Algıların Köpek Dansı: Adalet ve Sorumluluk Arasındaki İnce Çizgi
İnsan Hayatı Üzerine Sorumluluk ve Adalet
Dün, bir evladımızın yaşadığı korkunç trajediyi sosyal medyada gördüm. Bir köpeğin saldırısına uğrayarak yüzü parçalanan bu masum yavrumuz, yaşadığı acının etkisiyle gözlerini bile açamıyordu. Hayvanın saldırısı sonucu sakat kalan, hatta parçalanarak yenen bu vatandaşımızın acısı ve acımız tarifsiz ancak daha da üzücü olanı, bu trajedinin ardından ortaya çıkan adaletsizlik ve sorumsuzluk.
Bir kesim, insanlara saldıran köpeğin itlaf edilmesinin "din de yeri yok" olduğunu savunurken, kendilerini daha medeni olarak tanıtanlar ise “çağdaşlık” kisvesi altında “bu devirde köpek uyutulur mu?" diyerek köpeklere dokunulmaması gerektiğini öne sürüyorlar. Ancak her iki tarafın da ürettiği bu algılar, aslında tek bir elden yönetiliyor ve gerçek sorunun üzerini örtmeye çalışıyor.
Günümüzde karşılaştığımız zorlu ve sorunlu bir gerçek var: insan hayatının kutsallığına olan saygı ve adalet duygusu, üç-beş makam sahibi sorumsuzların çıkar hesapları ve duyarsızlıklarıyla gölgeleniyor. Hemen hemen her gün bir evladımızın köpek saldırılarında yüzü parçalanıyor hayatları son buluyor. O masum yavrucakların acı dolu hali, hayatlarını kaybeden evlatlarımızın ailelerinin hali yürekleri dağlıyor. Ancak ne yazık ki, adalet ve sorumluluk duygusu yerini çıkar hesaplarına bırakıyor. Bazıları, maddi çıkarlar uğruna insan hayatını tehlikeye atıyorlar. Bir avuç insanın kazancı için masum canların parçalanmasına göz yumulması, vicdanları/vicdanlarımızı sızlatıyor.
Kadim tarihimizde herkesin beğendiği takdir ettiği liderler vardır; bunlar içerisinde M. Kemal Atatürk’ü beğenip takdir eden ve örnek kabul edenler, onun insanlara saldıran huysuzluk yapan kendi köpeğini itlaf ettirerek ve bu durumda olan diğer köpekleri de aynı şekil itlaf edilmesini emredip kanun çıkararak insan hayatına ve güvenliğine verdiği değeri görmelidirler.
Kadim tarihimizin liderleri bir tarafa, âlemlere rahmet olarak gönderilen iki cihan güneşi ebedi şefaatçimiz yüce Mevla’mızın habibi edibi Hz. Muhammed (sav) efendimiz döneminde de benzer bir olay yaşanmış, adaletin gereğini yerine getirerek insan hayatını ve toplumu korumuştu. Hem tarihi liderlerin attığı adımlar, hem de sevgili peygamberimiz insan hayatının kutsallığını ve adaletin önemini vurgulamıştı.
Tarihimizin adalet ve insan sevgisi ile yoğrulmuş birçok liderleri var; onların izinden gitmek, bugünün en önemli gerekliliği. İnsan hayatını korumak, adaleti sağlamak ve sorumluluk almak, sadece geçmişin değil, bugünün ve geleceğin de en büyük ihtiyacıdır. Bu değerlere sahip çıkmalı, adaletin ve insanlığın sesi olmalıyız.
Hiçbir hayvan, insan hayatından daha değerli değildir. Çocuklarımıza, yaşlılarımıza, tüm vatandaşlarımıza musallat olan tehlikeler ne olursa olsun durdurulmalıdır. Adalet ve insan sevgisi yolunda kararlılıkla ilerlemeli, insan onurunu her zaman savunmalıyız. Bu, sadece geçmişimize olan borcumuz değil, geleceğe olan sorumluluğumuzdur.
Ezcümle, psikolojik rahatsızlığı olan insanlar gibi, psikolojik rahatsızlığı olan köpekler de var. Bir kız çocuğuna 13 kişi tecavüz eden insanlara aslında ne yapılması gerekiyorsa, (idam) masum çocuklarımızı ve vatandaşlarımızı hedef alan bir köpeğe de aynısı (itlaf) yapılmalıdır. Bu trajedi dolu durumlarda, adaletin yetersizliği ve insanlığın çaresizliği ortaya çıkıyor. Her iki durumda da, suçun ağırlığına bakılmaksızın, masumların acısına son vermek için ciddi ve etkili adımların atılması gerekiyor.
Bu tür suçlar için idam ise “idam!..”
Masum insanların hayatına zarar veren başıboş köpekler veya vahşileşen, canavarlaşan insanlar da adalet eliyle ortadan kaldırılmalıdır. Bu tür tehlikelerle başa çıkabilmek için etkili ve caydırıcı adımlar atılmalıdır.
Selam ve dua ile sağlıcakla kalın…
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-cocuklar-neden-camiye-gitmek-istemiyor-1031.html
|
||
|