Reklamı Geç
HABER DETAY
Sykes Picot Anlaşması ve Chatham House; Her taşın altından İngiltere çıkıyor!
Gazeteci Yazar Halis Özdemir Yazdı!.. "Sykes Picot Anlaşması ve Chatham House; Her taşın altından İngiltere çıkıyor!"
25 Mayıs 2024 - Cumartesi 10:48
GÜNDEM
Sykes Picot Anlaşması ve Chatham House; Her taşın altından İngiltere çıkıyor!
 
Ülkelere Hakimiyet Entrikaları 
 
Sykes Picot Anlaşması!
 
“Sykes-Picot Antlaşması, 16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya İmparatorluğu ve Fransa arasında yapılan, daha sonra Rusya'nın da katıldığı Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır. Antlaşma 1917'de Rusya'da iktidarı ele geçiren yeni Sovyet Hükümeti tarafından ifşa edilmiştir. Sykes-Picot gizli planlamasının en önemli konularından birisi de Kıbrıs konusudur…”
 
 
İsrail devletinin kurulmasına öncülük eden, Sykes Picot haritalarını çizerek Osmanlı’yı yıkan ve Sevr’i planlayan “yuvarlak masacılar”dı. 
 
Bu masanın adı daha sonraları “Kraliyet Uluslararası Enstitüsü” olarak değişmiş, sonrasında bu masa resmi bir kuruluşa dönüştürülmüş ve 2004’de “Chatham House” adını almıştır.
 
Chatham House/Kraliyet Uluslarası İlişkiler Enstitüsü;

“Chatham House veya diğer adıyla Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, 1920'de kurulan, dünya çapındaki güncel meseleleri analiz etmek amacıyla hareket eden, Londra merkezli düşünce kuruluşudur.”

Bu kuruluş kapalı kapılar ardında tüm dünyanın haritalarının çizilmesi, savaşların tartışılıp planlamasının yaptırılıyor olmasıdır. 

Chatham House’da yapılan çalışmalar her ne kadar “halka açık” söylemi geliştirmiş olsa da  tabiatı gereği faaliyetleri çok gizli yürütülür.
 
Chatham House ve Exeter Üniversitesi

Chatham House aynı zamanda İngiltere’nin Exeter şehrinde bulunan Exeter Üniversitesi ile de yakın bağlantı halindedir. Bu üniversitenin özellikle üçüncü dünya ülkelerine siyasetçi, idareci, gazeteci vb etkin olmak üzere eleman yetiştirdiği artık herkesin malumudur. Exeter mezunları arasında devletin en tepesinde görev alanlar vardır.

Exeter Üniversitesi’nin faaliyetleri arasında yabancı ülkelerden birçok kişiye burs vermesi de bu kuruluşun ne denli aktif, planlı ve sürekli faaliyet yürüttüğünün göstergelerinden biridir.
Exeter Üniversitesi’nden mezun olan veya doktorasını burada yapan kişilere “yürü ya kulum” deniliyor ve özellikle İslâm ülkelerinde önemli ekonomik ve siyasi kuruluşların başında veya devlet görevlerinde görmek mümkün oluyor.

İslâm Kalkınma Bankası’nın bütün önemli yöneticileri Exeter Üniversitesi’nde yüksek lisans veya doktora yapanlardan olması çok ilginç değil mi?

Elbette Exeter Üniversitesi de şekil veremediği, tesir edemediği, üretim amacı dışında kalmış Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi zaman zaman, “bozuk üretim(!)” vardır.

Chatham House’nın gizemi!
 
Chatham House’da konuşulanlar Chatham House’da kalıyor ve Ortadoğu bu masanın etrafında oturanlar tarafından şekillendiriliyor. 
 
Türkiye’den Chatham House’a kimler gitmiş diye merak edenler bu gün devletin en tepesine veya siyasetin en tepesine olduğu gibi basının ve bazı STK’lara yerleşenlerin arasında arasınlar. Arasınlar da kim kimdir! Kim kiminledir öğrensinler. Orada ummadıkları ve çok güvendikleri önem atfettikleri şahısları görecekler, o zaman gördükleri karşısında küçük dillerini yutacaklarından emin olabilirler! 
 
15 Temmuz’un ayrıntılarına dair!
 
Çok önemli bir ayrıntı daha, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İngiliz derin devletinin donanması gizlice kıyılarımıza yanaştığı daha sonraları basına sızmıştır!
15 Temmuz darbe girişiminin  arkasındaki üst aklın İngiliz derin devleti olduğu da artık bilinen bir durumdur.
 
