Gazeteci yazar Halis Özdemir "Başka Türkiye Yok: Kilise Saldırısı ve Yabancılar Meselesi" başlıklı bu haftaki köşe yazısında,
Türkiye'de yaşanan kilise saldırısı ve yabancıların ülkemize olan etkisi üzerine odaklanıyor. Özdemir, terör eylemlerinin Türkiye'nin huzurunu bozduğunu ve ülkenin demografik yapısının kontrolsüz bir şekilde değişmesinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin altını çiziyor. Ayrıca, yabancı işçilerin ülkeye olan etkileri ve bu konudaki sorunları da ele alan yazarımız, milli meselelerin partiler üstü olduğunu ve doğru kararlar alınması gerektiğini savunuyor. İşte Halis Özdemir'in "Başka Türkiye Yok: Kilise Saldırısı ve Yabancılar Meselesi" başlıklı o yazısı!..
Başka Türkiye Yok: Kilise Saldırısı ve Yabancılar Meselesi
17 Ocak 2017'de Reina adlı gece kulübünü kan gölüne çeviren saldırgan kimdi ve hangi ülke vatandaşıydı? Hatırladınız mı? 28 Ocak 2024'te kiliseye saldıranlar hangi ülke vatandaşları çıktı? Emniyet güçlerimiz, kilisede terör eylemi düzenleyenleri 24 saat içinde yakaladı. Tebrik ederiz.
Türkiye'yi terörize etmek ve kaos çıkarmak kimin işine yarar? Ülkelerin demografik yapısı kontrolsüz ve dengesiz değişime uğrarsa, terör, uyuşturucu ve yasa dışı faaliyetlere zemin hazırlanır; huzur ortamı bozulur. Allah korusun, kaos hakim olabilir!
Türkiye, yol geçen hanı değildir! Suriye'den, Irak'tan, İran'dan, Mısır'dan, Sudan'dan, Ukrayna'dan, adını bilmediğimiz Afrika ülkelerinden, Yemen'den, Afganistan'dan hatta Ermenistan'dan ülkemize gelip burada çalışan, yerleşen ve hatta evlenip çoluk çocuğa karışan yabancı nüfus ne kadardır? Bilmiyoruz. Aynı şekilde, Türkiye'ye gelip yerleşmiş ve iş yeri açmış komşu ülkelerden gelen nüfusun ne kadar olduğunu da bilmiyoruz. Bu rakamın 8 ila 10 milyon civarında olduğu iddia edilmektedir.
Devlet kontrolünde olmak kaydıyla, Afganistan'dan ve diğer komşu ülkelerden ailesinin geçimini sağlamak veya eğitim almak için gelenlere elbette bir şey söylemiyoruz! Ancak, ülkemize doldurulanların kontrolsüz bir şekilde geldiğine inanıyoruz. ABD'nin Afganistan'ı terk ettiği zaman, kendi ülkesine ve halkına ihanet eden binlerce paralı asker gruplar halinde İran üzerinden tırlarla ülkemize taşındıkları haberlerine dair aldığımız cevap hayır!
Ülkemize gelen başta Suriyeliler, İranlılar ve Iraklılar gibi kişilerin herhangi bir savaş durumunda ne yapacağını biliyor musunuz? Bilmemektedir. Bu durum, ülkemiz için ciddi bir güvenlik sorunu oluşturabilir. Örneğin, Allah korusun, ABD ile savaştığımızı düşünün; içerideki işbirlikçi kriptoların yanı sıra Afganistan'da ABD adına paralı askerlik yapmış ve kendi ülkesine ve vatandaşlarına karşı ihanet etmiş kişilerin ABD'nin yanında yer almayacağının garantisi var mı?
Suriye'den, İran'dan ve diğer ülkelerden ülkemize gelenlerin ne kadarının ülkemizin yanında yer alacağını biliyor musunuz? Tabii ki bilmiyoruz.
"Suriyeliler kardeşlerimiz, ne yani kucak açmasak mı?" Evet, doğru, kucak açmalıydık ve açtık. Ancak onlar ülkemize geçici olarak gelmişlerdi, değil mi? Neden hala ülkelerine dönmüyorlar? Öte yandan, Ümmet meselesi yapanlar, Muhacir haklarından bahsederken Ensar haklarından neden bahsetmiyorlar?
Ülkenin demografik yapısının bozulmasının sonuçlarını hesaplamak ve ırkçılık yapmadan doğru kararlar almak önemlidir. Herkes kendi evine, ülkesine ve şehrine yakışır şekilde davranmalıdır. Ayrıca, hep yazdık ve uyardık: "Suriye'nin boşaltılması" amacına hizmet etmemeliyiz! Suriye'nin boşaltılması, İsrail'e alan açmaktır.
