce tarzı ve 19. yüzyılda yükselen materyalizm ve pozitivizm, toplumsal yapıyı derinden etkiledi. Bu gelişim, aile yapılarında da köklü değişikliklere yol açtı," dedi. Geniş Aileden Çekirdek Aileye, Oradan da Bireyselleşmeye Yüksel, geçmişte geniş aile sisteminin yaygın olduğunu, üç kuşağın bir arada yaşadığı aile modelinin zamanla çekirdek aileye dönüştüğünü ifade etti. Modern konut sistemlerinin ve toplumsal değişimlerin çekirdek aileyi teşvik ettiğini belirterek, bu sürecin bireyselleşme ile sonuçlandığını söyledi. "Eskiden dede, nine, baba, anne ve çocuklar bir arada yaşardı. Ancak modern toplumda bu yapı çekirdek aileye ve sonunda bireyselleşmeye evrildi," diye ekledi.   Z Kuşağının Yabancılaşması ve Sosyal Medyanın Etkisi   Sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisine de değinen Yüksel, sanal dünyada varlık gösteren gençlerin aile bireylerine yabancılaştığını belirtti. "Sosyal medya, gençleri sanal dünyada varlık göstermeye itiyor, bu da gerçek dünyada aile bireylerine karşı yabancılaşmaya yol açıyor," dedi. Yüksel, bu durumun Z kuşağı ile birlikte daha belirgin hale geldiğini ve yeni bir neslin ortaya çıktığını ifade etti.   Müslüman Toplumların Entellektüel Altyapısı ve Cevap Arayışları   Müfid Yüksel, Müslüman toplumların bu değişimlere yeterince cevap veremediğini ve entelektüel altyapının zayıfladığını vurguladı. "Özellikle dini cemaatler, Z kuşağına hitap etmekte zorlanıyor. Bu bağlamda, entelektüel altyapının yeniden oluşturulması büyük önem taşıyor," şeklinde konuştu.   Konuşmanın Sonunda İmana Dayalı Entelektüel Yapının Gerekliliği   Konuşmasını bitirirken Yüksel, imana dayalı bir entelektüel yapının inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi. "Aydınlanmacı düşüncenin etkilerini anlayabilmemiz ve buna karşı savunma hatları oluşturabilmemiz için, imana dayalı bir entelektüel yapının inşa edilmesi gerekiyor," diyerek konuşmasını tamamladı.   Program sonunda Müfid Yüksel, dinleyicilerden büyük alkış aldı ve katılımcılarla kısa bir söyleşi gerçekleştirdi. Muhammet Binici’nin yeni eseri "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikayesi" de okuyucular tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.

Muhammet Binici'nin "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikâyesi" Eserinin Tanıtım Programında Müfid Yüksel'den Çarpıcı Açıklamalar
 

Muhammet Binici’nin "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikâyesi" adlı kitabının tanıtım programı geçtiğimiz günlerde büyük bir ilgiyle gerçekleştirildi. Programda konuşmacı olarak yer alan ünlü sosyolog ve yazar Müfid Yüksel, toplumsal yapıya dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
 

Aile Yapıları ve Bireyselleşme Üzerine Düşünceler
 

Konuşmasına, aile yapılarının sosyolojik boyutlarına değinerek başlayan Yüksel, modern toplumlarda aile dinamiklerinin nasıl değiştiğini ve bireyselleşmenin artışını vurguladı. Yüksel, "Batıda gelişen aydınlanmacı düşünce tarzı ve 19. yüzyılda yükselen materyalizm ve pozitivizm, toplumsal yapıyı derinden etkiledi. Bu gelişim, aile yapılarında da köklü değişikliklere yol açtı," dedi.

Geniş Aileden Çekirdek Aileye, Oradan da Bireyselleşmeye

Yüksel, geçmişte geniş aile sisteminin yaygın olduğunu, üç kuşağın bir arada yaşadığı aile modelinin zamanla çekirdek aileye dönüştüğünü ifade etti. Modern konut sistemlerinin ve toplumsal değişimlerin çekirdek aileyi teşvik ettiğini belirterek, bu sürecin bireyselleşme ile sonuçlandığını söyledi. "Eskiden dede, nine, baba, anne ve çocuklar bir arada yaşardı. Ancak modern toplumda bu yapı çekirdek aileye ve sonunda bireyselleşmeye evrildi," diye ekledi.
 

Z Kuşağının Yabancılaşması ve Sosyal Medyanın Etkisi
 

Sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisine de değinen Yüksel, sanal dünyada varlık gösteren gençlerin aile bireylerine yabancılaştığını belirtti. "Sosyal medya, gençleri sanal dünyada varlık göstermeye itiyor, bu da gerçek dünyada aile bireylerine karşı yabancılaşmaya yol açıyor," dedi. Yüksel, bu durumun Z kuşağı ile birlikte daha belirgin hale geldiğini ve yeni bir neslin ortaya çıktığını ifade etti.
 

Müslüman Toplumların Entellektüel Altyapısı ve Cevap Arayışları
 

Müfid Yüksel, Müslüman toplumların bu değişimlere yeterince cevap veremediğini ve entelektüel altyapının zayıfladığını vurguladı. "Özellikle dini cemaatler, Z kuşağına hitap etmekte zorlanıyor. Bu bağlamda, entelektüel altyapının yeniden oluşturulması büyük önem taşıyor," şeklinde konuştu.
 

Konuşmanın Sonunda İmana Dayalı Entelektüel Yapının Gerekliliği
 

Konuşmasını bitirirken Yüksel, imana dayalı bir entelektüel yapının inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi. "Aydınlanmacı düşüncenin etkilerini anlayabilmemiz ve buna karşı savunma hatları oluşturabilmemiz için, imana dayalı bir entelektüel yapının inşa edilmesi gerekiyor," diyerek konuşmasını tamamladı.
 

Program sonunda Müfid Yüksel, dinleyicilerden büyük alkış aldı ve katılımcılarla kısa bir söyleşi gerçekleştirdi. Muhammet Binici’nin yeni eseri "Ben Kimim? Silik Yüzlerin ve Kanadı Kırık Kuşların Hikayesi" de okuyucular tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.