Her planın arkasında İngiliz derin devleti olduğuna dair değerlendirmelere karşı İngiltere Büyükelçisi Richard Moore twitter hesabından verdiği cevapta ilginç ve pervasız bir eda ile; “daha yeni mi anladınız?” diyebilme hadsizliği ve pişkinliğini göstermiştir!
 
KRALİÇENİN TÜRKİYE ZİYARETİ 
 
Adam sende Kraliçe öleli çok oldu diyenlerinizi duyar gibiyim! Kraliçe ölür ölmesine de İngiliz devlet aklı, İngiliz planları ölmez!
 
Olan biteni çok iyi analiz etmek boynumuzun borcudur. 
Şeytanın planının detaylarda yattığını da aklımızdan çıkarmadan!

Öncelikle şunu belirtmeliyim, elbette konumuz ne Sayın Abdullah Gül’ün şahsı veya adı geçen şahıslar değil! Konumuz devleti yönetenlerin, yönetmeye talip olanların öne çıkarılanların adı Ahmet, Mehmet olmasından ziyade uluslararası kadim organizasyonların devlet yönetimine ilgisi, faaliyetleri ve yöneteceklere etkileridir.
 
Hatırlayacağınız gibi; 2016 yılında Kayseri’de Abdullah Gül Üniversitesi kampüsünde Abdullah Gül adına bir müze açıldı. Müzesi’nin açılışına Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, çok sayıda eski ve yeni milletvekili katıldı. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Afganistan’ın eski Devlet Başkanı Hamid Karzai, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder de törene katılanlar arasında yer aldı. Oldukça ilginç konuklar arasında o tarihlerde İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi olan Richard Moore’un da bulunması basında yer almıştı.
 
İşin ilginç ve gözlerden kaçan bir yanı ise; İngiltere Büyükelçisi Richard Moore’un 15 Temmuz darbesinden sonra Kayseri’yi üçüncü kere ziyaret etmesidir.
 
Hatırlanacağı gibi Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül 2008’de İngiltere Kraliçesi tarafından “Büyük Şövalye” nişanı ile ödüllendirilmişti. Bununla da kalmayıp, Abdullah Gül 2010 yılında Kraliyet Uluslararası İlişikler Enstitüsü’ne yani Chatham House’a, “Chatham House” Ödülünü almak üzere İngiltere’ye gitmişti.
 
Başka bir önemli detay vardı, Türkiye’nin Cumhurbaşkan’ı Abdullah Gül’e bu ödülün Anadolu’nun İngiliz işgalinin yıldönümünde verilmiş olmasıydı!
 
İlginç ve tarihi detaylar bununla elbette sınırlı değildi 2008 yılında Abdullah Gül’e “Büyük Şövalye Nişanı” takmak için gelen Kraliçe Elizabeth’in gemisi MMS Illustrious, Türk karasularına Türk bayrağı takmadan girdiği basına yansımıştı.
 
Kraliçenin gemisi 1918’de İstanbul’u işgal etmek üzere Türkiye’ye gelen İngiliz gemisi ile tam aynı yere demirlemesi tesadüf olabilir mi diye değerlendirmeler yapılmıştı. Bu gemide bir de askeri tören düzenlendiği, düzenlenen törene sayın Abdullah Gül ve eşi ile birlikte Egemen Bağış, Cüneyd Zapsu ve Ali Babacan’ın da katıldıkları konuşuluyordu.
 
Bizim konumuz adı geçen politikacılar elbette değildir. Bizim üzerinde durduğumuz Türkiyenin yönetiminde bulunmalarıdır. 
 
Sahi Türkiyenin yönetiminde kim ne kadar etkili ve kimin Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olduklarına, olmak isteyenlere bir de bu plan çerçevesinde bakmak gerekmez mi?
 
Exeter Üniversitesi’nin tezgahından  kimler geçmiş, kimler mezun ve halen yönetimde etkileri nelerdir? Bakmak gerekmez mi?!
 
Yapılanlara bakınca bu acı, dehşetengiz soruyu sormadan geçemiyoruz!
 
Adınız
Yorumunuz
Yusuf Akdoğan - 25 Mayıs 2024  
Eeeee.. Ben boşuna demiyorum adı geçen kişiler için ˮKraliçenin askerleriˮ bunlar diye..