Mülteci Bakanlığı kurulmalıdır. Bu mesele, kenarından köşesinden ele alınacak bir mesele değildir. Müdürlüklerle ve bakanlık köşelerinde çözülecek bir mesele de değildir. Bu mesele tam da BEKA meselesidir. Aklımızı başımıza almalıyız; bu ülkeyi yolda bulmadık! Hamasetle ve konjonktüre göre vatandaşın gazını alarak nereye kadar?
"Afganlılar olmazsa çoban bulamayız!" diyorlar. Bu doğru, köylerde çobanlık yapacak, çiftçilik yapacak insan kalmadı. Büyük şehirlere göç, tarımı ve hayvancılığı yok etmek üzeredir. Tedbir alınmalı, köye dönüş projeleri geliştirilmeli ve dönüşler teşvik edilmelidir. Meslek liseleri ve meslek yüksekokulları aracılığıyla gençler meslek sahibi yapılmalıdır. Aksi takdirde, Suriyeli, Afganlı, Afrikalı olmasa bile çalıştıracak işçi bulamayız sözü sürer gider! Bu sürdürülebilir bir durum değildir.
Yerli çalışan bulamamanın bir sebebi de pek çok işverenin YABANCI İŞÇİLERİ ADETA KARIN TOKLUĞUNA ÇALIŞTIRMESİDİR. Onlara köle muamelesi yapmaktadırlar. Peki, bu yabancı işçiler ülkelerine döndüklerinde ülkemiz hakkında nasıl konuşuyorlar sanıyorsunuz? Çalışan yabancı işçilere de, ülkemize de bu haksızlığı yapmaya kimsenin hakkı yok. İşsiz gençlerimiz de verilen ücretleri pek tabii beğenmiyorlar! Şimdi tabii ki, Suriyeli, Afganlı, Afrikalı olmazsa çalıştıracak işçi bulamazsınız!
Bu bizim milletimize yakışır bir durum değildir! "İşçinin hakkını alın teri kurumadan verin" diyen Peygamberin ümmetiyiz! Nerede vicdan? Nerede kul hakkı? Nerede insanlık? Nerede düzen? Nerede sistem? Durum çok ciddidir! Yabancılar meselesi, kucak açmayı ve yardımcı olmayı aşmıştır. Türkiye'de kaos çıkarmak isteyenler için uygun kitleler yaratmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye'nin demografik yapısını hızlı bir şekilde değiştirerek, yakın gelecekte ülke yönetiminde belirleyici konuma gelmeyi hedeflerler!
Milli meseleler, partiler üstü bir meseledir. Benim partim, senin partin yaklaşımını bir kenara bırakıp doğruya doğru, yanlışa yanlış demeliyiz. Yanlışa engel olmalı ve doğru işlere destek olmalıyız.
Vesselam
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN!..
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-uygurlar-sessizce-filistinliler-hunharca-katlediliyorlar-feryatlarini-kimse-duymuyor-989.html
Başka Türkiye Yok: Kilise Saldırısı ve Yabancılar Meselesi
17 Ocak 2017'de Reina adlı gece kulübünü kan gölüne çeviren saldırgan kimdi ve hangi ülke vatandaşıydı? Hatırladınız mı? 28 Ocak 2024'te kiliseye saldıranlar hangi ülke vatandaşları çıktı? Emniyet güçlerimiz, kilisede terör eylemi düzenleyenleri 24 saat içinde yakaladı. Tebrik ederiz.
Türkiye'yi terörize etmek ve kaos çıkarmak kimin işine yarar? Ülkelerin demografik yapısı kontrolsüz ve dengesiz değişime uğrarsa, terör, uyuşturucu ve yasa dışı faaliyetlere zemin hazırlanır; huzur ortamı bozulur. Allah korusun, kaos hakim olabilir!
Türkiye, yol geçen hanı değildir! Suriye'den, Irak'tan, İran'dan, Mısır'dan, Sudan'dan, Ukrayna'dan, adını bilmediğimiz Afrika ülkelerinden, Yemen'den, Afganistan'dan hatta Ermenistan'dan ülkemize gelip burada çalışan, yerleşen ve hatta evlenip çoluk çocuğa karışan yabancı nüfus ne kadardır? Bilmiyoruz. Aynı şekilde, Türkiye'ye gelip yerleşmiş ve iş yeri açmış komşu ülkelerden gelen nüfusun ne kadar olduğunu da bilmiyoruz. Bu rakamın 8 ila 10 milyon civarında olduğu iddia edilmektedir.
Devlet kontrolünde olmak kaydıyla, Afganistan'dan ve diğer komşu ülkelerden ailesinin geçimini sağlamak veya eğitim almak için gelenlere elbette bir şey söylemiyoruz! Ancak, ülkemize doldurulanların kontrolsüz bir şekilde geldiğine inanıyoruz. ABD'nin Afganistan'ı terk ettiği zaman, kendi ülkesine ve halkına ihanet eden binlerce paralı asker gruplar halinde İran üzerinden tırlarla ülkemize taşındıkları haberlerine dair aldığımız cevap hayır!
