Reklamı Geç
HABER DETAY
AİLEYE DARBEYE DURDE YOKSA DARBELERİ ENGELLEYEMEYİZ! AİLE KAN KAYBEDİYOR!
"Aile konusunda bıçak kemiğe dayandı." diyen Türkiye Aile Birliği Başkanı Adem Çevik: "Tek sorun İstanbul Sözleşmesi, Lanzarote, CEDAW değil. Kibriti gözümüze çok yaklaştırınca arkasında bir ormanı kaybediyoruz. Bunlar yokken de aile de sorun vardı. Çözüm diye getirilenler daha önceki dönemi aratır hale geldi. Basın da sorunlu, yerel yönetimler de, sadece siyaset, bürokrasi ve mevzuat değil. Okul da sorunlu, eğitim de. Medyada Sivil toplumda. Sentetik et, geni ile oynanmış tohumlar, ilaç, gıda, sinema, sanat Şeytan “topyekûn saldırıya geçti” sanki. CHP’li belediyeler LGBT’ye çalışıyor, AK Partili Türkiye Belediyeler Birliği başkanı da diğer belediyelere bu yönde çağrılar yapıyor. Öte yandan “çekildik” dediğimiz sözleşmenin bütün hükümleri, yasalarda mündemiç." dedi ve önemli açıklamalarda bulundu. Adem Çevik'in basın açıklamasının tamamı şöyle!..
27 Mayıs 2022 - Cuma 09:27
YAŞAM

Türkiye Aile Birliği Başkanı Âdem Çevik:

AİLEYE DARBEYE DURDE YOKSA DARBELERİ ENGELLEYEMEYİZ! AİLE KAN KAYBEDİYOR!
 

Aile konusunda bıçak kemiğe dayandı. Tek sorun İstanbul Sözleşmesi, Lanzarote, CEDAW değil. Kibriti gözümüze çok yaklaştırınca arkasında bir ormanı kaybediyoruz. Bunlar yokken de aile de sorun vardı. Çözüm diye getirilenler daha önceki dönemi aratır hale geldi. Basın da sorunlu, yerel yönetimler de, sadece siyaset, bürokrasi ve mevzuat değil. Okul da sorunlu, eğitim de. Medyada Sivil toplumda. Sentetik et, geni ile oynanmış tohumlar, ilaç, gıda, sinema, sanat Şeytan “topyekûn saldırıya geçti” sanki. CHP’li belediyeler LGBT’ye çalışıyor, AK Partili Türkiye Belediyeler Birliği başkanı da diğer belediyelere bu yönde çağrılar yapıyor. Öte yandan “çekildik” dediğimiz sözleşmenin bütün hükümleri, yasalarda mündemiç.


Evet, İstanbul sözleşmesi Lanzarote ya da CEDAW önemsiz değil, ya da bunların sebep olduğu yakınma sebebi olan sorunlara çözüm arayışından da vazgeçmedik. Ama bu sözleşmeler kalksa, bu yakınmalar giderilse bile sorun çözülmüş olmayacak. Bu bir ahlak sorunudur. Ahlak dibe vurdu. Fuhuş, kumar, uyuşturucu köşe başlarını tutmuş vaziyette. Evet “def-i mazarrat celb-i menafiden evladır” ancak kalıcı çözüm ondan ibaret değil. “La İlahe” demeye devam edeceğiz bize ilahlık ve Rablik taslayarak, sureti haktan gözükerek “ıslah edici” olduklarını söyleyen bozgunculara karşı mücadelemiz sürecek. Fakat öte yandan kendimize de bir çeki düzen vermemiz gerek. Biz “alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz” bu konuda bütün insanlık için örnek olmamız gerek. Biz aileyi “Allah’ın emri ve peygamberin gavli” üzerine kurduğumuzu söylüyoruz ama bu emir ve sözlerin ne olduğunu bilmiyoruz ve bunlara uymuyoruz. O zaman o evlilikte Allah’ın rahmet ve bereketi olmaz. Allah’ın gazabı gelir. Ve bugün olan bu.


