Muhammet Binici ve Prof. Dr. Burhanettin Can'dan Çarpıcı İstanbul Sözleşmesi Analizi
Türkiye'de İstanbul Sözleşmesi'nin aileyi ifsat ettiğini 2018’de Türk televizyonlarında ilk olarak gazeteci, yazar ve program yapımcısı Muhammet Binici, SEKAM Prof. Dr. Burhanettin Can'ın yaptığı araştırmayla gündeme getirmişti. Binici, Türk televizyonlarında ilk olarak bu konuyu ekranlara taşıyarak SEKAM/Prof. Dr. Burhanettin Can'ın verilerini kamuoyuyla paylaşmıştı:
İzlanda ve Türkiye Aile Yapısının Karşılaştırılması: İstanbul Sözleşmesi'nin Etkileri
Binici'nin aktardığına göre, İzlanda'da çocuksuz evli çiftlerin oranı 37,4 olarak belirlenirken, Çocuklu evli çiftlerin oranı 29.7, çocuksuz birlikte yaşayanların oranı 4.2, çocuklu birlikte yaşayanlar 12.6, Anne ile yaşayan çocuk 14.8, baba ile yaşayan çocuk oranı 1.4 olarak tespit edildi. İzlanda'da intihar oranlarına baktığımızda ise o tarihte 11.5 olduğunu görüyoruz. Türkiye'de ise intihar oranı o dönemde 1'in altındaydı, hatta 0.01 civarındaydı. Türkiye İstanbul Sözleşmesi'ni imzaladığında aile yapısında yaşanan değişimlerin İzlanda ile kıyaslanabilir bir seviyede olduğu öne sürüldü.
İstanbul Sözleşmesi ve Aile Refahı: Gerçek Durum Ne?
O dönemde SÖZ Meydanı programında İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye'deki aile refahı üzerindeki etkileri sorgulandı. Binici, Avrupa standartlarına göre Türkiye'nin aile refahının daha iyi olduğunu ifade ederken, Prof. Dr. Burhanettin Can'ın verileriyle aile üzerindeki ifsadın sonuçların ve gerçekliği araştırıldı.
İzlanda'da ve Türkiye'de Evlilik Dışı Doğum Oranlarının Karşılaştırılması
İzlanda'da evlilik dışı doğum oranının 1950'de 25.3 olduğu ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasıyla bu oranın dramatik bir şekilde artarak 2011'de 65'e yükseldiği belirlendi. Bu veriler, İstanbul Sözleşmesi'nin aile yapısı üzerindeki etkilerini sorgulamak adına dikkat çekici bir perspektif sundu.
Ayrıca Avrupa’nın tamamının aile karnesi İzlanda’dan farksız!..
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'ne Bakışı ve Siyasi Kararlarının Değerlendirilmesi
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'ni imzalaması sonrasında alınan siyasi kararların aile yapısına etkileri derinlemesine incelenerek Binici'nin tarafından ekranlara taşınan verilerin ve bu kararların Türkiye'nin aile yapısını nasıl etkilediğini ve gelecekte ne gibi sonuçlar doğurabileceğini anlamak adına 2018 yılında önemli bir referans noktası oluşturmuştu.
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'ni imzalaması sonrasında alınan siyasi kararların aile yapısına etkileri derinlemesine incelenerek, o dönemde ekranlara taşınan veriler ve yapılan analizler, Türkiye'nin aile yapısını ve toplumsal dokusunu nasıl etkilediğini gözler önüne sermişti. Binici'nin öncülüğünde sunulan bu veriler, Türkiye'nin gelecekte ne gibi sonuçlarla karşılaşabileceği konusunda önemli bir referans noktası oluşturmuştu.
Günümüz Türkiye'sine gelindiğinde ise, o dönemde yapılan eleştiriler ve uyarıların ne kadar haklı olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor. Toplumsal yapıdaki değişimlerin, ailenin temel değerlerine ve birliğine olan etkileri giderek daha belirgin hale geliyor. Bu durum, geçmişte dile getirilen endişelerin ne denli gerçekçi olduğunu ortaya koyuyor ve Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek önemli bir tartışma konusu haline geliyor.
Ancak, bu durum aynı zamanda geleceğe umutla bakma ve toplumsal değerlerimizi koruma konusundaki kararlılığımızı artırma fırsatı da sunuyor. Geçmişten dersler çıkararak, aile kurumunun sağlam temeller üzerine yeniden inşa edilmesi ve toplumun her kesiminin hak ve değerlerinin korunması için adımlar atılabilir. Bu, Türkiye'nin daha adil, daha sağlıklı ve daha güçlü bir geleceğe doğru ilerlemesine olanak sağlayacaktır.
|
||
|