Ülkemize gelen başta Suriyeliler, İranlılar ve Iraklılar gibi kişilerin herhangi bir savaş durumunda ne yapacağını biliyor musunuz? Bilmemektedir. Bu durum, ülkemiz için ciddi bir güvenlik sorunu oluşturabilir. Örneğin, Allah korusun, ABD ile savaştığımızı düşünün; içerideki işbirlikçi kriptoların yanı sıra Afganistan'da ABD adına paralı askerlik yapmış ve kendi ülkesine ve vatandaşlarına karşı ihanet etmiş kişilerin ABD'nin yanında yer almayacağının garantisi var mı?
Suriye'den, İran'dan ve diğer ülkelerden ülkemize gelenlerin ne kadarının ülkemizin yanında yer alacağını biliyor musunuz? Tabii ki bilmiyoruz.
"Suriyeliler kardeşlerimiz, ne yani kucak açmasak mı?" Evet, doğru, kucak açmalıydık ve açtık. Ancak onlar ülkemize geçici olarak gelmişlerdi, değil mi? Neden hala ülkelerine dönmüyorlar? Öte yandan, Ümmet meselesi yapanlar, Muhacir haklarından bahsederken Ensar haklarından neden bahsetmiyorlar?
Ülkenin demografik yapısının bozulmasının sonuçlarını hesaplamak ve ırkçılık yapmadan doğru kararlar almak önemlidir. Herkes kendi evine, ülkesine ve şehrine yakışır şekilde davranmalıdır. Ayrıca, hep yazdık ve uyardık: "Suriye'nin boşaltılması" amacına hizmet etmemeliyiz! Suriye'nin boşaltılması, İsrail'e alan açmaktır.
Mülteci Bakanlığı kurulmalıdır. Bu mesele, kenarından köşesinden ele alınacak bir mesele değildir. Müdürlüklerle ve bakanlık köşelerinde çözülecek bir mesele de değildir. Bu mesele tam da BEKA meselesidir. Aklımızı başımıza almalıyız; bu ülkeyi yolda bulmadık! Hamasetle ve konjonktüre göre vatandaşın gazını alarak nereye kadar?
"Afganlılar olmazsa çoban bulamayız!" diyorlar. Bu doğru, köylerde çobanlık yapacak, çiftçilik yapacak insan kalmadı. Büyük şehirlere göç, tarımı ve hayvancılığı yok etmek üzeredir. Tedbir alınmalı, köye dönüş projeleri geliştirilmeli ve dönüşler teşvik edilmelidir. Meslek liseleri ve meslek yüksekokulları aracılığıyla gençler meslek sahibi yapılmalıdır. Aksi takdirde, Suriyeli, Afganlı, Afrikalı olmasa bile çalıştıracak işçi bulamayız sözü sürer gider! Bu sürdürülebilir bir durum değildir.
Yerli çalışan bulamamanın bir sebebi de pek çok işverenin YABANCI İŞÇİLERİ ADETA KARIN TOKLUĞUNA ÇALIŞTIRMESİDİR. Onlara köle muamelesi yapmaktadırlar. Peki, bu yabancı işçiler ülkelerine döndüklerinde ülkemiz hakkında nasıl konuşuyorlar sanıyorsunuz? Çalışan yabancı işçilere de, ülkemize de bu haksızlığı yapmaya kimsenin hakkı yok. İşsiz gençlerimiz de verilen ücretleri pek tabii beğenmiyorlar! Şimdi tabii ki, Suriyeli, Afganlı, Afrikalı olmazsa çalıştıracak işçi bulamazsınız!
Bu bizim milletimize yakışır bir durum değildir! "İşçinin hakkını alın teri kurumadan verin" diyen Peygamberin ümmetiyiz! Nerede vicdan? Nerede kul hakkı? Nerede insanlık? Nerede düzen? Nerede sistem? Durum çok ciddidir! Yabancılar meselesi, kucak açmayı ve yardımcı olmayı aşmıştır. Türkiye'de kaos çıkarmak isteyenler için uygun kitleler yaratmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye'nin demografik yapısını hızlı bir şekilde değiştirerek, yakın gelecekte ülke yönetiminde belirleyici konuma gelmeyi hedeflerler!
Milli meseleler, partiler üstü bir meseledir. Benim partim, senin partin yaklaşımını bir kenara bırakıp doğruya doğru, yanlışa yanlış demeliyiz. Yanlışa engel olmalı ve doğru işlere destek olmalıyız.
Vesselam
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN!..
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-uygurlar-sessizce-filistinliler-hunharca-katlediliyorlar-feryatlarini-kimse-duymuyor-989.html