Aile dağılıyor. Nüfus geriliyor. Gençler evlenmiyor, evlilik dışı birlikteliği seçiyorlar. Evlilik yaşı çok yükseldi. Kısa sürede mahkemelik olup boşanmaya çalışıyorlar. Devem eden evliliklerde mutluluk çok düşük seviyede.


Dilipak’ın yazısını okudum. Bir özeleştiri aynı zamanda. “La ilahe” derken, yani bu sözleşmelere karşı çıkarken sesimizi yükseltiyoruz, ama “İllallah” derken, yani kendi hayatımızı İslam’ın öngördüğü kurallara göre yaşamak konusunda sesimiz ve gayretimiz çok cılız. İslam’ı hep başkalarına tavsiye ediyoruz ama kendimize gelince susuyoruz. Laf ile aleme nizamat verirken, kendi hanemizde olanlar çok da güzel şeyler değil. Oysa bizim kendimizi dönüştürmemiz ve insanlara güzel örnek olmamız gerek. Dün İslam aile hukuku Mecelle yazarı Ahmet Cevdet paşayı fatih Camii'nde mezarı başında andık torunu Katolik oldu. Fatma Aliye Hanım bütün servetini çocuğunu kurtarmak için harcadı. Bugün zulme karşı dilsiz şeytanlık yalanlar ateş kendisine dokununca yangına bir kova taşıyan kurtarıcı bulmak istiyorlarsa önce Aile şiarıyla hareket edenlerle elbirliği yapmaya davet ediyoruz.


Kadın’dan ya da erkek ’ten yana olmak değil mesela, Hak’tan yana olmakta. Bu ölçüyü bir türlü tutturamadık maalesef. Önce kendi nefsimizi hesaba çekmemiz gerek ki insanlar bize bakıp, bizdeki zaafı dinin zaafı olarak görmesinler. Ortalıkta dolaşan belediyelerin ve Üniversitelerin yaz şenlikleri, siyaset, bürokrasi ve sermaye çevreleri arasındaki, mediaya düşen, şüyuu vukuundan beter iffetsizlik ve ahlaksızlık örneği edepsizlikler, her şeyi siyasetten bekleyen cemaat ve sivil toplumla bir yere gidemediğimiz ortada. Birilerinin din, ahlak ve gelenekten hatta cinsiyetten, dolayısı ile bireylerden oluşan ailesiz Cinsiyetsiz ahlaksız bir toplum hayali var ve siyasiler bu hedefe doğru oy birliği ile ilerliyorlar. Çare önce Aile önce AHLAK SEFERBERLİGİ. Sineklerle dönmelerle sapıklara SABETAYist Kabalacı pakradinlerle mücadele yerine bataklığı kurutalım.


Bu konuda hem kendi içimizdeki engeller ve global tehditler karşısında ilk savunma hattının aile olması gerektiğini bu vesile ile bir kere daha belirtmek istiyoruz. 27mayis 1935'de ailece cumaya gidilemesin diye cuma tatilini pazar yaptılar. Toplumsal Cinsiyet maskesiyle ahlaksızlık ve dar ecirlerle mücadele edemeyiz. Zaten savaş düşmana benzeyince kaybedilir. Ömer Halisdemir ve Çerkez Hasan gibi mücahid yetiştirmiş için materyalist Kemalist deist eğitim sistemi yerine önce ahlak ve maneviyat terbiyesi önceliğimiz olmalı. Devlet başkanımız Abdülaziz’i ve katillerini öldüren Çerkez Hasan'ı anmak anlamak ve dua için 30 Mayıs saat:12'de Abdülhamit/Abdülaziz/2.Mahmut kabrindeyiz 15/16 Haziran Dünya Ezan Bayramı Haftası 1400.yıl faaliyetleri çerçevesinde saat:21'de yeniden diriliş nesli aynı anda ezan okuyacağız

 

 

 

 

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.